Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1969 E. 2023/1648 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1969
KARAR NO: 2023/1648
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/915 (Derdest)
ARA KARAR NO: 03/10/2023
DAVA: Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)
KARAR TARİHİ: 22/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili 25/08/2023 tarihli dilekçesinde özetle; … Sanayi Ve Ticaret A.Ş’ye ait “…” isimli geminin, yargılama sırasında da defaatle belirtildiği üzere akıbetinin bilinmediğini ancak gelinen son durumda 18/02/2023 tarihinde Liberya Harber Limanı’nda tekne altı, iskele bordası ve pervane kanatlarından ağır hasar aldığı, yapılan emniyet kontrollerinin ardından Hollanda’nın Rotterdam Limanına oradan da en yakın tersane olarak 12/05/2023 tarihinde Harlingende bulunan … Tersanesi’ne intikal ettiği bilgisi edinildiğini, geminin bir an önce tamir edilmesi için tersane tarafından iki proje mühendisi atandığını, gerekli onarım ve montajların yapılarak geminin suya indirilmeye hazır hale getirildiğini, gemi … Sigorta Şirketi’nin … no.lu tekne ve makine poliçesiyle sigortalı olduğundan 18/02/2023 tarihinde meydana gelen hasara ilişkin Tersane tarafından yapılan bakım ve onarım işleri çerçevesinde 1.119.524,33 USD’nin … Tersanesine sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerektiğini beyan ederek, sigorta şirketi tarafından ödemenin yapılması için Mahkemeden onay ve muvafakat verilmesini talep etmiştir. Alacaklı rehin hakkı sahibi … Bankası A.Ş vekili 12/09/2023 tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; davacı firmalar tarafından yegane malvarlıkları olan iki adet geminin sigorta poliçelerinin müvekkili Banka tarafından yaptırıldığını, davacı firmalar tarafından hiçbir sigorta primi ödenmediğinden, primlerin müvekkili tarafından ödendiğini, sigorta poliçelerinde müvekkil Banka’nın daini mürtehin hakkı sahibi olduğunu, davacı firmaların TTK’nın 1456/2 maddesi gereği herhangi bir tazmin talep hakkı bulunmadığı gibi bu yöndeki bir talebe müvekkili Banka’nın muvafakat etmediğini, sigorta tazminatının müvekkiline ödenmesi gerektiğini beyan ederek, dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından hasar tazmin bedelinin 3.şahsa ödenmesine, daini mürtehin hakkına haiz müvekkili Banka muvafakat vermediğinden davacı talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 22/09/2023 tarihli talep dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait … isimli geminin hasar alması üzerine Harlingen’de bulunan … Tersanesi’nde kuru havuza alınarak hasar tespiti yapıldığını, hasarları giderilen ve onarımları tamamlanan malzemelerin teker teker nakliye firmaları ile tersaneye getirildiğini, siparişi verilen yedek malzemelerde tersaneye geldikten sonra yetkili servisler ve ekipler tarafından gemiye montajı başlanıp geminin suya indirilmeye hazır hale getirilmeye çalışıldığını, olaya ilişkin … Sigorta Şirketi tarafından hasar dosyası açılarak eksper incelemeleri yapıldığını ve söz konusu oluşan hasara nedeniyle sigorta şirketi tarafından alınan karar ile … Tersanesine 1.119.524,33 USD tazminat ödeme yapılmasına karar verildiğini, rehin hakkı sahibi müdahil Banka’nın ise haksız ve hukuka aykırı beyan dilekçesinde … Tersanesi’ne ödeme yapılmamasını talep ettiğini, Banka’nın rehin hakkı sahibi olmasının geminin mülkiyet haklarının ihlaline sebebiyet verecek hususlarda takdir yetkisi vermediğini, dosyaya sunmuş oldukları Prof. Dr. … tarafından kaleme alınan mütalaada özetle “… isimli gemide tam değil kısmi hasar oluştuğu, sigorta rizikosu kısmen gerçekleştikten sonra oluşan zararın Hollanda’nın Harlingende semtinde bulunan … isimli tersane tarafından yapılan tamir faaliyetleri sonucu giderildiği ve tamir bedeli olarak 1.119.524,33 USD’nin fatura edildiği, tamirat neticesinde sigortalı geminin eski haline yani sigorta rizikosu gerçekleşip kısmi hasar oluşmadan önceki haline kavuşturulduğu, bu durumda TTK 1456/2 c. son hükmünün fiili olarak gerçekleştiği, TTK m. 1456/2 ve TMK m. 879/2’deki koşulların gerçekleşmesinin dahi aranmasına gerek kalmaksızın gemideki kısmi hasar tamir edilip gemi eski haline getirildi ise dain-i mürtehin alacaklı bankanın sigorta tazminatının argumentum a fortiori (evleviyetle) tamir için ödenmesine muvafakat etmesi gerektiği, zira tamiri yapılıp eski hale getirilen gemide bir yandan ipotek hakkı devam ederken diğer yandan tazminatı istemek gibi bir durumun yasa, usul ve TMK m. 2 ile bağdaşmadığı ayrıca … A.Ş.’nin süreç içerisinde gemi ipoteği hakkına halel gelmediği, rehin hakkının konkordato hükümleri çerçevesinde devam ettiği” yönünde kanaat bildirildiği, gemi Harlingen’de bulunan … Tersanesi’nde olduğundan tamir ve tadilat tershane tarafından gerçekleştirildiğinden, tazminat tutarı ivedilikle ödenmez ise geminin tersane tarafından cebri icra yolu ile satılacağını, şirketin tek aktif mal varlığı olan geminin cebri icra yolu ile satılmasına sebebiyet verecek şekilde ödemeye muvafakat etmeyen Banka’nın açık ve net şekilde kötü niyetli olduğunu ayrıca poliçe uyarınca Banka’nın sigorta alacağının kendisine ödenmesini talep hakkının geminin tamamen zayi olması halinde gündeme gelebileceğini, müdahil Banka’nın iddialarının kabulü anlamına gelmemek kaydı ile hasara ilişkin tazminat ödemesinin Banka’ya yapılmasına karar verilmesinin ancak Banka’nın tahsil ettiği tazminat ödemesini … Tersanesi’ne ödemeyi taahhüt etmesi halinde mümkün olacağını beyan ederek; … Sigorta Şirketi’nin … no.lu tekne ve makine poliçesiyle 18/02/2023 tarihinde meydana gelen hasara ilişkin 1.119.524,33 USD tazminat ödemesinin … Tersanesi’ne yapması adına gerekli muvafakat ve yetkinin sigorta şirketine iletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 28/09/2023 tarihli duruşmada “Alacaklı … Bankası AŞ’nin muvafakati olmadığından sigorta bedelinin davacıya ödenmesi talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacılar vekili 29/09/2023 tarihli dilekçesi ile; sigorta ödemesinin müvekkiline yapılmasını talep etmemelerine rağmen mahkemece hatalı karar verildiğini, ödemenin … Tersanesine yapılması gerektiğini, çatmaya uğrayan geminin cebri icra ile yurtdışında satılmamasının dosyadaki tüm tarafların lehine olduğunu beyan ederek, 22/09/2023 tarihli talep dilekçesindeki açıklamalarını tekrar etmiş ve 28/09/2023 tarihli ara karardan rücu edilmesine, sigorta şirketi tarafından alınan ödeme kararına istinaden … Sigorta Şirketi’nin … no.lu tekne ve makine poliçesiyle 18/02/2023 tarihinde meydana gelen hasara ilişkin 1.119.524,33 USD tazminat ödemesinin … Tersanesi’ne yapması adına gerekli muvafakat ve yetkinin sigorta şirketine iletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 03/10/2023 tarihli ara kararı ile; “Alacaklı bankanın riziko bedelinin ödenmesine muvafakati bulunmadığından 1.119.524,33-USD tazminat ödemesinin … Tersanesi’ne yapılması amacıyla sigorta şirketine yetki ve izin verilmesi isteminin reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yukarıda özetlenen dilekçelerindeki beyan ve taleplerini tekrar ederek ara kararın kaldırılmasını, 18/02/2023 tarihinde meydana gelen hasara ilişkin 1.119.524,33 USD tazminat ödemesini … Tersanesi’ne yapması adına gerekli muvafakat ve yetkinin sigorta şirketine iletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin talebi, davacılardan … Ticaret A.Ş’ye ait “…” isimli geminin, hasara uğraması nedeniyle … Tersanesi tarafından gerçekleştirilen bakım ve onarım masraflarına ilişkin ödemenin … no.lu tekne ve makine poliçesine istinaden, … Sigorta Şirketi tarafından … Tersanesi’ne yapılmasına onay ve muvafakat verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir. Anayasa’nın 141/3. maddesinde “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmü yer almaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde ise bir mahkeme kararında bulunması gereken hususlar düzenlenerek, tarafların iddia ve savunmalarının özetleri, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların kararda yer alması gerektiğine, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilecek hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde belirtilerek varsa kanun yollarının da gösterilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Mahkeme kararlarının gerekçeli olması anayasal bir zorunluluk olup, gerekçeli karar maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Tarafların o dava yada talep yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve kararın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir kararın bulunması zorunludur. Anayasa’nın 141/3 maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/21-1971 E. 2013/1676 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2013/7082 E. 2013/6234 K. sayılı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/4353 E. 2013/6732 K. sayılı emsal ilamları). Somut dosyada ise; Mahkemece 03/10/2023 tarihli ara kararı ile istem reddedilmiş ise de ara kararın HMK’nın 297. maddesi ve Anayasa’nın 141/3 maddesine uygun bir gerekçe ihtiva etmediği, poliçeye ilişkin bir incelemeye, yasal bir dayanağa yer verilmediği açıktır. Konkordatonun amacı borçluyu borçlarından ve eğer iflas şartlarını taşıyorsa muhtemel bir iflastan kurtarmak, alacaklıların da belirli bir vadede ve/veya indirimle alacaklarını tahsil etmelerini sağlamaktır. Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkelerin gözetilmesi gerekir. Mahkeme, konkordato talebi üzerine İİK’nun 286. maddesinde belirtilen belgelerin mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vererek borçlunun malvarlığının korunması ve işletmesinin bütünlüğünün korunması, konkordatonun amacına ulaşması için gerekli olan tüm tedbirleri alır. Yine, borçlunun malvarlığının korunması için gerekli önlemlerin alınması olası bir iflas halinde alacaklıların haklarının korunması açısından da önem arz etmektedir. Dosya, Dairemize UYAP sistemi üzerinden gönderilmiş olup, ekspertiz raporuna ilişkin bir kısım evraklar UYAP sisteminde mevcut ise de poliçe ve hasar dosyasının tamamı bulunmamaktadır. Taraf beyanlarına göre, alacaklı … Bankası AŞ, söz konusu poliçede daini mürtehin sıfatına sahiptir. Dain ve mürtehin; rehin alacaklısı anlamına gelir. Dain-i mürtehin sigorta yaptıran kişiye vermiş olduğu borç ya da kredi nedeniyle, ödenecek tazminattan birinci derecede alacaklı olan ve bu durumunun poliçede belirtildiği gerçek ya da tüzel kişidir. Malikin alacaklı lehine yaptırdığı sigortalarda rehin alacaklısı (dain ve mürtehin) sigorta lehtarı yani sigortalı olarak gösterildiğinden, rizikonun gerçekleşmesi durumunda sigorta tazminatını talep ve dava hakkı öncelikle sigorta lehtarı durumunda olan rehinli alacaklıya ait bulunmaktadır (Ulaş, I.: Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara 2012, s.176). TMK’nın 879.maddesinde; “Muaccel olan sigorta tazminatı, malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebilir. Sigorta tazminatı taşınmazın eski hale getirilmesi için harcanacaksa, malik tarafından yeterli bir güvence gösterilmesi koşuluyla kendisine ödenir.”, Yine TTK’nın 1456/2.maddesinde; “Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur. Sigortalı menfaate konu malın tamiri veya eski hâline getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla, tazminat sigortalıya ödenebilir.” hükümleri yer almaktadır. Davacı tarafça, hasara uğrayan geminin davacı şirketin tek mal varlığı olduğu ve tersaneye ödemenin yapılmaması halinde geminin icra yoluyla satışının gündeme gelebileceği beyan edildiğinden, poliçe hükümleri, hasar dosyası ve yasal düzenlemeler çerçevesinde sigorta şirketi tarafından ödemenin … Tersanesi’ne yapılmasının mümkün olup olmadığı hususunun diğer alacaklıların haklarının da korunması açısından tartışılması, yine yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında teminat alınması hususunun değerlendirilmesi, gerekirse anılan konularda bilirkişi heyetinin görüşüne başvurulması ve denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulması gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/915 Esas sayılı derdest dosyasında verilen 03/10/2023 tarihli ara kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.f bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/11/2023