Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2020/1465 E. 2021/1976 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1465
KARAR NO : 2021/1976
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2019
NUMARASI : 2018/664E. 2019/413K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/10/2021
BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 24/04/2019 tarihli ve 2018/664E.- 2019/413K. sayılı dosyasında verilen karar; davalı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’un 29.10.2016 tarihinde sahibinden.com internet sitesi üzerinden gördüğü … marka … plakalı aracı davalılardan … ile görüşerek 250.000,00 TL’ye satın aldıklarını, satış bedelinden 140.000,00 TL’yi elden nakit olarak …’e ödediğini, kalan 110.000,00 TL için keşidecisi …, kefili … olan bir adet senet düzenlenerek davalı …’e verildiğini, bu senet kapsamında dava dışı … Ltd.Şti. hesabına 31.10.2016 tarihinde 50.000,00 TL, 03.11.2016 tarihinde 60.000,00 TL olmak üzere ödeme yapıldığını, 03.11.2016 tarihinde Beşiktaş …Noterliği’nin … yevmiye numarası ile Araç Satış Sözleşmesi tanzim edildiğini, ödeme tamamlandığı için bahse konu senedin davalı …’den geri istendiğini, fakat davalının senedi iade etmediği gibi, senedin diğer davalı …’a ciro edildiğini, ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine müstenit icra takibi başlatıldığı, takibe konu senedin kambiyo vasfı taşımadığından bahisle iptali yönünde Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1028 Esas numaralı dosyası ile dava açtıklarını, takip konusu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile kötüniyetli davalıların %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; araç satış bedeline ilişkin 50.000,00.-TL ve 60.000,00.-TL olmak üzere toplam 110.000,00.-TL ödendiğini, bakiye 140.000,00.-TL ödenmediğini, davaya konu senedin davacı tarafa elden nakden verilen borç karşılığında alındığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının sunduğu ödeme dekontlarında yaptığını iddia ettiği ödemelerin senetle hiçbir ilgisi olmayan … Ltd. Şti hesabına yapıldığını, müvekkiline ciro edilerek verilen senedin nakden yazılı bir senet olduğunu, dolayısıyla dava dilekçesinde bahsedilen araç satışına ilişkin bir senet olduğu iddialarının asılsız olduğunu, davacının imzaya itirazının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; “..Gerek Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası gerek Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/1028 esas sayılı dosyası, gerek banka dekontları ve gerekse araç satış sözleşmesi dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında araç satışına ilişkin sözleşme yapıldığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davacının araç satış bedelinin bir kısmına ilişkin olarak 110.000TL bedelli senet verdiği iddiasının 50.000TL ve 60.000TL lik ödemeleri konu alan ve “araç ödemesi” açıklamalı banka dekontları ile uyumlu olduğu, davaya konu senedin düzenleme tarihinin araç satış sözleşmesinden önceki tarih olduğu, her ne kadar davalı tarafça bahse konu senedin taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacıya nakden verilen borç karışlığı alındığı ileri sürülmüş ise de; taraflar arasında araç satış sözleşmesinden önce ticari ilişki bulunduğuna dair dosyaya yansıyan herhangi bir bilgi, belge ve delil bulunmadığı, kaldı ki satış sözleşmesinde aracın bedelinin alındığı hususunun davalı tarafça kabul edildiği, açıklanan nedenlerle davacının davaya konu senet kapsamında davacının davalı …’e borçlu bulunmadığının anlaşıldığı, diğer yandan her ne kadar davalı … hakkında da dava açılmış ise de; davacının bu davalıya yönelik davasından feragat ettiği anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın feragat nedeniyle reddi gerektiği kanaatine varılarak…Davalı …’in senet bedelini tahsil etmiş olmasına rağmen, söz konusu senedin icra takibine konu etmesi nedeniyle kötüniyetli olduğu anlaşıldığından, alacağın %20 si oranında kötüniyet tazminatının davalı …’den davacıya verilmesine .”.., gerekçesi ile;”1-Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile, davaya konu 03.10.2016 tarihli 110.000-TL bedelli senet dolayısıyla davacının davalı …’e borçlu bulunmadığının TESPİTİNE,Davalı …’in senet bedelini tahsil etmiş olmasına rağmen, söz konusu senedin icra takibine konu etmesi nedeniyle kötüniyetli olduğu anlaşıldığından, alacağın %20 si oranında kötüniyet tazminatının davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,2-Davalı …’a karşı açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE, ..” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkili arasındaki araç satış hususunda hiçbir ihtilaf ve sorun bulunmadığını, araç satışının gerçekleştiğini ve yüklenilen karşılıklı edimlerin yerine getirildiğini, ancak senet tarafların arasındaki araç satış ticaretinden tamamen ayrı olarak çok evvelinde verilen borç karşılığında düzenlendiğini, senedin başka bir ticari ilişki sebebiyle verildiğini, ispata zorunlu olan ve bu hususta yazılı delil sunma yükümlülüğü bulunan tarafın davacı ol.duğunu, davacı tarafın senedin araç satışı ile ilgili olduğuna veyahut başka bir ticari ilişki kapsamında olduğuna dair tek bir delil sunmadığını, bahse konu senedin metninden de anlaşılacağı üzere iş bu senedin araç ticaretinden tam bir ay önce düzenlenmiş olduğunu, araç satışı ile ilgi ve alakasının olmadığını, senedin herhangi bir ticari ilişki sebebiyle verildiğini iddia eden tarafın, bu iddiasını yazılı delille ispat etmek zorunda olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK’ nın 72 maddesine dayalı, takip konusu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti istemidir.Mahkemece kısmen kabul kararı verilmiş, davalı alacaklı istinaf kanun yoluna getirmiştir.Davalı Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında takibe konu senedin taraflar arasında gerçekleşen araç alım satımı ile ilgili olmadığını araç parasının ödendiğini, takip konusu senedin önceden verilen ödünç karşılığı olduğunu ispat külfetinin davacıda bulunduğunu, savunmaktadır.Dosyaya celp edilen Bakırköy 1.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1028 Esas numaralı davasında takip konusu senedin kambiyo senedi vasfında olduğu tespit olunmuş itiraz -şikayet red edilmiştir.Davacının davalı … hakkındaki şikayeti üzerine ceza davası açıldığı anlaşılmıştır. Genel olarak, davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.Eş söyleyişle, kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Yargıtay 13. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2016/24958 KARAR NO: 2019/11324 sayılı kararında, …Mahkemece, davanın davalı .. açısından reddine, davalı … yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı .. tarafından temyiz edilmiştir.Dava, bedelinin ödendiği iddia olunan senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ..’e karşı açılan dava yönünden; “… Davacı borçlu yazılı belge ile davalı satıcı malik…’e konut satışından kalan 25.000,00 TL’yi ödediğini ispatlamış olduğu gerekçesiyle davalı …’e karşı açılan dava yönünden davacının bu miktarda borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasında düzenlenen 06.09.2013 tarihli belgede bakiye satış bedeli mukabilinde davacı tarafından davalıya bir senet verileceğine dair herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Davaya konu bono da sebepten mücerret kambiyo senedi vasfında bir belgedir. Bu senedin taraflar arasındaki bakiye satış bedeline istinaden düzenlendiğini ispat, senede karşı senet kuralı gereği yine yazılı bir belge ile mümkündür. Somut olayda, yukarıda özellikleri yazılı kambiyo senedinin taraflar arasındaki alım satım ilişkisine istinaden verildiği ispatlanamamasına rağmen yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” şeklinde konu izah edilmiştir.Ayrıca;Ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusuyla hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine dair ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. Davacılardan birinin şikayeti üzerine, davalının hakkında açılan ceza davasında yargılandığı ve davanın derdest olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.6098 Sayılı T.B.K.’nun 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararının hukuk hakimini bağlayacağından, mahkemece, ceza davasının sonucunun beklenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.Somut olayda, takip konusu bono da nakten kaydı bulunduğu ,davacı borçlunun bu kaydın aksini iddia ederek araç alım satımı sonucu düzenlendiğini ve tutarının iki seferde haricen ödenerek bedelsiz kaldığını iddia ettiği, ispat külfetinin davacıda olduğu, delil listesinde yemin delilinin bulunduğu, Bakırköy 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/708 esas ve 2019/511 karar sayılı ilamı ile davalı …’in bedelsiz senedi tahsile koyma suçunu işlediğinin sabit olduğundan bahisle mahkimiyet hükmü kurulduğu ve BAM 22. Ceza Dairesinin 2019/3825 esas ve 2021/792 sayılı ilamı ile uzlaşma hükümleri kapsamında kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verildiği anlaşılmıştır.Mahkemece ispat külfetinin davalı alacaklı üzerine olduğunun kabulü ile verilen hüküm yerinde değildir. Taraf delillerinin yeniden değerlendirilmesi ile davalı yana yemin hakkı hatırlatılarak hüküm kurulması gerekli ise de; ceza dosyası kapsamıyla kesinleşen maddi olgu hukuk hakimini de bağlayacağından neticesinin bekletici mesele yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi isabetli görülmemiştir.İzah edilen nedenlerle; davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, HMK 353.1.a.6 gereğince İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-6 uyarınca BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 24/04/2019 tarihli ve 2018/664E.- 2019/413K. kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 2.Yukarıda belirtilen kapsamda deliller toplanarak esas yönden yargılama yapılması hususunda dosyanın kararı veren BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,3.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine,5.Davalının yatırdığı 1.878,52 TL istinaf karar harcının iadesine Dair,dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 27/10/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.