Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/355 E. 2023/523 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/355
KARAR NO: 2023/523
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/449 Esas
KARAR NO: 2022/744
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
DAVA: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.12.2019 tarihli 2016/167 esas. 2019/1216 karar sayılı kararıyla dava dışı … Dağ. Paz. A.Ş’nin iflasına karar verildiğini, dava dışı şirketin iflas tasfiyesinin İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğünün… İflas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, müvekkili şirketin dava dışı şirketten 20.994.000,00 TL tutarında alacaklı olduğunu, müvekkili firmanın söz konusu alacağının müflis şirketin sıra cetvelinin 4. sırasında 35 kayıt numarası ile yer aldığını, davalı bankanın dava dışı müflis şirketin iflas masasına alacak kayıt talebinde bulunduğunu, davalı bankanın kefillerden ve üçüncü kişilerden yapmış olduğu tahsilatları dikkate almaksızın alacak kayıt ettirmek istediğini, davalı bankaya üçüncü kişilerden ve kefillerden yapılan tahsilatlar sonucunda dava dışı müflis şirketin borçlarının tarih sırasına göre kapatılması gerektiğini, dava dışı müflis şirketin kapatılan borçlarına faiz işletilemeyeceğini, davalı bankanın müflis şirketten olan alacağına fahiş bir şekilde faiz işlettiğini, davalı bankanın yapmış olduğu işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, davalı banka tarafından usulüne uygun bir ihtar yapılmadığını belirterek davalı bankanın dava dışı müflis şirketin sıra cetvelinin 4. sırasına 27 kayıt numarası ile kaydettirdiği 21.425.304,27 TL tutarındaki alacağın müflis şirketin sıra cetvelinden terkinine, İİK m.235/3 gereğince davalı bankanın alacağına tahsis edilen hisse ve dava masraflarının alacağı nispetinde müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava dışı müflis … Dağ. Paz. A.Ş.’ye müvekkili bankanın Hadımköy Ticari Şubesi tarafından kredi kullandırıldığını, söz konusu kredi çerçevesinde doğan borcun müvekkili bankaya ödenmediğini, kredi ödemelerinin gerçekleşmemesi üzerine müvekkili banka tarafından müflis şirketin hesaplarının kat edildiğini, müvekkili banka tarafından müflis şirkete hesap kat ihtarnamesi keşide edilmiş olmasına rağmen müvekkili bankanın borcunun ödenmediğini, müvekkili banka tarafından alacağının tahsil edilmesi maksadıyla müflis şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, aynı alacağın tahsilinin sağlanması ve tahsilde tekerrür yaratılmaması koşuluyla müvekkili banka tarafından müflis şirketin kefilleri aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, müvekkili bankanın alacağının 19.000.000,00 TL’lik kısmının rehinle temin edildiğini, müvekkili bankanın iflas tarihi itibariyle müflis şirketten 21.425.304.27 TL tutarında alacaklı olduğunu, müvekkili banka tarafından müflis şirketin iflas masasına alacak kayıt talebinde bulunulduğunu, müvekkili bankanın alacak kayıt talebi sırasında alacağını ayrıntılı bir şekilde iflas masasına sunduğunu, müflis şirketin iflas masası tarafından detaylı bir inceleme yapılarak müvekkili bankanın alacağının kabulüne karar verildiğini, davacı şirketin, yapılan tahsilatların alacak hesabına yansıtılmadığına yönelik itirazının yerinde olmadığını, müvekkili bankanın BDDK ve iç denetime tabi olduğunu, müvekkili banka tarafından davacı şirketin iddia ettiği bir biçimde işlem gerçekleştirebilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirketin söz konusu iddiasını ispata elverişli bir delili dosyaya sunmadığını, ipotekli taşınmazların iflas erteleme davasında verilen tedbirler nedeniyle satılamadığını, müvekkili bankanın müflis şirketten alacağını tahsil edemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Davacının 30/03/2022 tarihli oturuma katılmadığı ve HMK 150 madde gereğince dava dosyasının işlemden kaldırıldığı, davacı vekili tarafından 16/05/2022 tarihli istem dilekçesi ile dava dosyasının yenilendiği, davacı vekili Av. …’un 11.05.2022 tarihinde istifa dilekçesi sunduğu, istifa dilekçesinin davacı asile tebliğ edildiği, davacı vekillerinden Av. …’in 22.08.2022 tarihinde istifa dilekçesi sunduğu, davacı asile yapılan tebligatın bila ikmal iade olduğu, davacı vekilinin ve davacı asilin 14/09/2022 tarihli oturumda hazır olmadıkları ” gerekçesiyle HMK 320/4 maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Vekilinin istifasını içerir dilekçesinin, müvekkiline tebliğ edilmediğini, bila tebliğ dönen evrakın Tebligat Kanunu 21/2 uyarınca yeniden tebliğe çıkartılarak, müvekkilinin, vekilin istifasından haberdar olması gerektiğini, vekilin istifasından haberi olmayan müvekkilinin, duruşmayı takip edemediğini, davasının açılmamış sayıldığını, sıra cetveline itiraz davasının hak düşürücü süreye tabi davalardan olması nedeniyle, artık yeni bir dava açma şansının kalmadığını, bu nedenle istifa dilekçesinin asile tebliğ edilemediğini tespit eden mahkemenin, dilekçenin asile tebliği için celseyi erteleyerek, yeni bir tebligat çıkartması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İcra ve İflas Kanunun 235. maddesi gereğince açılan sıra cetveline itiraz ( kayıt terkin ) istemine ilişkin olup, basit yargılama usulüne tabidir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlığını taşıyan 150. maddesinin 2. fıkrasında “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.” hükmüne, 320.maddenin 4. Fıkrasında ise; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır” hükmüne yer verilmiştir.Dosya kapsamına göre; mahkemenin 30/03/2022 tarihli duruşmasında taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK 150/1 maddesi uyarınca yenilinceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekili Av. … tarafından 16/05/2022 tarihinde dosya yenilendikten sonra 14/09/2022 gününe duruşma günü verildiği, ancak davacı vekili Av. …’in 22/08/2022 tarihli dilekçesi ile vekillik görevinden çekildiğini bildirerek davacı asile tebligat yapılmasını talep ettiği, mahkemece, duruşma günü ile birlikte vekillikten çekilme dilekçesinin tebliği için davacı asile çıkartılan tebligatın davacı asilin adresten taşınması nedeniyle bila ikmal iade edildiği, 14/09/2022 tarihli duruşmaya davacı vekili yada davacı asil katılmadığından HMK 320/4 maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır HMK’nın 82. maddesi hükmüne göre; ”1) İstifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. (2) Vekilin istifa etmiş olması hâlinde, vekâlet veren davayı takip etmez ve başka bir vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır. (3) Yukarıdaki fıkralarda yer alan hususlar, istifa eden vekilin istifa dilekçesi ile birlikte vekâlet verene ihtaren bildirilir.”Aynı konunun düzenlendiği Avukatlık Kanunu’nun 41. maddesinde de; Belli bir işi takipten veya savunmadan isteğiyle çekilen avukatların, o işe ait vekalet görevinin istifa dilekçesinin müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süre ile devam edeceği, vekilin; vekaletten çekilmesi halinde, masrafı vekile ait olmak üzere mahkemece, çekilmenin vekil edene açıkça bildirilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; Davacı vekili tarafından ibraz edilen vekillikten çekilme dilekçesi davacı asile HMK 82/3 maddesi gereği tebliğ edilip gerekli ihtaratlar yapılmadan, taraf vekilleri hazır bulunmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 06/07/2017 tarih 2016/1242 Esas 2017/9224 Karar sayılı ilamında ifade edildiği gibi ” vekil edene, vekilinin çekildiğine dair dilekçe tebliğ edilmedikçe vekalet devam eder. Bu on beş günlük süre içinde mahkeme, istifa eden vekilin huzuru ile yargılama yapamaz. Vekilin vekaletten istifası ile davadaki vekalet görevi sona erer. Bir tarafın vekilinin istifa ettiği mahkemeye bildirildiğinde mahkemece asile vekilinin vekillikten çekildiği bildirilmelidir. Vekilin vekillikten çekildiği bildirilmeden davacı asilin yokluğunda duruşma yapılıp karar verilmesi savunma hakkının kısıtlanmasına yol açacaktır.” O halde, mahkemece; davacı asilin, vekilinin istifa dilekçesinin davacı asile tebliğ edilmesi ve bu şekilde yargılamaya devam edilmesi gerekirken; usulüne uygun istifa dilekçesi tebliğ edilmeden yazılı şekilde davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.5 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2020/449 Esas, 2022/744 Karar sayılı ve 14/09/2022 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.5 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi..29/03/2023