Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/578 E. 2023/752 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/578
KARAR NO: 2023/752
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/642
KARAR NO: 2023/16
DAVA TARİHİ: 23/10/2018
KARAR TARİHİ: 16/01/2023
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Limited Şirketi ile davalı … Anonim Şirketi arasında yapılan 30/04/2013 tarihli sözleşmenin iş tanımı başlıklı 5.maddesinde “… Trabzon ilindeki elektrik sayaçlarının E.P.D.K. mevzuatına uygun olarak endekslerinin tespiti, tespit edilen endekslerin mekanik sayaçlar için manuel, elektronik sayaçlar için optik port ile el bilgisayarına kaydedilmesi, fatura/bildirim tanzimi ve müşteriye bırakılması, Serbest Tüketici Konumundaki müşteri sayaçlarının her ayın biri ile beşi (1-5) arası optik port ile tespit edilmiş bilgilerinin şirket bilgisayarlarına aktarılması, müşteri sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ve şirkete bildirimine ilişkin işlerdir” şeklinde tanımlandığını, davalının hak edişleri düzenlerken sadece sayaçları okunan ve faturası taahhuka bağlanmış abonelerin iş bedellerini ödediğini, sayacın zaman saatinin bozuk, sayacın arızalı, sayaç dışarı alınmalı, sayaç seri no farklı, sayaç ve tesisat kontrol, sözleşme gücü aşımı, sözleşmesiz kullanım, tarife grubu yanlış, güç kontrol, tehlikeli ortam, tesisat, farklı karnede vasfındaki abonelere ilişkin hizmet bedellerinin ise davalı tarafından dikkate alınmadığını, bu durumdaki işler nedeniyle müvekkiline hizmet bedeli ödenmediğini ancak bu işlemlerin tahakkuka bağlanmasının mümkün olmadığını belirterek, bu nedenle tahakkuk şartı aranmaksızın hizmet bedelinin ödenmesi gerektiğini açıklanan nedenlerle; sözleşme kapsamında ifa edildiği halde hizmet bedeli ödenmeyen iş ve iş bedellerinin tespitine, 50.000,00 TL’nin tahakkuk ettirilmesi gereken tarihten itibaren en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığından şözleşme ve teknik şartnamede, ödeme tahakkuk şartına bağlandığından ve basiretli bir tacir olan davacı bu sözleşme ve şartname ile bağlı olduğundan davacının müvekkili şirketten hiçbir alacağının bulunmadığını aksine davacının edimini gereği gibi ifa etmeyerek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davacının hakedişlere itiraz etmeyerek kabul ettiğini beyan ederek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/06/2019 tarihli 2018/1260 E. 2019/620 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 37.maddesi gereğince İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 07/10/2020 tarihli 2020/1330 E. 2020/50 K. sayılı kararı ile istinaf istemi esastan reddedilmiştir. Yetkisizlik kararının ardından dosya İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi olunmuştur. İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2023 tarihli 2020/642 E. 2023/16 K. sayılı kararı ile; “Dava, taraflar arasında imzalanan 30/04/2013 tarihli hizmet alım sözleşmesi kapsamında, davacı yüklenici tarafından ifa edildiği halde ödenmediği iddia edilen hizmet bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı özetle, davalının imza edilen sözleşme kapsamında sadece sayacı okunmuş ve tahakkuka bağlanmış abonelerin iş bedellerinin ödendiğini, bozuk, arızalı sayaç, yıkık, boş bina, oku gel, resmi daire ve sair nitelikli teknik şartnamenin 2. maddesinde düzenlenen haller için ödeme yapılmadığını, ifa edilen bu işler kapsamında da ödeme yapılması gerektiğini ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur.Davalı özetle, usulüne uygun tahakkuk şartının gerçekleşmemesinden dolayı davacının herhangi bir alacak hakkının bulunmadığını kaldı ki ifa edildiği belirtilen tespitlerin zamansal olarak gerçeğini yansıtmadığını savunmuştur. Taraflar arasında imza edilen sözleşme 30/04/2013 tarihli olup 9.2. maddesi ile “1-Sözleşme … 4- Teknik Şartname, … 6-Hizmet İşleri Genel Şartnamesi” ihale dokümanındaki uygulama sırasına işaret edip sözleşmenin bir parçası olduğunu belirtmiştir. Sözleşme’nin Ödeme Yeri ve Şartları 13. maddesi ile, ”…Hakedişin tutulan kısmı,ihtilafın ortadan kalkmasını takiben ödenir. Yüklenici, tutulan kısım için hiçbir faiz, zarar ve ziyan talebinde bulunamaz.” denildiği, böylece yapılacak ödemelerin bazı şekli şartlara tabi tutulduğu,Davacının da dayandığı ve okuma yapılamaması halindeki durumu düzenleyen sözleşmenin eki niteliğindeki Teknik Şartname’nin 2. maddesi ile, ”…Ancak bu endeks değerinin işletmeye ulaşması ve fatura düzenlenmesi halinde yükleniciye uygulama yılındaki ana hizmet bedeli ödenecektir. Abone tarafından endeksin işletmeye bildirilmemesi ve sonucunda tahakkuka bağlanmaması halinde ise herhangi bir ödeme yapılmayacaktır.” denildiği, bu yönden de ödemelerin tahakkuk şartına tabi tutulduğu,Yine Teknik şartnamenin 3. maddesinde kaçak kullanım halinde kaçak kontrol hizmetinin karşılığı olarak son cümlede “…Ancak bu bedelin ödenebilmesi için kaçak tutanağın EPDK müşteri hizmetleri yönetmeliği hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tahakkuka bağlanması ve tahakkuka bağlanan bedelin ödenmesi şarttır.” şeklinde düzenlendiği,Sözleşmenin eki niteliğindeki Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’ni 42. maddesinde yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu ”idareye verilen … tarihli dilekçemde yazılı ihtirazi kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gerekliliği belirtilmekle, eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalamasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, bu şekilde itiraz edilmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal gerekçeler ile taraflar arasında uygulanması gereken sözleşme ve eklerine dair hükümler gözetildiğinde davacının hizmet karşılığının ödenmediği iddiasıyla kod tespitine, oku gel ihbarnamesine rağmen ödeme yapılmadığını belirttiği hizmeti kapsamında hakediş usulünün ayrıca düzenlendiği, düzenleme kapsamında davacının iddia ettiği alacak kapsamında ödemenin endeks değerinin ulaşması ve fatura edilmesi şeklindeki belli şartlar halinde tahakkuk şartına bağlandığı, tahakkuk şartlarının oluştuğuna veya fatura edilebilirliğine dair bir iddia bulunmadığı gibi tanzim edilen diğer hakedişler kapsamında Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. maddesinin HMK’nin 193/1. maddesi anlamında davalı ile davacı yüklenici arasında münhasır delil sözleşmesi niteliğinde olduğu, hakedişlere itirazın ne şekilde yapılacağı açıkça düzenlendiği, belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmeyen hakedişlerin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağı, dolayısıyla tahakkuk şartının gerçekleşmediği dava konusu alacak kalemleri yönünden sözleşme ve şartname kapsamında usulüne uygun doğan alacak bulunmadığı, alacak bulunduğu iddiasının da hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere dair bir itirazının usulüne uygun ihtirazi kayıtla ileri sürülmediği (Yargıtay 6. HD., 15/11/2022 tarih, 2021/5762E., 2022/5336K)…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının eksik inceleme ile düzenlendiğini, sunulan kayıtların incelenmediğini, eksik evrakların …’tan temin edilmediğini, dava konusu kalemler hakedişe dahil olmadığından kısmi ifa bulunmadığını, hakediş içeriğinde yer almayan kalemler için ihtirazı kayıt düşülemeyeceğini, düzenlenen hakedişle o anki borç sona ererken borç ilişkisi devam ettiği için, devam eden borç ilişkisi nedeniyle alacağın talep hakkının mevcut olduğunu, müvekkili tarafından teknik şartnamenin 2.maddesi uyarınca edimlerin yerine getirildiğini, abonelerin endekslerinin okunması veya durumunun tespit edilmesi ve bilgilerin davalı bilgisayarına aktarılmasıyla müvekkilinin teknik şartnamenin 2.maddesi uyarınca edimlerini yerine getirdiğini, bu aşamadan sonra teknik şartname uyarınca davalının gerekli kontrol ve güncelleştirmeleri yaparak mevzuata göre aboneleri sistemden düşmesi gerektiğini, ancak davalının bu işlemleri yapmadığını, müvekkili tarafından tüm abonelere yönelik yükümlülük ifa edildiğinden tahakkuk şartı aranmaksızın hizmet bedelinin ödenmesi gerektiğini beyan ederek, kararın kaldırılmasına ve eksiklikler ikmal edilerek yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, taraflar arasındaki 30/04/2013 tarihli sözleşmeden kaynaklı hizmet bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Sözleşmede davacı “yüklenici”, davalı “şirket” olarak anılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.maddesinde; “Sözleşme konusu iş; … Trabzon ilindeki elektrik sayaçlarının, EPDK mevzuatına uygun olarak endekslerinin tespiti, tespit edilen endekslerin mekanik sayaçlar için manuel, elektronik sayaçlar için optik port ile el bilgisayarına kaydedilmesi, fatura/bildirim tanzimi, müşteriye bırakılması, serbest tüketici konumundaki müşteri sayaçlarının her ayın biri ile beş (1-5 arası) optik port ile tespit edilmiş bilgilerinin şirket bilgisayarlarına aktarılması, müşteri sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ve şirkete bildirimine ilişkin işlerdir.” şeklinde tanımlanmış, 9.maddesinde sözleşmenin ekleri açıklanarak, 92. maddesinde “1-Sözleşme … 4-Teknik Şartname, … 6-Hizmet İşleri Genel Şartnamesi” şeklinde sıralama ile ihale dokümanını oluşturan belgeler arasında öncelik sırası gösterilmiştir. Sözleşmenin eki niteliğinde olan 30/04/2013 tarihli “El Bilgisayarı / Ekdeksör İle (GPRS) Endeks Okuma Ve Fatura / İhbarname Dağıtım Hizmet Alımının 3. Şahıslara Yaptırılmasıyla İlgili Teknik Şartnamenin 2. maddesi; “Şirket tarafından talimatlandırılarak abone adresine gidilmekle bereber endeksinin; enerji kullanım yeri boş, yıkık, enerji kullanıyor – sayaç arızalı, enerjisi herhangi bir sebepten dolayı kesik, sayacı sökülmüş, aboneliği iptal edilmiş, enerji tüketimi yok v.b. gibi nedenlerle okunamaması halinde yukarıdaki konularda bu tür abonelerle ilgili bilgiler akabinde şirket tarafından tekrar kontrol edilerek yüklenici ile birlikte güncelleştirilecektir.Şirket tarafından talimatlandırılarak abone adresine gidilmekle bereber endeksinin; abonenin sayacı kapalı yerde okunamıyor, abone evde bulunmuyor, abonenin bahçesinde köpek var, girilmiyor v.b. gibi, nedenlerle okunamaması halinde EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve ilgili mevzuat uyarınca yüklenicinin kullanım yerine bırakacağı bir bildirim (boş ihbarname) ile aboneden sayaç değerini tespit ederek şirkete bildirilmesini isteyecektir. Ancak bu endeks değerinin işletmeye ulaşması ve fatura düzenlemesi halinde yükleniciye uygulama yılındaki ana hizmet bedeli ödenecektir. Tahakkuka bağlanmaması halinde ise herhangi bir ödeme yapılmayacaktır. Abone tarafından endeksin işletmeye bildirilmemesi ve sonucunda tahakkuka bağlanmaması halinde ise herhangi bir ödeme yapılmayacaktır.” şeklinde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere taraflar arasında yapılan sözleşme ve eki teknik şartnameye göre davalı şirketin durum kod ve kaçak bildirimlerini tutanağa ve tahakkuka bağlaması şartı koyulmuştur. Bu itibarla tutanağa ve tahakkuka bağlanmayan işler için davacının hizmet bedeli talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yine sözleşmenin eki niteliğinde olan hizmet işleri genel şartnamesinin “Hakedişler ve Ödeme” başlıklı Yedinci Bölümünde, “Hakediş Ödemeleri” başlıklı 42.maddesi; “… Yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerçekleri, idareye vereceği ve bir örneğini de Hakediş Raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun “İdareye verilen ….tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla” cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorundadır.Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır.Her hakediş tutarına, eğer sözleşmede öngörülmüşse eklenecek miktar dahil edilir. Bulunan miktardan, bir önceki hakediş tutarı çıkarılarak bulunan miktara, ilgili mevzuata göre hesaplanacak Katma Değer Vergisi (KDV) eklenir. Bu miktardan sözleşmede yazılı kesintiler, varsa yüklenicinin idareye olan borçları ve cezalar ile kanunen alınması gereken vergiler kesilir. Hakediş raporu, yüklenici veya vekili tarafından imzalandığı tarihten başlamak üzere en geç sözleşmesinde yazılı sürenin sonunda, eğer sözleşmede bu hususta bir kayıt yoksa otuz gün içinde tahakkuka bağlanır. Bu tarihten başlamak üzere otuz gün içinde de ödeme yapılır…” hükmünü haizdir.Aynı ihtilaf konusuna ilişkin, davalı tarafın … A.Ş. olduğu bir davada İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 08/10/2020 tarihli 2018/1375 E. 2020/1035 K. sayılı; “… geçici hak edişlere girmeyen istek kalemleri nedeniyle davacı taraf talepte bulunmuştur. Geçici hak edişlere girmeyen istek kalemleri yönünden Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42.maddesinde belirtildiği şekilde itirazın yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Mahkemenin hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda kaçak ihbar bildirimleri ve diğer kod alacaklıları için davacının davalıdan KDV dahil 1.416.869,99-TL, ödenmeyen tüm kod alacakları için 2006 ve 2007 yılları birim fiyatlarına göre KDV dahil 123.132-TL talep edebileceği anlaşılmakla, davacının istinaf sebeplerinin kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne…” dair verilen kararına karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2022 tarihli 2022/4641 E. 2022/5182 K. sayılı kararında; “…Davacı vekili, taraflar arasında 15.12.2005 tarihli hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, 2006 Ocak – 2007 Haziran arasındaki abone ve sayaç durum kodları ile kaçak ihbarlarına ilişkin ödenmeyen alacakların tahsili için icra takibi yapıldığını, davalı tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın hak edişlere ihtirazi kayıt koymadığını, alacakların zaman aşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunu inceleyen bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince ilk derece mahkemesi kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.Taraflar arasındaki Sözleşmenin eki Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu “idareye verilen … tarihli dilekçemde yazılı ihtirâzi kayıtla.” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, bu şekilde itiraz edilmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesi HMK’nin 193/1. maddesi anlamında davalı idare ile davacı yüklenici arasında delil sözleşmesi niteliğinde olup hakedişlere itirazın ne şekilde yapılacağı açıkça düzenlendiğinden belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmediği takdirde geçici hakedişler hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacaktır. Somut olayda, davacı tarafından bu hakediş raporlarına Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde gösterilen şekilde itiraz edilmediği tespit edildiğine göre söz konusu hakedişlerin kesinleştiği davacının bu bedelleri talep edemeyeceği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. …” şeklinde karar verilmiştir.Yine davalı tarafın … A.Ş. olduğu bir davada Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 15/11/2022 tarihli 2021/5762 E. 2022/5336 K. sayılı kararında, davalı tarafın … A.Ş. olduğu bir davada Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 23/05/2022 tarihli 2021/1333 E. 2022/2761 K. sayılı kararında da Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesine gereğince davanın reddi gerektiğine işaret edilmiştir. Somut dosya incelendiğinde ise; sözleşmenin eki niteliğinde olan Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42.maddesinde belirlenen usule göre davacı tarafça hakedişlere itiraz edilmediğinden hakedişler kesinleşmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca, dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygun olup Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42.maddesi uyarınca, davacı tarafça hakedişlere süresi içerisinde itiraz ileri sürülmediğinden hakedişlerin davacı tarafça kabul edildiği, emsal mahiyette Yargıtay ilamları da nazara alındığında davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/05/2023