Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/84 E. 2023/371 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/84
KARAR NO: 2023/371
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/807
KARAR NO: 2021/1257
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İİK 287 maddesi uyarınca davacı şirketler ve gerçek kişiler yönünden üç aylık geçici mühlet kararı verilmesi, şirkete karşı icra ve iflas yoluyla takip başlatılmasının engellenmesi, başlatılmış icra takiplerinin durdurulması, iş bu dönemde malvarlığının korunması amacıyla tüm tedbirlerin alınması talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Davacı gerçek şahıslar … ve … yönünden, davacıların borçlu şirketten bağımsız bir konkordato projelerinin bulunmadığı, projelerin kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, tamamen borçlu şirketlerin ön projesi üzerine temellendirildiği, alacaklılara sunulan bir proje bulunmadığı görülmekte olup, davacı şirketin konkordato projesinin gerçekleşme olasılığının bulunmadığı anlaşılmakla davacı şahıslar yönünden de konkordato projesinin gerçekleşme olasılığının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. İİK’nin 292. maddesi ise, “İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa.d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmünü içermekte olup, mahkememize ibraz edilen komiser heyeti raporu ile konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla davacılar hakkında davanın reddine, geçici mühletin kaldırılmasına ve kaldırıldığının ilanına” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ve delillerin değerlendirilmesinde esaslı hataya düşülerek hüküm kurulduğu, rapora karşı itirazların değerlendirilmediği, makinelerin değeri tespit edilirken fatura bedellerinin göz önünde bulundurulmadığı, bilirkişi raporunda 2 adet maske makinesinin değerinin çok düşük belirlendiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Talep, İİK’nin 285. ve devamındaki maddeler uyarınca konkordato istemine ilişkindir.İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar vekilince 04.02.2022 havale tarihli başvuru dilekçesi ve ekinde yer alan aynı tarihli sayman mutemedi alındısının incelenmesinde davacılardan …Şti., yönünden istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf karar harcının yatırıldığı anlaşılmakla, dairemizce yapılan inceleme sonucunda 2022/350 E. 2022/1355 K. sayılı ilam ile tüm davacılar yönünden istinaf yasa yoluna başvurulduğu belirtildiğinden, eksik harç ikmalinin tamamlanmasına yönelik HMK’nin 352. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine dair karar verilmiş ve 11.01.2023 tarihli sayman mutemedi alındısı ile eksikliğin ikmal edildiği anlaşılmıştır. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. 2004 sayılı İİK’nin 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154. maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nin 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154. maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu yer (Zeytinburnu/İstanbul) Asliye Ticaret Mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi, 114/1.f bendi ve 6098 sayılı TBK’nin 504/3 bendi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile davacılar vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır.Konkordato ön projesinde; Şirketin özkaynaklarının 30.06.2021 tarihi itibariyle aktiflerin satış fiyatı esasına göre değerleme yapıldığında (-) 2.809.022,93 TL olduğu, borçların bu süreçte yeniden yapılandırılacağı, fazla ve kullanılmayan demirbaş, araç, maddi duran varlıklar satılarak ve fonlamaya gidileceği, bu doğrultuda finansman sağlanacağı, tedarikçilerle yeni sözleşmeler imzalanarak konkordato süresince peşin alımlar olacağından ürün tedarikinde yüksek ıskonto alacak olmasının ellerini güçlendireceği, tasdikten sonraki ilk yıl %25 ve her üç aylık zamanlar itibariyle eşit, sonraki yıllar %25 her üç aylık zamanlar itibariyle eşit, konkordatoya tabi alacaklar için vade konkordatosuna ilişkin herhangi bir faiz hesabı ve eklemesi yapılamayacağı, rehinli alacaklılar ile görüşülerek İİK’nin 308/h maddesi uyarınca yapılandırma işlemi gerçekleştirileceği, 30.06.2021 itibariyle şirketin değişen vadeye sahip alacaklılarıyla görüşülerek vadeleri kısaltmaya, mümkünse hemen tahsil etmeye çalışılacağı belirtilmiştir.Konkordato geçici komiser heyeti tarafından sunulan 02.11.2021 tarihli ön raporda özetle; Borçlu şirketin paslanmaz çelik ve malzemelerden standart ve özel yapım ürünlerinin alım satımı iştigal ettiği ve imalatçı olduğu, 30.06.2020 tarihli rayiç bilançoya göre (-) 2.809.022,93 TL ile borcu batık olduğu, teknik bilirkişilerden rapor alınması akabinde şirketin rayiç özvarlığını heyetçe hesaplanacağı, konkordato ön projesinde bazı eksiklik de hatalarının bulunduğunu, kamuya olan 266.937,84 TL tutarındaki borç dışında kalan 4.400.309,43 TL tutarındaki bedeli konkordatoya tabii borç olarak gösterileceği, davacının sunduğu makul güvence raporu ve proje birlikte değerlendirildiğinde teklifin gerçekleşmesinin muhtemel olduğu ancak öngörülen konkordato finansmanın önemli ölçüde faaliyet karına dayalı olması hususunda projeyi risklere karşı açık hale getireceği ve gerçek borç profilinin, güncel varlıklarının rayiç bedellerin tespiti ardından sağlıklı değerlendirme yapılabileceği, teklif edilen ödeme vadelerinin belirsizlik içerdiği sunulan teklif içeriğinden %25 oranında yıllara bölündüğünün anlaşıldığı belirtilmiştir.15.12.2021 tarihli makine mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda özetle; 30.09.2021 tarihli mizan ve bilanço kayıtlarına göre;- ticari mallar (kaydi değer) 514.000,00 TL, (rayiç değer) 90.000,00 TL -taşıtlar (kaydi değer) 47.075,00 TL, (rayiç değer) 735.000,00 TL -demirbaş (kaydi değer) 22.337,83 TL, (rayiç değer) 11.100,00 TL olarak tespit edilmiştir. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 29.09.2021 tarihli raporda özetle; iflas halinde alacaklılar eline geçebilecek olan tutarın yaklaşık %26 oranında, konkordato halinde alacaklılar eline geçecek tutarın yaklaşık %100 oranında ve toplam borcun 4.400.309,43 TL olduğu, davacı tarafından makul güvence veren denetim raporunun sunulduğu, vade konkordatosu ile borçların %100 ünün ödeneceği, borçların ödenmesi için 5,5 yıllık ödeme vadesi talep ettikleri, borçlarını tasdikten sonra ilk yıl %25 ve 3 aylık eşit taksitler halinde, sonraki yıllar %25 ve her 3 aylık eşit taksitler halinde ödeneceği belirtilmiştir. Konkordato geçici komiser heyeti tarafından sunulan 27/12/2021 tarihli Kesin Mühlet Talebinin Değerlendirildiği Raporda; 30.11.2021 tarihi itibari ile oluşturulan rayiç değerli bilançoya göre şirketin özkaynakları toplamının (+) 634.060,31 TL olduğu yani şirketin borcu batık durumda olmadığı, yevmiye defter kayıtlarının incelenmesinde şirketin 30.09.2021 döneminde kayden borcu batık olduğu, borca batıklığın sebebinin 30.06.2021 döneminde raporlanan 3.478. 322,90 TL dönem net zararının, ağırlıklı olarak 689.01.001 hesapta izlenen 3.244 836,26 TL’lik kanunen kabul edilmeyen giderden kaynaklandığının anlaşıldığı, anılan bakiyenin 2014 yılında yayınlanan 6552 Sayılı Vergi Yapılandırmaları Kanununa tabi işlem gibi 689- Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak hesaplara aktarıldığı, bununla birlikte yapılan işlemlerin 6552 Sayılı Vergi Yapılandırma Kanunu ile ilgisinin olmadığı, işlemlerin şirketin önceki mali müşaviri tarafından yapıldığı tespit edildiği, proforma gelir tablosuna göre, vergi sonrası kâr hedefleri sırasıyla 2021 yılı sonunda 25.000,00 TL, 2022 yılı sonunda 420.000,00 TL, 2023 yılında 504.000,00 TL, 2024 yılında 604.800,00 TL, 2025 yılında 757.760,00 TL ve 2026 yılında ise 870.912,00 TL olduğu, Şirketin geçmiş 3 yıllık Net Kar/Net Satış oranlarına bakıldığında, ortalama %0,19 kâr raporladığı, fakat Şirket proforma gelir tablosunda ortalama %10 karlılık öngörüldüğü, şirketin bu kârlılık oranlarına, maliyetlerini azaltarak ulaşmayı hedeflediğinin görüldüğü, nitekim şirketin 2018, 2019 ve 2020 yıllarında maliyetleri net satışlara oranla ortalama %96 olarak gözüktüğü ancak şirket’in, maliyetlerini nasıl düşürebileceğini detaylandırılmadığı, örneğin ön raporda incelendiği üzere, şirketin projede gösterdiği ana kaynağın faaliyet geliri olduğu gerçeği karşısında stok alımı yapılmadan satış yapılamayacağı gibi temel çelişkilerin giderilmediği, ön projede ön görülen 3.150.472,00 TL faaliyetin devamı ile öngörülen kar tutarının uygulanabilir olmadığı, borçlu şirketin konkordato kaynaklarından stoklar olduğu, teknik bilirkişi tespitlerinde kaydi olarak 586.413,73 TL olarak kayıtlarda yer alan Stokların 30.09.2021 itibarı ile 90.000,00 TL ve 30.11.2021 tarihinde tarafımızdan oranlama yolu ile tespit edilen stokların 102.679,45 TL olduğu ve her iki ihtimal göz önüne alındığında ise sunulan ön projede kaynakların eksik olduğu, konkordato sürecinin devamının sağlanmasında tüm alacaklıların menfaati bulunup bulunmadığı yönünde sunulan veriler ışığında ve Şirketin 2,5 ay süreyle izlenmesi sonucunda dosyaya sunulu ön proje ile konkordato sürecinin başarıya ulaşabileceği ve projedeki teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğu yönünde olumlu bir kanaate varılamadığı, gerçek kişilerin konkordato talebinin diğer konkordato talep eden şirketin konkordato sürecine bağlı olduğu, ön raporda belirtilen eksikliklerin giderilmemesi sebebiyle konkordato talep eden … ve …’ın dosyaya sunulu ön projedeki teklifinin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğu ve konkordato sürecinin başarıya ulaşabileceği yönünde olumlu bir kanaate varılamadığı belirtilmiştir.Mahkemece 01.10.2021 tarihli tensip tutanağı ile davacılar yönünden 3 ay süre ile geçici mühlet kararı ve 29.12.2021 tarihli celsede davanın reddine dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı gerçek kişilerin yönünden yapılan inceleme sonucunda borçlu şirketlerden ayrı ve bağımsız bir konkordato projelerinin bulunmadığı, projelerin kendilerine özgü gerçekçi olmadığı ve hedef içermediği, borç şirketlerin projesi üzerine temellendirildiği ve ilişkilendirildiği belirtilerek bu yönüyle gerçek kişilerin konkordato talebinin yasal koşullar oluşmadığından reddine dair karar verildiği belirtilmiştir.Konkordato projesi konkordatonun nasıl gerçekleştirileceği, borçların nasıl tasfiye edileceği ve gerekli mali kaynaklar ve yönetimini gösteren bir proje olup borçlunun hangi sebeplerden dolayı borçlarını vadesinde ödeyemeyecek duruma geldiğini açıklayıcı bilgiler içermelidir.İİK 286/I-a uyarınca ”borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklarının alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağına, borçlunun faaliyetlerine devam edebilmesi ve alacakları ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanarak sağlanacağını gösteren projeye” konkordato projesi denir.Borçlu bu projeyi, işletmesinin mali yapısını ve gelecekteki beklentilerine rasyonel bir biçimde değerlendirmek suretiyle, geçici bir yaklaşımla düzenlemelidir (bkz. Altay/Eskiocak s.56; Akil Adi Konkordato s.50) “Yeni Konkordato Hukuku Editör, Prof. Dr. Selçuk Öztek, 146 vd. sayfalarında, İİK‘nin 287. maddesinde düzenlenen geçici mühletle ilgili düzenlemeye dair hükumet gerekçesinin devamında, geçici konkordato komiserinin, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının denetlenmesi için görevlendirildiği, İsviçre İİK‘nin 293 b’de, geçici konkordato komiserinin atanması ile borçlunun iyileşme ümidinin olup olmadığının, konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceğinin yakından denetlenmesinin ifade edildiği belirtilmiştir. İİK 287/3. fıkrasında, geçici konkordato mühletine karar verildiğinde mahkemenin bir geçici komiser görevlendirmesini öngörmektedir.Konkordato komiserinin görevleri aynı yasanın 290. maddede düzenlenmiştir. İsv. İİK’da, konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, ‘borçlunun iyileşmesi’ kavramına yer verildiği, buna göre, geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani iyileşme yahut konkordato tasdik ihtimali yoksa sürenin kaldırılacağı, İİK’da ise, m. 287’deki borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı” kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir.Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku Av. Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İİK‘nin 289/3. fıkrasında, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde bir yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir.Borçlunun mali durumunun iyileştirilmesi ya da iyileşmeme ihtimali nazara alındığında ise iyileşme ümidi görülemeyen borçlunun konkordato tasdiki talebi mümkün görülmeyecek olup, mühlet kararı kaldırılacaktır. Bu durumda iflasa tabi olan borçlu yönünden iflas sonucu ile karşı karşıya kalma durumu ortaya çıkmaktadır. Borçlunun mali durumunun kesin mühlette olduğu gibi geçici mühlet içinde düzelmesi durumunda bu durumun geçici komiser tarafından mahkemeye bildirmesi üzerine konkordato talebinin reddine karar verilir. (Altay, Eskiocak s.97) Gerçek kişiler yönünden: Mahkemece davacılar gerçek kişi yönünden her ne kadar borçlu şirketlerden ayrı ve bağımsız bir projelerinin bulunmadığını belirtilerek davanın reddine dair karar verilmiş ise de; mahkemece eksiklik bulunduğu belirtilen iş bu konuyla ilgili olarak ve eksikliklerin giderilmesine yönelik davacılar vekiline süre verilerek ve kesin süre sonunda hâsıl olan sonuca göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden talebin yazılı gerekçeyle reddine dair karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı şirketler yönünden: Mahkemece davacı şirket yönünden projenin gerçekleşme imkanı bulunmadığı belirtilerek davanın reddine dair karar verilmiş ise de; Geçici komiser heyeti tarafından düzenlenen 02.11.2021 tarihli ön raporda 30.06.2021 tarihli rayiç bilançoya göre davacı şirketin (-) 2.809.022,93 TL öz varlığının bulunduğu, makul güvence raporu ve proje birlikte değerlendirildiğinde teklifin gerçekleşmesinin muhtemel olduğu, 27.12.2021 tarihli raporda ise şirketin 2,5 ay süreyle izlendiği ve konkordato sürecinin başarıya ulaşabileceği ve projedeki teklifinin gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel olduğu yönünde olumlu bir kanaate varılamadığı, şirketin öz kaynakları tutarının (+) 634.060,31 TL olduğu yani şirketin borcu batık durumda olmadığı yönündeki tespitler nazara alındığında, şirketin ön projesinde komiser heyetince tespit edilen eksikliklerin giderilmesi adına revize projesi sunulması için davacı şirkete süre verilmemesinin, geçici komiser heyeti tarafından sunulan her iki rapor arasındaki tarih nazara alındığında usul ekonomisine ve konkordatonun amacına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Yine aynı zamanda stokların 102.679,45 TL olarak Komiser heyetince tespit edildiği, davacı tarafça ön projede kaynakların eksik olarak belirtildiği 27.12.2021 tarihli raporda belirtildiğinden bu hususta da davacı şirkete süre verilerek stok kaynaklarının eksik bildirimi sebebi konusunda yazılı beyan alınarak, iş bu çelişkinin incelenmesi gerekmektedir. Davacı şirketin projede gösterdiği ana kaynağın faaliyet geliri olduğu gerçeği karşısında stok alımı yapılmadan satış yapılamayacağı gibi temel çelişkilerinin bulunduğu ve bu çelişkilerin giderilmediği belirtilmiştir. İİK’nin 305/son maddesinde mahkemenin konkordato projesini yetersiz bulması halinde kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebileceği belirtilmektedir.Yukarıdaki bilgiler ışığında, yargılama sırasında değişen durumların da nazara alınması gerektiği anlaşılmakla, borçlu şirketin dosyaya mevcut konkordato projesinin, revize bir proje sunulması halinde sunulan revize proje değerlendirilerek başarıya ulaşıp ulaşamayacağı konusunda, geçici komiser kurulundan yeni bir rapor alınmalı, teknik bilirkişi raporuna karşı sunulan itirazlar değerlendirilerek varılacak sonuç dairesinde karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.a.6 bendi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılar tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2021/807 Esas, 2021/1257 Karar sayılı ve 29/12/2021 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine,4-Harçlar Kanunu gereğince davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA,istinaf karar harcının talep halinde davacılara İADESİNE, 5-Davacılarının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/03/2023