Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2021/3045 E. 2021/2444 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3045
KARAR NO: 2021/2444
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/08/2021
NUMARASI: 2021/503E.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/12/2021
İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 19/08/2021 tarihli ve 2021/503E. sayılı dosyasında verilen ara karar; davacı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili itiraz dilekçesinde özetle; takip borçlusu konumunda olan müteveffanın, davalıların murisi olduğunu, 01.09.2016 ile 17.11.2018 tarihleri arasında birçok kez geçiş ücreti ödemeksizin köprü ve/veya otoyoldan ihlâlli geçiş yaptığını, Bedeli ödenmeden yapılan geçiş ücretleri 15 günlük sürede de ödenmediği için müteveffa hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını. Mirasçı davalıların borca itiraz ettiğini, itirazın iptalini takibin devamını, davalılar üzerine kayıtlı menkul, gayrimenkul ve araçlar ile banka hesapları üzerine İİK m.257 gereğince teminatsız olarak, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 19/08/2021 tarihinde; “… alacağın muaccel olup olmadığı, yargılamaya gerektirdiğinden ve varsa alacağın miktarı net olmayıp ancak yargılama sonucunda ortaya çıkacağından, yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde ve İİK 257 ve 258 maddesinde düzenlenen yasal şartları oluşmayan ihiyati haciz talebinin reddine ..” şeklinde ara karar tesis edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı şirketin , 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolunun işletme hakkı sahibi; davalılar ise işletme hakkı müvekkil şirkette bulunan köprü ve otoyollarını ticari iş yapmak amacıyla kullanmış olan kişinin yasal mirasçıları olduğunu, davacı şirket tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası akabinde ihlalli geçiş bedellerinin tahsili için icra takibi başlatıldığını, davacı şirketçe başlatılan icra takibine karşı davalı tarafça borca ve faize kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/503 Esas sayılı dosyasıyla 38.574,84 TL değerinde ihtiyati haciz talepli olarak itirazın iptali davası açıldığını mahkemenin ihtiyati haciz talebinin red ettiğini, oysa yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini işbu bu kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ihlalli geçişten kaynaklanan geçiş ücreti ve para cezasına ilişkin takibe karşı açılmış itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalıların murisinin ihlali geçiş yaptığını ileri sürerek takip yapmış ve ihtiyati haciz talep etmiştir. Mahkemece red kararı verilmiş karar istinafa taşınmıştır. Geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. İİK’nun 257. maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir. 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder. İİK’nun 258. maddesinde ise ihtiyati hacizde yetki ve kanun yolu düzenlemiştir. Anılan maddeye göre “ ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyati haciz talebin reddi halinde alacaklı kanun yoluna başvurabilir” (ek: 4949 S.K.M.60) İİK’nun 259 maddesinde de teminat hususu düzenlenmiştir. Madde de “ İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur. Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata luzum olup olmadığını takdir eder. Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür.” hükmü yer almaktadır. İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbirin geçici hukuki koruma tedbirleri olduğu madde gerekçelerinde de açıklanmıştır. Bu açıklamalara göre ihtiyatı haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır. İİK m.265’de ise, ihtiyati haciz kararına karşı itiraz ve temyiz yolu hususu düzenlenmiştir. Buna göre, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki , aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkeme itiraz üzerine iki tarafı davet edip, gelenleri dinledikten sonra itirazı varit görürse kararının değiştirebilir veya kaldırabilir. İki tarafta gelmezse evrak üzerinde inceleme yaparak karar verebilir. İhtiyati haczin yasal koşulları açısından alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti hususlarının kesin ispatından ziyade yaklaşık ispat kuralının gözetilmesi gerektiğinden; yaklaşık ispata ve sunulan belgelere göre alacağın varlığı, miktarının tespiti ve muacceliyet hususunda kanaat edinilmesinin yeterli olduğu ileri sürülebilir ise de; yaklaşık ispat ölçütünde ; mahkemede oluşması gereken kanaatin ; alacağın varlığı ve muacceliyetini basit bir ihtimalden ziyade kuvvetle muhtemel göstermesi ve kanaat olması gerekir. Ayrıca yaklaşık ispat koşulunun somut olayda bulunması tek başına ihtiyati haczin yasal koşullarının oluşması için yeterli değildir. Bir hakkın mahkeme nezdinde ileri sürülebilmesi hukuki yarar şartının bulunmasına, talep edilen mahkeme kararının korunmaya değer üstün menfaatin hukuki güvence altına alınması açısından gerekli olmasına bağlıdır. İhtiyati haciz bir takip işlemi olmayıp ihtiyati tedbir gibi geçici hukuki korumadır. İstem sahibinin alacağının; kesin haciz yetkisinin elde edilme aşamasına kadar tahsil riskinin ortadan kaldırılması yönünde korunmaya değer geçiçi hukuki koruma kapsamında üstün hukuki yararı olmalıdır. Hukuki yararın somut olayda bulunup bulunmadığının ve bir hakkın mahkeme nezdinde ileri sürülmesinin karşı tarafa verebileceği muhtemel zarara karşı, hak sahibinin korunmaya değer menfaatinin üstün tutulabilmesinin yasal şartlarının tespitinde; hak sahibinin mahkemeye ulaşım hakkı, hak arama hürriyeti ve hukuki dinlenilme vs. haklarının özüne dokunmaksızın hak ve nesafet kuralı, menfaatler dengesi ölçütlerinin de nazara alınması gereklidir. Bu genel açıklama çerçevesinde somut olay irdelendiğinde; Mahkemece,taraflar arasındaki ihtilafın yargılamayı gerektirmesi henüz delillerin tamamen toplanmamış olup, esasa ilişkin incelemenin başlamamış olması nedeniyle davacının alacağına konu ettiği ihlali geçiş kaynaklı geçiş ücreti ve para cezasına ilişkin talebinin bir ilama dayanmadığı anlaşıldığından mahkemenin ihtiyati haciz kararını teminat mukabilinde vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. İlk derece mahkemesince verilen istinaf incelemesine konu kararda;tüm dosya münderacatı değerlendirildiğinde, yanlar arasındaki uyuşmazlığın doğru olarak nitelendirildiği, usule-maddi hukuka ilişkin kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, gerektirici nedenlere ve delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve esas yönünden hukuka uygun karara ilişkin; davacının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Davacıdan alınan 59.30 TL istinaf karar harcının mahsubuna yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 09/12/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.