Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2021/302 E. 2021/251 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/302
KARAR NO : 2021/251
KARAR TARİHİ: 23/02/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2020
NUMARASI : 2019/556 Esas 2020/578 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 23/09/2020 tarihli ve 2019/556E. 2020/578K. sayılı dosyasında verilen karar; Davalı taraflarca vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının 2012 yılında davalı … şirketinden 3 adet daire satın aldığını, davalının daireleri teslim edemediğini yerine, ödemiş olduğu 215.000 euro kısmını aralarında organik bağ bulunan … şirketinin Bulgaristan Sofya şehrinde yürütmekte olduğu “…” isimli projeden 4 adet konut vermeyi teklif ettiğini, davacının teklifi kabul ettiğini, aralarında imzaladıkları 21/11/2015 tarihli konut geri alım sözleşmeleri ile Kozapark projesindeki 3 adet daireyi davalıya geri sattığını, daire bedellerinin bir kısmını peşin olarak davacıya ödediğini, diğer kısım olan 215.000 Euro’yu … projeye aktarıldığını,ancak 4 adet taşınmaz davacıya verilmek yerine, 10.000 euro ek ödeme yapması koşulu ile davacının ödemiş olduğu hali hazırda 215.000 euroyu … projesine aktararak davacıya taşınmaz verebileceklerini belirttiklerini, bu ödeme ile birlikte toplam 225.000 euro ödeme yapıldığını, halen boş arsa halinde durmakta olduğunu, davalı … şirketinin işbu meblağı halen kendi uhdesinde tutmakta olup iade etmediğini, davalı … ’nın diğer davalı … şirketine haksız ve hukuka aykırı olarak ciro etttiği 01/12/2017 düzenleme tarihli, 25/11/2018 vade tarihli, 33.750 euro bedelli, 01/12/2017 düzenleme tarihli, 25/12/2018 vade tarihli, 33.750 euro bedelli senetlerin Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile 01/12/2017 düzenleme tarihli, 25/02/2019 vade tarihli, 33.750 euro bedelli senedin ise Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takibe konduğunu, davacı ile davalı … arasında senetlere ilişkin olarak geçerli bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, düzenlenen senetlerin davacının imzasını taşımaması nedeniyle geçerli bir kambiyo senedi olmadığını, davacının diğer davalıya hiçbir borcunun olmadığını, nama yazılı senetlerin ciro ile devrinin mümkün olmadığını, icra takiplerinde nama yazılı senetlerin temlikine ilişkin hiçbir belgenin mevcut olmadığını belirterek icra takiplerinin durdurulmasını, borcunun bulunmadığının tespitini, senetlerin ayrı ayrı iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, sözleşme ile yetkili mahkeme olarak Sofya Mahkemeleri yetkili kılınmış olmakla yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın esastan reddini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takiplerine konu senetlerin emre yazılı senetler olup ciro yolu ile teslim edildiğini, davalıya teslim edilmiş nama yazılı senet bulunmadığını, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi gereğince senetteki alacağın temel ilişkiden bağımsız olduğunu, davacı tarafın davalı asilin bonolar üzerindeki imzasını değiştirerek attığını beyan ederek kötü niyetli olduğunu ikrar ettiğini, imzaların davacının eli ürünü olduğunun belli olduğunu, davacı tarafın iddialarının kötüniyetli ve haksız olduğunu belirterek davanın reddine ve davacı hakkında tazminata hükmedilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince,”.Somut olayda, davacının tacir olmadığı, davaya konu satım sözleşmesi kapsamında verilen nama yazılı senetlerin tüketici senedi olduğu, 6502 sayılı TKHK. 4/5. maddesi gereğince kıymetli evrak niteliğindeki senetlerin sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde düzenlenmesinin gerekli olduğu, tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlemin tüketici işlemi mahiyetinde olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu itibarla, tüketici konumundaki davacı tarafından lehdar ve cirantaya karşı açılan işbu davada tüketici mahkemesi görevlidir.(İstanbul BAM 12.H.D E: 2020/221 -K: 2020/234,.Yargıtay 13. HD’nin 28/02/2017 gün ve 2017/561 E.-2017/2628 K. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi, 06/07/2020 tarih, 2020/514 Esas, 2020/788 karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi, 03/06/2020 tarih, 2018/1649 Esas, 2020/545 karar). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Bu sebeplerle davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine.” şeklinde karar verilmiştir. Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna dair kararlarının usul ve esas açısından hatalı olduğunu, görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, verilen kararın ortadan kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen görevsizlik Kararının ortadan kaldırılarak Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.Katılma yolu ile davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının sıfatının önemi olmadığını, davacının üç adet konut almak için verdiği bonoların geçersiz olduğunu, bu sebeple menfi tesit davası açtıklarını, dolayısıyla Ticaret Mahkemesin de davanın görülmesi gerektiğini beyanla; kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden tanzim edilen bonoların geçersizliğinin ve bu bonolar gereğince davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti talebini içermektedir.İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesine davaya bakmakla görevli mahkemeleri tüketici mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun (TKHK) amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanımlar başlıklı 3. maddesi (1) sağlayıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan yada hizmet sunanın adına yada hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi, (k) Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi (1) Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” düzenlemeleri bulunmaktadır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olmaz.Davacının davalı şirketten 3 adet bağımsız bölüm satın aldığı sabit olup, dosya kapsamında davalı tarafından sunulan ek protokol göre üç adet taşınmaz Sofya/Bulgaristan kentinde yapılan projeye kaydırıldığı bilahare burdan da dönülerek Türkiye de ki başka bir projeden yer verilmesi hususunda şifahi sözleşme yapıldığı, bu durumda, davacının üç adet ev satın alınması nedeniyle ticari ve mesleki amaçla hareket anlaşılmakla; davacı 6502 sayılı TKHK’nın 3/1-k maddesi gereğince tüketici sıfatında olmadığından, taraflar arasındaki işlem aynı yasanın 3/1-l kapsamında tüketici işlemi niteliğinde olmadığından, Tüketici Mahkemeleri görevli değildir. Uyuşmazlığın çözümünde genel nitelikteki Asliye Hukuk mahkemeleri görevlidir.Bu değerlendirmeler ışığında tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile HMK m.353/1-a-3 uyarınca oybirliğiyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.Tarafların ayrı ayrı istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin’nin 23/09/2020 tarihli ve 2019/556E. 2020/578K. sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,2.Yukarıda belirtilen kapsamda işlem yapılmak üzere dosyanın kararı veren BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, 3.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine,5.Tarafların ayrı ayrı yatırdığı 54.40TL istinaf karar harçlarının ilk derece mahkemesince talep halinde iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 23/02/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.