Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/4 E. 2023/601 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/4
KARAR NO: 2023/601
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/424
KARAR NO: 2022/816
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde … numaralı poliçe ile sigortalı olan … Ticaret A.Ş. şirketine ait işyerinin davalılardan … Kağıt şirketinin maliki olduğu … AVM’de 09/11/2018 tarihinde çıkan yangın sonucunda zarar gördüğünü, yangın ile ilgili olarak Lüleburgaz CBS tarafından 2018/6076 nolu soruşturma başlatıldığını, söz konusu yangının AVM içerisinde faaliyet gösteren davalılardan … şirketine ait “…” isimli işyerinden çıktığını, hasardan dolayı müvekkili şirketin sigortalısına 25/01/2019 tarihinde 29.420,00 TL tutarındaki tazminat ödediğini, söz konusu ödeme ile müvekkil şirketin sigortalısının haklarına halef olduğunu, belirtilerek ödenen hasar bedelinin davalılardan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP 1-Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kira ilişkisi nedeniyle görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi, yetkili Mahkemenin Çağlayan Mahkemesi olduğunu, olay yeri inceleme raporu ve itfaiye raporunda yangının çıkış yerinin … Oyun Alanı’ndaki havalı şişme kaydırağın bulunduğu yer olduğunu ve yangının ise kaydırağın altında bulunan sigorta kutusunda meydana gelen elektriksel bir arızadan kaynaklandığının tespit edildiğini, yangının çıkışında … Merkezleri şirketinin tek kusurlu olduğunu, yapı maliki … şirketinin meydana gelen zararlardan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir. 2-Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflarınca aksi görüş benimsenmesine rağmen emsal kararlar uyarınca görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirket tarafından işletilen mağazada yangın çıkmış olsa bile davacı yanın sigortalısının uğramış olduğu zararlardan müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, AVM’nin işleteni ve maliki olan davalı … Karton San. ve Tic. A.Ş. tarafından AVM’de yangın ile ilgili yeterli önlemler ve tedbirler alınmış, AVM’de mevcut yangın hidratları ve yangın söndürme sistemleri gerektiği şekilde açılmış olsa idi hiçbir zararın oluşmayacağını, bu nedenle yangın nedeniyle oluşan zararlardan davalı … A.Ş’nin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. 3-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığa konu yangının binadaki herhangi bir yapım ve bakım eksikliğinden kaynaklanmadığı, yapılan ödemenin lütuf ödemesi olduğu, gerçek zararın tespiti için dosyanın bilirkişi heyetine gönderilmesi gerektiği, yangın olayına ilişkin kamera görüntülerinin istenilmesi gerektiği belirtilmiştir. 4-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının yangın olayında hiçbir kusurunun bulunmadığı, yangının çıkışı ve yayılmasının AVM yönetimi kusurundan kaynaklandığı, birden fazla kişinin zarar gördüğü olaylarda oranlama yoluyla tazminat istenebileceği, davalının kusuru bulunmadığından onun yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Dava konusu hasara sebebiyet veren yangın olayı 09/11/2018 tarihinde meydana gelmiş olup, dava dışı sigortalı … Ticaret A.Ş. ile davalı … Ticaret A.Ş. arasında temel ilişki kira ilişkisi olduğundan ayrıca davalılar … A.Ş. ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki ilişki de kira sözleşmesinden kaynaklandığından, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir ve halefiyet gereğince dava açan sigorta şirketi yönünden de aynı mahkeme görevli olup buna göre taraflar arasında dava konusu edilen talepler ile ilgili uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle HMK. 4/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Bölge Adliye Mahkemesi 45 Hukuk Dairesi 27/01/2022 tarih ve 2021/621 E. 2022/74 K) Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup, dava şartlarının ise kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususların resen dikkate alınacak hususlardan olması nedeniyle dava şartı yokluğu halinde HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verileceği anlaşılmakla yapılan açıklamalar uyarınca davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli Mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle Mahkememizin görevsizliğine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … A.Ş. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın kira ilişkisine dayalı bir dava olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de hukuki uyuşmazlığın sebebinin kira ilişkisi değil müvekkili şirketten kaynaklandığı iddia edilen haksız fiil olup davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı şirket ile davalılardan … Ticaret A.Ş. arasında bir kira sözleşmesi bulunmakta ise de zarar tazmin talebinin salt kira ilişkisi olmayıp, yangının müvekkili şirketin mağazasında çıkması iddiası ve müvekkili şirketin ile alışveriş merkezi sahibi ve işleteni olan diğer davalı şirketin anılan yangından sorumlu olduğu iddiasına dayandığını, bu durumda herhangi bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için çıkan yangından müvekkili şirketin sorumlu olduğu düşünüldüğünde dahi müvekkili şirketin sorumluluğunun haksız fiil sorumluluğu olduğunu, uyuşmazlık bir kısım davalılar bakımından haksız fiilden, bir kısım davalılar bakımından TBK hükümleri uyarınca yapı sahibinin sorumluluğundan, bir kısım davalılar bakımından sigorta poliçesi uyarınca sigorta sorumluluğundan ve her halde bir kısım davalılar bakımından kira ilişkisinden kaynaklandığı iddia edilebilse bile her bir davalı bakımından ticari dava niteliği bulunduğundan Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunu, davalı … Ticaret A.Ş. ile davacı yan arasında kira sözleşmesi bulunmasının veyahut … Ticaret A.Ş. ile müvekkili şirket arasında kira sözleşmesi bulunmasının huzurda görülmekte olan davanın ticari dava olma vasfını ortadan kaldırmayacağını beyan ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (T.T.K.) 1472 (6762 sayılı T.T.K.’nin 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminat bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, uyuşmazlığa konu alacak talebine ilişkin davacı tarafça davalılar aleyhine takip başlatıldığı, iş bu takibe itiraz edilmesi nedeniyle Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/106 E. sayılı dava dosyasında yargılama yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece dava dışı sigortalı ile davalı … Ticaret A.Ş. arasında kira ilişki olduğu ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek ”davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine” karar verilmiştir. İşbu kararın yönelik davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizce inceleme yapılmış ve 2021/621 E. 2022/74 K. sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve 22.03.2022 tarihli HMK m. 20 kapsamında davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar ihdas edilmiştir. Davacı tarafça davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin akabinde uyuşmazlığa konu işbu davanın ikame edildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138. maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. 6100 sayılı HMK 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş ve 4/1.a maddesinde ise kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği belirtilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/06/2019 tarihli 2016/6483 E. 2019/7301 K. sayılı ilamı; “… Somut olayda, sigortalı işyerlerinde oluşan yangın hasarı sebebiyle meydana gelen zarar sigortacı tarafından sigortalılara ödenmiş olup ödenen tazminatın dava dışı sigortalı işyerlerini kiraya veren davalı bina maliki … A.Ş’den ve onun işyeri sigortacısı … Sigorta A.Ş’den, yangının çıktığı … A.Ş kiracısı … Tic. Ltd. Şti.’den, sinamada tadilat yapan taşeron …’ten tahsili talep edilmiştir. Dava dışı sigortalı şirketler ve davalı … San. Tic. Ltd. Şti., davalı bina maliki … A.Ş. kiracısıdır. Bu nedenle dava dışı sigortalılar … Tic. A.Ş ve … A.Ş. ile davalı … A.Ş arasındaki temel hukuki ilişki kira sözleşmesine dayanmaktadır. Yine yangının çıktığı … Tur. San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı … A.Ş arasındaki hukuki ilişki de kira sözleşmesine dayanmaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık kira ilişkisinden doğduğuna göre; davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesindedir. Bu nedenle sigortacı tarafından halefiyet yoluyla açılan davanın da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir…” Davacı şirket sigortalısı olan dava dışı … Ticaret A.Ş. ile davalılardan … Ticaret A.Ş. arasında imzalanan 27/07/2015 tarihli kira sözleşmesi uyarınca … Alışveriş Merkezi’nin zemin kat 16 no’lu 102,60 m2’lik mağaza alanının Eylül 2015 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile … Ticaret A.Ş.’ye kiralanmış olup, uyuşmazlığa konu yangın olayı 09/11/2018 tarihinde meydana gelmiştir. Yukarıda yer alan bilgiler ışığında tüm deliller birlikte incelendiğinde, dava dışı sigortalı … Ticaret A.Ş. ile davalı … Karton Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında temel ilişki kira ilişkisi olduğu, davalılardan … A.Ş. ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki ilişki de kira sözleşmesinden kaynaklandığından, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 220,70 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy çokluğu (harç yönünden) ile karar verildi. 12/04/2023
MUHALEFET ŞERHİ 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olduğu” belirtilmiştir. Harçlar Kanunu Genel Tebliği, (1) Sayılı Tarife Yargı Harçlarının III- karar ve ilam harcı başlıklı 1/a maddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”,1/e maddesinde “(değişik:5235/m. 52) yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı” belirtilmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27.12.2021 tarih ve 2021/9035 E. 2021/7367 K. sayılı ilamında da ”… Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nın 344 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen muhtıra kapsamında 1 haftalık kesin süre içerisinde gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nin 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344/1 maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen 05/11/2021 tarihli ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nin 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi 05/11/2021 tarihli ek kararının onanmasına” dair karar verildiği nazara alındığında; nisbi değere tabi bulunan davalarda, davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun bu konuya ilişkin görüşüne katılmamaktayım.