Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/460 E. 2023/520 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/460
KARAR NO: 2023/520
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/747 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 16/12/2022
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesi ile; müvekkili şirket ile karşı taraf arasında yaklaşık üç yıla dayanan bir ticari ilişki olduğunu, taraflar arasındaki alışverişten kaynaklanan ticari uyuşmazlık nedeniyle alacaklı şirket tarafından müvekkili şirkete Bakırköy …Noterliğinin 27.06.2022 tarihli … yevmiye sayılı ihtar ile 912.376,00.-TL alacakları olduğu ve bu alacakların ödenmesi ihtar edildiğini, bu ihtara karşılık olarak Bakırköy …Noterliğinin 04.07.2022 gün ve … Yev. sayılı ihtar ile böyle bir alacak olmadığı yönünde karşı beyanda bulunulduğunu, karşı taraf, müvekkili hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 912.376,00.-TL asıl alacak, 22.440,70.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 934.816,70.-TL tutarlı, dayanağı cari hesap ve Bakırköy …Noterliğinin 27.06.2022 tarihli … yevmiye sayılı ihtar olan örnek 7 İlmasız İcra takibinde bulunduğunu, müvekkilinin bu takipten 05.10.2022 tarihinde fiili haciz işlemeleri için gelindiğinde haberdar olduğunu, UETS’ye hiç bir bilgi girişi yapılmadan idari işlem ile açılan UETS hesabına tebligat yapıldığı, itiraz süresinin geçtiğinin fark edildiğini, taraflar arasında 3 yıla yakın devam eden ticari ilişki nedeniyle müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, alacağının bulunduğunu, taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisi ve müvekkilinin var ise borcunun tespiti tamamen yargılamayı gerektirdiğini, müvekkili şirket tarafından bu borç ödense ve açılacak menfi tespit veya istirdat davası lehine neticelense dahi ödenecek paranın karşı tarafdan tahsil edilme ihtimalinin bulunmadığını, izah edilen nedenlerden dolayı taraflar arasında ki alacak-borç ilişkisinin yargılamayı gerektirmesi, müvekkili tarafından ödenecek paranın yargılama sonunda haklı çıksa dahi tahsil etme ihtimalinin bulunmaması nedeniyle icra dosyasına ödenecek paranın İ.İ.K 72/3 maddesi gereğince uygun görülecek teminat karşılılığı alacaklı tarafa ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 2022/320 D.İş sayılı 07/10/2022 tarihli ara kararı ile İİK m.72/f.3 hükmü uyarınca asıl alacak miktarının %20 teminat mukabilinde icra dosyasına konu takip ile ilgili icra veznesine ödenecek paranın alacaklıya ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Davalı vekilince verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmiş olup ihtiyati tedbire yönelik itirazın incelenmesine yönelik halihazırda asıl davanın açılması nedeniyle mahkemenin 16/12/2022 tarihli ara kararı ile ” Uyuşmazlık konusu hususlar dikkate alındığında, davacı tedbir talep eden aleyhine ilamsız takip yapıldığı, davacı tedbir talep edenin alacağın varlığını tamamen inkar ettiği, böyle bir alacağın doğmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda genel ispat yükü çerçevesinde davalı itiraz edenin alacaklı olduğu noktasında delillerini yargılama aşamasında sunması, bunların incelenmesi, değerlendirilmesi kaçınılmazdır. Esasen ihtiyati tedbir açısından yaklaşık ispat ölçüsü ele alınırken karine olarak haklılık veya haksızlık durumunun ve ispat yükünün mutlak suretle dikkate alınması zorunludur. İspat yükü dahi üzerine düşmeyen tarafın yaklaşık ispat koşulunu yerine getirmesini beklemek kanun hükmüne aykırı olduğu gibi yorum bilimi kurallarına dahi aykırı olacaktır. Zaten davacının tedbir talebi aşamasındaki beyanları ve dayanak icra dosyasındaki takip talebinin içeriği karşısında artık davacı lehine yaklaşık ispat şartı artık oluşmuştur. Elbette yargılama aşamasında tarafların kısmen veya tamamen haklılık veya haksızlık durumları ortaya çıkabilecektir. Bu aşamada, davacı lehine oluşan yaklaşık ispatı ortadan kaldıracak belge veya belgeler zinciri sunulmamıştır. Bir başka deyişle incelenmesi, tartışılması gerekse de itiraz edene atfedilen mesaj kayıtları dahi itiraz dilekçesine eklenmemiştir. Somut olayın özellikleri dikkate alındığında mevcut ispat ve delil kurallarının dikkate alınması, uyuşmazlığa konu menfi tespitin niteliği, olayın özelliği karşısında somut olayın şartları dahi dikkate alınarak davacı tedbir talep edenin ihtiyati tedbir sebebi, türü davanın esası yönünden ise haklılığını yaklaşık olarak ispata etmiş olduğu, bu nedenle itirazın ret olunması gerektiği sonucuna varılmıştır. Esasen mahkememizce verilen tedbir kararı çerçevesinde icra veznesine ödenecek paranın alacaklıya ödenmemesi için İİK m.72/f.3 maddesi uyarınca tedbir kararı verilebilmesi mevcut yargısal uygulama ile dahi uyumludur.” gerekçesi ile itiraz eden davalının, mahkemece verilen tedbire yönelik tüm itirazlarının reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından ihtiyati tedbire yönelik itirazın reddine dair karar istinaf edilmiş olup, itiraz nedeni olarak; Davacı tarafın iddiasının aksine şirket yetkilisi …’ın, *** numaralı telefon numarasından göndermiş olduğu yazılı mesajlarda takibe konu borcu kabul ettiğini ve tüm dosya borcunu kapatacağını açıkça taahhüt ettiğini, yerel mahkeme kararında “itiraz edene atfedilen mesaj kayıtlarının itiraz dilekçesine ” eklenmediği belirtmiş ise de söz konusu kayıtlar 10.10.2022 tarihli dilekçe ekinde yer aldığını, davacı taraf tedbir talebi içeren dilekçesinde müvekkil ile 3 yıldır ticari ilişki içinde olduğunu kabul ettiğini, ancak herhangi bir borcu olmadığını iddia ettiğini, ancak borcunun bulunmadığını ispata yarar hiçbir belge ve makbuz ibraz etmediğini, buna rağmen yerel mahkemece davacı lehine yaklaşık ispat şartının oluştuğu gerekçesiyle tedbir kararı verilmesi hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davası icra takibinden sonra açılmış ve davacı vekili dava dilekçesinde İİK’nun 72. maddesine göre teminat karşılığında vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir 6100 sayılı HMK 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”, HMK 390/1 maddesinde “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.”, HMK 390/3 maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.”, HMK 391/1 maddesinde “Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir. Yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilmelidir. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. İİK’nun 72/3. maddesinde ”İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında verilen hizmet bedelin tahsili amacıyla davacı hakkında başlatılan takibin kesinleşmesi üzerine davacı tarafından eldeki menfi tespit davanın açıldığı anlaşılmakla, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası yönünden HMK 89/1 ve İİK’nun 72/3 maddesinde yer alan koşulların gerçekleştiği, mahkemece oluşturulan ara karar uyarınca yeterli teminatın davacı tarafça dosyaya yatırıldığı belirlendiğinden, ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/03/2023