Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2021/701 E. 2021/680 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/701
KARAR NO : 2021/680
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/39 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin tarihli ve 2021/39 Esas sayılı dosyasında verilen karar; davacılar vekilinin istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket adına kayıtlı ve inanç sözleşmesine konu … plakalı araç üzerine yahut davalı şirket adına kayıtlı olan dava konusu değeri karşılar başka araç veya araçlar üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulması talep ettiği davalı şirketin halihazırda araçlarını satmakta ve mal kaçırmakta olduğunu, bu nedenle davalı şirket adına kayıtlı ve inanç sözleşmesine konu … plakalı araç üzerine yahut davalı şirket adına kayıtlı olan dava konusu değeri karşılar başka araç veya araçlar üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir taleplerinin reddedilmesinin yerinde bir karar olmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan whatsapp konuşmaları, ticari kredi ödeme planı ve davalı şirket tarafından araç satışına dair belgeyle davalı şirketle müvekkilleri arasında bir inanç sözleşmesinin var olduğunun ve kredinin ve araç cezalarının müvekkili tarafından ödendiğinin ispatı olduğunu, davalı şirketin müvekkillerine kredi sağlamak amacıyla bir iyilik yaptığını beyan ettiği, taraflar arasında bir inanç sözleşmesi bulunmasına rağmen aracı iade etmediği ve hali hazırda araçlarını satarak müvekkillerini zor durumda bıraktığını, tüm bu hususlar dikkate alınarak mahkemenin tedbir talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, taraflar arasında akdedildiği iddia edilen inanç sözleşmesine bağlı alacağa ilişkin itirazın iptali davasıdır.Dava, 474.572,00 TL alacağa ilişkin olup, dava dilekçesinde davacı tarafça davalı şirket üzerine kayıtlı bir inanç sözleşmesine konu olan … plakalı araç üzerine yahut davalı şirket adına kayıtlı olan ve dava konusu değeri karşılar başkaca araç veya araçlar üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. HMK 389. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü düzenlemiştir. HMK.’nun 390. Maddesinde de yaklaşık ispat kuralının oluştuğu hallerde tedbir kararı verilebileceği, HMK.’nun 392. Maddesinde ise ihtiyati tedbirde teminat gösterilmesine ilişkin düzenleme bulunmaktadır. HMK’nın ihtiyati tedbiri düzenleyen hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davanın alacak davası olması, tedbire konu edilen menkul niteliğindeki araçların dava konusu olmaması dikkate alındığından, ihtiyati tedbirin koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, her ne kadar ihtiyati tedbirin reddi yönünde karar verilmiş ise de, red kararının gerekçesinin alacağın varlığı ve miktarının yapılacak yargılama sonucunda belli olacağı şeklinde yazılmış olmasının kanunun düzenleniş amacına uygun olmadığı barizdir. Bu sebeple, her ne kadar ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünde karar verilmiş ise de, gerekçesindeki yasaya aykırılık durumu bir eleştiri mahiyetinde karara derç edilmiştir.İlk derece mahkemesince verilen istinaf incelemesine konu kararda; toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya münderacatı değerlendirildiğinde, yanlar arasındaki uyuşmazlığın doğru olarak nitelendirildiği, usule- maddi hukuka ilişkin kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, gerektirici nedenlere ve delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve esas yönünden hukuka uygun karara ilişkin; davacıların yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacıların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken harçlar alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 08/04/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.