Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/743 E. 2023/817 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/743
KARAR NO: 2023/817
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/425
KARAR NO: 2022/591
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı şirket 08/02/2010 tarih itibari ile hizmet sözleşmesi akdettiğini, bu sözleşmeye istinaden davalı şirketin ödemesi gereken 31.310,74-TL tutarındaki borç bakiyesi ödenmediğini, bunun üzerine davalı hakkında Şişli … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla cari hesaba dayalı olarak genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalı şirket 14/09/2010 tarihinde haksız bir şekilde borca ve faiz itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptalini, borçlunun takip konusu borcu sözleşmede belirtilen faiziyle birlikte ödemeye ve takip konusu alacağın %40’ından az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Taraflar arasında 08/02/2010 tarihi itibariyle hizmet sözleşmesi akdedildiği, sözleşme gereğince düzenlenen toplam 96 adet faturaların 56.598,39-TL tutarında olduğu, davalı tarafın davaya cevap dilekçesi sunmadığı ve hizmet almadığı yönünde bir iddiası bulunmadığı, davalı aleyhine 30/06/2010 tarihinde ihtarname keşide edilerek 31.310,74-TL ana para tutarının ödenmesinin talep edildiği, davacının ticari defterlerinin incelenmesinde usulüne uygun olarak tutulduğu, cari hesap kayıtlarında davalı tarafından banka vasıtasıyla yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye alacağının 31.438,81-TL olarak tespit edildiği, davalı iflas idaresi vekilince dosya kapsamına sunulan 29/03/2017 havale tarihli bilirkişi raporu ve esasa ilişkin beyanlarında; Mahkememiz dosyasında alınan bilirkişi raporunun müflis şirketi KTHY’deki merkezinin tasfiyesini sürdüren Resmi Kabz ve Mukayyitlik Dairesi Müdürlüğünce şirket kayıtlarında yapılan incelemede, 30.300,78-TL olarak davacının alacak tutarının kabul edildiğinin bildirildiği, yine davacı tarafça iflas idaresine yapılmış bir başvurunun bulunmadığı, davalı şirketin kayıtları yurt dışında tutulduğundan davalı tarafça dosya kapsamına sunulan belgeler kadarıyla bir inceleme yapılabildiği, bu haliyle tahsilde tekerrür olmamak üzere hesaplanan davacı alacağının müflis davalının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerektiği, ancak İİK’nun 195. maddesi uyarınca, müflisin borçlarının iflas ile birlikte muaccel hale geleceği ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masraflarının da asıl alacağa eklenmesi gerektiği, anılan maddede takip masrafları arasında, tahsil harcı ile icra vekalet ücretinin yer almadığı, buna göre BAM kararı sonrası mahkememizce alınan bilirkişi raporunda belirlendiği üzere takipte kesinleşen miktarın 31.310,74 TL olduğu, tahsil harcı, vekalet ücreti, faiz vb masraflar ile birlikte toplam alacağın 45.914,66 TL olarak hesaplandığı, bu tutar üzerinden 1.424,64 TL tahsil harcı ve 3.694,18 vekalet ücretinin düşülmesi gerektiği, bu durumda kalan borç tutarının 40.795,84 TL olacağı, bu tutarın 30.300,78-TLsinin de iflas idaresince kabul edilerek konusuz kalması nedeniyle toplam borçtan düşülmesi sonucu geriye 10.495,06-TL borç kaldığı anlaşılmakla bu tutarın kayıt ve kabulüne, davanın niteliği değişmekle icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ 1- Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğu ve karşı taraf lehine hükmedilen ve vekalet ücretinin haksız olduğu, hesaplanan tutardan tahsil harcı ve vekalet ücretinin indirilmesi hatalı olduğu belirtilmiştir. 2-Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava devam ederken İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … iflas dosyasında masaya alacak başvurusunda bulunmadığı, KKTC devletinde devam eden iflas tasfiyesinde masaya başvuru yapıldığı, kayıt başvurusu yapılmayan alacağın iflas idaresince kabulünün mümkün olmadığı belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Taraflar arasında düzenlenen 08.02.2010 tarihli hizmet sözleşme kapsamında, verilen hizmete karşılık düzenlenen fatura bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemli açılan davada, davalı şirketin iflas etmesi sebebiyle kayıt kabul davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır. Davacı tarafından 23/08/2010 tarihinde, cari hesap alacağından kaynaklanan 31.310,74 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili istemiyle, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün (Şişli … İcra Müdürlüğü) … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine, davalı tarafça süresi içerisinde borca itiraz edildiği ve davacı tarafça İİK 67. maddesi uyarınca bir yıllık yasal süre içerisinde dava açıldığı belirlenmiştir. Mahkemece (İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/625 E. sayılı dava dosyasında) yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile ”İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı tarafın takibe vaki itirazının İPTALİ ile; infazda tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla takibin aynı koşul ve şartlarla DEVAMINA, Alacağın %40’i üzerinden hesap edilecek icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,” dair karar verilmiş olup, iş bu karara yönelik davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda 18.05.2021 gün ve 2020/260 Esas, 2021/522 Karar sayılı ilamı ile ”… Davalı müflis şirket hakkında açılan itirazın iptali davasının yargılaması devam ederken şirket hakkında 07.08.2012 tarihinde iflas kararı verilmesi üzerine, mahkemece, yargılamanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar durmasına karar verildiği, bundan sonra da davaya kayıt kabul davası olarak devam edilerek, davanın kabulüne karar verildiği, vekâlet ücretinin nispi olarak hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır. Kayıt kabul davaları maktu harç ve maktu vekâlet ücretine tabidir. Bu nedenle mahkemece, davalı müflis şirket hakkında da maktu harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.İİK’nin 194. maddesine göre iflasın açılması ile, acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Bu nedenle dava baştan itibaren sıra cetveline itiraz niteliğindeki kayıt kabul davası olmadığından ve davalının yargılama devam ederken iflasına karar verilmesi nedeniyle kayıt kabul davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır.İİK’nin 195. maddesi uyarınca, müflisin borçları iflas ile birlikte muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları asıl alacağa eklenir. Bununla birlikte anılan maddede takip masrafları arasında, tahsil harcı ile icra vekalet ücretine yer verilmiş değildir. İkinci alacaklılar toplantısında, itirazın iptali davasına konu alacak, masaya kabul edilirse, bu durumda itirazın iptali davasının konusuz kalacağını ve mahkemece konusuz kalan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği anlaşılmaktadır. Yargılamanın devamı sırasında davalı iflas idaresi vekilince 29/03/2017 havale tarihli yazılı beyanlarının iş bu nedenle ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/2450 E. 2021/277 K., sayılı ilamında ”… alacağın bir kısmının kayıt ve kabulü iflas idaresince kabul edildiğinden, kabulüne karar verilen miktar yönünden davanın konusuz kaldığı, kefilin kefalet limiti dikkate alındığında borcun tamamından sorumlu olduğu, buna göre ilk derece mahkemesince müflis davalı şirket yönünden sorumlu olunan miktarın, kefilin borç miktarı baz alınarak belirlenmesinde bir yanlışlık bulunmadığı, İİK’nin 193/2. maddesi uyarınca iflas kararının kesinleşmesi ile müflis hakkındaki icra takiplerinin düşmesi nedeniyle, ilk derece mahkemesince icra inkâr tazminatına hükmedilmemesinin de doğru olduğu gerekçesiyle, esastan reddedilmiştir.” gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen kararın onamasına dair karar verildiği belirtilmiştir.Mahkemece Davalı iflas idaresi vekilince 29/03/2017 havale tarihli yazılı beyanlarında yargıtay içtihatları ve belirtilen bilgiler nazara alınmak suretiyle ayrıca değerlendirilmesi gerekirken bu husun göz ardı edildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin 29.02.2016 tarihli talep dilekçesi davalı müflis şirket ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi talep ettiği görülmekle, davacının alacağının varlığı ve miktarı konusunda her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi de gerekmektedir. Kayıt kabul davaları basit yargılama usulüne tabi olup, yukarıda da belirtildiği üzere İcra inkar tazminatına hükmedilemez. İtirazın iptali davaları ise yazılı yargılama usulüne tabi olup, dava sonunda nispi vekalet ücretine ve icra inkar tazminatına hükmedilebilir. Kaldı ki itirazın iptali davaları ile kayıt kabul davalarının istinaf süreleri de farklıdır. Kayıt Kabul davaları İİK’nin 164. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 günlük, itirazın iptali davaları ise HMK’nin 341-345. maddesi gereğince 2 haftalık süreye tabidir. İstinafa konu edilen iş bu dava dosyasında tarafların istinaf yasa yoluna başvuru süresi ve HMK 184-186 maddeleri uyarınca ayrıca bir duruşma günü belirlenmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, mahkemenin gerekçeli kararında da davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü belirtilmesine rağmen, davalı şirket yönünden, dava kayıt kabul davasına dönüşmüş ise alacağın masaya kaydına karar verilmesi gerekirken itirazın iptaline karar verilmesi çelişkili olmuştur.Açıklanan nedenlerle, itirazın iptali istemli açılan davanın yargılama sırasında davalı taraf hakkında verilen iflas kararı ile kayıt kabul davasına dönüştüğü anlaşılmakla; yukarıda belirtilen bilgiler ışığında yargılama yapılması ve davacının dava konusu edilen alacak talebinin de haklılık durum ve oranının araştırılması gerekmekle; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına” dair karar verilmiştir.Yargılamayı yapan mahkemece yukarıda belirtilen kaldırma kararından sonra 2021/425 E. sayısı ile davada yargılamaya devam edilmiştir.İstanbul … İflas Dairesi’nce mahkemeye gönderilen yazıda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil sayısında kayıtlı davalı şirketin iflasına İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 07.08.2012 gün ve 2012/90 E. sayılı dosyasında saat:10:17 den itibaren açılmasına dair karar verildiği belirtilmiş ve daha sonraki tarihlerde mahkemeye gönderilen yazılarda ilk alacaklılar toplantısında iflas idaresine seçilen kişiler ve müflis şirket yönünden tasfiye işlemlerinin devam ettiği belirtilmiştir. Yargılamayı yapan mahkemece 25.09.2012 tarihli celsede alınan 3 nolu ara karar ile davanın İİK madde 194 uyarınca 2. alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar ertelenmesine dair karar verilmiş ve İflas Dairesince iflas idare memuru olarak belirtilen …’ya dava dilekçesi ekli olarak çıkartılan tebligat 01.04.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Mahkemece 22.11.2013 tarihli celsede davacı vekilinin katılımıyla yapılan duruşmada HMK 22. maddesi uyarınca davacının ticari defterlerinin incelenmesi yönünde ara karar oluşturulduğu ve duruşma zaptında iş bu duruşma zaptının …iflas idare memuruna tebliğ edildiğine dair şerh düşüldüğü görülmüştür. Bankacılık uzmanı ve mali müşavir … tarafından düzenlenen 27.02.2014 havale tarihli Bilirkişi Raporu’nda; İzmir 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/35 talimat numarasıyla davacı tarafın ticari defterlerinin bankacılık uzmanı ve yeminli mali müşavir vasıtasıyla incelenmesi sonucunda düzenlenen raporda özetle; Açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, incelemelerini sırasında istenen, davacı tarafından müşterisi davalı Kıbrıs Türk Hava Yollar: adına tutulan cari hesap kayıtları (Ek:3’de 42 sayfa) incelendiği, cari hesap kayıtlarında faturanın görülmekle birlikte, hesaba borç kaydedilen fatura tutarlarıyla davalı tarafından banka vasıtasıyla yapılan ödemeler görüldüğü, davacı tarafından tutulan ticari defterlerin TK. hükümlerine göre lehine delil olma niteliğinin bulunduğu defterleri ve kayıtlar, sunulan fatura fotokopileri ve davalı Kıbrıs Türk Hava Yolları için tutulan cari hesap kayıtlarında icra takibindeki aşan miktarda alacak tespit edilmiş olup … sayılı icra takibindeki talebe göre, 23.08.2010 İM itibariyle 31.310,74 TL. Asıl Alacak olduğu ve icra takip tarihinde % 16 olan TCMB avans faiz oranından faiz uygulanması gerektiği tespitinde bulunulmuştur. Davalı iflas idaresi vekilince 29/03/2017 havale tarihli yazılı beyanlarında;, dosyada alınan bilirkişi raporunun müflis şirketi KTHY’de bulunan merkezinin tasfiyesini sürdüren Resmi Kabz ve Mukayyitlik Dairesi Müdürlüğünce verilen bilgi KKTC/Lefkoşa da davacının alacak tutarının döküm şeklinde yapılan 30.300,78 TL olarak kabul edildiği belirtilmiştir. … A.Ş. ile davalı arasında 08.02.201 0 tarihi itibariyle yapılmış olan Sözleşme fotokopisinin incelenmesinde; 1. maddesinde; Kıbrıs Türk Hava Yollan yetkililerinin imzası havi rezervasyon faksı ile gönderilen uçak mürettebatını Otel, Kıbrıs Türk Havayolları namına ağırlayacağı, 10. maddesinde; Otel isim listelerini havi faksları faturalarla birlikte Kıbrıs Türk Hava Yollarına göndereceği, Kıbrıs Türk Havayolları ödemeleri, faturanın KTHYY ye ulaştığı andan itibaren 30 gün içerisinde otelin banka hesabına transfer edeceği belirtilmiştir. Davacı Otel tarafından davalının sözleşmede bildirilen İzmir adresi (Adnan Menderes Havalimanı Dış Hatlat Terminali Gaziemir/İzmir) doğrultusunda İzmir … Noterliği vasıtasıyla … yevmiye numaralı keşide edilen 30.06.2010 tarihli ihtarname ile; ihtarnamede dökümü yapılan aylara (Mart-Nisan Mayıs Haziran 2010 yılı) ilişkin olarak şirket personelinin … Otelinde ağırlanması sebebiyle kesilen faturalar sebebiyle işlemiş-işleyecek faiz hariç olmak üzere 31.310,74 TL ana para borcunun 7 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde icra takibi ve dava ikamesi yoluna gidileceği bildirilmiş olup fotokopi şeklinde sunulan iş bu ihtarnamenin tebliğ mazbatası dosyada görülmemiştir. Davacı tarafça 2010 yılına dair kesilen faturalar ve 2010 yılı konaklamaları için yapılan rezervasyon talepleri davacı tarafça dosyaya ibraz edilmiş olup, dairemizce incelenmiştir. Dairemizce verilen kaldırma kararından sonra mali müşavir … tarafından düzenlenen 03.04.2022 tarihli raporda özetle; taraflar arasında 04.03.2010 kayıt tarihli sözleşme düzenlendiği, davacı şirketin 31.310,74 TL tutarındaki borcu 7 gün içerisinde ödenmesi talepli İzmir … Noterliği vasıtasıyla çekilen ihtarnamenin 08.07.2010 tarihinde, 19.07.2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin ise 22.07.2010 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği dosya kapsamında yapılan incelemede davacının, davalıdan 31.310,74 TL alacaklı olduğu, İstanbul … İcra Dairesi’ne 07.08.2012 tarihli kapak hesabında takipte kesinleşen miktarın 31.310,74 TL olarak belirtildiği, işbu bedele tahsil harcı ve vekalet ücreti de eklendiğinde toplam alacağım 45.914,66 TL olarak tespit edildiği, davacı şirket tarafından bu bedeli gösterir mutabakat mektupları düzenlendiği ancak davalı şirkete tebliğ edildiği yönünde dosyada bilgi ve belgenin yer almadığı, davalı vekili tarafından 28.03.2017 tarihli dilekçe ekinde şirket kayıt ve defterlerinde yapılan incelemede, taraflar arasındaki alacak -borç dökümünü içeren kısımların KKTC Ekonomi Bakanlığı Resmi Kabz Ve Mukayyitlik Dairesi Müdürlüğü’nün onaylı örneğinde davacının alacak tutarının dökümü yapılan şekilde 30.300,78 TL olarak kabul edildiğini belirtildiği, davalının özel hukuki durumu nedeniyle yabancı şirket konumunda olduğu ve Türkiye’de sadece hasılat defteri tutmakla yükümlü olduğu, İstanbul … İflas dairesinin … İflas dosyasında ticari defter ve faturalara ulaşılamadığından mahkemenin kabulü halinde davacı ve davalı arasında (31.310,74 -30.300, 78) 1.009,96 TL fark olduğu, davacının takip tarihi itibariyle avans faiz talep edebileceği belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup, taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı tarafça mahkemeye sunulan 29.03.2017 tarihli beyan dilekçesinde müflis şirketi KKTC deki merkezinin tasfiyesinin KKTC Ekonomi Bakanlığı Resmi Kabz Ve Mukayyitlik Dairesi Müdürlüğü’nce yapıldığı ve müdürlüğü tarafından verilen bilgide KKTC/Lefkoşa da davacının alacak tutarının 30.300,78 TL olarak kabul edildiğini belirtildiği, mahkemece 26.09.2017 tarihli 22 numaralı celsede “Davacı vekiline İstanbul 2. İflas Dairesi’nden gelen müzekkere cevabı ile davalı müflis şirketin, varsa KKTC’de Ekonomi Bakanlığı eliyle yapılan resmi kabz ve mukayetlik dairesince yapılan tasfiyeye davaya konu alacak tutarı için başvuru yapılıp yapılmadığı, bunun KKTC’de yürütülen tasfiyede kabul edilip edilmediği ve buna ilişkin bilgi ve belgeleri sunup, beyanda bulunmak üzere süre verilmesine, (davacı tarafa ihtarat yapıldı)” dair ara karar oluşturuldu ve davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinde yine İstanbul … İflas Dairesi ve Kıbrıs İflas Dairesi’ne bir başvuru yapılmadığı belirtilmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan istinaf yasa yolu başvuru dilekçesinde de müflis şirketin KKTC ve İstanbul’da 2 ayrı merkezi olması sonucunda 2 ayrı merkezde de ayrılma tasfiyesinin devam ettiği ve davacı şirketin, müflis şirketin KKTC de bulunan merkezindeki Ekonomi Bakanlığı bünyesinde devam eden tasfiyesinde Resmi Kabz ve Mukayyitlik Dairesi Müdürlüğü’ne başvurarak alacak kaydı yapıldığı iddiasında bulunulduğundan öncelikle bu hususun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. İş bu nedenle; mahkemece müflis şirketin KKTC de bulunan merkezindeki Ekonomi Bakanlığı bünyesinde devam eden tasfiyesi bulunup bulunmadığı, bulunuyor olması halinde davacı şirketin uyuşmazlığa konu alacak ile ilgili olarak masaya başvuruda bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla Resmi Kabz ve Mukayyitlik Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılması gerektiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı vekili tarafından 28.03.2017 tarihli dilekçe ekinde 300.300,78 TL alacak tutarının KKTC/Lefkoşa da kabul edildiği belirtilmiş ise de; Uyap sisteminde yapılan incelemede talep dilekçesinin ekinde bulunan belgeler arasında uyuşmazlığa konu alacağın KKTC/Lefkoşa da kabul edildiğine dair bilgi ve belgelerin yer almadığı tespit edilmekle bu eksikliğin giderilmesi gerekmektedir. İş bu nedenle, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf talepleri bu aşamada incelenmeksizin, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, eksiklikler ikmal edilerek varılacak sonuç dairesinde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2021/425 Esas, 2022/591 Karar sayılı ve 11/10/2022 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine iadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 492,00’şar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davacı ve davalıya İADESİNE, 5-Davacı ve davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/05/2023