Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/3408
KARAR NO: 2022/2768
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2020
NUMARASI: 2019/288E. 2020/398K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen davanın yapılan yargılaması neticesinde verilen karara ilişkin davacı vekilince süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine, istinaf dilekçesinin esasa kaydı sonrası dosya içerisindeki bütün belge, bilgi ve kağıtlar okundu.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Dava; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyasında, … Bağcılar Şubesi’nin 12/07/2008 tarih ve 13.500,00 TL bedelli … seri nolu çekten dolayı yapılan ilamsız takibe yönelik itiraz edildiği, zaman aşımına uğramış takip konusu çek ile ilgili hiçbir borcun söz konusu olmadığını beyanla itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı vekili, takip konusu çeke ilişkin alacak konusunun taraflar arasındaki gayrimenkul satışından kaynaklandığını, bu nedenle borcun zaman aşımına uğramadığını, herhangi bir mükerrer takip olmadığını, kaldı ki takip talebinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ibaresinin yazıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; “İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/919 Esas, 2016/936 Karar sayılı ilamı ile zaman aşımına uğradığından bahisle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyada dayanak olan, dava konusu çek ile aynı çek olan 12/07/2008 keşide tarihli çek yönünden İİK’ nun 71/1 ve 33/a-1.maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kesinleşen bu karar maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmeyip takip hukuku anlamında kambiyo senetlerine mahsus özel usulde icra takibi yapılmasına engel teşkil edecektir. Lakin, taraflar arasındaki temel ilişki yönünden çek zaman aşımına uğrasa dahi yazılı delil başlangıcı kabul edilerek ilamsız icra takibi yapılması pekala mümkündür. Menfi tespit davalarında kural olarak ispat külfeti alacaklı davalıya aittir. Çekin zaman aşımına uğraması halinde kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilir. Ancak arada temel ilişki varsa çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/2566 Esas, 2016/10223 Karar sayılı 07/06/2016 günlü emsal nitelikteki içtihadı) Somut olayda, Zeytinburnu Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 22/06/2020 günlü cevabı yazısının ekindeki tapu kaydı ve 07/01/2008 tarihli tapu sicil müdürü önünde usulüne uygun olarak düzenlenmiş satış senedi incelendiğinde davacı (Alıcı) … ile davalı (Satıcı) … adına vekaleten … arasında 20.000,00 TL bedel karşılığında, Zeytinburnu … Mah. … ada, … parsel sayılı arsa üzerinde bulunan binanın 4 nolu bağımsız bölümünün satış ve devrinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafın delil olarak dayandığı ve mahkememizce bizzat dinlenen tanıkları … ile … da; dava ve takip konusu çekin adı geçen taşınmaz satışına binaen davacı alıcı … tarafından borcun tasfiyesi amacıyla verildiğini teyit etmişlerdir. Davalı yan ise dilekçelerinde açık bir şekilde tanık deliline dayanmadıklarından tanık listesi bildirmesine ilişkin talebin reddedilmiştir. Her ne kadar tapu senedinde paranın peşin alındığı belirtilmiş ise de, bu durumun aksi gerek delil başlangıcı niteliğindeki zaman aşımına uğramış çek gerekse de, bizzat davacının bildirdiği tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde resmi senetteki hususun aksi sabit olmuştur. Taraflar arasındaki temel ilişki taşınmaz satışından kaynaklanmakta olup, TBK’nun 146. maddesi gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi olacaktır. Satış işleminin gerçekleştiği tarihten takip tarihine değin zaman aşımının gerçekleşmediği dosya kapsamında açık ve nettir. Dolayısıyla ilamsız takibe ilişkin ileri sürülen iddialar yerinde görülmediğinden davanın reddine..” gerekçesi ile,”Davanın reddine..” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kartal … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla 12.07.2008 keşide tarihli 13.500,00 TL’lik çekle ilgili kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takipte takip sonrası zamanaşımı gerekçesiyle İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015-919 E. – 2015-936 K. Ve 15.12.2015 tarihli kararı ile zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu kez İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını ve takibin müsteniti olan çek aslının sunulmadığını, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmemesi sebebiyle ilamsız takibin durması ve ıttıla tarihi olan 15.04.2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak belirlenmesi amacıyla dava açıldığını, dosyanın istinaf dairesinde derdest olduğunu, icra dosyasına aynı gün itirazda bulunulduğunu ancak İcra Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada yargılama sürüncemede kaldığı ve gerekli işlemler geçekleştirilmediği için hak kaybını önlemek adına bu kerre “menfi tespit ve istirdat” davası açıldığını, iptal edilmiş ve icranın geri bırakılmasına karar verilmiş takipte ve takibe konu çekle ilgili ilamsız takibe dahi konu edilemeyeceğini, varsa delilleriyle birlikte ispatlamak koşulu ile alacak davası açabileceğini, zamanaşımına uğramış çekle ilgili ilamsız takip dahi yapılamayacağını, tebligat usulüne uygun olsaydı itiraz edileceğini ve takibin duracağını ancak davanın alacak davası gibi karara bağlandığını, tüm bu sebeplerle kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf sebeplerinin değerlendirilmesi, İtirazın iptali istemi olan eldeki davada; Davalı, alacaklı zaman aşımına uğramış çeke dayalı ilamsız takip yapmış, davacı borçlu geçikmiş itirazda bulunmakla birlikte menfi tespit talebi ile bu davayı açmıştır. Mahkeme davacının tanıklarını dinlemiş ve taraflar arasındaki ilişkinin gayrimenkul alım satımından doğduğunu kabul ile davanın reddine karar vermiştir. Davacı/borçlu, davalının daha önce Kartal … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla aynı çeke dayalı takip yaptığını, zaman aşımı nedeni ile kambiyo takibinin iptal edildiğini, davalı alacaklının bu kez aynı çeke dayalı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, geçikmiş itirazlarının sonucu İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 201-288 E. 2020-55 K. sayılı, 30.01.2020 tarihli dosyasından verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşındığını, gecikmiş itiraz talepleri kabul edilirse takibin duracağını ileri sürmüş ise de; takiplerin mükerrer olmadığı, zaman aşımına uğramış çekten dolayı temel ilişkiye dayalı ilamsız takip yapılacağı, çekin de delil başlangıcı oluşturacağı şüphesizdir. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2017/4024 K. 2019/2267 T. 4.4.2019: “..Dava zamanaşımına uğramış çeklerden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptaline ilişkindir. Zamanaşımına uğramış kambiyo senetlerinde taraflar arasında temel ilişkininin bulunması halinde senetler yazılı delil başlangıcı teşkil edeceğinden davacı davasını tanık dahil her tür delil ile ispatlama imkanına sahiptir. Davalının dava konusu çeklerin hatıra binaen verildiği savunması ispat yükünü değiştirmez. Mahkemece açıklanan bu ilkeler çerçevesinde taraf delilleri toplanarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının sair delilleri toplanmadan alacağın varlığının sübutu için sadece zamanaşımına uğramış çeklerin yeterli görülmesi ve ispat yükü tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” şeklindeki kararı da bu yöndedir. Menfi tespit davaları, takipten önce veya sonra açılabildiğine göre davacının itiraz nedenleri yerinde değildir. TTK.732. Maddesi gereğince kambiyo senedi vasfını yitiren çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğinini ispat etmedikçe keşideci zamanaşımı süresince borçlu kalmaya devam edeceğinden ve davacı yan sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamadığı gibi yemin deliline de başvurmadığından mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. İlk derece mahkemesince verilen istinaf incelemesine konu kararda; toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya münderacatı değerlendirildiğinde, yanlar arasındaki uyuşmazlığın doğru olarak nitelendirildiği, usule- maddi hukuka ilişkin kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, gerektirici nedenlere ve delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve esas yönünden hukuka uygun karara ilişkin; davacının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gerekli 80,70 TL istinaf harcından, yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 26,30 TL harcın davacıdan tahsiline,4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 08/12/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.