Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/40 E. 2023/519 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/40
KARAR NO: 2023/519
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/297 Esas
KARAR NO: 2022/619
KARAR TARİHİ: 03/10/2022
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil sigorta şirketinin, sigortalısı olan … AŞ’nin kiracısı olduğu ve okul olarak kullandığı, mülkiyeti davalı … San. Tic. AŞ’ne ait binada 13.03.2019 tarihinde yağan yağmur sonrasında binayı su bastığı ve sigortalıya ait okul ekipman ve malzemeleri ile elektronik bazı cihazlar zarar gördüğünü, bu durumun eksper raporuyla da tespit edildiğini, oluşan zarar nedeniyle poliçe gereğince; sigortalıya, müvekkili şirket tarafından 21.703 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin ödemiş olduğu 21.703 TL’nin davalılardan rücuen tahsilini teminen davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe kötü niyetli olarak itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu, bu hasardan davalıların sorumlu olduğunu, davalı İSKİ’nin okulun hemen yanında çalışma yaptığını, yine yağan yoğun yağmur nedeniyle sorumluluğunda olan atık su hattında çökme olduğu ve bu çökme nedeniyle oldukça fazla miktarda geri tepen suya maruz kalan binayı su basması nedeniyle oluşan zararda kusuru ve sorumluluğu bulunduğunu, davalı … San. AŞ’ de suya karşı yeterli yalıtım yapmadığı ve her türlü su basmasına karşı, su basmasını engelleyecek ve tahliye edecek her türlü tedbir ve önlemi almadığından meydana gelen su basması nedeniyle oluşan zararda kusurlu ve sorumlu olduğunu belirterek, davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyaya vaki itirazın iptali ile davalıların %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … San. Ve Tic. A.Ş. Vekili cevap dilekçesi ile; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla öncelikle yetki ve görev itirazında bulunduklarını, yetkili ve görevli mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu olayda, su baskınına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, herhangi bir kusurunun olmadığını, davacı tarafından alınan ekspertiz raporunda ” hasarın, yoğun yağmur yağışı nedeniyle İSKİ” ye ait ana yağmur suyu giderinin çökmesi sonucu rögarlarından geri tepen suların sirayeti sebebiyle meydana geldiği şeklinde kanaate varıldığını, dava konusu binanın yapı kullanma izin belgesinin alındığını, alt yapı hizmetlerinden yararlandığını, atık suyun geri gelmesini önleyici her türlü sistem binada mevcut olduğunu belirterek, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, müvekkili şirket aleyhine başlatılan haksız ve mesnetsiz icra takibinin iptaline, müvekkili aleyhindeki haksız ve mesnetsiz icra inkar tazminatı talebinin reddine, müvekkili şirket aleyhine haksız ve kötü niyetle takip ve dava başlatan davacının takip konusu alacağın % 20’ ından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İSKİ vekili cevap dilekçesi ile; tazminat isteminin dayandırıldığı eylemin, müvekkili İSKİ açısından kamu hizmetinin ifasına ilişkin olduğu ve hizmet kusuru ile bağımlı olması nedeni ile tam yargı davasının konusunu oluşturduğunu, müvekkilinin davacıya sözleşmeye dayalı bir taahhüdü ve borcu olmadığını, bu nedenle müvekkili aleyhine açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini, müvekkiline bu davada husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin yağmur sularıyla ilgili sorumluluğunun sınırlı ve şarta bağlı bir sorumluluk olduğunu, müvekkilinin yetki ve sorumluluğunda bulunmayan yağmur suyu hattından kaynaklı hasardan dolayı yüklenebilecek herhangi bir hizmet kusuru bulunmadığı gibi söz konusu hasar bedelinin de ödenmesinin söz konusu olmadığını, bina yapı maliklerinin bina dışındaki su arızaları nedeniyle meydana gelecek zararlara karşı önlem almış olması gerektiği, bu önlemlerin alınmamış olmasından dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağı hususu emredici yasa hükmü ile açık bir biçimde düzenlendiğini belirterek, öncelikle yargı yolu ve görev itirazımızlarının kabulü ile davanın reddine, bu mümkün olmadığı takdirde, davacının davasının esastan ve tümüyle reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “… bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan, mahkememizce verilen kararda dikkate alınmış ve takibin devamı yönünde karar verilmiş, ayrıca davacı tarafça, davalının itirazının iptali ile takibin devamı yanı sıra davalıların haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğinden bahisle” Davanın kabulü ile davalıların İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20si olan 4.340,60TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili tarafından cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, “ İşyeri Paket Sigorta Poliçesi “ kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı …Tic. A.Ş arasında 04/09/2018-2019 dönemine ait iş yeri sigorta poliçesi düzenlendiği, dava dışı sigortalının kiracısı olduğu ve okul olarak işletilen binada, 13/03/2019 günü bölgede yağan yoğun yağmur yağışı nedeniyle ana yağmur suyu giderinde meydana geldiği iddia olunan çökme sonucunda su baskını nedeniyle meydana gelen hasar nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tazmini amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali amacıyla işbu davanın açıldığı görülmüştür. Tarafların sıfatı, poliçenin niteliği, halefiyet ilkesinin özellikleri de göz önünde bulundurularak, öncelikle mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının incelenmesi gerekmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dava dışı sigortalı … şirketi ile davalı … Yatırım şirketi arasında 06/04/2018 tarihli 12 yıllık kira sözleşmesi düzenlendiği, hasarın meydana geldiği tarihte kira ilişkisinin devam ettiği, dava konusu su baskını sonucu oluşan hasarın, davalı şirket tarafından kiralanan işyerinde meydana geldiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, davacı, davalı İSKİ’nin, okulun hemen yanında çalışma yaptığını, yine yağan yoğun yağmur nedeniyle sorumluluğunda olan atık su hattında çökme olduğu ve bu çökme nedeniyle oldukça fazla miktarda geri tepen suya maruz kalan binayı su basması nedeniyle oluşan zarardan haksız fiil hükümlerine ve yapı malikinin sorumluluğuna, davalı .. İnş. Tic. San. AŞ’ de suya karşı yeterli yalıtım yapmadığı ve her türlü su basmasına karşı, su basmasını engelleyecek ve tahliye edecek her türlü tedbir ve önlemi almadığından dolayısıyla kiralanan taşınmazın yapımındaki bozukluktan dolayı zararın meydana geldiği iddiasıyla kiraya veren bina malikinin sorumluluğuna dayanmıştır. Her ne kadar, binanın yapımdaki bozukluktan dolayı zararın meydana geldiği iddiasıyla bina malikinin sorumluluğuna dayanılmış ise de bina maliki aynı zamanda kiralayan olup bina malikinin sorumluluğu temelde kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin emsal kararlarında, davacı sigorta şirketinin, sigortalısının halefi olarak açtığı davada, sigortalı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira ilişkisi olması halinde, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna işaret edilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/01/2017 tarihli, 2014/17930 E. 2017/720 K. sayılı ilamı) Yine sigorta şirketi tarafından, sigortalının halefi olarak açılan davada da, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 03/07/1944 sayılı kararı ve TTK’nun 1472.maddesi uyarınca görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Öte yandan, davalı İSKİ yönünden her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğinde olduğundan görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi ise de birden fazla mahkemenin görevli olduğu durumlarda yargılamanın özel mahkemede görülmesi gerektiği gözetildiğinde Sulh Hukuk Mahkemesi, Asliye Ticaret Mahkemesine göre özel durumda olduğundan davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Açıklanan nedenlerle mahkemece, sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1-c, 115/2. maddesi uyarınca davanın, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan, usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi hatalı olduğundan davalılar vekilini istinaf başvurusunun sair hususlar incelenmeksizin HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/297 Esas, 2022/619 Karar, 03/10/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 2-HMK’nın 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca görevsizlik (davanın usulden reddi) kararı verilerek dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi kararı verilmek üzere mahkemesine İADESİNE, 3-Davalılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının ayrı ayrı Hazineye gelir kaydına, 4-Davalılarca peşin yatırılan karar harçlarının talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362-1-c maddesi uyarınca oy birliğiyle ve kesin olmak üzere karar verildi.29/03/2023