Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/340
KARAR NO: 2023/319
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/381
ARA KARAR TARİHİ: 22/12/2022
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; … gemisinde gemi adamı olduğunu, iş başı yapıldığı 19/05/2012 tarihinde geminin tamamen ters döndüğünü ve battığını, 6 kişinin hayatının kurtulduğunu, 4 kişinin ise hayatını kaybettiğini, bunun üzerine Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 2019/99 E. – 2019/325 K. sayılı ilamı ile … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ölüm ve cismani zarara sebebiyet vermiş olduğu tespit edilerek hükmün kesinleştiğini, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından gemi personelini kapsayacak şekilde … Özel Hayat Sigorta sözleşmesi imzalandığını, … Sigorta şirketinin temsilcisi olan davalı şirket tarafından poliçenin düzenlendiğini, 19/05/2012 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle poliçe kapsamında davalının sorumlu olduğunu, eldeki davanın Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 2019/99 E. – 2019/325 K. Sayılı ilamına dayalı olarak açıldığını belirterek 50.000,00 TL sigorta bedeli 41.375,35 TL faiz (olay tarihi 19/05/2012 tarihinden dava tarihi olan 27/07/2021 tarihine kadar yıllık %9 faiz) olmak üzere toplam 91.375,54 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; Kendilerinin aracı kurum olduklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarihli 2021/463 E. 2021/745 K. sayılı kararıyla davanın, arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; Dairemizin 10/05/2022 tarihli 2022/385 E. 2022/563 K. sayılı kararı ile … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile … Sigorta AŞ arasında düzenlenen Grup Ferdi Kaza Sigorta Poliçesinde, sigortalı olarak “… Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” yer aldığı, poliçede “… gemisinin sefere çıktığı andan itibaren teminat başlayarak liman çıkış listesinde kayıtlı bulunan 12 personelin sefer tamamlanana kadar geçecek zaman süresince limandaki sefer hazırlıkları dahil olmak üzere ferdi kaza sigortaları temin edilmiştir.” ibaresinin mevcut olduğu anlaşılmakla, mahkemece öncelikle liman çıkış listesinin ve iş mahkemesi dosyasının getirtilerek, davacının poliçe kapsamında yer alıp almadığının tespiti ile tüketici mahkemesinin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği ifade edilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır.Kaldırma kararının ardından Mahkemece 08/09/2022 tarihli ilk celsede; “Davacı asilin 31/08/2022 tarihli dilekçesindeki talebi nazara alındığında dava değerini ıslah ile 91.375,34 TL den (500.000 usd karşılığı) 910.350,00 TL ye çıkardığı ancak bu hususta harçtan muaf olduğuna yönelik beyanları nazara alınarak, davacı asilin harçtan muaf olduğunu gösterir dosya kapsamında müspet evrak bulunmadığı, buna ilişkin bilgi ve belgenin mahkememize arz edilmediği anlaşılmakla davacı asile Harçlar Kanunu’nun 30. Maddesine istinaden eksik yatırılan bakiye dava değeri (910.350,00 TL) üzerinden gerekli harcın gelecek celseye kadar tamamlanmasına aksi halde bakiye harcın yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve süresi içinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına” karar verilmiştir. Davacının harçtan muaf olduğuna dair dilekçe sunması nedeniyle 10/11/2022 tarihli celsede “Davacının iş bu davada harçtan muaf olup olmadığının araştırılarak celse arası gerekçeli ara karar ile hükme bağlanmasına”, Mahkemenin 11/11/2022 tarihli ara kararında ise; davacının harçtan muaf olmadığı gerekçesiyle “…Harçlar Kanunu’nun 30. Maddesine istinaden eksik yatırılan bakiye dava değeri (910.350,00 TL) üzerinden gerekli harcın gelecek celse tarihi olan 22/12/2022 tarihine kadar tamamlanmasına aksi halde bakiye harcın yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve süresi içinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına…” şekilde ara karar kurulmuştur.Eksik harç ikmal edilmediğinden 22/12/2022 tarihli celsede; dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilerek, 3 aylık süre içerisinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve iş bu ara karara karşı esas hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabileceği ihtar edilmiştir.Davacı asil istinaf dilekçesinde; 492 s. Harçlar Kanununun “işçi alacaklarını takibi” başlıklı 33. maddesinde “İş mahkemeleri tarafından işçiler lehine hükme bağlanmış hak ve alacakların takibinde işçilerden hiçbir harç alınmadan gerekli işlem yapılır. Bu harçlar işçi haklı çıkığı takdirde takip sonunda hesap edilerek ayrıca bir hükme hacet kalmadan borçludan tahsil olunur” yönünde hükmün 28, 30 ve 32 madde ve diğer hükümlerden üstün tutulacağını, iş mahkemeleri tarafından işçi haklı çıktığı takdirde işçi lehine hükme bağlanan ve işçinin edinimine geçmiş olan ayni ya da nakdi hak ve alacakların takibinde işçilerden hiçbir harç alınmadan gerekli işlemlerin yapılacağını, iş mahkemesi tarafından lehine verilen hüküm nedeniyle harç alınmaksızın eldeki davanın yürütülmesi gerektiğini, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 3/3 maddesinde “iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz”, 6102 s. TTK. nın 1474/1. maddesinde “Sigortalı aleyhine bir istem ileri sürüldüğünde, isteme ilişkin makul giderler sigortacı tarafından karşılanır…”, 1474/2. maddesinde “Sigortacı, sigortalının istemi üzerine, giderler için avans vermek zorundadır.” hükümlerinin yer aldığını, bu nedenlerle harçtan muaf olduğunu ancak mahkemece hak arama hürriyeti, adil yargılanma hakkı, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, grup ferdi kaza sigortası poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, eksik harcın ikmal edilmediği gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 341. maddesinde; “(1) (Değişik:22/7/2020-7251/34 md.) İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir:a) Nihai kararlar.b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar.(2) Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/41 md.) Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.(5) İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir.” hükmü yer almaktadır. Davacı asil tarafından, dosyanın işlemden kaldırılmasına yönelik verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş ise de, işlemden kaldırma kararı nihai karar olmadığı gibi ihtiyati tedbir yada ihtiyati haciz niteliğinde bir karar da olmadığından, HMK’nın 341. maddesinde belirtilen istinaf yolu açık kararlardan değildir. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca istinaf isteminin usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı asilin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,4-İstinaf yargılaması için davacı tarafça yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1.b bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/03/2023