Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2021/499 E. 2023/994 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/499
KARAR NO: 2023/994
KARAR TARİHİ: 27/04/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2019/97E. – 2019/998K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR YAZIM TARİHİ: 28/04/2023
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen davanın yapılan yargılaması neticesinde verilen karara ilişkin davacı vekilince süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine, istinaf dilekçesinin esasa kaydı sonrası dosya içerisindeki bütün belge, bilgi ve kağıtlar okundu.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Dava; özel öğrenci yurdu konaklama sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce; “Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı tarafın menfi tespit davasına konu icra dosyası Kars … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasıdır. Her ne kadar davacı vekili tarafından icra takibinden sonra menfi tespit davası açılarak dosya mahkememize tevzi edilmiş ise de, İİK 72/Son maddesine göre menfi tespit davasının takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir. Gerek Kars … İcra Dairesi’nin, gerekse davalının yerleşim yerinin Kars olması karşısında mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın Kars Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine..” gerekçesi ile, “İİK 72/son maddesince mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın usulden REDDİNE, Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkili Kars Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine..” şeklinde hüküm tesis edilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin itiraz bulunmadığı halde kesin yetki kuralı olmayan hallerde re’sen yetkisizlik kararı veremeyeceğini, içtihatların ve açık kanun hükmünün de bu yönde olduğunu, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, icra takibinin yetkili İcra Müdürlüğü’nde açılmadığını, davalının davaya cevap vermediğini, hiçbir itirazda bulunmadığını, Kars İcra Hukuk Mahkemeleri’nde açılan borca itiraz davasına da katılmadığını, davalının hakkındaki Fetö soruşturmaları sebebiyle adresinde bulunmadığını, hatta Türkiye’de dahi bulunmama ihtimalinin olduğunu, bu durumda davacının ikamet adresinin bulunduğu mahkemelerde dava açılmasında hukuki yarar bulunduğunu, takibe konu bonoda keşide yeri düzenlenmediğinden davacının adresi düzenleme yeri olarak kabul edilecekse yetkili mahkemelerin yine İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, takibe konu kambiyo niteliğine haiz olmayan senette keşide yerinin bulunmadığını, davacının … Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu’ndan hizmet aldığı ve tüketici konumunda olduğu dikkate alınırsa Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/5 maddesindeki düzenlemeye göre tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu mahkemelerin yetkili kılındığını, tüm bu sebeplerle kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf sebeplerinin değerlendirilmesi, Dava, menfi tespit istemidir. Takipten sonra açılmıştır. Mahkeme, takibin yapıldığı ve davalının ikametgahı gereği Kars Mahkemeleri’nin yetkili olduğu, davanın yetkili yerde açılmadığı nedeniyle usulden red kararı vermiştir.Davacı istinafında, davalının yetki itirazının bulunmadığını, davada kesin yetkinin söz konusu olmadığını ileri sürmüştür. Davacı tarafın menfi tespit davasına konu icra dosyası Kars … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasıdır. “28.11.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Aynı maddede, tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olduğu, satıcının ise, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği düzenlenmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendinde, bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerektiği, 83. maddesinde ise, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Anılan Yasanın geçiş hükümleri başlıklı geçici 1.maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davaların açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam edeceği, ikinci fıkrasında ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olup 6502 sayılı Yasanın geçici 1. maddenin 2. fıkrası uyuşmazlıkta uygulanacak maddi hukuk kurallarına ilişkin bulunduğundan görevin belirlenmesinde esas alınması gereken davanın açıldığı tarihtir. Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Ancak bu işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Somut olayda; Taraflar tacir olmadığı, temel ilişkinin “Barınma Hizmeti Alma Sözleşmesi” olduğu, işin davacı yönünden ticari niteliğinin bulunmadığı, ihtilafın senedin kambiyo vasfından doğmadığı, davacının hizmet almadığı nedeni ile borçlu olmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İddianın ileri sürülüş şekline göre; davacı, tüketici olduğundan davanın Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerekir. Her ne kadar yetki yönünden karar istinaf edilmiş ise de; görev kamu düzeninden olup öncelikli inceleneceğinden kararın kaldırılarak dosyanın HMK’nın 353/1-a.3. maddesine göre ortadan kaldırılmasına ve mahkemenin görevsizliğine, dosyanın nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine oy birliğiyle varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarihli ve 2019/97E. – 2019/998K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.Yukarıda belirtilen kapsamda deliller toplanarak esas yönden yargılama yapılması hususunda dosyanın Nöbetçi İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmek üzere İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, 3.Harçlar yasası uyarınca yatırılan 54,40-TL harcın talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya İadesine, 4.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 27/04/2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.