Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/853 E. 2023/1325 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/853
KARAR NO: 2023/1325
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/452
KARAR NO: 2022/381
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
DAVA: Sıra Cetveline İtiraz ( Kayıt Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 27/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, müflis … Paz. A.Ş.’den 20.994.000,00 TL alacağı bulunduğunu, alacağının 35 kayıt numarası ile 4’ncü sırada iflas masasına kaydedildiğini, davalının ise finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan 24.865.870,53 TL’lik alacağını 54 kayıt numarası ile 4’ncü sırada kaydettirdiğini ancak davalının bu alacakları içerisinde kefili olan ve bu şekilde tahsilat yapılanlar olduğu gibi müflis şirket tarafından yapılan ödemelerin de bulunduğu dikkate alındığında bir alacağının kalmadığını beyan ederek, davalının alacağının terkinini ve davalıya tahsis edilen bedelin İİK 235/3 maddesi gereği işbu dava masrafları da dahil olmak üzere müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müflis ile imzalanan finansal kiralama sözleşmesine konu kira bedellerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle ihtarname keşide edilerek verilen süreler sonunda sözleşmenin feshedildiğini, iflas neticesinde toplam 24.865.870,53 TL alacaklarının iflas masasına kaydının talep edildiğini, alacaklarının kalmadığı yönündeki davacı iddiaların yersiz olduğunu savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Davalı şirketin alacağı 24.865.870,53 TL olarak masaya kaydolmuştur. Bilirkişi bunun 24.087.292,67 TL si yönünden davalının alacaklı olduğunun net olduğunu, 209.619,19 TL tapu masrafı ve 253.038,20 TL dava masrafı yönünden ise takdirin mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir. Dekont suretleri sunulduğuna göre, iflas tarihinden de önceye ait olan masrafların masaya kaydının istenebileceği açıktır. Buna göre davalının müflisten alacağı 24.087.292,67 + 209.619,19 TL + 253.038,20 TL = 24.549.950,06 TL alacaklıdır. Kabaca 300.000 TL lik kısmın terkin edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ne var ki; yargılama sırasında davalının vazgeçtiği 21.164.788,24 TL lik kısım, aradaki farktan çok daha yüksek olup; davalı zaten kendi beyan dilekçesi ile sıra cetvelindeki alacağını 3.701.082,29 TL’ye düşürmüştür. Bu bakımdan terkin edilmesi istenen haklı olunun tutar bakımından da dava konusuz kalmıştır. Dava tarihi itibariyle haklılık oranlarına bakıldığında, davacının dava ettiği miktara göre büyük oranda haksız olduğu anlaşıldığından, davacının haklılık oranındaki azlık nazara alınarak yargılama giderleri bölünmemiş, davacı üzerine bırakılmış; her iki taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.” gerekçesiyle, “Davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müflis şirkete finansal kiralama sözleşmesinin feshine dair usulüne uygun ihtar tebliğ edilmediğini, müflis şirket çalışanların listesinde ismi yer almayan bir kişiye yapılan tebligatın geçerli olmadığını, ayrıca iflas kararı verilen şirkete kayyum atandığı için kayyuma tebligat yapılıp yapılmadığının da incelenmesi gerektiğini, hukuken geçerli olmayan bir şekilde alacaklı beyanları ile alacak oluşturulması, bu alacaklara hukuka aykırı şekilde faiz işletilmesi, muaccel olmayan alacaklardan dolayı yüksek alacak rakamları oluşturularak müflis şirketin mahfına sebep olacak işlemler yapılmasının hatalı olduğunu, davalının alacakları arasında kefili olan ve bu şekilde tahsilat yapılanlar olduğunu, borca karşılık olarak müflis şirket tarafından yapılan ödemelerle de davalının bir alacağı kalmadığını, kira alacağı olarak belirtilen kalemin hangi hukuki sebebe dayandığı ve bu kiranın ne şekilde hesaplandığı da dilekçede belirtilmediğinden davalının kira adı altında kayıt ettirdiği alacağın varlığını ve miktarını ortaya koyması gerektiğini, hükme esas alınan itiraza uğramış bilirkişi raporlarında borçlu şirketi temerrüde düşürecek usulüne uygun tebligat yapılıp yapılmadığı hususuna hiç değinilmeden banka kayıtları esas alınarak matematiksel hesaplamalar yapıldığını, bu hesaplamalarda davalı şirketin İflas Müdürlüğüne davadan 1 yıl sonra sunduğu beyan dilekçesiyle alacağın büyük kısmından feragat ettiği hususuna değinilmediğini, İflas Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabında davalı şirketin feragat beyanının davada haklı olduklarını gösterdiğini beyan ederek, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasından düzenlenen 17/08/2020 tarihli sıra cetvelinin … kayıt numarasıyla 4. sırada kaydedilen 24.865.870,53 TL davalı alacağının feragattan sonra kalan 3.701.082,29 TL’lık bakiyesinin tamamının terkini ile İİK 235/3 maddesi gereğince bu alacağa tahsis edilen hissenin dava masrafları da dahil müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, kayıt terkin istemine ilişkindir. İİK’nın 235.maddesinde; “…İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar. Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dava basit yargılama usulü ile görülür. Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yoluyla icra mahkemesine arz olunur.” Bir alacaklı başkasının kabul edilen alacağına (alacağın varlığına, miktarına) veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa, bu takdirde davayı alacağına veya sırasına itiraz edilen alacaklıya karşı açar (İİK m. 235/II). Uygulamada bu tip davalara kayıt terkin (silme) davaları da denir ve bu davalar ticaret mahkemesinde açılır. (Mahmut Bilgen, İcra İflas Hukukunda Sıra Cetveli, 3.Bası, s.884) İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/167 E. 2019/1216 K. sayılı kararıyla Müflis … Pazarlama A.Ş.’nin 04/12/2019 tarihinde iflasına karar verilmiştir. İflas kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 04/02/2020 tarihli 2020/1554 E. 2020/212 K. sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 31/01/2022 tarihli 2021/3541 E. 2022/374 K. sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Müflis … Pazarlama A.Ş. hakkında tasfiyenin İstanbul Anadolu … İcra İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü, davacı tarafından iflas masasına yapılan başvuru sırasında tebliğ masrafı depo edildiği, sıra cetvelinin davacıya 11/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın hak düşürücü süre içerisinde ve görevli mahkemede açıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından yapılan başvuruya istinaden 20.994.000,00 TL alacak talebinin tamamen kabul edilerek 4. sıraya kaydedildiği, yine davalı tarafından yapılan başvuruya istinaden 24.865.870,53 TL alacak talebinin tamamen kabul edilerek 4. sıraya kaydedildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından, iflas masasına davalı alacağı olarak kaydedilen 24.865.870,53 TL’nin tamamının terkini istemiyle eldeki dava açılmıştır. İİK’nın 195/1. maddesinin “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü uyarınca iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Davalı tarafından iflas masasına yapılan başvuruda; 10.435.026,60 TL kira, 13.746.734,16 TL iflas tarihine kadar işlemiş (yıllık %25) temerrüt faizi, 209.619,19 TL kira masraf borcu (emlak vergisi, tapu harcı vs), 221.452,38 TL kira masraf borcuna iflas tarihine kadar işlemiş (yıllık %40) temerrüt faizi, 253.038,20 TL dava masraf yargılama gideri olmak üzere toplam 24.865.870,53 TL’nin kaydı talep edilmiştir. Mahkemece bankacı bilirkişiden alınan 26/07/2021 tarihli raporda; davalı şirketin leasing firması olarak, müflisin de kiracı olarak finansal kiralama sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme kapsamında kira bedellerinin ödenmediği, davalı şirketin ihtar çekerek 60 gün süre verdiğini, 31/03/2017 tarihinden itibaren temerrüdün oluştuğunu, davalı şirketin iflas tarihi olan 04/12/2019 tarihi itibariyle müflisten 10.435.276,60 TL ödenmeyen kira tutarı toplamı, 13.652.016,07 TL faiz ve KDV (11.569.505,16 TL faiz tutarı + 2.082.510,91 TL %18 KDV) olmak üzere 24.087.292,67 TL alacaklı olduğunu, ayrıca 209.619,19 TL tapu masrafı ve 253.038,20 TL dava masrafı talep edilmiş ise de bu giderlerin vergiden düşüldüğü kabul edilmekle ve belge aslı sunulmadığından bu taleplerin yerinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı davalı vekili itiraz dilekçesi sunmuş ise de daha sonra 04/11/2021 tarihli dilekçesi ile; İflas dosyasına sunmuş oldukları 04/11/2021 tarihli dilekçe ile 6361 sayılı yasa hükümleri dairesinde iflas ve sıra cetveline kayıt tarihinden sonra müvekkili şirket alacağı kısmen tahsil edilmiş sayıldığından, alacak kaydı taleplerinin 21.164.788,24 TL kısmından vazgeçtiklerini, finansal kiralama sözleşmesine göre temerrüt faizi oranı yıllık %40 olmasına karşın faiz oranında indirim yapılarak taleplerine “3.701.082,29 TL kira alacağına işlemiş yıllık %30 temerrüt faizi alacağı” olarak devam ettiklerini beyan etmiştir. Davalı vekilinin 24/11/2021 tarihli celsede; “bizim iflas tarihi itibariyle alacağımız 24.865.000,00 TL civarıdır ancak iflas masasına kayıttan sonra mülkiyeti müvekkile ait olan taşınmazın satışı ile 6361 sayılı yasanın 33/1 madde hükümlerine göre kabaca 12.567.000,00 TL (KDV Hariç) civarında tahsilat yaptık, yaklaşık 9.000.000,00 TL civarı faizden de hakkaniyet gereği vazgeçtik, böylece sadece 3.701.082,29 TL temerrüt faizi alacağımız kaldı, iflas tarihi itibariyle bilirkişi 24.000.000,00 TL’den fazla alacağımız olduğunu tespit etmiştir, bizim de iddiamız iflas tarihi itibariyle 3.701.082,29 TL alacağımız olduğudur, dolayısıyla alacağımızdan fazla fazla yüksek tutar bilirkişi tarafından tespit edilmiştir” beyanı üzerine, Mahkemece masaya kaydedilen 24.865.870,53 TL alacağın ne kadarının kira alacağı, ne kadarının faiz olduğu hususu sorulduğunda; “Bu tutarın 10.435.026,60 TL’si kira alacağı yani asıl alacak, 13.746.734,16 TL’si temerrüt faizi alacağıdır, bu alacağın tamamı iflas müdürlüğünce kabul edilmiştir, mülkiyeti müvekkil şirkete ait taşınmazın satışından sonra gerekli mahsuplar yapılmış ve müflisin de hali hazır durumu dikkate alınarak müvekkil şirketçe hakkaniyet kuralları gereği ve iyi niyetli tutumu faiz alacağından vazgeçmiş ve iflas müdürlüğüne bildirmiş olup, iflas müdürlüğünde şu anda iflas tarihi itibariyle devam eden müvekkil şirket alacağı 3.701.082,29 TL’dir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bilirkişi ek raporunda; “Davalı … Leasing ise yukarıda belirtildiği üzere, verdiği beyan ile Kök Raporda belirtilen tutardan kısmi olarak vazgeçmiş, asıl alacak tutarını 3.701.082,29 TL’ye düşürmüş ve iflas tarihinden itibaren uygulanacak temerrüt faiz oranını da % 30 olarak belirlemiştir.
SONUÇ olarak; Davacı’nın 24.865.870,53 TL’lik terkin talebi, Davalı … Leasing’in alacağının bir kısmından vazgeçmesi, Davacı’nın itirazının bulunmaması nedeniyle 21.164.788,24 TL’lik kısmının terkin edilmesi ve 3.701.082,29 TL olarak İflas Masasına alacak kaydı ile uygulanacak temerrüt faiz oranının da % 30 olması gerektiği kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş bildirilmiştir. Davalı tarafça iflas masasına sunulan 04/11/2021 tarihli dilekçeyle taşınmazın satışı sonucu yapılan tahsilatlar nedeniyle bir kısım alacaklardan vazgeçildiği beyan edilmiş ise de, alacakların ne miktarda ve ne zaman tahsil edildiği konusunda bilirkişi raporunda bir değerlendirme olmadığı gibi, bu husus mahkemece araştırılmadığından, rapor hükme elverişli değildir. Davalının, müflis şirketten ne miktarda alacaklı olduğunun, yapılan tahsilatların miktarının ve tarihinin tespit edildiği, tahsilatlar sonucu davalının varsa alacaklı olduğu miktarın hesap edildiği ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, davanın konusuz kalıp kalmadığı ve terkin isteminin yerinde olup olmadığının tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve işbu davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumları değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hükme elverişli olmayan rapora dayalı olarak ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/452 E. 2022/381 K. sayılı 20/04/2022 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/09/2023