Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/615 E. 2023/710 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/615
KARAR NO: 2023/710
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS : 2020/564
KARAR: 2021/130
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
DAVA: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirkette uzun yıllar işçi olarak çalıştıklarını ancak işçilik hakları ve tazminatlarını alamadıklarını, alacaklara ilişkin açılan davalar neticesinde müvekkillerinin işçilik haklarını almaya hak kazandıklarını, davaların kazanılması ile Eskişehir İcra Müdürlükleri vasıtası ile davalı şirket hakkında ilamlı takipler yapıldığını, icra emirleri gönderildiğini, davalı şirketin icra emirlerini tebliğ aldığını, takiplerin kesinleştiğini, kesinleşen takiplere rağmen müvekkillerinin alacaklarının ödenmediğini belirterek tüm bu sebeplerden dolayı İİK 177/1-1, 177/1-2, 177/1-4 ve 179 maddeleri uyarınca davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Dava, 2004 sayılı İİK’nun 177 ve 179 maddelerine dayalı olarak alacaklı tarafından açılmış iflas davasıdır. Davacılar arasında mecburî dava arkadaşlığı olmaması davacıların her birinin ayrı talepte bulunması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması nedeni ile 6100 sayılı HMK’nun 120 maddesi gereğince her bir davacının yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırması zorunludur. Bu nedenle davacılar vekiline her bir davacı yönünden Harçlar Kanunu 32. maddesi uyarınca başvurma harcı ve maktu karar harcını ayrı ayrı yatırmak üzere kesin süre verilmiş olup, kesin süre içerisinde her bir davacı yönünden maktu başvuru harcı ve maktu karar harcı yatırılmıştır. İ.İ.K’nun 181 maddesi delaleti ile aynı yasanın 160. maddesi gereğince ilk alacaklılar toplantısına kadar yapılacak harcamalara karşılık 2020 yılına göre belirlenen iflas avansı tutarı olan 18.000,00-₺ iflas avansı ile 1.000,00-₺ ilan giderini her bir davacı yönünden ayrı ayrı yatırmak üzere davacı tarafa kesin süre verilmiş olup, kesin süre içerisinde her bir davacı yönünden 18.000,00-₺ iflas avansı ile 1.000,00-₺ ilan giderinin yatırılmamış olduğu, her bir davacının iflas avansı ve ilan gideri olarak sadece 594,00-₺ yatırmış olduğu görülmüştür. Davacı vekili 11/03/2021 tarihli duruşmadaki beyanında her bir müvekkili yönünden iflas avansının ve ilan giderinin suç üstü ödeneğinden karşılanmasına karar verilmesini talep etmiş ise de 6100 sayılı HMK 325 maddesi uyarınca hakim tarafından re’sen toplanması gereken deliller için ihtiyaç duyulan giderlerin ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere hazineden ödenmesine hükmedilmesi mümkün ise de iflas avansı ve ilan giderinin hakim tarafından re’sen toplanması gereken delil niteliğinde olmaması nedeni ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin benzer konuya ilişkin 2013/1914-2376 E.K. sayılı emsal ilamı da nazara alınmak sureti ile davacı vekilinin iflas avansının ve ilan giderinin suç üstü ödeneğinden karşılanmasına ilişkin talebi kabul edilmemiştir. İflas davasında iflas avansının yatırılmış olması bir dava şartı olup, bu husus 6100 sayılı HMK’nun 114/2 maddesinde düzenlenen “Diğer kanunlarda yer alan dava şartları”ndan olup HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca mahkemece dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verilir. Açıklanan nedenlerle HMK 114/2 ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davanın işçilik alacaklarının tahsil edilememesi nedeniyle açıldığını, müvekkillerinin çoğunluğu emekli olup, tahsil edemedikleri işçilik alacakları nedeniyle mağdur durumda olduklarını, her birinin ayrı ayrı 18.000,00 TL iflas avansı ve 1.000,00 TL ilan gideri yatırmasının mümkün olmadığını, pek çoğunun toplam alacağının bu miktarın çok çok altında olduğunu, dava arkadaşlığı mefhumunun her davanın özelliğine göre değerlendirilmesi gerektiğini, iflas davalarında davacıların iflas avansının ödenmesinde müteselsilen sorumlu olduklarını ve iflas davaları kamu düzenini ilgilendiren davalar olduğu için gerektiğinde HMK 325. Md uyarınca ödemelerin Hazineden alınabileceğini, mahkemece verilen kararın yerinde olmadığını beyan ederek kaldırılmasını talep etmiştir.
GERİ ÇEVİRME KARARI Dairemizin 08/09/2021 tarihli 2021/1228 E. 2021/867 K. sayılı kararı ile; “Dosyanın yapılan ön incelenmesinde, davacılardan sadece … adına istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile maktu istinaf karar harcının yatırıldığı, diğer davacılar yönünden istinaf harçlarının yatırılmadığı anlaşılmıştır… Somut olayda, istinaf kanun yoluna başvuran davacılar birden fazla olup aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Yargıtay’ın birçok kararında da belirtildiği üzere, ayrı ayrı harç ve gerekli giderleri karşılamaları gerekmektedir. Mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 344/1 maddesinde gösterilen usule uygun şekilde istinaf kanun yoluna başvuran davacılara muhtıra çıkarılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 344. maddesi gereğince davacılar vekiline, her bir davacı için (… dışındaki) ayrı ayrı istinaf yoluna başvurma harcı ile maktu istinaf karar harcını ve gider avansını yatırması için yazılı bildirim yapılarak bir haftalık kesin süre verilmesi, kesin süre içerisinde harç yatırılmadığı takdirde istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılacakları hususunun ihtar edilmesi, gerekli işlemler yapıldıktan ve eksiklikler ikmal edildikten sonra dosyanın Dairemize gönderilmesi için ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine…” karar verilmiştir. Dairemizin geri çevirme kararının davacılar vekiline tebliği üzerine, davacılar vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla her bir işçi için ayrı ayrı harç ödeyemeyeceklerini beyan ederek öncelikle davanın iflas davası olması nedeniyle davacıların arasındaki ilişkiden bağımsız olarak değerlendirilmesini aksi halde eksik harç ve masrafların HMK 325 madde gereğince Hazineden karşılanmasını, aksi kanaat halinde ise davanın diğer davacıların alacaklarını temlik etmek istediklerini beyan ettikleri … üzerinden devam etmesini talep etmiştir.
DAİREMİZİN KARARI Dairemizin 14/12/2022 tarihli 2021/1652 E. 2022/1425 K. sayılı kararı ile; “…Davacılar vekili tarafından her bir davacı yönünden istinaf yoluna başvurulmasına rağmen istinaf yoluna başvurma harcı ile karar harcının tek davacı için yatırıldığı, Dairemizin geri çevirme kararına istinaden eksik harçların ikmal edilmediği, HMK 325.maddesinin uygulanması aksi takdirde davacı … yönünden değerlendirme yapılmasının talep edildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 325.maddesinde “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir.” düzenlemesinin istinaf harçları yönünden uygulanamayacağı açık olup, istinaf yoluna başvurma ve karar harcını yatırmayan davacılar yönünden HMK’nın 352/1.ç bendinde yer alan “Başvuru sartlarının yerine getirilmemesi” nedeniyle istinaf isteminin usulden reddine karar verilerek, istinaf talebi davacı … yönünden incelenmiştir. Davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığı gibi her birinin ayrı ayrı davalı şirketten alacakları nedeniyle davalı şirketin iflasını talep ettikleri açıktır. Bu durumda her biri yönünden ayrı ayrı iflas avansının yatırılması gerekmektedir. Davacılar vekiline verilen kesin süre içerisinde iflas avansının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere iflas avansının yatırılması özel dava şartı olup, mahkemece verilen kesin süreye rağmen iflas avansı yatırılmadığından, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davacı … vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçelerle yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine, diğer davacılar yönünden ise HMK’nın 352/1.ç bendinde yer alan “Başvuru şartlarının yerine getirilmemesi” nedeniyle istinaf isteminin usulden reddine” karar verilmiştir.
YARGITAY İLAMI Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 27/02/2023 tarihli 2023/968 E. 2023/750 K. sayılı ilamı ile; “1.İflasa tabi bir borçlu hakkında Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ticaret mahkemesince iflas kararının verilmesiyle iflas açılmış olur. İflasın kaldırılması veya kapatılmasına karar verilmedikçe artık aynı borçlu hakkında ikinci bir iflas kararı verilemez. Bu, “iflasın yurt içinde tekliği” ilkesidir. (Prof. Dr. Timuçin Muşul, İflas ve Konkordato Hukuku, 1. Baskı, syf. 63) 2.Bölge Adliye Mahkemesi İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar vekilince tek harçla istinaf edilmesi üzerine eksik harcın ikmal edilmediği gerekçesiyle sadece bir davacı açısından istinaf incelemesi yapmış … dışındaki diğer davacılar hakkında istinaf isteminin usulden reddine karar verilmiş ise de iflasın tekliği ilkesine göre davacıların tek harçla kararı istinaf edebileceği hususu gözden kaçırılmıştır. Bu halde haklarında usulden red kararı verilen davacılar yönünden istinaf incelemesi yapılması gerekmekte olup davacılar vekilinin temyiz itirazları incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun usulden reddine yönelik verilen kararın bozulması gerekir. Kabule göre de tek iflas harcı yatırılması iflas davasının görülmesi için yeterli iken İlk Derece Mahkemesince her davacıdan ayrı iflas avansı alınmasına yönelik ara kararına dayanılarak verilen ret kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından uygun bulunmuş olması iflasın tekliği ilkesi ile bağdaşmamıştır.” gerekçesiyle, Dairemiz kararının “re’sen bozulmasına, bozma sebebine göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına” dair karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizin 14/12/2022 tarihli 2021/1652 E. 2022/1425 K. sayılı kararı ile yukarıda yazılı gerekçeyle davacı … vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazları yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine, diğer davacılar yönünden ise HMK’nın 352/1.ç bendinde yer alan “Başvuru şartlarının yerine getirilmemesi” nedeniyle istinaf isteminin usulden reddine karar verilmiş ise de Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 27/02/2023 tarihli 2023/968 E. 2023/750 K sayılı ilamında iflasın tekliği ilkesi gereğince birden fazla davacının tek harçla istinaf yoluna başvurabileceğine, Dairemizince, davacı … dışında diğer davacılar yönünden istinaf incelemesi yapılmamasının hatalı olduğuna yine aynı gerekçeyle tek iflas avansı yatırılmasının yeterli olduğuna işaret edilmiş, Dairemizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Dava, İİK 177.maddesi uyarınca alacaklının talebi üzerine doğrudan iflas istemine ilişkindir. Mahkemece 27/10/2020 tarihli tensip zaptının 12 no.lu ara kararı ile her bir davacı için ayrı ayrı 18.000,00 TL iflas avansı ve 1.000,00 TL iflas ilan giderinin yatırılması için davacılar vekiline kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre verilerek, kesin süre içerisinde yatırılmaması halinde davanın usulden reddine karar verileceği ihtar edilmiş ve 09/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacılar vekilinin 23/11/2020 tarihli dilekçesi ile ara karardan rücu talep ettiği ayrıca aynı tarihte her bir davacı yönünden 594,00 TL iflas avansı yatırdığı (32 davacı X 594,00 TL = 19.008,00 TL) anlaşılmıştır. Mahkemece 17/12/2020 tarihli celsede rücu isteminin reddedilmesi üzerine davacılar vekilinin “davaya hangi davacı yönünden devam edeceğimiz hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmesini talep ediyoruz” beyanı üzerine, mahkemece yazılı beyanda bulunması için süre verilmiş ve beyanda bulunması akabinde yasal ilanların yapılmasına karar verilmiştir. Davacı vekilinin celse arası beyanda bulunmadığı 11/03/2021 tarihli celsede ise “davalı şirket kendisinden alacağı olan çalışanlarının alacak bedellerini aleyhine iflas davası açılması ve açılan davada depo emri çıkartılması sonucunda ödemektedir. Aleyhine açılan bir çok davada ödeme depo emri sonucunda yapılmıştır. Biz bu beyana dair mahkeme dosya esas numaralarını bilahare dosyanıza bildireceğiz. Mahkemenizde açmış olduğumuz iş bu davada tüm müvekkillerin davalı şirketten işçi alacakları mevcuttur. Davanın sadece bir müvekkil yönünden devamına karar verilmesi talebinde bulunur isek geri kalan 31 müvekkilin işçi alacağını davalı şirket ödemeyecektir. Müvekkiller mağdur olacaklardır. Bu nedenle biz 32 müvekkil yönünden davaya devam etmek istiyoruz. Ayrıca her bir müvekkil yönünden iflas avansının ve ilan giderinin ileride haksız çıkandan karşılanmak üzere suç üstü ödeneğinden karşılanmasına karar verilmesini talep ediyoruz” şeklinde beyanlarının zapta geçirildiği, mahkemece ara karar ile bu istemi reddedilerek nihayetinde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK’nın 181.maddesi yollamasıyla somut olay yönünden uygulanması gereken İİK’nın 160.maddesinde “İflas isteyen alacaklı ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumludur. Mahkeme, bu masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarının peşin verilmesini ister.” düzenlemesi yer almaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 114/1.maddesinde dava şartları sayılmış ve 114/2 maddesinde ise “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir. İİK’nın 160.maddesi gereğince iflas isteyen alacaklı gerekli masrafları mahkeme veznesine peşin olarak yatırmak zorunda olup, söz konusu husus özel olarak düzenlenmiş bir dava şartıdır. HMK’nın 115/2. maddesinde ise mahkemece dava şartı noksanlığı tespit edildiği takdirde giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği hüküm altına alınmıştır. İflasta yurt içinde birlik (vahdet) ilkesi geçerlidir. Bu nedenle borçlu hakkında muhtelif iflas davalarının açılması eşyanın tabiatı icabı ise de, ancak tek iflas kararı verilebilir. İflasın tekliği prensibi sadece yurt içinde geçerli olup, borçlunun muamele merkezindeki ticaret mahkemesinde birden fazla iflas davasının derdest bulunması durumunda, bu davalardan birisinde iflas kararı verildiği takdirde, diğer iflas davalarının iflas kararının kesinleşmesini bekletici sorun yapmaları zorunluluğu vardır. Bu zorunluluğun nedeni, bir borçlu hakkında birden fazla iflas kararı verilemeyeceği ve mameleki hakkında birden fazla iflas tasfiyesi açılamayacağı esasına dayanmaktadır. Bu durum birlik (vahdet) ilkesinden kaynaklanmakta ve iflasın inşai karakterinin doğal sonucunu oluşturmaktadır. Bununla birlikte borçlu hakkında verilen iflas kararı Yargıtayca bozulduktan sonra, daha önce iflas kararının kesinleşmesini bekletici sorun yapan diğer iflas davalarına bakan mahkemelerin artık bekletici sorun hakkındaki ara kararlarını kaldırarak, yargılamayı sürdürmeleri gerekir. Şu kadar ki; iflasa daha önce karar veren ve kararı Yargıtayca bozulan hüküm mahkemesinin direnme kararı vermesi de ihtimal dahilinde olduğundan bozma hakkında yerel mahkemece verilecek karara kadar, diğer mahkemeler bekletici sorun hakkındaki ara kararını sürdürmeli, bozmaya uyulması halinde kendi mahkemelerindeki iflas davasına ilişkin yargılamayı devam ettirmelidirler. Direnme kararı doğrultusunda yeniden iflasa kadar verilmesi durumunda ise, daha önce oluşturulan bekletici soruna dair kararın sürdürülmesi gerektiğinde kuşku yoktur. (Türk İflas Hukuku, Sümer Altay, Sayfa 132) Her ne kadar davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı yok ise de Yargıtay bozma ilamında işaret edildiği gibi iflasın tekliği ilkesi gereğince işbu dosya kapsamında yatırılan iflas avansının yeterli olduğu, bu durumda iflas avansı yatırıldığından mahkemece sair işlemlerin yapılması gerektiği anlaşılmakla, Dairemizin kararı Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 27/02/2023 tarihli 2023/968 E. 2023/750 K. sayılı ilamı ile usulden red kararı verilen tüm davacılar yönünden istinaf incelemesi yapılması gerekçesiyle külliyen bozularak ortadan kaldırıldığından ve bozma ilamına Dairemizce uyulduğundan, yapılan istinaf incelemesi neticesinde açıklanan gerekçelerle davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/03/2021 tarihli 2021/2-96 E. 2021/205 K. sayılı ilamında ifade edildiği gibi AÜTT Genel Hükümleri uyarınca bölge adliye mahkemelerinin istinaf kanun yolu incelemesine ilişkin “duruşmalı işler” tanımlaması ile HMK’nın 353. maddesinde belirtilen haller dışında istinaf kanun yolu incelemesini duruşmalı olarak yapması gereken işlerden bahsedildiği, nitekim HMK’nın 356.maddesinde “353 üncü maddede belirtilen hâller dışında inceleme, duruşmalı olarak yapılır. Bu durumda duruşma günü taraflara tebliğ edilir.” hükmüne yer verildiği, eldeki dosyanın Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin bozma kararı vermesi nedeniyle Dairemize gönderildiği, bu noktada Dairemizce Yargıtay bozma ilamına yönelik karar vermek üzere hukuki dinlenilme hakkı kapsamında duruşma açılmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla istinaf yargılama aşamasından davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2021 tarihli 2020/564 E. 2021/130 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 bendi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE,3-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,5-Davacılar vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacılara ilk derece mahkemesince iadesine,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/05/2023