Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2021/552 E. 2021/506 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/552
KARAR NO: 2021/506
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2020
NUMARASI: 2019/510 Esas 2020/486 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden
Kaynaklanan)
BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 23/09/2020 tarihli ve 2019/510 2020/486 sayılı dosyasında verilen karar; katılma yolu ile davacı, davalı … vekili ve davalı … vekilince vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı …. firması 06/06/2012 tarihinde davalı … şirketinin 7 ayrı bloktan oluşan “…” isimli projesinde yer alan “…” isimli bloktan 3 adet daire satın alınmasına ilişkin anlaştıklarını, davalı şirketin ilgili projede ellerinde daire kalmadığını bildirdiklerini bu 3 adet taşınmaz karşılığı ödemiş olduğu bedelin bir kısmını davalı …ya ait ve aralarında organik bağ bulunan … Şirketinin “…” ismindeki projeye aktararak bu projeden davacıya 4 adet konut verilmesini kararlaştırdıklarını, adı geçen bu 2. projenin … şirketi tarafından yapıldığı şeklinde bir algının oluştuğunu, bu projenin de sadece temel atma boyutunda kaldığını, bu sefer şirketin davacının 10.000,00 EURO ek bir ödeme yapması koşulu ile davacının hali hazırda ödediği 215.000,00 EURO’yu … isimli şirketin Bulgaristanın, Sofya şehrinde yaptığı “…” projesine aktararak iş bu projeden davacıya taşınmaz verebileceklerini belirttiklerini, ve davacının bu teklifi de kabul ettiğini, bu dönemde ‘…’ projesinin de proje aşamasında olduğunu ve inşaat izni ile ruhsatının dahi alınmadığını, Davalı … şirketinin sözleşme gereği teminat olarak aldığı birtakım senetleri ve işbu meblağları hala uhdesinde tutmakta olduğunu ve davacıya verilen sözlerin yerine getirilmediğini, davalı … Şirketinin taraf sıfatının ilk … Projesinden sonra davacının yapmış olduğu ödemeleri farklı bir tüzel kişilik olan Bulgaristan’daki … şirketince yürütülen projelere aktarılmasıyla hukuken son bulduğunu, davalı … Şirketi’nin Bulgaristan’daki … şirketinin sahibi olsa dahi projeleri hayata geçirecek olan asıl şirketin Bulgaristanda yerleşik bulunan … şirketi olduğunu, bu iki şirketin birbirinden farklı tüzel kişilikler olduğunu, bu nedenle davacının davalı …’ya karşı herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, buna rağmen bu şirketin elindeki1 adet senedi diğer davalılar … Şirketi ve …’a ciro ederek ve davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde icra takibi başlatıldığını, davacının bu takibe itiraz ettiğini, davacının diğer davalılar … ve … şirketine hiçbir borcunun olmadığını davanın kabulünü talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili tarafından sunulan CEVAP dilekçesinde ÖZETLE:Her ne kadar dava dilekçesinde davalı şirket taraf olarak gösterilmiş ise, davacının davalı … İnşaat San. Ve Tic. A.Ş.’den talepte bulunulmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafça da beyan edilen sözleşme gereği davacının işbu davasını “…” … şirketine yönlendirmesi gerektiğini davanın reddini savunmuştur. Davalı … vekili tarafından sunulan CEVAP dilekçesinde ÖZETLE:Takip konusu senedin nama yazılı senet olduğunu ve nama yazılı senetlerin de devrinin mümkün olduğunu, nama yazılı senedin lehdardan alacağın temliki hükümlerine göre devir alma yükümlülüğünün … Şirketine ait olduğunu, müvekkili açısından böyle bir yükümlülüğün bulunmadığını, davalı açısından aranması gerekenin normal ciro olduğunu, borçlunun bonolar altındaki metinleri paraf olduğunu iddia etmiş ise de bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacının manevi tazminat talebinin de hukuka aykırı olduğunu, davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti vekili tarafından sunulan CEVAP dilekçesinde ÖZETLE:Husumet itirazlarının olduğunu, davalı şirketin diğer davalı …’a da aynı şekilde ticari ilişkisinden kaynaklanan borcuna istinaden senedi ciro ettiğini, davanın müvekkili yönünden haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince,”..1-HMK 17, HMK 116/1-a ve HMK 138.maddesi gereğince davalı yanın yetki itirazının kabulü ile, Mahkememizin Yetkisizliğine,2-HMK 20.madde gereği kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvuru yapıldığında, dava dosyasının yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine Gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine, ..” şeklinde karar verilmiştir.Katılma yolu ile Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının gerçek kişi olduğunu, tacir olmadığını ve davaya konu olaylarda herhangi bir ticari faaliyeti ve/veya amacı bulunmadığını, yetki sözleşmesinin geçerliliğinin tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılmış olmasına bağlı olduğunu, hukuka aykırı verilen yetkisizlik kararının kaldırılmasını ve davanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde devamına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle;yerel mahkemece yargılama giderleri yönünden karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu bu yönünle kararın düzeltilmesi yada ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; “…” … şirketinin sözleşmenin tarafı olduğunu, davanın bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini davalı şirket açısından davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;Dava, Davacının davalılardan … ile yaptığı 3 adet daire-konut alım sözleşmesi nedeniyle davalı tarafa verdiği bonoya dayalı menfi tespit istemidir.Eldeki davada, 06.06.2012 tarihinde davalının “…” projesi nedeniyle 3 adet daire satın alınmasına ilişkin anlaştıklarını, 21.11.2015 tarihinde geri alım sözleşmesi yaparak üç adet dairesini davalı …ya sattığını dairelerin bedellerinin bir kısmının peşin olarak ödendiğini, bu defa farklı projelerde davalının organik bağı bulunan dava dışı şirketle 4 adet konut verilmesi konusunda anlaşıldığını, davalı … ile inşaat izninin alınıp projeye başlandıktan ve esas sözleşme imzalandıktan sonra başlayacak ödemelere ilişkin usulen senet düzenlediklerini, bu senetlerin teminat olarak verildiğini ve davalı tarafça ciro edilerek piyasaya verilmeyeceğinin görüşüldüğünü daha sonra bu senetlerden 11 adetinin piyasaya verilip cirolandığını ve bir adedinin diğer davalılar tarafından cirolanarak icra takibine geçildiğini bu nedenle takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ve davalı … şirketi ve … yetki itirazına ilişkin olarak; Mahkemece, davacı ile davalı … arasındaki ticari ilişki ile taraflar arasındaki sözleşmesinin 10. maddesindeki yetki şartı HMK 17.maddesine göre, dosyanın yetkili ve görevli olan İstanbul Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ise de, Davacının 3 adet konut almasının onun tacir sayılmasına yetmeyeceği, dolayısı ile konut alım sözleşmesindeki yetki şartının da HMK’nın 17.maddesine göre geçerli olmadığı anlaşılmıştır. Dava , İstanbul … İcra Müdürlüğü … E .sayılı takip dosyasına karşı açılmıştır. HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak eldeki dava; icra takibi sonrasında açılan menfi tespit davası niteliğinde olup, İİK 72/son maddesi gereğince “ Menfi Tespit ve İstirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.” Hükmünü içermektedir. Davacı icra takibinin yapıldığı İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde bu davayı açmış olup, yasa gereği seçimlik haktan yararlanmıştır. Hal böyle olunca Mahkemece işin esasına girilerek sonucu hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır.(Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2006/16531E.2007/3623K) İzah edilen nedenlerle, davalıların istinaf nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına,Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulu ile, HMK 353/1-a-3 gereği kararın kaldırılarak, dosyanın görevli ve yetkili BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 23/09/2020 tarihli ve 2019/510E- 2020/486K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.Yukarıda belirtilen kapsamda yargılamanın yapılması için dosyanın BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, 3.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine, 5.Davacı ve davalıların yatırdığı 54,40tl istinaf karar harçlarının iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,25/03/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.