Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2020/2409 E. 2022/2188 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2409
KARAR NO: 2022/2188
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2013/3 Esas, 2018/800 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen davanın yapılan yargılaması neticesinde verilen karara ilişkin davacı tarafın süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine, istinaf dilekçesinin esasa kaydı sonrası dosya içerisindeki bütün belge, bilgi ve kağıtlar okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı; bir miktar nakit ve bir kısım çek keşide etmek suretiyle davalıya 180.000,00-TL ödünç verdiğini, karşılığında davalının SGK dan tahakkuk etmiş olan alacaklarını temlik edildiğini, alacağın tahsili için Kadıköy … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı ta başlatılan takibe temliknamenin sahteliği iddiasıyla itiraz edilerek takibin durduğunu beyan ederek; takibe yönelik haksız itirazın İİK 67 madde uyarınca iptali ve %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davaya ve takibe dayanak para ve çeklerin hiçbirisini davalı şirketin kasasına girmediğini, çeklerin tahsil edilmediğini, bir kısım çekin ciro imzalarının sahte olup yine dayanak temliknamenin şirket yetkili ve temsilcisi olmayan dava dışı … tarafından sahte olarak düzenlenip şirketi borç ve yükümlülük altına sokmadığı savunması ile davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.İlk derece mahkemesince, takibe dayanak temliknameyi düzenleyen …’un Kadıköy 2 Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılaması neticesinde sahte temlikname nedeniyle mahkumiyetine dair verilen kararın bozularak İstanbul Anadolu 4 Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/79 Esas sayılı dosyası ile 22.06.2018 tarihinde yeniden mahkumiyetine karar verildiği, temliknamenin sahtelik iddiası sebebiyle geçerli bir borç senedi kabul edilemeyeceği, kararın henüz kesinleşmediği dayanak çekler ve nakit para yönünden ise davalıdan sadır yazılı bir delil bulunmadığından ödünç iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle;”Davanın Reddine” karar verilmiştir.Davacı, EKSİK inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulduğu, temlikname üzerinde imza incelemesi yapılmadığı, imza sahibi …’un davalı şirketin ticari mümessili olduğu, tanık dinletme talebinin haksız olarak reddedildiği ve ceza yargılamasının neticesinin beklenmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu savunması ve kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İstinaf Sebeplerinin Değerlendirilmesi,Dava, 6098 sayılı TBK nun 386 vd. Maddelerinde düzenlenen ödünç sözleşmesine dayalı takibe yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine yöneliktir. Davacı, davalıya ödünç verdiğini iddia etmiş, davalı ise taraflar arasında ödünç ilişkisi kurulmadığı, dayanak temliknamenin sahte ve geçersiz olduğu savunmasında bulunmuş olmakla, davalıya ödünç verildiği iddiasını ispat davacı yükümlülüğündedir. Dava değeri itibariyle tanıkla ispatı mümkün olmadığı gibi (HMK m.200), taraflar arasında tanık dinlenmesine imkan sağlayacak akrabalık ilişkisi ve dosyaya sunulan yazılı delil başlangıcı da bulunmamaktadır. Davalı şirket kayıtlarında ne borç paraya ilişkin ne de temliknamelere ve çeklere ilişkin kayıtların bulunmadığının belirlendiği, elden borç para verdiğini mevcut dosya kapsamındaki delilleriyle ispat edememiştir. Açıkça yemin deliline dayanmayan davalı yemin delili (HMK 225. Md) ile de davasını kanıtlayamamıştır.. Öte yandan davaya dayanak temliknameyi düzenleyen dava dışı …’un İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza mahkemesi 2017/79 Esas sayılı dosyasında resmi belgede sahtecilik iddiasına yönelik mahkumiyetine karar verildiği, davalı şirket temsilcisi … ve davalı hakkındaki bir kısım isnatlar yönünden zamanaşımı sebebiyle düşme kararı verildiği, ve anılan kararın dosyanın istinaf aşamasında bulunduğu süreçte temyiz yolundan geçerek kesinleştiği, bu hali ile davacının temliknameye dayalı olarak alacak isteminde bulunamayacağı, yine davacısı farklı, davalısı ve dava konusu aynı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1128 Esas- 2019/888 karar sayılı davanın reddine karar verilen emsal nitelikte kararının Yargıtay 11. H.D. 2020/4809 Esas – 2021/3058 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği tespit edilmiştir.. İspat yükümlülüğündeki davacının; davalıya ödünç verdiği iddiasını ispat edemediği ve bu haliyle başlatılan takibe yönelik itirazın yerinde olup, itirazın iptali isteminin reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.Bu itibarla; davacının istinaf talebinin dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve 6100 sayılı HMK 355. maddedeki, kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde yapılan inceleme neticesinde; özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre istinaf talebinin HMK/353.1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy çokluğu ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,3.Alınması gerekli 80,70 TL istinaf harcından, yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 26,30-TL harcın davacıdan tahsiline, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere HMK 361/1 maddesi gereğince temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna 13/10/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.Dairemizin 13.10.2022 tarih 2020/2409 Esas – 2022/2188 Karar sayılı dosyasının muhalefet şerhidir. Dava, 6098 sayılı TBK nun 386 vd. Maddelerinde düzenlenen ödünç sözleşmesine dayalı takibe yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine yöneliktir. Davacı, davalıya ödünç verdiğini iddia etmiş, davalı ise taraflar arasında ödünç ilişkisi kurulmadığı, dayanak temliknamenin sahte ve geçersiz olduğu savunmasında bulunmuş olmakla, davalıya ödünç verildiği iddiasını ispat davacı yükümlülüğündedir. Eldeki davada, davalı şirket temsilcileri hakkındaki Anadolu 4. Ağır ceza mahkemesindeki ceza dosyası berat ve düşme kararı ile sonuçlandığı ve kesinleşmiştiği, ancak finans müdürü …’un mahkumiyetine hükmolunduğu dosya kapsamıyla sabittir. Emsal olarak dayanılan Anadolu 4 ticaret mahkemesinde derdest davanın reddini karar verildiği ve kesinleştiği anlaşılmıştır.Her ne kadar temliknamenin şirketin finans müdürü … tarafından imzalandığı ve davacının iddiasına konu çeklerle davalı şirketin ilgisi korulamadığı ileri sürülse dahi Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/18040 Karar No: 2015/2933 ilamı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2021/(19)11-361 Karar No: 2021/772 ilamlarında da kısmen ortaya konulduğu üzere şirketin çalışanının 3. kişiler nezdinde şirketi bir kısım iş ve işlemlerde temsile ilişkin güven oluşturulması halinde ve ayrıca B.K.66 maddesi gereğince adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında, eldeki davada; davalı şirketin temliknameyi benimseyip benimsemediği, finans müdürü … yönünden şirketi temsilde 3. kişiler nezdinde güven oluşturup oluşturmadığı, ceza dosyası ve taraf ticari defter ve belgelerinin, iddia ve savunma ile emsal işlemler bazında araştırılması ve davalı şirket sorumluluğunun gerekirse tarafların muterafık kusurlarının da tartışılması uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde karar tesis edilmesi gerekli olmakla; HMK.353.1.a.6 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılması görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne muhalifim.