Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/727 E. 2023/799 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/727
KARAR NO: 2023/799
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 19/12/2022
ESAS NO: 2021/784
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 7. ATM 2022/250 ESAS SAYILI DOSYASI
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ATM 2022/812, 2022/813, 2022/814, 2022/815 ve 2022/816 ESAS SAYILI DOSYALARI
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 14/12/2021
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/250 ESAS SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN ;
DAVA Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile birlikte davalılardan taşınmaz malikleri adına kayıtlı olan İstanbul ili Bağcılar ilçesi … Cad. No:… de bulunan İstanbul ili Bağcılar ilçesi … Mahallesi … pafta … ada … parselde kayıtlı taşınmazın ihtiyaten haczine, işbu talebimizin kabul görmemesi halinde alacağın dava boyunca güvence altına alınabilmesi taşınmaz malikleri adına kayıtlı taşınmazın 3. Kişilere devir ve tescilinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesince 17/11/2021 tarihli ara kararı ile “ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı, davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği” gerekçesi ile ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmiş olduğu, işbu ara karara karşı İstinaf Kanun yoluna başvurulması akabinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 2022/822 Esas, 2022/741 Karar Sayılı, 15/06/2022 Tarihli “… ilk derece mahkemesince öncelikle İİK 258 vd. maddelerine uygun olarak ihtiyati haciz talebinin değerlendirilerek, asıl talebinin reddi halinde ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verildikten ve Anayasa’nın 141, HMK’nın 297 ve 391/2. maddesindeki hususları kapsar nitelikte gerekçeli karar yazıldıktan ve usulüne uygun taraflara tebliğ edildikten sonra oluşacak sonuç dairesinde verilecek kararın istinaf edilmesi halinde incelemesi için dosyanın dairemize gönderilmesine ilişkin geri çevirme kararı verilmiştir.” şeklindeki ilamı uyarınca dosyanın geri çevrilmiş olduğu, işbu ilam değerlendirilmeden dosyanın mahkememizin asıl dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/ 812-813-814-815-816 ESAS SAYILI DOSYALARI BAKIMINDAN
DAVA Toplamda 5 ayrı seri dosyadan ayrı ayrı yapılan incelemede; davacı vekili tarafından her bir dava dilekçesinde ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalı kiracının TAKBİS den sorgusunun yapılarak, taşınmazlarına işbu davanın kararının kesinleşmesine kadar, her türlü tasarruftan önler mahiyette TEMİNATSIZ olarak ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiş olduğu, mahkemesince işbu talepleri değerlendirilmeksizin dosya üzerinden birleştirme kararı verilerek dosyaların birleştirilmesine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/250 ESAS SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN; Dosya içerisine sunulmuş olan belgeler ve celp edilen evraklar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu hasarların oluşumunun kaynağı yangın olayının çıkış sebebi ile ilgili olarak sorumlulukların farklı olduğuna dair 2 ayrı raporun bulunmuş olduğu, işbu hali ile yangına sebebiyet veren tarafın tespiti bakımından dosyanın yargılamayı gerektirecek olması, yaklaşık ispat koşullarının oluşmamış olması sebebiyle davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.Davacının ihtiyati tedbir talebi bakımından yapılan incelemede; Somut olayda davanın konusunun üzerine tedbir konulması istenilen malvarlığına ilişkin olmadığı, davanın para alacağına ilişkin olması sebebiyle kanunen talep konusu mallar hakkında kısıtlayıcı tedbir kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/ 812-813-814-815-816 ESAS SAYILI DOSYALARI YÖNÜNDEN; Dosya içerisine sunulmuş olan belgeler ve celp edilen evraklar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu hasarların oluşumunun kaynağı yangın olayının çıkış sebebi ile ilgili olarak sorumlulukların farklı olduğuna dair 2 ayrı raporun bulunmuş olduğu, işbu hali ile yangına sebebiyet veren tarafın tespiti bakımından dosyanın yargılamayı gerektirecek olması, yaklaşık ispat koşullarının oluşmamış olması sebebiyle davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.Davacının ihtiyati tedbir talebi bakımından yapılan incelemede; Somut olayda davanın konusunun üzerine tedbir konulması istenilen malvarlığına ilişkin olmadığı, davanın para alacağına ilişkin olması sebebiyle kanunen talep konusu mallar hakkında kısıtlayıcı tedbir kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile birleşen dosyalardaki ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talepleri ayrı ayrı reddedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/812, 2022/813, 2022/814, 2022/815 ve 2022/816 E. dosyaların davacısı … Sigorta A.ş vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İİK’nın 258, HMK’nın 389 ve 390. Maddelerindeki şartların oluştuğunu, taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Birleşen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/250 esas sayılı dosya davacısı … Tur. A.Ş vekili, yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ”Davaya konu hasarın gerçekleştiği taşınmazın satışa çıkarılmış olduğu tarafımızca öğrenilmiştir. İşbu taşınmazın satışının gerçekleşmesi halinde zararımızın tazmini önemli ölçüde güçleşecek hatta kuvvetle muhtemeldir ki imkansız hale gelecektir, sunduğumuz fotoğraftan da görüleceği üzere taşınmaz satışa çıkartılmıştır.Davaya konu uyuşmazlıkta iddialarımız ve tüm delillerimiz, değişik iş dosyasında alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında, dava dilekçesindeki alacak taleplerimiz yönünden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu çok açıktır. İhtiyati tedbir yönünden de alacak davalarında ihtiyati tedbir kararı verilmesini imkansız hale getiren yorum, kanun maddesinin amacıyla örtüşmemektedir” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını, öncelikle ihtiyati haciz kararı verilmesini aksi kanaatte ise ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Uyuşmazlık, birleşen dosyalarda ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine yönelik verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Birleşen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/250 esas sayılı dosyasında dava; davacı şirketin sahibi olduğu taşınmaza komşu olan binada meydana gelen patlama sonucu çıkan yangından dolayı davacı taşınmazının zarar görmesi sebebi ile yangın çıkan binanın maliklerine, yangına sebep olduğu iddia edilen davalı şirketlere ve onların sigorta şirketine karşı açılan tazminat davasıdır. Birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/812, 2022/813, 2022/814, 2022/815 ve 2022/816 Esas sayılı dosyasında ise dava, davacı sigorta şirketince dava konusu yangından dolayı işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı beş iş yerinde meydana gelen zararın karşılanması neticesinde yangından sorumlu olduğu iddia edilen davalıya karşı açılan rücuen tazminat davasıdır. İhtiyati haciz, İİK’nin 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 257. madde uyarınca, ihtiyati haczin vadesi gelmiş bir para borcu için istenebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir. İİK’nın 258/1 fıkrasına göre de, alacaklının, alacağı ve icabın- da haciz talepleri hakkında, mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, kesin bir ispat aranmamakta, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (Yargıtay 19.HD. 23.01.2014 T. 2023/18723 E.-2014/1804 K.) Somut olayda; haksız bir fiile dayalı olarak bir zarar meydana gelmiş olup zarardan davalıların sorumlu olduğu iddia olunarak hasar bedelinin tazmini, davalılar hakkında ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. Davalıların oluşan zarardan sorumlu olabilmesi için kusurunun yada kusursuz sorumluluğunun bulunması gerekmektedir. Davalılar hasardan sorumlu olmadıklarını iddia etmektedir. Dolayısıyla zararın nasıl meydana geldiği, davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, kusursuz sorumluluklarının söz konusu olup olmadığı, zararın miktarının ve sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı hususunun yargılama sonucu belirlenecek olması nedeniyle bu aşamada ibraz edilen belgelerin niteliği ve dosya kapsamına göre, İİK 258/1. Maddesinde düzenlenen kanaat getirecek deliller kapsamında değerlendirilemeyeceğinden mahkemece verilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir. Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. İhtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartlarında biri, ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde,hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi,gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi)Somut olayda tedbir talep edilen karşı tarafın mal varlığının uyuşmazlığın konusu olmadığı, uyuşmazlık konusu olmayan mal, hak ve alacaklar üzerine de ihtiyati tedbir konulması mümkün olmadığından, yaklaşık ispat şartı da gerçekleşmediğinden; ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar, hukuka uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan birleşen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/50 Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin ve birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/ 812-813-814-815-816 dosyalarında davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Birleşen davalarda davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE, 2-Birleşen davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Birleşen davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın birleşen davacılara ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/05/2023