Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2020/1263 E. 2021/1619 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1263
KARAR NO: 2021/1619
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2018
NUMARASI: 2015/1137E. 2018/1069K.
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Yükleniciden İşyeri
Alımına Dayalı)
BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 22/11/2018 tarihli ve 2015/1137E. 2018/1069K. sayılı dosyasında verilen karar; davalı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı birliğin 78 ortak kooperatifin bir araya gelmesiyle kurulan bir kurum olduğunu, 775. sayılı yasa hükümleri çerçevesinde Esenyurt Belediyesi tarafından yapılan toplu konut projesinin sahibi ve uygulamacısı olduğunu, Esenyurt Belediyesi ve İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi ile yapılan sözleşmeler uyarınca söz konusu projelerin altyapı imalatlarını yaptığını, davalı şirket ile dava dışı … A.Ş. arasında, mülkiyeti … A.Ş.’ye ait olan İstanbul İli Esenyurt İlçesi … Mevkii, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlara, yapılacak olan Ticaret-Hizmet ve rekreasyon alanı binaları için kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davacı ve davalı taraf arasında yapılan 08.01.2005 tarihli sözleşmeye göre, “… İnşaat, Esenkent Projesinin tüm bölgelerine … tarafından yapılan altyapı bedellerine karşılık olarak Birliğe altyapı bedeli ödeyeceği, Sözleşmenin 3. maddesine göre, “… İnşaat’ın Birliğe ödeyeceği, ticaret + hizmet ve rekreasyon alanında yapılacak binaların altyapı bedeli ve … A.Ş.’nin karşılıksız katkısına karşılık olarak toplamda 150 m2’lik bir alanı yapacağı Ticaret + Hizmet binasından verecektir. Verilecek yerlerin, 60 m2 lik kısmı binanın giriş katında, 76 m2 lik kısmı binanın 1. katında, 14 m2’lik kısmı ise binanın bodrum katında depo olarak kullanılmak üzere verilecektir. … İnşaat bu yerleri Birliğe parça parça vereceği gibi, tek parça olarak da verebilir.” şeklinde anlaşma yapıldığını birliğin, dayalı yan ile arasında yapılan 08.05.2005 tarihli sözleşme ile yukarıda bahsedilen bağımsız bölümlerin temlik altına alındığını, davalı şirketin 18.05.2005 tarihli sözleşmeyle, davacıya temlik ettiği bağımsız bölümlerin tapuda devrini yapmadığını, tapuda İstanbul İli, Esenyurt İlçesi … Mevkii … Pafta, … ada, … parselde kayıtlı … arsa paylı … Kat … bağımsız bölüm nolu dükkan ile … kat … bağımsız bölüm nolu dükkanın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, bunların arsa payı satış sözleşmesinden yüklenici davalıya verilen dükkanlardan ikisi olduğu, bu taşınmazların sözleşmede belirtilen vasıflara uygun taşınmazlar olduğu, bu taşınmazların tapularının iptal edilerek davacı adına tescili ve 14 m2 depo alanının da davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde harca esas değeri her ne kadar 190.000 TL olarak göstermişse de dava konusu taşınmazların değerinin bunun çok üzerinde olduğu ve eksik harcın tamamlanması gerektiğini, davacı tarafça tapu iptal ve tescil talebinde bulunulmuşsa da taşınmaz devrine ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılması zorunlu olduğundan sözleşmenin geçersiz olduğunu, geçerli kabul edilse dahi birlik tarafından sözleşmedeki edimler yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, altyapı çalışmasının davacı birlik tarafından yapılmadığını, tüm altyapı çalışmalarının Esenyurt Belediyesi tarafından yapıldığını, Belediyenin de bunun karşılığında davalı şirketten 200.000 TL bedel talep ettiğini, söz konusu taşınmazlar için, 99.450 TL aidat, 2.510 TL çevre ve temizlik vergisi, 4.825 TL emlak vergisi borcu ödendiğini, hukuken geçersiz bir sözleşmeye dayanan, zaman aşımına uğramış bu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; “..1-Davanın kabulü ile Esenyurt İlçesi, … Mevkii (yeni ismi .. Mahallesi) … Pafta, … ada, … Parsel’de kayıtlı … arsa paylı …Kat, … bağımsız bölüm nolu dükkan ile … arsa paylı, … kat, … bağımsız bölüm nolu dükkan ve sözleşmenin 3.maddesi c bendinde tanımlanan depo olarak kullanılacak 14 m2 lik taşınmazın davalı adına olan tapularının iptali ile davacı adına tesciline, 2-İİK nın 28. maddesi uyarınca hüküm özetinin derhal ilgili tapu sicil müdürlüğüne tevdiine, 3-Safahatta verilen ihtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşeceği tarihe kadar devamına, 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 58.063,50 TL harçtan peşin alınan 14.516,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 43.546,77 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, ..” şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı birliğin taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemek koşuluyla- ilk derece mahkemesinin kabul şekline göre müvekkil şirket tarafından ödenen aidat bedellerinden dolayı davacı şirketin sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verecek şekilde karar oluşturmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından eksik ve hatalı inceleme neticesinde verilen 22.11.2018 tarihli kararın kaldırılarak davacının taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Esenyurt İlçesi, … Mevkii (yeni ismi … Mahallesi) … Pafta, … ada, … Parsel’de kayıtlı … arsa paylı …Kat, … bağımsız bölüm nolu dükkan ile … arsa paylı, … kat, … bağımsız bölüm nolu dükkan ve sözleşmenin 3.maddesi c bendinde tanımlanan depo olarak kullanılacak 14 m2 lik taşınmazın tapusunun iptalinin ve davacı adına tescili olmadığı takdirde iş edilinin tahsili istemidir. Mahkemece kabul kararı verilmiş, kararı davalı vekili istinaf kanun yoluna getirmiştir. Her ne kadar dava dışı belediye ile davacı birlik arasında bir altyapı tesisleri yapma yönünde protokol var ise de, taraflar arasında 08.01.2005 tarihli bu temel protokole göre yapılmış iş bedelinin yapılacak inşaattan toplamda 3 adet bağımsız bölümün temliken devredilmesi ile takasen ödeneceğinin kararlaştırıldığı sözleşmenin temlik sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Nitekim davalı; yapılan sözleşmenin adi yazılı olduğunu, geçersiz olduğunu, zamanaşımına uğradığını ve davacı birliğin davalının yüklenicisi olduğu parsellerde alt yapı işini yapmadığını savunmuştur. Mahkeme tescil yönünde hüküm kurmuştur. Davacı vekili mayıs 2021 tarihi son dilekçesinde birliğin tasfiyeye girdiğini, mal varlığını vakfa devrettiğini, dosyanın bir an evvel çözümlenmesini makul sürenin aşıldığını belirtmiştir. Bu kapsamda yapılan incelemede; Mahkemenin “… Somut olayda, taraflar arasında yapılan 08.01.2005 tarihli sözleşme ilişkisi taraflar arasında çekişmesizdir. Esenyurt Bediyesinden gelen yazılarına ve davacının 08.01.2005 tarihli sözleşmeye göre edimini yerine getirmiş olduğu, diğer taraftan davalının ise edimin yerine getirilmesine karşın davacıya 150 m2’lik bir alanı yapacağı Ticaret + Hizmet binasından vermesi gerektiği halde vermemiş olduğunun belirlendiği, davalı şirketin davacının sözleşme kapsamında edimini yerine getirmesi dolayısıyla sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca “… İnşaat birliğe vereceği yerlerin resmi kurum ve kuruluşlara ödenecek vergi, resim ve harçların kendi ödeyecek birliğe iskanı alınmış şekilde teslim edecektir.” şeklinde ifadenin yer aldığı düşünüldüğünde davalının edimini yerine getirmediği,davalı tarafın taşınmazların teslimini yapmamasına karşın geçmiş dönemlere ait aidatların mahsup ve takasını istemiş olduğu düşünüldüğünde davacının edimini yerine getirdiğinin davalı tarafça da kabul edildiği, bu itibarla davalının teslimini yapmadığı taşınmazlara ilişkin aidat taleplerinin yerinde olmadığının kabulünün gerektiği, davalının taşınmazları davacıya tesliminden sonra davacıdan söz konusu taşınmazlara ilişkin aidat talebinde bulunabileceği, davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde, davacı taraftan taşınmazların teslimi yapılmamasına karşın geçmiş dönemlere ilişkin aidatların mahsup takasının istenmiş olması davacının edimlerini yerine getirdiği hususunun davalı tarafça da kabul edildiği, teknik bilirkişi … tarafından hazırlanan 22/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda sözleşme içeriği edimlerin davacı tarafça yerine getirildiği belirlenmiş, davalının edimini yerine getirmediği, bunun ön göstergesi 08/01/2005 tarihli sözleşmenin 3. Maddesinde belirtilen kısım için davacı adına taşınmazlarla ilgili herhangi bir tapu kaydı bulunmaması ve davalı firma muhasebe yetkilisinin dosya kapsamında borç-alacak hesapları sonucunda taşınmazın değerinin hesaplarda gösterilen borç miktarlarından düşülmesidir. ” şeklindeki gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmakla Dairemizce de benimsenmiştir. Davalı sözleşmenin adi yazılı olduğunu geçersiz bulunduğunu belirtmiş ise de, bilirkişi raporuna göre, davalı yüklenici KKİS sözleşmesinin, gereklerini yerine getirmekle bu aşamadan sonra TMK 2 .maddeye göre geçersizliği ileri sürmesi mümkün değildir. (Yargıtay 13 HD nin 2003/4069E-8018 K sayılı kararı) Zamanaşımı savunması bakımından, davacı Borçlar Kanunu 162, 163,TBK’nın 182 ve devamı maddelerine dayanarak tescil olmadığı takdirde bedel isteğinde bulunmuştur. Davalı devretmeyi vaad ettiği bağımsız bölümlerin kat irtifaklı tapusunu 2006 yılında almış olup , 10 yıllık genel sözleşme zamanaşımı 18.10 2006 tarihinden başlayacaktır. dava tarihine göre bu süre geçmemiştir. Davalı bu bağımsız bölümler için verdiği vergi vs gibi masrafların mahsup edilmesini istemiş ise de, dava kademeli olmakla beraber ayni nitelikte istem bulunduğundan nazara alınması mümkün olmayıp nef ve hasarın kime ait olacağı masrafın istenip istenmeyeceği ayrı bir davanın konusudur. Tüm dosya münderacatı değerlendirildiğinde, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, gerektirici nedenlere ve delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve esas yönünden hukuka uygun karara ilişkin; davalının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca vekalet taktirine yer olmadığına, 3. Alınması gereken 58.063,50 TL harçtan, nispi yatırılan 14.471,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 43.592,02 TL harcın ilk derece mahkemesince davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, verilen gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere HMK 361/1 maddesi gereğince temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.