Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/411 E. 2023/381 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/411
KARAR NO: 2023/381
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/10
KARAR NO: 2022/411
DAVA TARİHİ: 02/12/2014
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
DAVA: Kayıt Kabul (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İflas müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası altında iflası açılan …’nin müvekkili banka ile birleşen … A.Ş.’nin kredili müşterisi olup, imzalamış olduğu genel kredi sözleşmeleri nedeniyle müvekkili banka alacaklarının borçlusu bulunduğunu, müvekkili bankanın 17/01/2014 tarihi itibariyle alacaklı olduğu 24 adet kullanılmayıp bankaya iade edilmemiş çek yaprakları nedeniyle 25.080,00 TL, 1 adet mer’i teminat mektubu nedeniyle 18.200,00 TL gayinakdi risk ve teminat mektuplarının komisyon borcundan kaynaklanan 34.584,97 TL nakdi riskin masaya kaydı için 20/01/2014 havale tarihli dilekçesi ile alacak kayıt talebinde bulunduğunu, 20/11/2014 tarihli ek sıra cetvelinde “…talep edilen 77.864,94 TL alacağın 25.080,00 TL’sinin zamanaşımı nedeniyle reddine, bakiye 52.784,94 TL’sinin şarta bağlı olarak kabulüne, sıra cetvelinde 4.sıraya alınmasına” karar verildiğini, nakit alacağın şartsız olarak masaya kabulünün gerektiğini, müvekkili bankanın her bir çek yaprağı nedeniyle 1.045,00 TL sorumluluğu bulunduğundan çek yaprakları yönünden verilen kararın da hatalı olduğunu belirterek, çek yaprakları nedeniyle 25.080,00 TL’nin iflas masasına kayıt kabulüne ve şarta bağlı olarak kabul edilen 34.584,97 TL nakdi alacağın şartsız olarak iflas masasına kayıt kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı Müflis … A.Ş.’nin, … A.Ş. iştiraklerinden iken … A.Ş.’nin BDDK’nın 09/07/2001 tarih ve 383 sayılı kararı uyarınca TMSF’ye devredilmesi ile davalı şirketin yönetim ve denetiminin de TMSF’ye geçtiğini, şirketin borca batıklık hali nedeniyle İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/7 Esas sayılı dosyasından 20/11/2003 tarihinde iflasına karar verilerek kararın kesinleştiğini, davacı bankanın müflis şirkettin açık çek yapraklarından kaynakladığını ileri sürdüğü 17/01/2014 tarihi itibariyle toplam 25.080,00 TL alacağının zaman aşımına uğradığını, çek yapraklarının 1997 yılına ait olduğunu, gerek genel zaman aşımı gerekse kambiyo senetleri için TTK da belirlenen zaman aşımı sürelerinin geçtiğini, davalı müflis şirketin yönetim ve denetiminin TMSF’ye geçtiği 2001 yılından ve iflasına karar verildiği 2003 yılından bu yana geçen süreler dikkate alındığında açık çek yapraklarını keşide edecek yönetim olmadığından ve bankanın ileri sürdüğü bu açık çek yapraklarından dolayı bugüne kadar doğmuş bir riski – zararı olmadığından bu alacak talebinin iflas masasınca reddi kararının haklı ve yerinde bir karar olduğunu, davacı bankanın diğer alacak talebine konu 1 adet teminat mektubu nedeniyle 18.200,00 TL gayri nakdi riski ile teminat mektuplarının komisyon borcundan kaynaklanan 34.584,97 TL riski toplamı olan 52.784,94 TL’nin de şarta bağlı olarak kabulü ve 4. sıraya kaydına ilişkin iflas masasının kararının yerinde olduğunu, davacının aksi yöndeki davası ve diğer talepleri yerinde olmadığından hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2018 tarihli 2014/1417 E. 2018/74 K. sayılı kararı ile; “…Dosyanın bankacılık konusunda uzman bilirkişiye tevdi ile davacı bankanın, davalının iflas tarihi itibariyle teminat mektuplarının komisyonlarından kaynaklanan 3.122,49 TL nakdi alacağın mevcut olduğu, mektup komisyonlarının nakdi alacak olduğu ve masaya şartsız olarak kaydı gerektiği anlaşılmakla, 15/06/2017 tarihli denetime elverişli rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, çek teslim tarihleri dikkate alındığında asıl borçlunun iflas tarihi olan 20/11/2003 tarihi öncesinde keşide edildiği düşünüldüğünde ibraz sürelerinin geçmiş olacağı, iflas tarihinden sonra keşide edilmiş olmaları halinde şirket yetkililerinin temsil ve çek düzenleme yetkilerinin bulunmayacağı davacı bankanın bu cihetle sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmakla risk oluşturmayan çek yaprakları nedeniyle şarta bağlı alacak isteminin reddine…” karar verilerek, “1-Davanın kısmen kabulü ile; Davacının teminat mektup komisyonlarından kaynaklı (20/11/2003 tarihi itibariyle) 3.122,49 TL nakdi alacağın şartsız olarak iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazla istemin reddine, 2-Davacının çek yapraklarının iade edilmemesi nedeniyle toplam 25.080,00 TL şarta bağlı alacağın masaya kaydı isteminin reddine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI Dairemizin 15/09/2021 tarih ve 2020/410 E. 2021/872 K. sayılı kararı ile; “…Nakit alacak talebi, teminat mektuplarının komisyon bedellerinden kaynaklanmaktadır. İflas tarihi 20/11/2003 olup, davacının talebi ise 17/01/2014 tarihine kadar hesaplanan nakit alacakların şartsız olarak masaya kaydı istemine ilişkindir. Yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca komisyon alacağının iflas tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda da gerek iflas gerekse talep tarihi itibariyle seçenekli hesaplama yapılmış, iflas tarihi itibariyle ulaşan komisyon alacağı ferileri ile birlikte 3.122,49 TL olarak hesap edilmiş ve mahkemece 3.122,49 TL nakdi alacağın şartsız olarak iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin bu yöndeki kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır… 5941 Sayılı Çek Kanunu’nun geçici 3. maddesinin 4. fıkrasında bankaların eski çek defterleri ile ilgili sorumluluklarının 30/06/2018 tarihinde sona ereceği düzenlenmiş olup, davacı bankanın sorumluluğu da 30/06/2018 tarihinde sona erecektir. Bu durumda dava konusu çek yaprakları ile ilgili ödeme yapılıp yapılmadığı sorularak, 30/06/2018 tarihinden önce ödenmiş ise emsal ilamda da belirtildiği şekilde müflis ile davacı banka arasındaki sözleşme hükümleri incelenerek, bankanın çek yaprağı başına sorumluluğu ile ilgili müşterisine rücu edemeyeceğine ilişkin bir hüküm olup olmadığı tespit edilerek değerlendirme yapılması, henüz hiç ödenmemiş ise istemin reddine karar verilmesi, 30/06/2018 tarihinden sonra ödeme yapılmış ise bu tarihten sonra bankanın ödeme yapma yükümlülüğü olmadığından ödenen bedelden bankanın sorumlu olacağı dikkate alınarak talebin reddine karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına…” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…istinaf ilamından önce mahkememizce yapılan yargılamada nakdi alacaklar yönünden alacak tutarının hesaplanması için bankacı bilirkişiden rapor alınması yoluna gidilmiş, müflis şirketin 20/11/2003 iflas tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın masaya kaydını isteyebileceği nakdi alacak miktarının 3.122,49 TL olduğu hesaplanmıştır. Mahkememizce bilirkişi raporu doğrultusunda 3.122,49 TL alacağın şartsız olarak masaya kaydına karar verilmiştir. Davacı vekili her ne kadar ilk istinaf sebebi olarak hem bu tutara hem de iflas tarihi itibariyle yapılan hesaplamaya itirazda bulunmuş ise de; yukarıda değinilen istinaf ilamında açıkça ifade edildiği üzere, iflas tarihi itibariyle yapılan hesaplamanın ve alacak miktarının isabetli olduğu vurgulanarak davacı vekilinin bu yöndeki tüm istinaf sebepleri reddedilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı bankanın meri teminat mektuplarının komisyon borcundan kaynaklanan ve müflis şirketin iflas tarihi olan 20/11/2003 tarihi itibariyle hesaplanan 3.122,49 TL nakdi alacağın İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı iflas dosyasına istinaden açılan iflas masasına ŞARTSIZ olarak 4.sırada kayıt ve kabulüne, davacının bu alacakla ilgili fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir. Çek yapraklarından kaynaklanan 25.080,00 TL sorumluluk bedelinin masaya kayıt ve kabulü istemine gelince, istinaf ilamı uyarınca bu çeklerden ötürü davacı bankanın herhangi bir ödeme yapıp yapmadığının, ödeme yapmış ise hangi tarihte yaptığının araştırılması zorunludur. Bu kapsamda, davacı bankaya müzekkere yazılarak durum sorulmuş, davacı banka tarafından verilen 14/04/2022 tarihli cevapta “…dava konusu 24 adet kullanılmayıp bankaya iade edilmemiş çek yaprağıyla ilgili olarak kanuni sorumluluk bedeline ilişkin bankamızca herhangi bir ödeme yapılmamıştır…” denilmiştir. Başka bir anlatımla, davacı banka tarafından çeklere ilişkin yasal sorumluluk bedeli olarak üçüncü şahıslara hiçbir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır. O halde, davacı banka tarafından çek yapraklarıyla ilgili üçüncü şahıslara yasal sorumluluk bedeli olarak hiçbir ödeme yapılmadığından bu alacağın masaya kayıt ve kabulü talebinin yasal koşulların oluşmaması ve masaya kaydı istenebilecek bir alacak da bulunmaması…” gerekçesiyle, “Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 1-Davacının meri teminat mektuplarının komisyon borcundan kaynaklanan 20/11/2003 iflas tarihi itibariyle 3.122,49 TL nakdi alacağının İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı iflas dosyasına istinaden açılan iflas masasına şartsız olarak 4.sırada KAYIT VE KABULÜNE, davacının bu alacakla ilgili fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, 2-Davacının çek yapraklarının iade edilmemesi sebebiyle alacak isteminde bulunduğu toplam 25.080,00 TL’nin çek yapraklarının hiç ödenmemiş olması sebebiyle bu alacağın masaya kaydı talebinin REDDİNE” dair hüküm tesis edilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İflas İdaresi tarafından şarta bağlı alacak olarak masaya kaydına karar verilen 52.784,94 TL’nin 34.584,97 TL’sinin nakdi alacak, bakiye 18.200,00 TL kısmının mer’i teminat mektubuna dair gayrinakdi alacak olup bu alacağın şarta bağlı alacak olarak masaya kaydına karar verilmiş olduğundan işbu gayrinakdi alacağın dava konusu olmadığını, nakdi alacak olan 34.584,97 TL’nin ise şarta bağlı alacak olarak değil şartsız olarak masaya kaydına karar verilmesi gerektiğini, Müvekkili Bankanın nakdi alacak olarak masaya kaydı talep edilen 34.584,97 TL tutar İflas İdaresi tarafından aynen kabul edilmiş olduğundan, dava konusu edilmeyen alacak tutarının tartışılması ve yeniden hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sadece işbu alacağın şartsız alacak olduğunun tespiti gerektiğini, bilirkişi tarafından hatalı şekilde masaya şartlı alacak olarak kaydedilen nakdi alacak aynen hesaplanmış olmakla birlikte, ayrıca iflas tarihi itibariyle yeni bir hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu olmayan, taraflar arasında ihtilaflı olmayan hususlarda inceleme yapılamayacağını, çek yaprakları yönünden ise dava açıldıktan sonra 20/12/2009 tarih 27438 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5941 Sayılı Çek Kanunu’nun Geçici 3. maddesinin 4. Fıkrası uyarınca 30/06/2018 tarihi itibariyle açık çek yaprakları ile ilgili bankanın sorumluluğu sona erdiğinden dava konusu çek alacakları yönünden yasa gereği davanın konusuz kaldığını, çek alacakları yönünden davanın kanunen konusuz kalması kararı verilmesi gerekirken red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu alacakla ilgili davanın reddi gerekçesiyle müvekkili Banka lehine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti alacakları yönünden eksik hüküm kurulduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 06/04/2017 tarihli cevabı yazısına göre; davacının 20/01/2014 tarihinde … kayıt numarası ile iflas masasına 34.584,94 TL nakit ve 43.280,00 TL gayrinakit alacak için kayıt yaptırarak tebligat masrafını yatırdığı, iflas dairesince düzenlenen 20/11/2014 tarihli sıra cetvelinde alacağın 25.080,00 TL’lik kısmınun zamanaşımı nedeniyle reddedildiği, 52.784,94 TL’lik kısmının şarta bağlı alacak olarak kabul edilerek sıra cetvelinde 4.sıraya alınmasına karar verildiği, sıra cetvelinin 27/11/2014 tarihli … Gazetesinde ve 01/12/2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacı vekiline ise 26/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından tebligat masraf avansı yatırıldığından dava 01/12/2014 tarihinde hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Davacının talebi; iflas masasınca şarta bağlı olarak kabul edilen 52.784,94 TL alacaktan 34.584,97 TL’sinin nakdi alacak olması nedeniyle şartsız olarak masaya kabulü ve zamanaşımı nedeniyle reddedilen çek yapraklarından kaynaklı 25.080,00 TL’nin iflas masasına kayıt kabulü istemlerine ilişkindir. Kaldırma kararından önce Mahkemenin bankacı bilirkişiden almış olduğu raporda; davacının, müflis şirketten talep tarihi 17/01/2014 tarihi itibariyle teminat mektuplarından kaynaklanan komisyon alacağının 7.907,38 TL komisyon, 395,37 TL bsmv, 25.030,69 TL faiz, 1.251,53 TL bsmv olmak üzere toplam 34.584,97 TL olduğu, 20/11/2003 iflas tarihi itibariyle teminat mektuplarından kaynaklanan komisyon alacağının ise 1.696,29 TL komisyon, 84,81 TL bsmv, 1.277,51 TL faiz, 63,88 TL bsmv olmak üzere toplam 3.122,49 TL olduğu, çek durumu izleme raporunda 24 adet çek yaprağına ilişkin “müşteride” açıklaması yapıldığı ancak tedavülde olup olmadığına dair bir bilgi olmadığı, çek teslim tutanaklarına göre bu çeklerin 06/11/1998 ve 18/02/1999 tarihlerinde müşteriye verildiği, her bir çek yaprağı için garanti tutarı 1.045,00 TL olduğundan toplam tutarın 24 X 1.045,00 TL = 25.080,00 TL hesap edildiği ancak Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/3023 E. 2013/4687 K. sayılı “…Davacı banka tarafından dosyaya ibraz edilen çek teslim belgelerinin 2007 yıllarına ait olduğu, çeklerin müflis şirketin iflas tarihi olan 09/07/2009 tarihi ya da öncesi itibariyle şirket yetkilileri tarafından keşide edildiği varsayıldığında ileride ibraz edilmeleri halinde ibraz süreleri geçmiş olacağından davacı bankanın ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı, çeklerin iflas tarihinden önce, ancak ileri bir tarih atılarak keşide edildiğinin varsayılması halinde de iflasla birlikte şirket yetkililerinin temsil yetkileri kalmayacağından ileride bu çeklerin ibrazı halinde, yetkisiz kişiler tarafından imzalanmış çekleri, davacı Bankanın ödemesinin sözkonusu olmayacağı, sonuç olarak davacı Bankanın karşılıksız çıkma ihtimali bulunduğunu ileri sürdüğü çeklerden dolayı herhangi bir riskinin bulunmadığı, doğmamış ve doğma olasılığı bulunmayan bir sorumluluktan bahisle masaya alacak kaydı talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından, iade edilmeyen çek yaprağı ile ilgili talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır….” şeklindeki kararı dikkate alındığında değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebeplerinden ilki masaya kaydı talep edilen nakdi alacağın miktarı konusunda ihtilaf bulunmadığı, nakit alacak yönünden taleplerinin şartsız olarak iflas masasına kaydına ilişkin olduğu, mahkemece yeniden hesaplama yaptırılarak 3.122,49 TL üzerinden hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir. İİK’nun 195/1. maddesinde “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü yer almaktadır. İİK’nın 195. maddesinde müflisin borçlarının iflasın açılması ile muaccel olacağı ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının ana paraya ilave edilerek masaya kaydedileceği öngörülmüş olduğuna göre, iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekmektedir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Nakit alacak talebi, teminat mektuplarının komisyon bedellerinden kaynaklanmaktadır. İflas tarihi 20/11/2003 olup, davacının talebi ise 17/01/2014 tarihine kadar hesaplanan nakit alacakların şartsız olarak masaya kaydı istemine ilişkindir. Yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca komisyon alacağının iflas tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda da gerek iflas gerekse talep tarihi itibariyle seçenekli hesaplama yapılmış, iflas tarihi itibariyle ulaşan komisyon alacağı ferileri ile birlikte 3.122,49 TL olarak hesap edilmiş ve mahkemece 3.122,49 TL nakdi alacağın şartsız olarak iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Nitekim kaldırma kararından önce de mahkemenin nakdi alacaklar yönünden hükmü aynı olup Dairemizin kaldırma kararında da açıklandığı üzere Mahkemenin bu yöndeki kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca, muhatap banka ibraz edilen her çek yaprağı için ibraz eden hamile karşılığının tamamen ya da kısmen bulunması halinde, hükümde belirtilen miktarını ödemekle yükümlüdür. Bu husus hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdi kredi sözleşmesi hükmündedir. 5941 sayılı Kanun’un 3/son maddesinde “(Ek fıkra: 31/01/2012-6273 S.K/2. md.) Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer.” hükmüne; geçici 3/4. maddede ise, “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/6/2018 tarihinde sona erer.” hükmüne yer verilmiştir. Kaldırma kararının ardından mahkemece dava konusu çek yaprakları nedeniyle ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda davacı bankaya yazılan müzekkereye verilen 14/04/2022 tarihli cevabi yazıda; dava konusu 24 adet çek yaprağının bankaya iade edilmediği, çek yapraklarıyla ilgili sorumluluk bedeli olarak banka tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı ve 5941 sayılı Çek Kanunu’nun geçici 3.maddesinin 4.fıkrası uyarınca dava konusu çek yapraklarıyla ilgili banka sorumluluğunun 30/06/2018 tarihinde sona erdiği bildirilmiştir. Dairemizin kaldırma kararında yer verilen Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 21/04/2014 tarihli 2013/7515 E. 2014/3098 K. sayılı kararı “…Mahkemece, kayıt kabul talep edenin, çek yaprağı başına Yasa gereği yaptığı ödemeleri yukarıda açıklanan şekilde bir teminattan karşılanacağı veya Yasa gereği yapılacak ödemelerin çek hesap sahibinden talep edilmeyeceği yönünde taraflar arasında yapılmış bir sözleşme olup olmadığı hususları araştırılarak, sonuca ulaşılması gerektiği şüphesizdir. Eldeki uyuşmazlıkta, davacı banka tarafından gerek yargılama, gerekse temyiz ve karar düzeltme dilekçelerinde müflisten bu yönde somut bir teminat alındığına dair bir iddia yer almadığından, alacağın bu kısmının rüçhanlı olarak kabulü isabetsiz olmuştur. Bu durumda, mahkemece, müflis ile davacı banka arasındaki sözleşme hükümleri incelenerek, bankanın çek yaprağı başına sorumluluğu ile ilgili müşterisine rücu edemeyeceğine ilişkin bir hüküm bulunması halinde talebin bu kısmının reddine, aksi halde, İİK’nın 197/1. maddesi gereğince şarta bağlı olarak kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulması gerekirken, yazılı gerekçe ile bozulması doğru olmadığından, davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile kararın anılan alacak kısmı yönünden değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.” şeklindedir. Dosya kapsamında yer alan sözleşme hükümleri incelendiğinde, davacı bankanın ödediği garanti bedelini hesap sahibinden talep edemeyeceği yönünde bir hüküm yer almadığı gibi aksine çek yaprakları yönünden nakit bedelin depo edileceğinin düzenlendiği tespit edilmiştir. Bu durumda davacı banka, çeklerin ibrazı halinde sorumluluk bedelini ödemekle yükümlü ise de ödediği bedeli müflis şirkete rücu hakkı mevcuttur. Mahkemece çek yaprakları yönünden ret kararı verilmiş ise de; çek yaprakları ibraz edilmediğinden ve bankanın sorumluğu 30/06/2018 tarihinde sona erdiğinden, dava tarihi dikkate alındığında çek yaprakları yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12/02/2018 tarihli 2016/15521 E. 2018/567 K. sayılı ilamı da bu yöndedir. Ayrıca kayıt kabul davaları alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkin olup, belirli bir miktarın tahsiline yönelik olmadığından, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir. Bu nedenle, kayıt kabul davalarında maktu harç alınması ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince kaldırılarak,”1-Davacının meri teminat mektuplarının komisyon borcundan kaynaklanan 20/11/2003 iflas tarihi itibariyle 3.122,49 TL nakdi alacağının İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı iflas dosyasına istinaden açılan iflas masasına şartsız olarak 4.sırada KAYIT VE KABULÜNE, davacının bu alacakla ilgili fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,2-Davacının çek yapraklarının iade edilmemesi sebebiyle alacak isteminde bulunduğu toplam 25.080,00 TL yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” dair hüküm tesis edilerek, maktu vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince KABULÜNE,2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/10 Esas, 2022/411 Karar sayılı ve 25/05/2022 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA VE YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE,a-Davacının meri teminat mektuplarının komisyon borcundan kaynaklanan 20/11/2003 iflas tarihi itibariyle 3.122,49 TL nakdi alacağının İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı iflas dosyasına istinaden açılan iflas masasına şartsız olarak 4.sırada KAYIT VE KABULÜNE, davacının bu alacakla ilgili fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, b-Davacının çek yapraklarının iade edilmemesi sebebiyle alacak isteminde bulunduğu toplam 25.080,00 TL yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 3-İlk Derece Mahkemesi yönünden; a-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, b-Davacı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden, Dairemizin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, c-Davacı tarafından yatırılan 342,35 TL posta masrafı ile 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.092,35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ç-Yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, 4-İstinaf İncelemesi Yönünden; a-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,b-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, c-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,ç-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,d-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/03/2023