Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2020/2753 E. 2022/2200 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2753
KARAR NO: 2022/2200
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2020
NUMARASI: 2016/726 E. – 2020/64 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen davanın yapılan yargılaması neticesinde verilen karara ilişkin davacı ve davalı …Ltd.Şti vekili tarafından süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine, istinaf dilekçesinin esasa kaydı sonrası dosya içerisindeki bütün belge, bilgi ve kağıtlar okundu.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Dava; yanlar arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında dava dışı işçiye yapılan ödemenin rucuen tahsili istemine ilişkindir. Davalı ..Ltd. Şti. vekili, davalı firma ile davacı arasında gerçek anlamda bir alt işverenlik ilişkisi olmadığını ve davacı yanın rücu taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, işçilik alacaklarının tamamından sorumlu tutulamayacağını, davanın husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davalı idare ile müvvekil firma arasında imzalanan sözleşme ve ekleri incelendiğinde bunların 6552 SK kapsamında olduğunu, bu sebeple de müvekkili firma tarafından üzerinde değişiklik yapılma hakkı tanınmadan sözleşme ve eklerinin kabul edilmek zorunda bırakıldığını, davanın öncelikle husumetten, esasa girilmesi halinde firmanın kendi dönemiyle sınırlı olarak sorumlu olduğu miktarın müşterek müteselsil sorumlu sıfatıyla karar verilmesini savunmuştur. Davalı …Ltd. Şti. vekili, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, 6552 sayılı yasa ile getirilen düzenleme kıdem tazminatından sorumluluğu kamu kurumlarına yüklendiğini, taraflar arasında asıl-alt işveren ilişkisi olmadığını, bu durumda talep edilen alacaktan davacının sorumlu olacağını, şartnamenin kapsadığı yılın 2014-2015 yılları olduğunu, diğer yıllara ait böyle bir hüküm söz konusu olmadığını, davacı yanın yapmış olduğu atıf ile diğer yıllar için böyle bir hak iddia edemeyeceğini bir anlamda kabul ettiğini, kıdem tazminatından alt işverenlerinde sorumlu olduğunu, bu ihtimalde bile davacının yapmış olduğu tüm ödemeleri yüklenicilerden talep etmesine imkan bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince;”..Somut uyuşmazlığın, davalı yüklenici firmaların işçisi olarak çalışan 17 adet yüklenici şirket personeline sorumlu oldukları dönemler itibariyle davalı yüklenici şirketler tarafından ödenmesi gereken 165.516,43 TL tutarlı kıdem tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte, davalılardan sorumlulukları oranında rücuen tahsiline karar verilmesi talebinden ibaret olduğu, Anadoluhisarı Eğitim Tesislerinin Temizlik ve Salon Hizmetleri hizmet satın alınmak suretiyle 2008/2012 tarihleri arasında …. Tic. Ltd. Şti. tarafından 2012- 2016 yılları arasında … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından yürütüldüğü, mezkur tesisin 2008 – 2012 yılları arası Temizlik ve Salon Hizmetleri 2 no.lu davalı firmadan hizmet satın almak suretiyle temin edildiği, anılan firma ile yapılan sözleşmenin 8. Maddesi çerçevesinde sözleşmenin ekli teknik şartnamenin “Yüklenicinin yükümlülükleri” başlıklı 8.Maddesinin 8. Bendinde “Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı mevzuatı ile her türlü işçi ve işveren hakkındaki mevzuata göre işçi alınması, işçi haklarının ödenmesi, işçi çıkartılması ve sair konularda tüm sorumluluk yükleniciye ait olup idare bu konuda sorumlu tutulmaz” hükmü mevcut olduğu, Yine Mezkur Tesisin 2012- 2016 yılları arasında temizlik ve salon hizmetleri 1 nolu davalı firma tarafından hizmet satın alınmak suretiyle temin edildiği, 9. Maddesi çerçevesinde sözleşmenin ekli teknik şartnamenin “Yüklenicinin yükümlülükleri” başlıklı 9. Maddesinin 9. bendinde “SGK Mevzuatı ile her türlü işçi ve işveren hakkındaki mevzuata göre işçi alınması, işçi haklarının ödenmesi, işçi çıkartılması ve sair konularda tüm sorumluluk yükleniciye ait olup idare bu konuda sorumlu tutulamaz. Ancak kuruluşumuzun talebi üzerine iş akdi yüklenici tarafından 4857 sayılı İş Kanunun 25. Maddesinin I ve III; ve IV. Bentlerinde sayılan nedenlerden biriyle feshedilen işçiye yüklenici tarafından ödenecek kıdem tazminatının yükleniciye rücu edilmesi kaydı ile işçinin mağduriyetini önlemek için Kuruluşumuzdaki hizmet süresine ilişkin kısmı kuruluşumuzca karşılanır” hükmü mevcut olduğu, ilgili hükümler uyarınca, kanundan dolayı sorumlu olan davacı kurumun sözleşmeden dolayı sorumlu olan alt işverene Borçlar Kanunun genel hükümleri uyarınca rücu edebileceğini, … Tic. Ltd. Şti.’nin 145.451,80-TL, …San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 19.043,95-TL ve … San. Ltd. Şti’nin 1.810,26-TL’sinden sorumlu olduğu hususunun tespit ve rapor edildiği denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulüne…” gerekçesi ile, “Davacının davasının KISMEN KABULÜ İle; 145.451,80-TL’si davalı … san.ve Tic. Ltd. Şti’den., 19.043,95-TL’sinin ise davalı … San.ve Tic. Ltd Şirketi’den ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,” şeklinde hüküm tesis edilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı ve davalı …Ltd.Şti vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı şirketler ile kuruluş arasındaki ilişkinin ticari ilişki hükmünde olacağı açık olduğundan ticari faizin gerektiğini, mahkeme tarafından kabul edilmeyen 1.810,26 TL yönünden de davalı … Otom. San. Tic. Ltd. Şti.’nin sorumluluğunun bulunduğunu, bu çerçevede davanın kabulüyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı …Ltd.Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya görevsiz mahkeme tarafından bakıldığını, dava konusu edilen işçilik alacağının ödenmesinde teselsül hükümlerinin uygulanmasından evvel kusur tespiti yapılmasının gerektiğini ve hiç kimsenin kendi kusurundan fayda edemeyeceği ilkesinden cihetle; dava dışı işçinin kıdem tazminatına hak kazanmaksızın iş akdini feshettiğinin tespiti ile davacının kusurlu davranışı neticesinde sebebiyet verdiği durumdan rücu etmek suretiyle yararlandırılmaması gerektiğini, aksi halde bünyesinde çalışılan dönemde alınan ücretle sınırlı olarak ve iş hukuku prensiplerine uygun şekilde hesaplama yapılmasını, yarı oranında sorumluluk esasına göre hüküm kurulmasını ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf sebeplerinin değerlendirilmesi, Hizmet alım sözleşmesi kapsamında dava dışı işçiye yapılan ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkin eldeki davada;Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davalının istinaf talebi bakımından, görev itirazında bulunmuş ise de; Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tacir olmadığından ticaret mahkemesi görevli değildir.Davacının istinafı bakımından, red edilen bölüm 1.810,26 TL bakımından, karar tarihi olan 2020 yılı itibarı ile kesinlik sınırı 4.400,00TL’nin altında kaldığından istinaf talebinin bu yönüyle reddine karar verilmiştir. Davalı kusurun davacıda olduğunu, rucu edilecekse yarı oranda karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş, davacı ise ticari faiz talep etmiş olmakla,Genel olarak; “Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla ve ve iş davasında taraf olmaları halinde gecikmeden doğan zarardan ayrı bir temerrüt ihtarına gerek olmadan ve ödeme tarihinden itibaren, davalılar tacir olduğundan ticari faiz işletilerek yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.”(23.HD 2019/296 E-2020/340 K,2019/1047 E-2020/2188 K)sayılı içtihadı esas alındığında, davalının istinaf taleplerinin reddine, davacının faiz yönünde ki talebinin kabulü ile hükmün düzeltilmesi gerekmiştir. Bu itibarla, kararın HMK’nın m. 353/1-b-2 maddesine göre düzeltilmesine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A.Davacının İstinaf Başvurusu Yönünden;1.Davacının … Otom. San. Tic. Ltd. Şti’ye yönelik istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle REDDİNE, -Davacının faize yönelik başvurusunun ise KABULÜNE, HMK 353/1-b-2 maddesi gereği, İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 07/02/2020 tarihli ve 2016/726 E. – 2020/64 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,3.Davacının yatırdığı 54,40 TL istinaf karar harcının davacıya iadesine, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin nihai hükümde nazara alınmasına, B.Davalının İstinaf Başvurusu Yönünden;1.Davalının istinaf başvurusunun REDDİNE,2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca karşı taraf lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Davalının yatırdığı 2.809,18 TL’nin mahsubuna, bakiye 8.427,52 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, ilk derece mahkemesince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,4. İstinaf masraflarının üzerinde bırakılmasına, C.Davanın Esası Yönünden; 1-Davacının davasının KABULÜ İle;145.451,80-TL’si davalı … Otomasyon Bilgi İşlem Org.san.ve Tic. Ltd. Şti’den., 19.043,95-TL’sinin ise davalı … San.ve Tic. Ltd Şirketi’den ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 11.236,70-TL harçtan peşin alınan 2.826,61-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.410,09-TL harcın davalı … İnş. San.ve Tic. Ltd Şti’den sorumlulukları oranında tahsili ile hazineye gelir kaydına, önceki hükümle yazılan harç tahsil müzekkeresinin devamına, -Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 2.826,61-TL peşin nispi harcın davalı … Org.san.ve Tic. Ltd. Şti. ve … İnş. San.ve Tic. Ltd Şti’den sorumlulukları oranında tahsili ile davacıya verilmesine, 3-)Davacı tarafından yapılan toplam 2.905,73 TL yargılama giderinin davalı … san.ve Tic. Ltd. Şti. ve … İnş. San.ve Tic. Ltd Şti’den sorumlulukları oranında tahsili ile davacıya verilmesine, 4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 22.750,00-TL’sinin nispi vekalet ücretinin davalı …. Ltd. Şti.’den, 9.200,00 TL’sinin ise davalı … Hiz.. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine, 5-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine, Dair, kararın tebliğden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere HMK 361/1 maddesi gereğince temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi. 13/10/2022