Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2021/2466 E. 2021/2408 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2466
KARAR NO: 2021/2408
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2021
NUMARASI: 2021/269E. 2021/562K.
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Uyarlanması
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/12/2021
İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 25/05/2021 tarihli ve 2021/269E.- 2021/562K. sayılı dosyasında verilen karar; davacı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 01.06.2010 tarih ve 2010/31 sayılı kararı ile, Hazine adına kayıtlı olan; Muğla ili, Bodrum ilçesi, … köyü, …, …, …, …, … ve … parsel numaralı taşınmazların özelleştirme kapsam ve programına alınmasına karar verildiğini, karar gereği davalı tarafından ihale gerçekleştirildiğini ve ihaleye davacı şirketinde iştirak ederek ihalede ikinci kaldığı halde davalı idare tarafından yazılan 17.02.2016 tarih ve 1002 sayılı yazı ile ihale konusu taşınmazların davacı şirkete satış ve işletme hakkını verdiğini ve taraflarca 09.11.2016 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenen ödeme vadelerinin hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde uyarlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşbu davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; “.. HMK.’nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartı da munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı değildir. HMK.’nun 19. maddesi gereğince, munhasır yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re’sen dikkate alınamaz. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır. Somut olayda; taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunun belirtildiği, davalı tarafça süresi içerisinde sunulan yetki ilk itirazı gözetilerek ” gerekçesi ile; “1-Davalı tarafça cevap süresi içinde yetki itirazında bulunulması, dosya içeriğinde de yetkili mahkemenin Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, dosyanın yetkili Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/41 değişik iş sayılı kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararına davalının itirazının görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,..” şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkememece, HMK 17. ve 19.maddesi gereği taraflar arasındaki sözleşmenin 9.maddesinde düzenlendiği üzere Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vererek yetkisizlik kararı verildiğini,mahkemenin bu kararı verirken, tedbir kararı talep edilen banka teminat mektuplarının İstanbul Halkbank Altunizade Ticari Şubesi tarafından verildiği hususunu dikkatten kaçırıldığını verilen kararın kaldırılmasını ve İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/41 D.İş, 26.10.2018 tarihli ve 2018/41 sayılı tedbir kararının kaldırılmasına, Kararın yetkisizliğe ilişkin kısmının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uyarlanması istemidir. Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin hükümleri arasında münhasır yetki şartının bulunduğunu kabul ile yetkisizlik kararı verilmiş ,davadan önce verilen ihtiyati tedbire vaki itirazın yetkili mahkemece değerlendirilmesine şeklinde hüküm kurulmuştur. Taraflar bu kararı istinafa taşımışlardır. Davacı taraf, yetkisizlik kararının kaldırılmasını, tedbirin konusunu oluşturan teminat mektubunun Üsküdar Altunizade … Bankasından temin edildiğini bu sebeple Anadolu mahkemelerinin yetkili hale geldiğini ileri sürmüş ise de , Davanın açıldığı ve yetki itirazının yapıldığı tarihte yürürlükte olan, HMK ‘nın 17. maddesine göre ” tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Davaya konu varlık sözleşmenin 9. Maddesinde “..Doğabilecek ihtilafların hallinde kesin yetki kuralları hariç Ankara mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.” şeklinde hüküm bulunduğu bu sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda Ankara mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağının düzenlendiği, davacının idareye sunduğu teminat mektubunu … Bankası Altunizade Şubesinden almasının Anadolu Mahkemelerini yetkili hale getirmeyeceği, ifa mahallinin Anadolu adliyesi dahilinde olmadığı, ve kesin yetki kararlaştırıldığı nedeni ile mahkemenin kararını isabetli olduğu, Davalının istinafı bakımından, HMK 390/1 maddesi uyarınca, ihtiyati tedbirin davadan önce ancak görevli ve yetkili mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise asıl davanın görüldüğü mahkemeden istenebileceği, davalı idare vekilinin ihtiyati tedbir kararına ilişkin itirazının yetkisiz mahkemece incelenemeyeceğinden, yetkisizlik ve tedbire yönelik itirazların yetkili mahkemece dikkate alınması kararında bir isabetsizlik yoktur. Bu itibarla, davacı ve davalı vekilinin istinaf istemlerinin HMK 353/1-b-1 mad. gereği ayrı ayrı esastan reddi gerektiğine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının ve davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Davacının yatırdığı 59.30 TL istinaf karar harcının mahsubuna, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, Davalı harçtan muaf olduğundan bir karar verilmesine yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 09/12/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.