Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/268 E. 2023/337 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/268
KARAR NO: 2023/337
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/509 Esas
KARAR NO: 2022/52
KARAR TARİHİ: 24/01/2022
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)
KARAR TARİHİ: 01/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkil şirketlerin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 ve TTK 286 maddeleri hükümleri gereği müvekkiller hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini ve kesin mühlet içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacılar … ve … yönünden konkordato projesine dahil rehinli alacak olmadığından sadece adi alacaklılar toplantısı yapılmış olduğu, adi alacaklılar toplantısı sonucunda borçluların konkordato teklifinin İİK 302 maddede ön görülen nisap ile kabul edilmediği belirlendiğinden bu davacılar yönünden konkordatonun tasdiki isteminin reddine, Davacı … San. Ve Tic. A.Ş. yönünden; borçlu şirketin İİK’nın 305 nci maddesinde belirtilen tüm koşulları yerine getirdiği ve konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu anlaşıldığından borçlunun konkordato projesinin tasdiki talebinin kabulü ile Konkordatoya tabi borçların %100’ünün faizsiz olarak, 31/07/2022, 31/10/2022, 31/01/2023, 30/04/2023 tarihlerinde her bir alacaklının , alacağının % 3,75’şerinin; 31/07/2023, 31/10/2023, 31/01/2024, 30/04/2024 tarihlerinde her bir alacaklının alacağının %5’erinin; 31/07/2024, 31/10/2024, 31/01/2025, 30/04/2025 tarihlerinde her bir alacaklının alacağının %7,5’erinin; 31/07/2025, 31/10/2025, 31/01/2026, 30/04/2026 tarihlerinde her bir alacaklının alacağının %8,75 ‘erinin ödenmesine, 22/11/2021 tarihli konkordato komiser heyetinin raporunun ekinde bulunan borç ve ödemeler planının kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı gerçek şahıslar … ve … vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; asıl borçlu yönünden kabul edilen Konkordato talebi asıl borçlunun kefili durumunda olan kefiller içinde aynı ödeme koşulları geçerli olacağından bu kefillerin konkordato nisap hesabında kefalet borçları nisaba dahil edilmemesi gerektiğini, bu borçlar ve alacaklılar çıkartıldığında, İİK 302/a ve 302/b maddesinde aranan alacak miktarı ve kişi sayısı yönünden gereken çoğunluğun sağlanmış olduğundan Konkordato Projesinin tasdiki gerektiğini ileri sürmüştür. Müdahil alacaklı … Bankası A.Ş vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacı şirket tarafından dosyasına sunulan konkordato projesinin ödeme planı 5 yıllık süreye yayıldığı söz konusu ödeme planın faizsiz olarak yapılacağı düşünüldüğünde müvekkil şirket ile diğer müdahil olan alacaklıların davacı şirketten olan yüksek alacak tutarlarının bu denli uzun bir ödeme planı içerisinde çok büyük zararlar doğuracağını, İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığını, en son alınan bilrikişi raporu ve kayyum heyeti raporların da davacı şirketin karlılık ve verimliliğinin devam edip etmediği, projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı konusunda tam bir kanaat ifade edilmediğini, firmanın büyüme hızı sürdürülememiş olup reel bazda ciro gerilediğini, sermaye artışının hangi kaynak ile finanse edileceği belirtilmediğini, firmanın ödenecek vergi borcu arttığını, firmanın devam eden icra kayıtları bulunduğunu, firmanın bankalardan ve piyasadan borçlanabilmesi faaliyetlerin devamlılığı açısından önem arz etmek ile birlikte konkordato talebi sonrasında firmanın bankalar ve piyasalar nezdinde kredibilitesi zarar gördüğünü, gerçekleştirilen konkordato ön proje incelemeleri sonucunda firmanın sunduğu iyileştirme önlemlerinin yerine getirilmesinin firmanın mevcut durumu ve genel ekonomik konjonktür göz önünde bulundurulduğunda mümkün olmadığını, ayrıca inceleme dönemlerinde reel anlamda ciro gerilemesi kaydeden firmanın sunulan proforma gelir tablosunda yer alan ciro öngörülerinin yakalanmasının zor olduğu düşünüldüğünü, tüm bu bilgiler ışığında firmanın konkordato projesinin uygulanabilirliğinin mümkün olmadığı düşünüldüğünü, Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, dosyaların tefriki gerektiğini ileri sürmüştür. Müdahil alacaklı … Bankası A.Ş vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacı şirket açısından konkordatonun tasdiki şartları oluşmadığını, davacı firmanın borçlu olduğu kişi/kurumlara bakıldığında genel olarak döviz borcunun bulunduğu anlaşıldığını, konkordatoya ilişkin düzenleme neticesinde döviz borçları için alacak kaydı yapılırken geçici mühlet kararının verildiği tarihteki döviz kuru üzerinden hesaplama yapılarak alacak miktarı TL’ye çevrildiğini, hal böyle iken davacı firmanın geçici mühlet tarihi 29.07.2019 itibarıyla döviz borçlarının TL’ye döndüğü, projeye göre 2022 Temmuz ayında ödemelerine başlayacağı ve geçen yıllar içinde döviz artışı göz önünde bulundurulduğunda davacının borçlarının karşılık olarak azaldığı, ödeme güçlüğü içinde olmayacağı ve gelirleri ile tüm borçlarını ödeyebileceği açık olmakla birlikte komiser raporları ile de sabit olduğu üzere davacı ihracat yapmakta bu sebeple de döviz üzerinden mal alım satımı yaparak gelir elde ettiğini, bu nedenle yine konkordato komiser raporlarında da belirtildiği üzere borçlu firmanın, faturalanan/faturalanacak ihracat bedellerinden kaynaklanan ciddi bir döviz alacağı bulunmakla birlikte bu alacakların bir kısmı da tahsil edilmiş olup döviz üzerinden ticaret yaparak belli bir kar elde ettiği açık olduğunu, döviz kurunda meydana gelen söz konusu değişim gözönünde bulundurulduğunda takdir olunacağı üzere konkordato projesinin tasdiki ile davacı firma kazanç sağlarken alacaklıların mağduriyet yaşadığı ortada olduğunu,Ayrıca borçlu ile alacaklı arasındaki menfaat dengesinin korunması gerektiğini oysa ki açıkladığımız nedenler ile dava tarihinden ödemenin yapılacağı zamana kadar geçen 3 yıllık süre içerisinde konkordatonun ruhuna ve amacına aykırı hareket edildiği ve alacaklıların zarara uğradığını ve konkordato projesinin uygulanabilir olmadığını ileri sürmüştür. Müdahil alacaklı … Bankası A.Ş vekili yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; Davacı firmadan borcu olduğu kişi/kurumlara bakıldığında genel olarak döviz borcunun bulunduğu, konkordatoya ilişkin düzenleme neticesinde döviz borçları için alacak kaydı yapılırken geçici mühlet kararının verildiği tarihteki döviz kuru üzerinden alacak miktarı TL’ye çevirilerek kayıt altına alındığı hal böyleyken firmanın geçici mühlet tarihi 29.07.2019 itibariyle döviz borçlarının TL’ye döndüğü, 2022 Temmuz ayında ödemeye başlayacak olan firmanın geçen yıllar içerisinde dövizdeki ciddi artış nedeniyle borçlarının karşılık olarak azaldığı sabit olmakla birlikte komiser raporlarında da görüleceği üzere firma ihracat yapmakta bu sebeple de döviz üzerinden mal alım satımı yapmakta, alacaklarını döviz üzerinden tahsil ettiğini, ekonomik dalgalanmalar sebebi ve döviz kurlarının mevcut durumda ciddi arttığı bu dönem öncesinde konkordato talebinde bulunulması ve projenin tasdiki ile firma yönünden ciddi bir kazanç sağladığını, dava tarihinden ödemenin yapılacağı zamana kadar geçen 3 yıllık süre içerisinde alacaklıların zarara uğradığını, firmanın tüm borçlarını ödeyebilecek mali durumu varken konkordato talep etmesi kabul edilemeyeceğini, Her ne kadar davacı şirket ilgili madde de aranan çoğunluğu sağlamış olsa da ifade edildiği gibi alacaklıların nisaba katıldıkları alacak tutarları eksik belirlendiğinden oylamadaki çoğunluğun hatalı tespit edildiğini ileri sürmüştür. Müdahil alacaklı … Bankası A.Ş vekili yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; müvekkil banka alacakları davacı tarafından reddedildiğini, tarafımızca mahkemeye itiraz edilerek mahkemece çekişmeli hale gelen alacağımız için bilirkişi raporu aldırıldığı halde çekişmeli hale gelen alacağımız hususunda bir karar verilmediğini, bilirkişi raporunda yer verilen bankamız alacağının kabulü mümkün olmadığını, müvekkil banka kayıtları incelenmeksizin alacağımız eksik hesaplandığını, çekişmeli alacağa ilişkin raporlar tarafımıza tebliğ edilmemiş olup savunma hakkımızın engellendiğini, İİK md 294/3 hükmü gereği rehinle teminat altına alınmayan alacaklara kesin mühlet tarihine kadar faiz işlemeye devam etmesi gerektiğini, müvekkil banka için konkordato geçici/ kesin mühlet tarihlerinden sonraki bir tarihteki alacak kaleminin esas alındığı düşünülmekle birlikte, geçici mühlet tarihinden de söz edildiğinden geçici mühlet tarihinin esas alınması da yasaya açıkça aykırı olduğunu, müvekkil banka alacağı zaten geçici mühlet tarihi itibariyle de esas alınmamış olup, yasa gereği kesin mühlet tarihine kadar faiz işletilerek hesaplama yapılmamış olması da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacılar tarafından dosyaya sunulan konkordato önprojesi bilanço ve diğer evraklar ve dosyada mübrez komiser nihai raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığını, konkordato projesinin mahkeme tarafından tasdik edilebilmesi için birlikte olması gereken koşullar gerçekleşmediğini ayrıca çekişmeli alacaklara ilişkin depo kararı tesis edilmemesi hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Müdahil alacaklı … T.A.Ş vekili yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; Müvekkil banka alacağının eksik hesaplandığını, çekişmeli alacaklar yönünden yetersiz inceleme yapıldığını, Konkordato projesinin tasdik edilmesi için yasada belirtilen koşulların oluşması gerektiğini, oysa ki, kanunda sayılan hususlara ilişkin ayrıntılı ve hükme esas değerlendirme yapılmadığını, iş bu nedenle eksik inceleme ile karar verildiğini, diğer yandan, dosyada mübrez 22/11/2021 tarihli konkordato komiser heyetinin raporunun ekinde bulunan borç ve ödemeler planının kararın eki sayılmasına,” denilerek tesis edilmiş ise de ilan edilen bu kararı inceleyen hiçbir alacaklı dosyadaki rapor ekini göremediğinden alacağının ne oranda hangi ödeme planı ile konkordatoya dahil olduğunu net olarak anlayamayacağını ileri sürmüştür. Müdahil alacaklı … Bankası A.Ş vekili yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; Komiser heyetinin raporunda, borçlunun dövizle gelir elde ettiği, 2019 yılında döviz borçlarını TL ye çevirdiği belirtilmiş olup döviz kurundaki artış sebebiyle davacının ödeme güçlüğü içinde olamayacağı, gelirleri ile tüm borçlarını ödeyebileceği açık olduğunu, dava açılış tarihinden itibaren hiç bir ödemede bulunmayan davacının bu 3 yıllık zaman zarfında alacaklıların mağdur olduğu, konkordatonun amacına uygun hareket edilmediği de ortada olduğunu, İİK. M.302’de yer alan çoğunluk kabul edilmiş ise de, müvekkil banka alacağında olduğu gibi, nisaba dahil edilen alacaklar gerçeği yansıtmadığını, alacak tutarları yanlış ve eksik hesaplandığından oylamadaki hesaplamada hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Müdahil alacaklı … Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti vekilinin sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde;Davacının konkordato ön projesinin ekinde sunulan alacaklılara yapılacak olan ödemenin faizsiz olarak ve çok uzun aralıklarla ödenmesi planının kabul edilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olmakla alacaklıların mevcut alacaklarına ulaşmasını engellediğini, konkordato talep eden borçlu şirketin haksız şekilde zenginleşeceğini, konkordato talep eden borçlu şirketin yargılama süresince yaklaşık üç yıl boyunca borçlarını ödemekten kurtulmuş olmasına rağmen haksız şekilde ödeme planının bu kadar uzun tarih aralığına yayılmış olmasın ve ödemenin faizsiz yapılmasının kabul edilemez olduğunu, Konkordato talep eden davacı şirketin borçlarının büyük çoğunluğunun döviz borcu olması ve geçici mühlet tarihi olan 29/07/2019 tarihi itibariyle geçerli olan döviz kuru üzerinden Türk Lirasına çevrildiği düşünülecek olursa alacaklıların ödeme planına uygun olarak alacaklarına kavuşması halinde elde edecekleri miktar davacının iflas etmesi halinde elde edeceklerinden daha az olacak duruma geldiğini, yargılama devam ederken döviz kurlarında mevcut ciddi miktardaki borçlu/davacı lehine olarak gerçekleşen dalgalanma sebebiyle ödeme planının kabulü artık mümkün olamayacağını, mahkemece bu husus hiç gözetilmeden, ödeme planının kabulü ile konkordato talebi kabul edildiğini, bu durum borçlu şirketin haksız şekilde kara geçmesine ve alacaklıların da tam aksine elde edecekleri alacaktan zarar etmesine sebebiyet vereceğini, Komiser nihai raporunda, şirketin hangi faaliyetleri ile borçlarını ödeyebileceği belirtilmediğini, oysa ki, konkordato projesi sunan ve davası tasdik edilen şirket ile ilgili, mevcut malların satılıp satılmayacağı, sermaye artışının yapılıp yapılmayacağı, gerekli mali kaynağa nasıl ulaşılacağı konularının raporda belirtilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK.nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkin olup uyuşmazlık konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır. Kanun yolları başlıklı 308/a maddesi: “(Ek: 28/2/2018-7101/37 md.) Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir…” hükmünü içermektedir. Konkordatonun mahkemede incelenmesi başlıklı 304/1. maddesi: “(Değişik: 28/2/2018-7101/32 md.) Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu sayede “alacaklılar itirazlarıyla ya konkordatonun tasdikine engel olmayı ya da konkordato şartlarının kendileri açısından düzeltilmesini isteyebileceklerdir. İİK m. 308/a hükmü alacaklıların itirazına önemli bir sonuç bağlamıştır. Madde gereğince konkordato hakkında verilen hükme karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurmak isteyen alacaklının daha önce konkordatoya itiraz etmiş olması gerekir.” (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 522) Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 25/02/2021 tarihli, 2021/1393 E. 2021/511 K. sayılı ilamı; “…Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308 a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde sadece duruşma öncesi itiraz edenlerin kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim Prof Dr. Selçuk Öztek, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel Yeni Konkordato hukuku kitabının 308/a maddesini açıkladıkları 569. sayfada ret oyu kullananların tasdik kararını istinaf edebileceklerini kabul etmişlerlerdir. Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Az yukarıda yazılı doktrin görüşünde de iltihak süresi içinde itiraz edenlerin istinaf yoluna başvurabileceği de belirlenmiştir…” şeklindedir. Dosya kapsamına göre; dava, İİK.nun 285/3 ve 154/1.maddesinde öngörülen yetkili mahkemede açılmış, mahkemece, borçlular hakkında 29/07/2019 tarihinden itibaren 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verilmiş ve 3 kişilik bir komiser heyeti oluşturulmuş, geçici mühletin 2 ay uzatılmasına karar verildikten sonra 28/12/2019 tarihinden başlamak üzere 1 yıllık kesin mühlet verilmiş, 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendi ve 30.04.2020 tarihli 31114 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararı ile konkordato sürelerinin 23/03/2020 – 15.06.2020 tarihleri arası (bu tarihler dahil) durdurulmuş olması nedeniyle, durma süresince işlemeyen 86 günlük süre 28/12/2020 tarihinden itibaren davacıya verilen kesin mühlete eklenmesine karar verilmiş, İİK 289/5 maddesi uyarınca verilen kesin mühletin 11/03/2021 tarihinden itibaren 6 ay süre uzatılmasına, akabinde İİK 304/2 maddesi uyarınca 6 aylık süreyi geçmeyecek şekilde karar duruşmasına kadar uzatılmasına karar verilmiştir. Komiser Heyeti konkordatonun tasdiki hakkındaki nihai raporu mahkemeye ibrazından ve konkordato tasdik harcı ve yargılama giderleri mahkeme veznesine depo edildikten sonra İİK’nun 304.maddesi gereğince tasdik yargılamasına başlanmasına karar verilerek duruşma gününün İİK’nun 288.maddesi uyarınca Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Resmi Portalda ilanına, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtar edilmiş, duruşmaya katılan karara istinaf eden müdahil alacaklılardan … A.Ş, … Bankası A.Ş. … Bankası A.Ş ve … Bankası A.Ş vekilleri konkordato projesinin tasdikini kabul etmediklerini, konkordato talebinin reddine karar verilmesini, … Bankası A.Ş. vekili itiraz dilekçesi sunarak konkordatonun reddini talep etmiş, aynı zamanda … Bankası, … Bankası ve … Bankası ve … konkordatonun görüşüldüğü oylamada, toplantıda ve sonradan iltihak yoluyla red yönünde oy kullanmıştır. 24/01/2021 tarihinde icra edilen tasdik yargılaması duruşmasında davacı borçlu şirketir konkordato projesinin tasdikine karar verilmiş, konkordato tasdik kararı Ticaret Sicili Gazetesi’nde 28/01/2022, Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında 31/01/2021 tarihinde yayınlanmış, verilen karar alacaklı vekillerince istinaf edilmiştir. Buna göre istinaf eden alacaklılardan … İmalat Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti ile … Bankası’nın konkordatonun tasdikine ilişkin itirazları bulunmadığı gibi toplantıya katılıp red oyu kullanmadıklarından istinaf hakkı bulunmadığından HMK’nın 352/(1)-ç maddesi uyarınca istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece atanan Konkordato Komiseri Heyetinin nihai raporunu sunduktan sonra İİK’nın 305’inci maddesi kapsamında tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında bilirkişi Prof. … ve Prof. Dr …’den rapor alınmıştır. Borçlu şirket revize nihai projesinde ödeme kaynaklarını; 2026 yılına kadar şirketin faaliyetlerinden elde edeceği kar ile 2025 yılında gerçekleştirilecek 2.000.000,00 TL tutarında sermaye artırımı gösterilmiştir. Buna göre konkordatoya tabi 34.884.116,35 TL borcun faizsiz şekilde 12 ay ödemesiz, 48 ay kademeli olarak 3 er aylık dönemlerde ödenmesi planlamaktadır.Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir.2004 sayılı İİK’nun alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlıklı 302. Maddesi:”Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir.Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.Konkordato projesi;a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz. Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” Konkordatonunu tasdiki başlıklı 305. Maddesi “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c)Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması d)206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçlu şirketin ağırlıklı olarak ihracat yapan şirket olduğu, 2019 yılında net satışların %65’i, 2020 yılında ise %74’ü yurt dışı satışı olduğu, gelirle birlikte borcunun da ağırlıklı kısmı döviz cinsinden olduğu, Komiser Heyetince hazırlanan nisap listesininde döviz borçları için alacak kaydı yapılırken geçici mühlet kararının verildiği 29/07/2019 tarihteki döviz kuru üzerinden alacak miktarı TL’ye çevirilerek kayıt altına alındığı, çekişmeli alacaklara ilişkin hesaplamanın da bu şekilde yapıldığı, buna göre konkordato nisabına dahil alacaklı sayısının 158, bu alacaklıların konkordato nisabına dahil alacaklarının toplamının ise 34.884.116,35 TL kabul edilerek, teklifi kabul eden alacaklı sayasının 111, teklifi kabul edenlerin nisaba mesnet teşkil eden alacaklarının toplamının 23.572.082,90 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin sayısının tüm alacaklılar içerisindeki yüzdesinin 70,25 teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçların içerisindeki yüzdesinin 67,57 olduğu, İİK 302/3 maddesinde yer alan “kaydedilmiş alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından” kabul edildiği, döviz borçları yönünden geçici mühlet kararının verildiği 29/07/2019 tarihteki döviz kuru üzerinden alacak miktarı TL’ye çevirilerek kayıt altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı dolayısıyla konkordato revize projesinin yasada öngörülen çoğunlukla kabul edildiği görülmüştür.Teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların elde edebileceği miktardan fazla olup olmadığı ve borçlunun kaynakları ile orantılık yönünden; İİK 305. Maddenin ilk fıkrasının (a) bendinde konkordatoda teklif edilen tutar, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olması düzenlenmiştir. Burada hedeflenen amaç, konkordatonun, alacaklıları iflastan daha kötü bir noktaya taşımamasıdır. Gerek bilirkişi raporunda gerek konkordato komiseri heyeti raporunda borçlu şirketin iflası halinde toplam borcu karşılayabilecek durumda olmadığı sunulan nihai projede ise alacaklıların alacağının %100’ünü faizsiz bir biçimde 30/04/2026 tarihine kadar teklif ettiği, buna göre konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu görülmüştür. Davacı, borç ödeme hususunda 2026 yılına kadar ki şirket faaliyetlerinden elde edilecek gelir ile 2025 yılında yapacağı 2.000.000,00 TL tutarında sermaye artırımını kaynak göstermiştir. Revize projede, 2020 yılından 2026 yılına kadar satış geliri olarak toplam 471.428.780,00 TL ve 2025 yılında yapılacak 2.000.000 TL sermaye artışından kaynaklı toplam 473.428.780,00 TL gelir elde etmeyi, aynı dönemler içinde konkordatoya tabi 34.884.116,35 TL borç ödemesi ile birlikte, mal ve hizmet alımları, leasing ödemeleri, kira giderleri, personel giderleri, Vergi ve SGK ödemeleri, genel giderler olmak üzere toplam 472.907.192,08 TL gideri karşılamayı hedeflemiştir.Dosyaya sunulan, tasdik projesinin nihai değerlendirildiği 09/11/2021 tarihli konkordato komiser heyeti ek raporunda; Borçlu şirketin 31/12/2020 tarihi itibariyle projede hedeflediği 43.651.867,00 satış gelirini neredeyse tamamını gerçekleştirdiği, 43.403.937,06 TL satış gelirini ulaştığı, bunun %74,79’nun yurt dışı satışından kaynaklandığı, 426.139,78 TL dönem karı elde ettiği, 2021 yılı 6. ay itibariyle net kararının 2.228.150,80 TL olarak gerçekleştiği, şirketin buna ilişkin geçici kurumlar vergi beyanname ve tahakkuk fişi rapor ekinde sunulduğu, davacı şirketin 30.06.2019 tarihindeki kaydi öz kaynağı 8.615.931,27 TL. iken 31.3.2021 tarihinde kaydi özvarlık 10.607.873,73 TL olup özkaynaktaki artış 1.991.943,00 TL olduğu, 2021 yılı Ekim sonu itibariyle günlük üretim gerçekleşmelerine ilişkin tablo, 2021 yılı Eylül sonu itibariyle Satın Alma Raporu (Mal ve Hizmetler), Revize Proje Karlılık Raporu, 2021 yılı 30 Eylül itibariyle Ürün Bazında Ayrıntılı Satış Raporu, 2021 Eylül sonu itibariyle Personel İşveren Maliyet Raporu ekinde sunulduğu, buna göre davacı şirketin öz kaynak iyileşmesi ve dövize bağlı satışları ile geçmişte gerçekleşen ciro hedefleri dikkate alındığında revize projesindeki ciroları gerçekleştirebileceği ve karlılığı yaratabileceği, şirketin konkordato borçlarını ödeme projesinin esas olarak şirket ana faaliyet gelirleri ile gerçekleştirilebildiği ve alternatif bir gelir kaynağının henüz yaratılmadığı dikkate alındığında daha iyi bir teklifte bulunmasının mümkün görülmediği kanaatine varıldığı bildirilmiş olmakla şirketin mevcut kaynakları ile borçlarını ödemeyi planladığı dönemde elde edilecek kaynakların konkordato teklifi ile orantılı olduğu, borçların, hedeflenen dönemden daha kısa sürede faizsiz ödeme imkanı bulunmadığı anlaşılmıştır.Öte yandan İİK 206. Maddesi kapsamında teminat alınması gerektiren bir imtiyazlı olacak olmadığı ve konkordato sonrası oluşan cari dönem borçlarının tamamının süreç içinde ödenmiş olduğu, bu nedenle İİK 305/1-d bendi teminat gösterilmesi gereken bir hususun bulunmadığı ve konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harç borçlu şirket tarafından yatırıldığı, bu durumda konkordatonun tasdiki için gerekli şartların sağlandığı açık olup, İİK 305.maddesi koşullarının oluşmadığı yönündeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.Alacağın eksik kabul edildiği itirazı yönünden; Borçlu hakkında kesin mühlet verilmesinden sonra komiser tarafından İİK’nın 288. maddesinde; yapılacak ilanla alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet olunacağı (İİK.m.289), İİK’nın 300. maddesinde; komiser, iddia olunan alacaklar hakkında borçluyu açıklamada bulunmaya davet edeceği, İİK’nın 302/6. maddesinde; çekişmeli alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği düzenlenmiştir. Burada konkordatoyu inceleyecek olan mahkemenin bu talep üzerine vereceği karar, sadece konkordatonun nisabına dahil olmak bakımından bir sonuç doğuracaktır. Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına ilişkin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Nitekim İİK 302/6 maddesinde çekişmeli alacaklılar bakımından ileride mahkemenin vereceği hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiş olup bu bağlamda İİK 308/b bendinde alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla alacağı itiraza uğrayan ve çekişmeli hale gelen alacaklılar yönünden, mahkemece, komiser heyeti raporu gözetilerek hangi nisap dahilinde toplantıya katılacağına karar verilen müdahil alacaklıların bu yöndeki istinaf talebi reddi gerekmektedir. Ödemenin faizsiz şekilde, 4 yıl sürmesi, alacaklıları mağduriyete yol açacağı itirazı yönünden; mahkemece, konkordatoya tâbi borçlarının, % 100’ünün faizsiz olarak 31/07/2022’den başlamak üzere üçer aylık vadelerle 30/04/2026 tarihine kadar ödenmesine karar vermiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 285. maddesinde, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel iflastan kurtulabilmek için konkordato talep edebileceğine yer verilmiştir. Borçlu şirketlerin, vade konkordatosu talep etmiş olmaları yanında yine borca batık olmayan şirketin tenzilat ( faizsiz ödeme de bir nevi tenzilat sayıldığı) talebinde bulunmasında da yasal bir engel mevcut değildir. Komiser heyeti raporunda belirtildiği gibi nihai projede şirketin ana faaliyet gelirleri ve sermaye artırımı ile borçların ödenmesi hedeflendiği, alternatif gelir kaynağı bulunmadığı, bu nedenle daha iyi bir teklifte bulunması mümkün görülmediği dolayısıyla şirketin borçlarını daha kısa bir vadede veya faiziyle birlikte ödemesinin mümkün gözükmediği, şirketin muhtemel iflası halinde ülkemizde iflas tasfiyelerinin yaklaşık 5 yıl ve daha fazla sürdüğü, görülmüştür. Bu nedenle ödeme vadesi olarak daha kısa bir süre teklif edilmesinin ve ödemelerin faizsiz yapılması mümkün gözükmediği, konkordatoyu kabul eden alacaklıların sayısı ve alacak miktarı da göz önüne alındığında, iflas haline nazara alacaklılar yönünden daha avantajlı sonuç doğuracağı gerekçesiyle bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir.Davacı gerçek şahıslar yönünden : Davacı gerçek şahıslar asıl borçlu şirketin yönünden kabul edilen Konkordato talebi asıl borçlunun kefili durumunda olan davacı kefiller içinde aynı ödeme koşulları geçerli olacağından bu kefillerin konkordato nisap hesabında kefalet borçları nisaba dahil edilmemesi gerektiğini ileri sürmüş ise de davacı şirket ortakların, kefalet borçlarından asıl borçlu ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, asıl borçludan bağımsız kefillere başvurulabileceği gözetilerek kefalet borçların da konkordato kapsamında olduğu ve alacaklıların nisaba dahil edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacı gerçek şahıslar … ve … yönünden yapılan oylama sonunda konkordato projesinin kabulü için İİK 302. maddesinde öngörülen iki nisaptan hiçbirinin sağlanamadığı, dolayısıyla İİK 305/1-c bendi uyarınca tasdik şartları oluşmadığı görülmüştür.Açıklanan nedenlerle, alacaklılar … İmalat Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti ile … Bankası İİK 304. maddesi uyarınca itiraz dilekçesi sunmadığından ve İİK 302. maddesi uyarınca alacaklılar toplantısına katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde red oyu verdiğini bildiren alacaklılar içinde olmadığından istinaf başvurularının HMK 352/1-ç bendi uyarınca reddine, istinaf yoluna başvuran diğer alacaklılar … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … T.A.Ş ile davacılar … ve … vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Alacaklılar … İmalat Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti ile … Bankası’nın istinaf başvurularının HMK 352/1-ç bendi uyarınca REDDİNE, istinaf yoluna başvuran diğer alacaklılar … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … T.A.Ş ile davacılar … ve … vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, …i Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … T.A.Ş ile davacılar … ve … vekilleri tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … T.A.Ş ile davacılar … ve … vekilleri tarafından yatırılan 80,70’er TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş, … T.A.Ş ile davacılar … ve … vekillerinden tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Alacaklı … Bankası tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının istemi halinde iadesine, 5-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/03/2023