Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2020/1529 E. 2021/2110 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1529
KARAR NO: 2021/2110
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/03/2019
NUMARASI: 2017/375 Esas 2019/318 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/03/2019 tarihli ve 2017/375 Esas 2019/318 Karar sayılı dosyasında verilen karar; istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın … isimli şahıstan satın alındığını, gümrük mevzuatına aykırı olarak ithal edildiğinden Körfez 1. Sulh ceza Mah.sinin 30/04/2014 tarih ve 2014/204 D. İş sayılı kararı ile gümrük müdürlüğüne teslim edilmek üzere araca el konulduğunu, araç bedeli 112.000,00 TL ve motorlu taşıtlar vergisi 6.080,37 TL nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davacı ile aralarında alım satım sözleşmesi bulunmadığı, davalılara husumet yöneltilemeyeceği, talebin zamanaşımına uğradığı, zarar ile eylemleri arasında illiyet bağı bulunmadığı savunmasıyla davanın esastan ve usulden reddini talep etmişlerdir. Davacı 07/05/2018 tarihli dilekçesi ile araç üzerindeki şerhlerin kaldırılması için ödediği 20.950,00 TL ÖTV bedelini de eklemek suretiyle dava değerini 139.030,37 TL ye yükseltmiştir. İlk derece mahkemesince; “davalıların aracın ithalatçısı olmadıkları, aracın davacıya davalılar tarafından satılmadığı ve davalıların araçtaki ayıptan haberdar olduklarına yönelik bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6098 sayılı TBK nın 218.maddesi uyarınca satıcının ayıbın varlığını bilmese bile ayıptan sorumlu olduğunu, araca kendisinin kusuru olmaksızın kamu gücüyle el konulduğunu ve bunun hukuki ayıp niteliğinde olduğunu, dava dışı ithalatçı firma yetkilileri hakkında açılan kamu davası neticesi beklenmeksizin hüküm kurulması beklenmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı TBK nın 219 vd. maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekellüf hükümleri kapsamında zararın tazmini istemine yöneliktir. Davanın dayanağı ayıba karşı tekellüf hükümlerini düzenleyen TBK 219 vd mad. satıcı ile alıcı arasındaki hukuki sorumluluğun düzenlendiği, ayıba karşı davacı alıcının davasını satıcıya yöneltmesi gerektiği düşünülmelidir. Somut olayda; davaya konu araç dava dışı ithalatçı … Tarafından ithal edilmiş ve sırasıyla davalı … Ltd Şti, sonrasında diğer davalı … tarafından satın alınmış ise de; araç davalı … tarafından önce dava dışı …’na, sonrasında …’e ve son olarak …’den satın alınarak davacı şirket adına tescil edilmiştir. Davacı ile davalılar arasında doğrudan bir alım satım ilişkisi bulunmadığından davacının aracı kendisine satan …’e husumet yöneltilmesi gerekir iken hatalı olarak husumetin davalılara yöneltildiği ve bu sebeple davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ancak mahkemesince 6100 sayılı HMK nın 114/1-d maddesinde düzenlenen ve resen gözetilmesi gereken “tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları” dava şartından davanın reddi gerekir iken işin esasına girilerek davalıların ayıptan sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla; kamu düzenine ilişkin olan ve resen gözetilmesi gereken dava şartları uyarınca kararın içeriği gereği esasa etkili olmayan istinaf istemleri incelenmeksizin, HMK 353-1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın pasif husumet yokluğundan reddine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A.Davacının İstinaf Başvurusu Yönünden; 1.Davacının istinaf talebinin başvurusunun KABULÜNE, HMK m.353/1-b-2 gereği İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/03/2019 tarihli ve 2017/375 Esas 2019/318 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca karşı taraf lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, B.Davanın Esası Yönünden; 1.Davanın pasif husumet yokluğundan reddine, 2.Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 59,30 TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3.Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. Asg. Ücrt. Trf sinin 13/1 ve 7/2 uyarınca göre taktir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ayrı ayrı verilmesine, Dair, gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere HMK 361/1 maddesi gereğince temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi. 11/11/2021