Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2021/2764 E. 2021/2003 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2764
KARAR NO : 2021/2003
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/05/2021
NUMARASI : 2021/280E.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ :28/10/2021
İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 04/05/2021 tarihli ve 2021/280E. sayılı dosyasında verilen ara karar; davacı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının vekalet ilişkisi kapsamında davalıların hukuk-ceza davaları ve soruşturma dosyaları hakkında gerekli danışmanlık hizmetlerini vermiş olduğunu ve hizmetleri nedeni ile ücret alacağının bulunduğunu, davalılar aleyhine devam eden çok sayıda alacak davası ve icra takibi mevcut olması nedeniyle davalıların mal kaçırma ihtimalinin son derece yüksek olduğunu,davacının alacağına kavuşmasının engellenmesini önlemek adına davalılardan …. A.Ş.’ye ait … Hastanesi’nin ruhsatının ve satışını yasaklanmasına dair tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; “..İşbu davanın konusu taraflar arasında imzalandığı belirtilen vekalet sözleşmesi” ile yüklenilen işlerin bedelinin ödenmediği iddiasıyla dava konusu alacak bedelin tahsili istemine ilişkin olduğu, davacı yanın, davalı şirket üzerine kayıtlı taşınmaz üzerine tedbir konulmasını istediği, HMK. 389. maddesi uyarınca dava konusu uyuşmazlık konusu şey üzerine tedbir kararı verilebileceği, taşınmazın uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteminin reddi ..” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;, Yerel Mahkemenin hiç araştırma yapmaksızın hatalı ve eksik gerekçe ile taleplerinin reddettiğini, davalı … ait muayenehanenin mühürlenmesi, haklarında sayısız icra takibi ve alacak davası mevcut olması, bankalara yüklü miktarda borçlarının mevcut olması, hastanenin ruhsatında halihazirda hacizlerin mevcut olması nedeniyle davalılar hakkında mal kaçırma şüphesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, İhtiyati tedbir talebinin kabul edilmemesi halinde davacının ileride yargılama sonucunda hükmedilecek alacağını tahsil etmesinin inanılmaz derece güçleşeceğini yada imkansız hale geleceğini, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, Mahkeme tarafından reddine karar verilmesinin hukuka, yasaya ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu, istinaf talebinin kabulü ile Mahkemenin red kararının ortadan kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemidir. Davacı, davalı doktor ve onun hastanesini işleten şirkete karşı açılmış hukuk ve ceza davalarında ve işlerde danışmanlık verdiğini beyan ederek dava açmış ve davalıların borçlarından kurtulmak için mevcudunu eksiltmelerinin önüne geçmek için ihtiyati tedbir talep etmiş ise de, HMK 389. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü düzenlemiştir. HMK.’nun 390. Maddesinde de yaklaşık ispat kuralının oluştuğu hallerde tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. HMK.’nun 392. Maddesinde ihtiyati tedbirde teminat gösterilmesine ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı çekişme konusu olmamakla beraber dosyadaki dava ve cevap dilekçesi içeriği nazara alındığında, danışmanlık bedeline yönelik davada alacağın miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden, yargılamanın başında henüz taraf deliller tam olarak toplanmadan iddianın ileri sürülüşü de göz önünde bulundurulduğunda, davacının yaklaşık ispat kurallarını gerçekleştirdiğini kabulü mümkün değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen karar yerinde görülmüş ve davacının istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf taleplerinin HMK 353-.1-b-1.. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca vekalet taktirine yer olmadığına 3.Alınan harcın mahsubuna yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 27/10/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.