Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/697 E. 2023/818 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/697
KARAR NO: 2023/818
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/803 Esas
KARAR NO: 2017/711
KARAR TARİHİ: 02/11/2017
DAVA:Alacak(Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkil şirketin Sakarya, Bolu, Düzce ve Kocaeli bölgelerinde elektrik dağıtım hizmetlerini yürüttüğünü, 2009 yılında özelleşen müvekkili şirketin yardımcı iş niteliğindeki temizlik işlerini ihaleler yoluyla yükleniciler vasıtası ile yürüttüğünü, davalıların bir dönem temizlik işleri hizmet alım ihalesi kapsamında imzaladıkları sözleşmeler ile temizlik işlerini yürüttüğünü, ihale dönemlerinde davalılar işçisi olarak çalışan …’ın iş akdinin haksız feshedildiği iddiası ile Sakarya İş Mahkemesine dava açıldığını, …’ın ın belirli dönemlerde davalılarda çalıştığının tespit edildiği, …’ın ödenmeyen işçilik alacaklarından müvekkili …’ın sorumlu tutulduğunun, alacaklı tarafından Sakarya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin icra tehdidi altında 20/12/2013 tarihinde 12.389,44-TL olarak ödediğini, bunun üzerine müvekkilinin ödemiş olduğu miktarın davalılardan rücu etme zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili,10/03/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 2.389,44 TL artırarak 12.389,44 TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında ayrı ayrı tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde, İş Kanunu ve Borçlar Kanunu gereğince işçilik alacaklarından sorumlu olmadıklarını, sorumlulukları bulunsa dahi sorumluluk oranlarının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan her bir davalının sorumlu olduğu miktar üzerinden davanın kabulü ile 12.389,44-TL nin 182,93-TL lik kısmı yönünden; davalı … Temizlik Ltd. Şti., 501,30-TL lik kısmı yönünden; davalı … Mob. Day. Tük. Mal. San. Tic. Ltd. Şti., 4.829,97-TL lik kısmı yönüden; davalı … Tem. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti., 6.875,57-TL lik kısmı yönünden; davalı … Sos. Hiz. Tic. ve San. A.Ş. sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, toplam 12.389,44-TL için 05/08/2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … şirketi vekili tarafından cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi ve iş mahkemesi ilamı gereğince, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının yargılama ve takip masrafları ile birlikte rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, dava dışı işçi …’ın, Sakarya İş Mahkemesi’nin 2012/552 E. Sayılı dosyasında işçilik alacaklarının tahsili amacıyla davacı asıl işveren ile son alt işveren … şirketi hakkında dava açtığı, diğer davalı alt işverenlerin ihbar olunduğu, açılan davanın kabul edildiği, davanın kabulü ile 3.659,63 TL kıdem tazminatının, 1.821,68 TL ihbar tazminatının ve 1.366,26 TL yıllık izin ücretinin davalılardan tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay onaması ile 22/10/2013 tarihinde kesinleştiği, dava dışı alacaklı işçinin Sakarya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ile davacı ile davalı son alt işveren aleyhine icra takibine geçtiği, davacı tarafça icra dosyasına 19/12/2013 tarihinde 12.389,44 TL ödeme yapıldığı, davacının, işçilik alacaklarının rücuen tahsili amacıyla işbu davayı açtığı anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan 20/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda, “4857(1475) sayılı İş Kanununa göre işçinin kıdem tazminatından her işveren kendi döneminden sorumlu olup son işveren ise tüm kıdem döneminden sorumlu olduğu ancak son işverenin sorumluluğu işçiye karşı olup, ödediği kıdem tazminatı miktarının kendisinden önceki işverenlerin payına düşeni, eski işverenlerden talep etme(rücu) hakkı bulunduğu, bu nedenle kıdem tazminatı, Sakarya İş Mahkemesindeki bilirkişi raporunda esas alınan son ücret üzerinden davalıların dönemlerine isabet eden miktarları ayrı ayrı hesaplandığı, İhbar tazminatı ve yıllık izin alacaklarından ise son işveren sorumlu olup devreden işverenlerin sorumluluğu bulunmadığı, her ne kadar davalılar arasında bir devir sözleşmesi bulunmamakta ise de, Yargıtay, işçinin işi ve işyeri değişmeksizin işverenin değişmesini ve bir üst işverenden iş alan alt işverenlerin aralarında devir sözleşmeleri bulunmasa dahi devir olarak kabul edildiği, asıl alacakların ferilerinden ise, tüm davalılar asıl alacaktaki sorumluluk oranlarına göre sorumlu olduğu, Bu esaslar doğrultusunda yapılan hesaplamalarda; davacı …’ in toplam 12.389,44 TL davalılardan rücu hakkına sahip olduğu, bu miktarın 182,93 TL sinden …’ in, 501,30 TL’sinden …’ nın 4.829,97 TL sinden …’ in, 6.875,57 TL’sinden ise son işveren …’ın sorumlu olabileceği” tespit ve görüşüne yer verilmiştir. Asıl işverenle alt işverenler arasında yapılan hizmet akitlerine göre yapılan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışan işçilerin işçilik alacakları için açtıkları davalar sonunda ödenmesine karar verilen miktarlardan alacaklı işçiye karşı her biri müteselsilen sorumludurlar. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (işçiye karşı) müteselsilen sorumludurlar. İç ilişkide (alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide) ise, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi ilişkin Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05/05/2023 tarih 2023/1118 Esas 2023/1683 Karar sayılı ilamında ifade edildiği gibi ” hizmet alımına ilişkin tip sözleşmelerde, işçilik ücretleri arasında işçilere ait özlük haklarının tümü belirlenmekte ve bu şartlarla sözleşme imzalandığı, İş Kanunu’nda, işçiyi korumak amacıyla düzenlenmiş olan asıl işveren ve alt işverenin (yüklenici) müteselsil sorumluluğuna ilişkin düzenlemenin taraflar arasındaki hizmet sözleşmelerinde iç ilişki bakımından uygulanması mümkün olmadığı, hizmet alım sözleşmelerinde, işçilerin özlük hakları ile ilgili olarak yüklenici (alt işveren) lehine herhangi bir hüküm bulunmaması durumunda, yüklenicinin (alt işveren) işçisi ile organik bir bağı olmayan asıl işveren, işçilerin özlük haklarından sorumlu tutulmaması gerektiği” dairemizde de benimsenmiştir. O halde, uyuşmazlığın çözümü için taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi, hizmet alım tip sözleşmesi, teknik şartname ve hizmet işleri genel şartnamelerinin sorumluluğa yönelik hükümlerinin tatbiki gerekir. Bu nedenle tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümlerinde işçi alacaklarından kimin ne kadar sorumlu olduğuna ilişkin hüküm varsa bu hükümler tarafları bağlar. Hizmet sözleşmelerinde, ihale evraklarında teknik ve idari şartnamelerde ve diğer taraflar arasında karşılıklı düzenlenen belgelerde asıl işverenin sorumluluğuna ilişkin açık hüküm bulunmadığı durumlarda, asıl işveren ödemiş olduğu miktarın tamamını, ilgili alt işverenden rücuen tahsilini talep edebilirken alt işverenin, asıl işverenden rücu imkanı yoktur. Ayrıca son alt işverenin alacağın tamamından sorumlu tutulamayacağı, tamamından sorumlu olmasının İş Kanunu gereği yalnız işçiye karşı olduğu, işçiyi çalıştırmış olan alt işverenlerin her birinin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı, ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti yönünden de alt işverenlere rücu edilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının alt işverenlerden bu alacak kalemi ile ilgili talep edebileceği miktar da açıkça belirlenmelidir. (Y.13. HD. 24/05/2018 T, 2015/38873 E.-2018/6205 K. ve yine aynı Dairenin 31.5.2018 T, 2016/2779 E.- 2018/6452 K. ve 11/05/2017 tarih, 2016/7790 E. 2017/5936 K. sayılı ilamları) Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 23/03/2021 tarihli 2021/616 E. 2021/1083 K. Sayılı ilamında; “…Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.” şeklindedir. Taraflar arasında düzenlenen Hizmet Alımları Tip Sözleşmesinin 23. maddesi, “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” hükmü uyarınca yüklenicinin sorumlulukları hususunda Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin altıncı bölümüne atıf yapılmıştır.Hizmet İşleri Genel Şartaamesinin Altıncı Bölümünün konuya ilişkin 38.maddesisi “…Yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup, bunların ücretlerinin ödenmesinden de doğrudan doğruya yüklenici sorumludur. Yüklenici, bunların ücretleri hakkında da aynen kendi elemanları gibi ve yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapmak zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir.Görüldüğü üzere, asıl işverenin, yüklenicinin (alt işveren) işçileriyle herhangi bir organik bağ bulunmadığı, işçilerin mali hakları hakkında düzenlenen maddede, asıl işverenin sorumluluğuna ilişkin açık hüküm bulunmadığı, asıl işveren ödemiş olduğu miktarın tamamını, ilgili alt işverenden rücuen tahsilini talep edebileceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, her bir alt işverenin kıdem tazminatından kendi çalıştırdığı dönemden, son alt işverenin ise ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinin tamamından sorumlu tutularak, ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti yönünden de alt işverenlere rücu edilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama ile yapılan hesaplamada bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf nedeninin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı … Şirketi vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince … Hizmetleri Şirketi’nin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden … Şirketi tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı … Hizmetleri şirketi tarafından yatırılan 212,00 TL harcın mahsubu ile arta kalan 32,10 TL’nin karar kesinleştiğinde davalı … Hizmetleri şirketi tarafın istemi halinde iadesine, 4-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2023