Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2021/901 E. 2023/2487 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/901
KARAR NO: 2023/2487
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2020
NUMARASI: 2020/250 Esas – 2020/673 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen davanın yapılan yargılaması neticesinde verilen karara ilişkin davalı vekilince süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine, istinaf dilekçesinin esasa kaydı sonrası dosya içerisindeki bütün belge, bilgi ve kağıtlar okundu.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Dava; davacı ile dava dışı bayi arasında akdedilen Kira Sözleşmesi, Bayilik Sözleşmesi ve Satış Yeri Çerçeve Protokolü kapsamında, akaryakıt istasyonu olarak kullanılan gayrimenkulün dava dışı bayi … tarafından hukuka aykırı olarak davalı … Petrol’e devredilmesi iddiasına bağlı olarak tapuya şerh verilen kira sözleşmesinin, davacı yanca haklı nedene dayanarak erken fesih edilmesi neticesinde doğan ve peşin ödenen kira bedelinin işlememiş döneme tekabül eden kısmının gayrimenkulü iktisap eden ve kiraya verenin yükümlülüklerini üstlenen davalı yandan tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı isteminden ibarettir. Davalı cevap dilekçesinde ; Tapuda Kocaeli ili, Çayırova ilçesi, … mahallesi … ada, … parselde kayıtlı taşınmazın müvekkili tarafından satın alındığını, müvekkili ile davacı arasında akdi bir ilişkinin söz konusu olmadığını, taşınmazın devralınmasından önce davacı ve önceki malik arasındaki sözleşmelerin sonlandırıldığını, davacı tarafından kira sözleşmesinin ifası imkanı kalmadığı iddiası ile kira sözleşmesinin kendisi tarafından tek taraflı feshedilerek, dava dışı eski malike ödenen kira bedelinin kullanılmayan döneminin müvekkil şirketten iadesinin istendiğini, davacı şirket tarafından dava konusu istasyonda davacının markası altında yürütüldüğü iddia edilin bayilik faaliyeti ve bunun sonlandırılması iddialarının muhatabının müvekkilinin olmadığını, söz konusu sözleşmenin sonlanması akabinde taşınmazın müvekkil şirket tarafından satın alındığından bahisle haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali davasının reddine, karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce; “Davacı ile dava dışı … arasında düzenlenen 04/10/2011 tarihli bayilik ve kira sözleşmesi kapsamında sözleşmeye konu petrol istasyonunun bulunduğu taşınmazın kullanım ve işletim hakkının davacı şirkete anılı sözleşme ile verildiği, sözleşmenin tapuya şerh düşüldüğü ve kira bedelinin peşin ödendiği, daha sonra dava dışı şirket tarafından dava konusu istasyonun davalı şirkete tapuda devredildiği, davalı şirketin tapuda şerh ile birlikte sözleşmeye konu istasyonu (taşınmazı) devraldığı, bu nedenle yukarıdaki açıklamalar ışığında sözleşmeden kaynaklanan edimlerden sorumlu hale geldiği açık olup, dava dışı ve davalı şirketlerin dava konusu tapuya şerh verilmiş 04/10/2011 tarihli bayilik ve kira sözleşmesindeki sözleşmeye konu petrol istasyonunu (taşınmazı) kira süresince kullandırma yükümlülüklerini yerine getirmeyerek sözleşmeden kaynaklanan asli edimlerini ifa etmemelerinden dolayı davacı şirket tarafından sözleşmenin haklı feshedildiği sabit olup, sözleşmenin 3.5 maddesindeki düzenleme gereği sözleşme başında peşin ödenen kira bedelinin, kullanılmayan kısmına tekabül eden kira bedeli ve faizini (libor+5) geri istemekte haklı olması ve sözleşmedeki şart gereği tapuda şerhle birlikte devralan davalının sözleşmeden sorumlu olması ayrıca bu durumun dosya kapsamında bulunan 13/03/2019 tarihli protokol ile de davalının kabulünde olması nedeniyle talep edilen kullanılmayan kısma tekabül eden kira bedeli ve faizini (libor+5) davalının ödemekle yükümlü olduğu anlaşıldığından dolayı, düzenlenen bilirkişi heyet raporununda alacağın varlığı yönünden tespitler mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın takibe konu sözleşmeden kaynaklı 182.009,22-$(USD) kullanılmayan dönem kira bedelinin iadesi alacağı ve 42.760,29-$(USD) faiz alacağına ilişkin düzenlenen faturalardan dolayı davalıdan alacaklı olduğu, bilirkişi heyet raporunda işlemiş faiz alacağı hesabı takip tarihine kadar yapılması gerekirken hatalı şekilde dava tarihine kadar yapılmış ise de davanın açılış tarihi ile geçirdiği süreç de göz önüne alınarak yargılamanın daha fazla uzamasına sebebiyet vermemek adına basit hesap ile faiz tespiti yapılması mümkün olduğundan bu hususta ek rapor alınmamış, 182.009,22-$(USD) kullanılmayan dönem kira bedelinin iadesi alacağı (asıl alacak) üzerinden bu alacağın doğduğu tarih olan 20/02/2015 (fatura tarihi)’den takip tarihi olan 10/04/2015 tarihine kadar sözleşmede belirlenen (libor+5) yıllık %5,88 işlemiş faiz alacağının 1.436,73-$(USD) olduğu bu miktarın kullanılmayan süreye tekabül eden bedelin faizi olan 42.760,29-$(USD) ilavesiyle toplam işlemiş faiz alacağının 44.197,02-$(USD) olduğu ancak takip talebinde daha azı olan 44.195,79-$(USD) faiz talep edilmesi nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip tarihi itibariyle 182.009,22-$(USD) asıl alacak ve taleple bağlı kalınarak 44.195,79-$(USD) işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 226.205,01-$(USD) alacaklı olması nedeniyle davacı tarafça başlatılan icra takibine borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin belirtilen miktarlar yönünden takip talebinde belirtilen koşullar üzerinden kaldığı yerden devamına, ayrıca alacağın likit ve takibe itirazın haksız olması nedeniyle asıl alacağın(182.009,22-$(USD)x2,78-TL=505,985,63-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine…” gerekçesi ile, “Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile; Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yönelik borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin belirtilen miktarlar yönünden takip talebinde belirtilen koşullar üzerinden kaldığı yerden devamına, Asıl alacağın (182.009,22-$(USD)x2,78-TL=505,985,63-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine…” şeklinde hüküm tesis edilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan raporda tam tersine kira sözleşmenin feshedildiği hususunun isabetli olmadığının tespit edildiğini, akaryakıt sektör bilirkişisinden sözleşmenin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği hususlarının araştırılması taleplerinin incelenmediğini ancak akaryakıt sektöründe kira sözleşmeleri bayilik ilişkilerinin teminatı olarak akdedilmekte olup rekabet mevzuatı ve özel hukuk çerçevesinde birleşik (bağlantılı) sözleşmeler olarak değerlendirildiğini dolayısıyla bayilik sözleşmesini önceki malike karşı sona erdiren davacının bu bayilik ilişkisine muhatap olmayan davalı şirkete karşı yeni malik olması nedeniyle kira sözleşmesinin muhatabı sayması karşısında bu kapsamda bayilik hakkı da teklif etmesi gerektiği zira bu teklif edilmeden doğrudan kiranın feshi ile hukuken bir talepte bulunması imkanının bulunmadığını, davacının iddia ettiği kira sözleşmesinin ifasının imkansızlığının şirketin taşınmazı satın almasından öncesinde meydana geldiği ve bu nedenle de şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacının haklı nedenle sözleşmeleri feshettiği iddialarının da davalı şirket açısından bağlayıcılık arzetmediğini, zira davalının bu hususta kusuru ya da eyleminden bahsedilemeyeceğini, davacı kira sözleşmesini ifa imkansızlığı iddiası ile feshettiğini açıklamış olup davacının fesih nedeniyle bağlı olduğu aşikar olup dava sırasında fesih sebebinin değiştirilmesi ya da genişletilmesinin mümkün olmayacağını, tapuya şerhli kira sözleşmesi mevcut iken davacının GSM Ruhsatı ve EPDK lisansı çıkarması imkanı hukuken bulunmakta olup bu nedenle feshe gerekçe olarak gösterilen ifa imkansızlığının söz konusu bulunmadığını, geçerli ve yürürlükte bir kira sözleşmesinin varlığının kabulü halinde ilgili mevzuat uyarınca davacının her ne sebeple olursa olsun tek taraflı olarak kira sözleşmesi süresinden önce hukuken feshetme imkanı bulunmadığından davanın bu nedenle de reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının iddia ettiği gibi bir tecavüz halinde men’i müdahale/ tahliye davası açmaksızın ifa imkansızlığı iddiası ile kira sözleşmesinin fesheden davacı şirketin kira bedellerinin iadesini talep edemeyeceğini, kira bedeli kendisine ödenmeyen davalı şirketin bu nedenle herhangi bir sebepsiz bir zenginleşmesi de söz konusu olmadığından iadeden sorumlu olmayacağını, bilirkişi raporunda faizli tutarının ana para olarak gösterildiği ve hatalı inceleme yapıldığı ve faize faiz işletildiğini, tüm bu sebeplerle kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf sebeplerinin değerlendirilmesi; Akaryakıt istasyonu olarak kullanılan gayrimenkulün dava dışı bayi … tarafından hukuka aykırı olarak davalı … Petrol’e devredilmesi iddiasına bağlı olarak tapuya şerh verilen kira sözleşmesinin, davacı yanca haklı nedene dayanarak erken fesih edilmesi neticesinde doğan ve peşin ödenen kira bedelinin işlememiş döneme tekabül eden kısmının gayrimenkulü iktisap eden ve kiraya verenin yükümlülüklerini üstlenen davalı yandan tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin eldeki davada, yerel mahkeme tarafından az yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş, karara yönelik olarak, davalı yanca yine az yukarıda yazılı sebeplere dayanarak İstinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı yanın, kira sözleşmenin feshedildiği hususunun isabetli olmadığı ve kira bedeli kendisine ödenmeyen müvekkili şirketin bu nedenle herhangi bir sebepsiz bir zenginleşmesinin de söz konusu olmadığı ve bu nedenle de iadeden sorumlu olması imkanı bulunmadığı yönündeki İstinaf istemleri yönünden; Somut olayda, tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı şirket ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında, 04.10.2011 tarihinde ilgili taşınmazın kiralanması için kira sözleşmesi ve aynı zamanda davacı ….’nin bayiliğini yapmak üzere Bayilik Anlaşması imzalandığı, 04.10.2011 tarihli kira sözleşmesinin 2. Maddesinde, kira süresinin taşınmazın tapuya şerhinden başlayarak 4 yıl 6 ay olarak ve peşin kira bedelinin de 4 yıl 6 aylık süre için toplam; 695.000.00-USD olarak belirlendiği, 4 yıl 6 aylık süre boyunca, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının …. de olduğu, fakat dava dışı bayi … Tek. İnş. Ve Tic, Ltd. Şti.’nin Gebze … Noterliği vasıtasıyla davacıya gönderdiği 07.01.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde, ticari faaliyetlerinin akaryakıt istasyonunun satışı sebebiyle son bulduğu, bu sebeple kurumsal kimliklerin iade alınması gerektiği, aksi takdirde hiçbir sorumluluk kabul etmeyeceklerinin ihtar edildiği, dava dışı bayi … İnş. Ve Tic. Ltd. Şli. tarafından davalı ….’ye satışı gerçekleştirilen mucurun, … adına tapuda kayıtlı olan şerh ile satıldığı, bu haliyle de davacı ile dava dışı bayi arasında kurulan akaryakıt satışına dayalı Kira Sözleşmesi, Bayilik Sözleşmesi, Satış Yeri Çerçeve Protokolü ile belirlenen sözleşmesel ilişkinin, 07.04.2016 tarihine kadar sürmesi beklenirken 07.01.2015 tarihinde …Akaryakıtın davalı yana satış işlemini gerçekleştirmesi ile son bulduğu, 07.04.2016 tarihine kadar mecurun kullanım hakkına sahip olan ve mucuru akaryakıt bayi için kullanmak isteyen davacının, bu tarihten önce bayi tarafından taşınmazın satışı nedeniyle bayi ile kurduğu ticari ilişkiyi ifa edemediği, daha sonrasında bayilik faaliyetini …. adına sürdürmek amacıyla, Kadıköy … Noterliği’nin 29.01.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile GSM ruhsat devrini talep etmesine rağmen devrin, dava dışı bayi … tarafından … Petrollerine yapılmaması ve lisans problemleri nedeniyle faaliyete geçemediği, ilgili ruhsat ve lisansların devri olmadan da dava konusu mucurda ….’nin akaryakıt bayiliği yapmasının olanaksız olduğu, Ayrıca EPDK kayıtları incelendiğinde de, dava dışı bayi … Akaryakıtın, ilgili mecur üzerindeki bayilik faaliyetini 22.01.2015 tarihinde … numaralı bayilik lisansını iptal ettirerek sonlandırdığı, sonlandırma gerekçesinde ise; “Tesisin …. unvanlı muhataba devri nedeni ile lisans sahihinin isteği üzerine 22.01.2015 tarihli … sayılı kararla sonlandırılmıştır” şeklinde ifadenin yer aldığı, aynı tarihte yani 22.01.2015 tarihinde … Petrol tarafından … sayılı bayilik lisansı alındığı, bu haliyle de; davacı ile dava dışı bayi arasında akdedilen, Kira Sözleşmesi, Bayilik Sözleşmesi ve Satış Yeri Çerçeve Protokolünün, belirtilen mucurda akaryakıt satışı için imza altına alınan bağlı sözleşmeler olup, 07.01.2015 tarihinde dava dışı bayi … Akaryakıt tarafından Gebze … Noterliği … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı … Petrollerinin kurumsal kimliklerinin alınması yönünde talep olunan irade açıklamasının, … Petrollerinin belirlenen alanda faaliyetini sona erdirdiği ve bu halin de; davacı ile dava dışı bayi arasında akdedilen kira sözleşmesinin 8. Maddesinde yer alan; “a-Kismen veya tamamen yakıt ikmalinin yapılamaması, b-Mecurun kullanım amacinı teşkil eden akaryakıt satışı ve servis faaliyetlerinin gerçekleştirilememesi, c-Bu kabil ticaretin devamına mani herhangi bir halin zuhur etmesi veya d-İşbu sözleşmenin kurulduğu tarihteki koşulların … yönünden anlaşmanın devamını engelleyecek niteliğe ulaşması” şeklindeki düzenlemeler kapsamında, davacı yanın sözleşmeyi haklı nedenlerle tek taraflı olarak fesih hakkı sonucunu doğurduğu ve sonuç olarak da; dava konusu mecuru satın alan davalının, tapu kayıtlarındaki davacı yan lehine olan şerhi bilerek ve görerek taşınmazı satın almış olması nedeniyle, gerek Türk Borçlar Kanunu’nun 311. Maddesi ve gerek se Türk Medeni Kanunu’nun 1009/2. Maddesi gereğince davacı ile dava dışı bayi arasında akdedilen sözleşme hükümlerinin Kira ile ilgili kısmından aynen devir eden kişi gibi sorumlu olduğu, eş söyleyişle 07.10.2011 tarihinde tapuya şerh edilip, dava tarihi olan 31.07.2015 tarihinden önce 30.03.2015 tarihinde davacı yanca tapudan terkin edilen 04.10.2011 tarihli kira sözleşmesi hükümlerinin, davalı yeni maliki de bağlayacağı ve bu nedenle de yeni malikin yani davalının, davacı yanca bayilik ve bağlı sözleşmelerden olan kira sözleşmesinin de haklı nedenle feshedilmesi ve yine davalı yanın imzasını inkar etmediği 13.03.2019 tarihli Protokol’ün 2.1. Maddesi kapsamında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki asıl alacak tutarı olan 182.010,00-USD’yi gayri kabili rücu, beyan, kabul ve taahhüt etmiş olması nedeniyle davalının, sözleşmelerde belirtilen ve yerel mahkemece hükme esas alınan ve dairemizce de hüküm kurmaya elverişli ve ayrıntılı olduğu olduğu anlaşılan bilirkişi heyeti raporu ile tespit edilen işlememiş süreye ilişkin kira bedelinden sorumlu olduğu ve bu haliyle de davalı vekilinin, kira sözleşmenin feshedildiği hususunun isabetli olmadığı ve kira bedeli kendisine ödenmeyen müvekkili şirketin bu nedenle herhangi bir sebepsiz bir zenginleşmesinin de söz konusu olmadığı ve bu nedenle de iadeden sorumlu olması imkanı bulunmadığı yönündeki İstinaf istemlerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davalı yanın iş bu yöndeki istinaf istemlerinin ayrı ayrı reddine; Davalı yanın faize ilişkin istinaf istemi yönünden ise; Yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararda; “… bilirkişi heyet raporunda işlemiş faiz alacağı hesabı takip tarihine kadar yapılması gerekirken hatalı şekilde dava tarihine kadar yapılmış ise de davanın açılış tarihi ile geçirdiği süreç de göz önüne alınarak yargılamanın daha fazla uzamasına sebebiyet vermemek adına basit hesap ile faiz tespiti yapılması mümkün olduğundan bu hususta ek rapor alınmamış, 182.009,22-$(USD) kullanılmayan dönem kira bedelinin iadesi alacağı (asıl alacak) üzerinden bu alacağın doğduğu tarih olan 20/02/2015 (fatura tarihi)’den takip tarihi olan 10/04/2015 tarihine kadar sözleşmede belirlenen (libor+5) yıllık %5,88 işlemiş faiz alacağının 1.436,73-$(USD) olduğu bu miktarın kullanılmayan süreye tekabül eden bedelin faizi olan 42.760,29-$(USD) ilavesiyle toplam işlemiş faiz alacağının 44.197,02-$(USD) olduğu ancak takip talebinde daha azı olan 44.195,79-$(USD) faiz talep edilmesi nedeniyle…” şeklinde tespit yapılmak suretiyle faize hükmedilmiş ise de, dava konusu alacağın mahiyeti gereği kesin vadeli bir alacak olmadığı gibi, taraflar arasında da ödeme hususunda herhangi bir vade kararlaştırılmadığı, bu kapsamda da davalı yanın ancak usulüne uygun temerrüt ihtarı ile temerrüte düşeceği, bunun da somut olayda en erken davacı yanca davalı ile dava dışı şirketlere gönderilen ve davalı yana 26/02/2015 tarihinde tebliğ edilen, Bakırköy … Noterliği’nin 25/02/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile verilen 3 günlük ödeme süresinin sonunu takip eden 02/03/2015 tarihi olduğu ve bu tarih itibariyle sözleşmede belirlenen (libor+5) yıllık %5,88 işlemiş faiz alacağının da 1.159,40-USD olduğu (Faiz başlangıç:02.03.2015, Bitiş tarihi:10.04.2015, Faize esas gün sayısı: 39, Faize esas oran:5,88, işlemiş toplam faiz miktarı: 1.159,40-USD) anlaşıldığından, davalı yanın faize ilişkin istinaf isteminin hesaplanan faiz miktarı bakımından kabulüne, hükmün HMK 353-1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, takip öncesi faiz miktarının, 1.159,40-USD sözleşmede belirlenen (libor+5) yıllık %5,88 işlemiş faiz alacağının, bu miktarın kullanılmayan süreye tekabül eden bedelin faizi olan 42.760,29-USD ilavesiyle toplam; 43.919,69-USD olduğunun tespitine ve takibin 182.009,22-USD asıl alacak ve 43.919,69-USD faiz olmak üzere toplam 225.928,91-USD üzerinden takip talepnamesindeki şartlarla devamına ve ayrıca asıl alacağın %20’si oranında hükmedilen icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesi şeklinde hüküm kurulması gerektiği kanaatine oy birliği ile varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A.Davalının İstinaf Başvurusu Yönünden; 1.Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK 353/1-b-2 maddesi gereği, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2020 tarihli ve 2020/250 Esas 2020/673 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Davalının yatırdığı 10.694,18 TL ve 59,30 TL’nin talep halinde iadesine, 4.İstinaf masraflarının nihai hükümde nazara alınmasına, B.Davanın Esası Yönünden; 1.Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı borçlunun, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yönelik İTİRAZININ KISMAN İPTALİNE, takibin 182.009,22-USD asıl alacak ve 43.919,69-USD faiz olmak üzere toplam 225.928,91-USD üzerinden, takip talepnamesindeki şartlarla aynen devamına; -Fazlaya ilişkin istemin reddine, -Asıl alacağın (182.009,22-USD), takip tarihindeki kur değeri olan 505.985,63-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 2.Alınması gereken 42.961,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 8.259,76 TL harçtan mahsubu ile bakiye 34.701,64‬ TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3.Davacının yatırdığı 8.259,76 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4.Aleyhe bozma yasağı kapsamında, davacı yan davada kendisini vekil ile temsil etmiş olmakla, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. md uyarınca hesaplanan 48.534,34-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5.Davalı yan davada kendisini vekil ile temsil etmiş olmakla, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. md uyarınca hesaplanan 768,58-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5.Davacının yaptığı 2.100,30 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranı üzerinden hesaplanan 2.097,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, Dair, gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere HMK 361/1 maddesi gereğince temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi.