Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/93 E. 2023/529 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/93
KARAR NO: 2023/529
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/671 Esas
KARAR NO: 2022/680
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkil Kurumun hizmet alım ihalesi kapsamında güvenlik firmalarında çalışan dava dışı …, …, …, …, … ve … isimli güvenlik personellerine yapılan işçilik ödemelerinin sözleşmesel sorumluluk kapsamında güvenlik firmalarından rücuen tahsil edilmesi gerektiğini, sözleşmelerin ilgili hükümlerinde, yüklenicinin işin görülmesi sırasında ve/veya işin görülmesi nedeniyle istihdam ettiği kişiler ile yaşayacağı hukuki ihtilaflar nedeniyle (işten çıkarma, işten ayrılma, istihdam edilenin haklı nedene sözleşmeyi feshi vb.) yürürlükteki mevzuat hükümleri nedeniyle davacı kurumun da sorumlu tutulabileceği, tüm zararlarda (Kıdem, İhbar tazminatı, manevi tazminat, işe iade vb.) davacı kurumun sorumlu olmadığını, kurumun yukarıda belirtilen nedenlerle herhangi bir ödeme yapmak zorunluluğunda kalması durumunda yapılan bu ödemeyi başkaca bir ihbar ve/veya ihtara gerek olmadan, tamamen, nakden ve defaten davacı kuruma ödeyeceğini kabul ve taahhüt edeceğini, davacı kurum tarafından, herhangi bir ödeme yapılması halinde hisse oranlarına bakılmaksızın, tamamının yükleniciden tahsil edileceği şeklinde hükümler yer aldığını, dava dışı çalışanların çalıştığı yüklenici firmalara işçilik alacakları ödemelerine ilişkin ihtarlarda bulunulduğunu, buna rağmen, mezkur yüklenici firmalardan herhangi bir ödeme yapılmadığını, Borçlar Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince işçileri çalıştıran firmalardan rücuen tahsil edilmesi gerektiğini beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı firmalar çalışanları olan davadışı yukarıda mezkur işçilere ödenen davalı firmaların sorumluluğundaki tüm ödemelerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md.109 hükmü gereğince şimdilik 16.000,00 TL’lik kısmının mezkur icra dosyalarına ödendiği ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak avans faiziyle birlikte ( davalı … Hizmetleri Limited Şirketi yönünden 6.000,00-TL, davalı … Hizmetleri Limited Şirketi yönünden şimdilik 6.000,00-TL, davalı … Hizmetleri Limited Şirketi yönünden şimdilik 4.000,00-TL,) tahsiline, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Hizmetleri Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesi ile; Dava dışı işçiler, müvekkili şirket uhdesinde kısmi sürelerle çalıştığını, dava dışı işçilerden …, müvekkili şirket uhdesinde çalışırken 30.09.2013 tarihinde istifa ettiğini, dolayısıyla istifa ile sona eren sözleşme kapsamında dava dışı işçiye ödenen tazminatı kabul etmelerinin söz konusu olmadığını, öte yandan davacı kurum ile imzalanan hizmet alım sözleşmesinde işçilik alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu olduğuna ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığını, bahse konu olan sözleşmede kıdem tazminatına ilişkin herhangi bir ifade yer almadığının açık olduğunu, her ihale ve sözleşme dönemine ilişkin düzenlenen şartname hükümleri incelenmeden, dava dışı işçinin çalıştığı dönem sonunda hak ettiği kıdem tazminatından müvekkili şirketinde sorumlu olduğunun iddia edilmesi hakkaniyetle bağdaşmadığını beyan ederek; öncelikle davanın yetki ve görev yönünden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesi ile; Huzurda görülmekte olan dava 4734 sayılı Kamu İhale kanuna mevzuatına göre yapılmış Hizmet alım işine ait sözleşmeden kaynaklanmakta olup TRT nin kurum olarak tacir vasfıda bulunmadığını, mevcut alacak talebi tarafların işletmesi ile ilgili de olmadığını, bu sebeple genel hükümlere göre görevli ve yetkili mahkeme İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple esasa girilmeden davanın görev yönünden reddine karar verilmesini gerektiğini, davacı tarafından talep edilen rücuen tazminat istemi ile ilgili borçlar kanunun 73. maddesi uyarınca 2 yıllık zaman aşımı defi’in de bulunduklarını bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı kurum yetkililerinin personele rızaen yaptığı ödemede, müvekkili şirketin herhangi bir kusuru olmadığından davanın müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, Ayrıca 4857 Sayılı İş Kanunun 6. Maddesine göre müvekkilinin işçilik alacaklarından kanuni sorumluluğu devir tarihinden itibaren 2 yıl ile sınırlı olduğunu beyan ederek; görev itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini, hukuka ve yasaya aykırı olan davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “…davacı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından hizmet alım ihalesi kapsamında dava dışı işçilere ödenen bedellerin davalılardan rücuen tahsili istemine yönelik olup, davalıların tacir olduğu ve uyuşmazlık konusunun ticari işletmesiyle ilgili olduğundan tereddüt bulunmamaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/II. maddesi uyarınca Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun tacir olarak kabulü mümkün olmadığından, tacirin işlerinin ticari olması esasının da burada kullanılmasını imkânsız hale getirmektedir. Bu halde; rücu talebine konu istem her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmayıp ticari iş niteliğinde olmadığından eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup, Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlığın genel mahkeme sıfatıyla sonuçlandırılması zorunlu olduğu ” gerekçesiyle açılan davanın, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddi ile, mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil kurum TRT, Ankara Ticaret Odasına kayıtlı olmakla birlikte emsal Yargıtay Kararlarında görüleceği üzere tacir sıfatını haiz olduğunu, tarafları tacir olan bir davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Davacı vekilince 22.12.2022 havale tarihli başvuru dilekçesi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuş ise de istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf karar harcının (maktu) yatırılmadığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344. maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346. maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekiline 6100 sayılı HMK’nun 344. maddesi uyarınca istinaf karar harcını ve istinaf kanun yoluna başvurma harcı yatırması/yatırıldığına dair belgeyi sunması için yazılı bildirim yapılarak bir haftalık kesin süre verilmesi ve kesin süre içerisinde yatırılmadığı/sunulmadığı takdirde istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılacakları hususunun ihtar edilmesi, harç ikmal edildiği takdirde dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi gerektiğinden, eksikliğin ikmali için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Yukarıda belirtilen eksikliğin giderilmesi için HMK’nun 352.maddesi gereğince dosyanın Mahkemesi’ne GERİ ÇEVRİLMESİNE 2-Geri çevirme sebebine göre sunulan istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile kesin olarak karar verildi.29/03/2023