Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/616 E. 2023/609 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/616
KARAR NO: 2023/609
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/853
ARA KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Birleşen dava dosyası (2022/860 Esas 2022/1441 Karar):
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ: 28/10/2022
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl ve birleşen dava dosyasında özetle; davacı şirkete ve davacıya konkordato mühleti verilmesini, teklif edilen projenin kabul edilmesi halinde de tasdik kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 07.11.2022 tarihli ara karar ile ”2-) İcra ve İflas Kanunu’nun 200. maddesi kapsamında davacılara ait banka hesaplarındaki gelecek olan paraların rehin ve takasının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, Geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında ise borçlunun mevduatına gelen para üzerinde rehin ve takas hakkını kullanılmamasına, 3-) Davacılara ait banka hesaplarındaki gelecek olan paralara blokajın önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, Geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında ise borçlunun mevduatına gelen para üzerinde blokaj hakkının kullanılmamasına, 4-) Davacıların 07/11/2022 tarihli dilekçesinde yer alan davacıya ait … Bankası A.Ş. Çerkezköy Şubesi’ne ait TL, USD, EURO hesaplarındaki blokajların kaldırılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebi ile yeni blokaj işlemi uygulanmamasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, Davacı şirkete ait … Bankası Çerkezköy Şubesi’ne ait … TL hesabı, … USD hesabı, … EURO hesabının konkordato hesabı olarak kullanılmasına, geçici mühlet kararından sonra söz konusu bu hesaplara yapılmış olan haciz, ihtiyati haciz, her türlü takas, mahsup ve bloke işlemlerinin kaldırılmasına, yine geçici mühlet kararından sonra bu hesaplar üzerinde haciz, ihtiyati haciz, takas, mahsup ve bloke işlemlerinin uygulanmamasına, 7-) Davacıya ait çeklerin arkasına konkordato şerhinin işlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebi yönünden yönünden; Mahkememizin davacı şirket yönünden geçici mühlet kararı olan 28/10/2022 tarih saat 12:50’den sonra, davacı … yönünden geçici mühlet kararı olan 02/11/2022 tarih saat 16:00’dan sonra ise çeklere karşılıksızdır işlemi yapılmış ise işlemler kapsamında alacaklılar arasındaki eşitlik ve konkordato projesinin amaçları da dikkate alınarak işlem yapılmamasına ve konkordato tedbiri şerhi nedeniyle işlem yapılmadığının yazılmasına dair ihtiyati tedbir talebinin kabulüne,” dair karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine mahkemece 17.01.2023 tarihli duruşmada Asli müdahillik talep eden … vekilinin tedbire itirazının reddine, dair karar verildiği belirtilmiş ve düzenlenen ara kararda ”… İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/1672 Esas 2019/1058 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, borçluların hesaplarına konkordatonun amacı ile aykırı düşmeyecek şekilde geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelen paralara bankalarca bloke işleminin uygulanmasının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilebileceği ifade edilmiştir. Yani alacağı muaccel olan alacaklıların geçici mühletin ilanından önce borçlunun mevduatında bulunan para üzerinde takas hakkını kullanabilecekken, geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında ise borçlunun mevduatına gelen para üzerinde takas hakkını kullanamayacağı ifade edilmiştir. Bu kapsamda davacıların İcra ve İflas Kanunu’nun 200. maddesi kapsamında davacılara ait banka hesaplarındaki gelecek olan paraların mahsup, rehin ve takasının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbire karşı yapmış olduğu itirazının reddine karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 16/05/2019 tarih 2019/492 Esas 2019/894 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere konkordato talep eden borçlu yönünden talep edilmesi halinde çeklerinin karşılıksızdır şerhi yazılmasının tedbiren önlenmesi ve çeklere konkordato tedbiri şerhi yazılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği ifade edilmiştir. Söz konusu bu Bölge Adliye Mahkemesi’nin yerleşik içtihatı, Çek Kanunu’nda düzenlenen müeyyedeler, özellikle çeklere karşılıksızdır yazılması durumunda şirket yetkililerine verilecek olan adli para cezaları, yine karşılıksızdır işleminin sonucu olan elindeki bütün çek yapraklarının ait olduğu bankaya iade etmekle yükümlü olması, yeni çek hesabı açılması yasağı, sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alma yasağının hep birlikte değerlendirilmesi neticesinde konkordato ile amaçlanan hususun Çek Kanunu’ndaki karşılıksızdır işleminin sonuçlarıyla bağdaşmadığı, konkordatoda borçluların şirketin başında bulunarak faaliyetlerini devam ettirerek alacaklılarla proje kapsamında anlaşma çabasının söz konusu karşılıksızdır işlemi neticesindeki sonuçlar ile bağdaşmadığı anlaşıldığından konkordatodaki projenin yerine getirilebilmesi ve amaçlarının yerine getirilebilmesi için davacı şirketin keşide etmiş olduğu çekler yönünden ibrazı halinde karşılıksızdır şerhi yazılmasının ihtiyati tedbiren önlenmesi gerektiğinden asli müdahillik talep eden … vekilinin Mahkememizin 07/11/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine” dair karar verildiği belirtilmiştir. İstinaf Yasa Yolu Başvuru Dilekçesinde Özetle; Mahkemece taraf menfaati gözetilmeksizin karar verildiği, bu kararın alacaklarına kavuşamayan alacaklıları için mağdur ettiği, gerçeklikten uzak soyut bir projeyle başvuru yapıldığı ve verilen bu tedbir kararlarının tek taraflı olarak sadece davacı tarafın menfaatlerini koruduğu, oysaki taraf menfaatlerini göz önünde bulundurulması gerektiği, çeklerle ilgili olarak verilen tedbir kararı nedeniyle geçici mühlete hükmedilen davacılara ilişkin işlem yapamayan alacaklıların haklarında hiçbir tedbir kararı bulunmayan diğer lehtar ve cirantalara da başvuramadığı, çeklerle ilgili karşılıksızdır işlem yapılmasına sebebiyet verme suçuna ilişkin şikayet süresinin fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay olup mahkemece karşılıksızdır kaşesinin vurulmasının tedbiren önlenmesine ilişkin karar verilmesi ve şikayet süresinin 3 ay olmasına açık bir şekilde alacaklıların menfaatinin hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmadığının göstergesi olduğunu belirtmiştir. Delillerin Değerlendirmesi Ve Gerekçe; HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Mahkemece, davacı/ şirket yararına kesin olarak verilen tedbir kararına karşı, alacaklı … A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nin, “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341/1 maddesi; “İlk Derece Mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmü yer almaktadır. İİK’nin 7101 sayılı kanun ile değişik “Geçici mühlet” başlıklı 287. maddesinin 1. Fıkrası; “Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.” 287/6 fıkrası ise; “Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.” hükmünü içermektedir. İİK’nin 293. maddesinin gerekçesi ise; “Konkordato hakkındaki kapsamlı kanun yolu denetimi konkordatonun tasdiki aşamasında kabul edilmekte; mühlet aşamasında kanun yolu denetimi sınırlandırılmaktadır. 287 nci maddenin son fıkrası hükmüne göre geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi, 293 üncü maddeye göre de kesin mühlet talebinin kabulü ile kesin mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı da kanun yoluna başvurulamayacaktır. Kesin mühlet talebinin reddi kararlarına karşı ise kural olarak sadece istinaf yolu öngörülmüştür. İstisna olarak mahkemenin veya bölge adliye mahkemesinin konkordato talebinin reddiyle birlikte borçlunun iflasına da karar verdiği hallerde bu kararlara karşı hem istinaf hem de temyiz kanun yollarına başvurulabilmesini öngören 164 üncü madde hükmü uygulanacaktır.” denilerek açıklanmıştır. Emsal nitelikte yer alan Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 19.01.2021 tarih ve 2020/60 E. 2021/1 K. sayılı ilamında, davacı vekilince, açılan konkordato davasında mahkemece bir yıl süre ile kesin mühlet verilmesine ilişkin karara karşı müdahil vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İİK’nin 287/6 ve 293. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir ve kesin mühlet talebinin kabulüne yönelik kararlara karşı istinaf yoluna gidilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın incelenmesinde, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ek karar ile İİK’nin 287/son maddesi gereğince temyiz yolu kapalı olduğu gerekçesiyle temyiz başvurusunun reddine dair verilen kararın temyiz incelemesi sonucunda, tüm temyiz sebeplerinin reddi ile kararın onanmasına dair karar verildiği belirtilmiştir. Somut dosya yönünden inceleme yapıldığında; davacının talebi tedbir mahiyetinde olup, 6100 sayılı HMK’nin 341/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir isteminin reddi kararları ile tedbir talebinin kabulü halinde itiraz sonucu verilen kararlara karşı istinaf yolu açıktır. Ancak eldeki dosyada konkordato geçici mühlet sürecinde olan borçlu tarafından, konkordato dosyası kapsamında geçici mühlet tedbiri talep edildiğinden, alacaklılar yönünden İİK’nin 287/son maddesi uyarınca istinaf yolu kapalıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 12/01/2011 tarihinde kabul edilerek 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 7101 sayılı kanunun 15. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 287/son maddesi ise 28/02/2018 tarihinde kabul edilerek 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu, hukuk davalarındaki yargılama usulünü düzenleyen genel bir kanun iken, 7101 sayılı yasa ile değişik 2004 sayılı İİK’nin 287/son maddesi konkordato geçici mühlet sürecine ilişkin getirilen özel bir düzenlemedir. Bu durumda HMK’nin 341/1 maddesinin lafzı ile bağlı kalıp buna göre yorum yapılarak sonraki değişikliği yok saymak suretiyle adi konkordato talebi sırasında tedbir talebinin kabulüne yönelik kararlarda, istinaf kanun yolunun açık olduğu sonucuna ulaşmak hukuken mümkün değildir. Ayrıca özel kanun – genel kanun, önceki kanun – sonraki kanun ilişkisi gereğince de uygulanması gereken düzenleme İİK’nin 287/son maddesidir. Bu durumda, davacı borçlu için mahkemece oluşturulan geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararına karşı yasa yoluna başvurulamayacağının kabulü gerekecektir. Açıklanan nedenlerle İİK’nin 287/6. 293 maddeleri uyarınca ihtiyati tedbire ilişkin kararlara karşı istinaf yoluna gidilemeyeceğinden, alacaklı … A.Ş. tarafından yapılan istinaf başvurusunun İİK’nin 287/son, HMK’nin 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Alacaklı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun İİK’nin 287/son ve HMK’nin 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Alacaklı tarafından yatırılan başvuru harcının Hazineye irat kaydına, karar harcının ilk derece mahkemesince alacaklıya iadesine, 3-İstinaf yargılaması için alacaklı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın alacaklıya ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/04/2023