Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2020/1485 E. 2021/2103 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1485
KARAR NO: 2021/2103
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2019
NUMARASI: 2017/1410 Esas 2019/351 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 03/04/2019 tarihli ve 2017/1410 Esas 2019/351 Karar sayılı dosyasında verilen karar; istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin davalı firmaya farklı zamanlarda toplam 2.736.470,00 TL tutarında borç para gönderdiğini ve adat faturası kestiğini, faturaların davalı tarafa gönderildiğini ve davalının faturalara itiraz etmediğini, davalının borcunu ödememesi üzerine borcun tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalı itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu faturalara müvekkili tarafından itiraz edildiğini ve ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacının parayı banka aracılığı ile havale ettiği hususunu dekontlar ile ispat etmesi gerektiğini, müvekkiline havale edilen paranın eski dönem borç ilişkisinden kaynaklandığını, bir kısmının şirket hesaplarında tutuluyor görülmesinin nedeninin ise müvekkili ile davacı arasında devam eden davaların ve süregelen hukuki ihtilaflar olmasından kaynaklandığını, adat fatura kesilmesi ve bu faturalarla talepte bulunulmasının kanuni ve hukuki bir tavır olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince “Davacı tarafça davalıya gönderilen ödemelere ilişkin dekontlar ilgili bankalardan getirtilmiş, davacı vekili 04/07/2018 tarihli dilekçesiyle müvekkili tarafından davalıya borç verilen paralara ilişkin dekontların bir kısmının TL.bir kısmının ise USD cinsinden olduğunu, bazı zamanlarda davalıya USD cinsinden borç verilmekle birlikte resmiyette Türk Lirası para birimi kullanıldığından verilen borcun TL.karşılığı gösterilerek cari hesaba ve ticari defterlere işlendiğini beyan etmiş, bu konuda ayrıca 11/07/2018 tarihli dilekçesini ibraz etmiştir. Her iki tarafın tacir oluşu göz önünde bulundurularak ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş, alınan 11/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının incelenen 2012 ila 2016 yılları (bu yıllar dahil)arası tüm ticari defter ve dayanak kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 2.273.692,97 TL.tutarında alacaklı göründüğü, davalının aynı yıllara ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtlarında da davacıya takip tarihi itibariyle aynı tutarda borçlu göründüğü, taraf ticari defter kayıtlarının birbiriyle mutabık olup davacı tarafından gönderilen tüm havaleler ile davalı adına düzenlenen tüm faturaların davalı kayıtlarında yer aldığı, davalının davacı tarafça gönderilen havalelere karşılık yaptığı geri ödeme düşüldükten sonra bakiye 2.273.692,97 TL.tutarında kendi defter kayıtlarına göre borçlu göründüğü belirlenmiştir. Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuyla taraf ticari defter ve dayanak kayıtları ile doğrulandığı üzere davacının davalıdan takip tarihi itibariyle takipte talep edilen tutar kadar alacaklı olduğu belirlenmiş olmakla davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyasında itirazının iptali ile takibin aynen devamına, davalı itirazında haksız ve alacak likit olduğundan hükmedilen tutarın %20’si oranında 454.738,59 TL inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine” şeklindeki gerekçeye istinaden; Davanın Kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyasında itirazının iptali ile takibin aynen devamına ve Hükmedilen tutarın %20’si oranında 454.738,59 TL inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, ” karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; açıklamasız havalenin borç ödemesi niteliğinde olduğunu, alacaklı olduğu iddiasını ispat yükünün davacı yanda olup, ödünç ilişkisinin davanın değeri itibariyle kesin delillerle kanıtlanması gerektiği ve yazılı bir belge ibraz edilemediğini, ticari defterlerde kayıtlı olduğu ileri sürülen faturalara itiraz edildiğini ancak bu itirazı dikkate almayan hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu savunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı TBK nın 386.maddesinde düzenlenen ödünç sözleşmesi kapsamında alacağın tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın İİK 67.madde uyarınca iptali ve icra inkar tazminatı istemine yöneliktir. 6098 sayılı TBK nın 102.maddesi uyarınca kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumlarda ödemenin muaccel bir borç için yapıldığının kabulü gerektiğinin düzenlendiği, aksinin yazılı delil ile davacı yanca ispatı gerektiği ve davacının ödeme belgeleri ile tarafların ticari defter ve kayıtlarına dayandığı anlaşılmıştır. Serbest muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli rapor doğrultusunda davanın taraflarına ait ticari defter ve kayıt incelemeleri neticesinde her iki şirket ticari defterlerinin süresinde açılış tasdikinin yapıldığı, kural ve standartlara uygun tutulduğu, ticari defterlerin birbirini teyit ettiği, 2012, 2013, 2014 ve 2015 ticari defterlerinin ticari tasdikinin yapılmadığı, 2016, 2017 ticari defterlerinin e-defter olması nedeniyle kapanış tasdikinin yapılmasına yer olmadığı değerlendirilmesi yapıldıktan sonra davaya dayanak ödeme belgeleri, miktarı ve tarihleri ile tarafların ticari defterlerindeki kayıtları açıkça belirlenip gösterilmek suretiyle ” davalı şirket davacının adat faturalarını kabul ederek ticari defterlerine kayıt etmiştir. Faturalara tebliğ aldıktan sonra ödeme emri tebliğine kadar herhangi bir itiraz ileri sürmemiştir. Davacı tarafından tanzim olunan adat faturası sayısı 15 olup, tamamı davalı kayıtlarında yer aldığından taraflar arasında teamül halini almış bir uygulamanın bulunduğu belirlenmiştir.” ve neticeden birbirini teyit eder ticari defter kayıtlarında davacının dava miktarı kadar alacaklı davalının da dava miktarı kadar borçlu olduğu tespiti yapılmıştır. İspat yükü kendisine düşen davacı yan yazılı delil niteliğinde olan usulünce tutulan, birbiri ile uyumlu taraf ticari defter ve kayıtları ile ispat yükümlülüğünü yerine getirdiğinden ve alacak tarafların ticari defterlerinde kayıtlı bulunup, hesaplanabilir nitelikte olduğundan davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu itibarla; davalının istinaf talebinin HMK 353-1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.Alınması gerekli 155.315,96 TL istinaf harcından, yatırılan 38.830,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 116.485,19‬TL harcın davalıdan tahsiline, 3.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca vekalet taktirine yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, Dair, gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere HMK 361/1 maddesi gereğince temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi. 11/11/2021