Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1852 E. 2023/1751 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1852
KARAR NO: 2023/1751
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/532
KARAR NO: 2023/171
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
DAVA: İflas İçi Konkordato
KARAR TARİHİ: 06/12/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Müflis … Anonim şirketinin tasfiye işlemlerinin devamı sırasında müflis şirketin, alacaklılarından… tarafından konkordatoya davet edildiği, iflas idaresinin konkordato davetini kabul ederek alacaklılara konkordato teklif ettiği, yapılan alacaklılar toplantısında alacaklıların yeterli çoğunlukla projeyi onayladığı belirtilerek İİK. 309. maddesi yollaması ve İİK. 302/son maddesi gereğince tasdik koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece ”… İİK’nın 298. maddesinin ilk bendinde, teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu koşuldan anlaşılması gereken, konkordatonun asgari olarak iflas prosedürünün alacaklılara sağlayacağı miktarı temin etmesi gerektiğidir. (Postacıoğlu İlhan, Konkordato, İstanbul 1965, s. 49). Somut olayda müflis şirket alacaklılarına, ana para borçlarının %25’inin konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesinden sonra tek seferde faizsiz ödenmesinin teklif edildiği ,konkordatoya tabi toplam borcun 27.814.347,45 TL olduğu ancak borçlunun 2018 tarihi itibariyle mal varlıklarının değerinin 49.535.000,00 TL olduğu, son ekspertiz tarihi olan 21/12/2018 tarihinden itibaren geçen süre ve ekonomik gelişmeler nazara alındığında borçlunun mal varlığı değerinin de arttığı kuşkusuzdur. Mevcut mal varlığı değeri dikkate alındığında dahi alacaklıların alacaklarının tamamını karşıladığı buna karşılık konkordato teklifinde alacaklılara faizsiz ana para alacağının %25 inin ödenmesinin teklif edildiği, müflis şirketin ödemeyi teklif ettiği miktardan daha fazlasıyla elinde kaynak kaldığı anlaşılmaktadır. Konkordatonun tasdiki halinde konkordatoya ret oyu veren alacaklılar için de bu karar bağlayıcı olacağından alacaklılar kabul edilen oran kadar alacağına kavuşacaklardır. İflas kararının verildiği 18/05/2007 tarihinden bu yana yaklaşık 14 yıldır alacaklarını tahsil etmek için bekleyen konkordatoya tabi alacaklılara, faizsiz ana para alacağının %25 i oranında borçları ödeme teklifi, borçlunun mal varlığı ile orantılı olmadığı gibi dürüstlük kuralına da uyan bir teklif değildir. Mahkememizin iflas içi konkordatoya karar verebilmesi için müflisin dürüst olması, teklif edilen paranın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun çifte çoğunlukla kabul edilmiş olması, teminat gösterme şartı ve yargılama giderlerinin ve harçlarının depo edilmesi şartlarının hepsinin birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Görüldüğü üzere teklif edilen paranın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı gibi dürüstlük kuralına aykırı olduğu anlaşılmakla emsal İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nin 2019/2536 Esas 2020/1139 K sayılı emsal ilamı da nazara alınarak davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Konkordato teklif eden (davacı-alacaklı) vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; yargılamanın safahatının uzun sürmesi nedeniyle alacaklı ile borçlu arasındaki sulh ortamının bozulduğu, davanın ilk dönemi olana 2020 senesinde sunulan raporlarda projenin kaynaklar ile orantılı olduğunu kabul edildiği, paranın değeri düşmesi ile projenin orantısız olduğuna karar verildiği, bu anlamda İİK m. 305 uyarınca tasdik koşullarının yerine getirildiği kabul edilerek tasdike karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 309. maddesine dayanan iflas içi konkordato istemidir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, konkordato tasdiki talebinin reddine dair karar verilmiş olup, iflas içi konkordato talebinde bulunan davacı alacaklı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Uyuşmazlığa konu dava dosyasının yargılama aşamasında geçirdiği safahatların incelenmesi:1-Mahkemece, 17/09/2020 tarih ve 2019/576 E 2020/345 K sayılı ilamında, özel yetki içermeyen vekaletnamelerle yapılan kabul beyanlarının konkordato teklifinin kabulü için yeterli sayılamayacağı kanaatine varılmakla İİK. 309. atfı ile İİK. 302. maddesi kapsamında tasdik koşullarının oluşmadığı belirtilerek tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporları uyarınca iflas içi konkordato teklif eden iflas idaresinin talebinin reddine dair karar verilmiştir. Anılan bu karar yönünden istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, dairemizce yapılan inceleme sonucunda 07/05/2021 tarih ve 2020/2334 E. 2021/565 K sayılı ilam ile, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.06.2019 tarih ve 2019/4-57 E. 2019/645 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere tamamlanabilir dava şartındaki eksikliği gidermek üzere taraflara HMK’nin 115/2. maddesi uyarınca HMK’nin 74. maddesine uygun vekâletname ibraz etmesi için kesin süre verilmeli, verilen süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde ise, 6100 sayılı HMK’nin 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu hususların göz ardı belirtilerek, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına dair karar verilmiştir.2- Mahkemece 30.122021 tarih ve 2021/469 E. 2021/172 K. sayılı ilam ile teklif edilen paranın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı gibi dürüstlük kuralına aykırı olduğu nazara alınarak davanın reddine dair karar verilmiş ve istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda 23/06/2022 tarih ve 2022/503 E. 2022/574 K. sayılı ilam ile, 13.03.2020 tarihli raporda müflis şirketin iflası halinde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı %11,1 olarak hesaplanmış ve konkordatonun tasdiki halinde alacaklılara teklif edilen tutarın şirketin iflası halinde alacaklıların ellerine geçecek tutardan fazla olduğu tespiti yapılmış olup, aynı zamanda bilirkişi heyetince düzenlenen 3. ek raporda ise müflisin kaynakları nazara alındığında, adi alacaklıların iflas tarihi itibariyle mevcut olan alacaklılarına rahatlıkça yeteceği gibi aynı zamanda faiz ödemesinin de karşılanacağı belirtildiği, bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak karşılanması ve aynı zamanda rehinli alacaklıların faiz yönünden inceleme yapılarak ödenmesi gerekecek faiz miktarı bulunup bulunmadığı da tespit edilmesi gerektiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Sunulan Raporlar:09.09.2020 tarihli bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle; konkordatoyu vekil aracılığıyla kabul ettiği belirtilen alacaklılar yönünden HMK 74. maddesi gereğince düzenlenmiş vekaletnamenin sunulması gerektiği, 44 kabul oyu veren alacaklının sadece 1 kişinin kabul oyunun uygun olduğu, diğer 43 kişinin vekaletnamesinde özel yetkinin bulunmadığı, iş bu nedenle İİK 302/2 uyarınca yeterli çoğunluk tarafından kabul edilmiş sayılamayacağı, ancak iflas idaresinin ileri sürdüğü görüşün yani ”sulh ve ibra” yetkisinin bulunmasının yeterli görülmesi durumunda veya usulünce düzenlenmiş vekaletname sunulması veya alacaklıların kendileri tarafından ”kabul beyanı” sunulması halinde İİK 302/2-a maddesi uyarınca projenin yeterli çoğunluk tarafından kabul edilmiş olduğu yönünde tespitte bulunulmuştur.Bilirkişi heyetince düzenlenen 30.12.2019 tarihli raporda; konkordatoyu vekil aracıyla kabul ettiğini bildiren alacaklılar bakımından HMK 74. maddesi uyarınca kabul konusunda açıkça yetki içeren vekaletnamelerin getirilmesi gerektiğini, konkordato ve iflas halinde alacakların eline geçebilecek muhtemel tutar hesaplanırken süreç içerisinde ödenen işçi, SGK ve vergi dairesi borçlarının da dikkate alındığı, iflas ve konkordato halinde alacakların eline geçecek tutarların devrilmesinin gerektiği belirtilmiştir.Bilirkişi heyetince düzenlenen 13.03.2020 tarihli 1. ek raporda; konkordato kapsamında adi alacakların teklif edilen anapara tutarının alacaklarının %25’i olduğu, projeye göre bu tutarın tahsil kararı verilmesini takiben alacakların defaten ödeneceği ve iflas halindeyse alacakların alacaklarına kavuşma oranının %11,1 olarak hesaplandığı, bu durumda adi alacaklara teklif edilen tutarın şirketin iflası halinde alacakların eline geçecek tutardan fazla olduğu, borçlu tarafından teklif edilen tutarın kaynaklarla orantılı olduğu, ancak HMK 74 maddesi uyarınca kabul oyu veren 43 kişinin vekaletnamelerinin de konkordatoya muvafakat konusunda özel bir yetkilendirme bulunmadığı, bu nedenle İİK 302/2 maddesi uyarınca yeterli çoğunluk tarafından kabul edilmemiş olduğu, defter kayıtlarına göre 1. sıradaki işçi alacaklarının alacaklarının 5.658.773,73 TL olduğu ancak 2019 yılı içerisinde 4 işçi hariç tamamının masadan çekildiği ve 4 işçi alacağının masaya bloke edilmiş olduğu, konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için 16.764,93 TL harç yatırılması gerektiği belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen 10.09.2020 tarihli 2. Ek raporda; HMK 74 maddesi uyarınca konkordatoyu kabul konusunda açıkça yetki içeren vekaletnamelerin bir araya getirilmesi gerektiği, projeye 44 kabul oyu veren alacaklının sadece 1 tanesini kabul oyunun uygun olduğu kalan 43 kişinin vekaletnamelerininde ise konkordatoyu kabulü konusunda özel yetkili bulunmadığı, bu haliyle projenin yeterli çoğunluk tarafından kabul edilmemiş olduğu, uygun vekaletname sunması halinde ise İİK’nin 302 maddesi uyarınca projenin yeterli çoğunluk tarafından kabul edilmiş olduğu kanaat ve sonucuna varıldığı belirtilmiştir.Bilirkişi heyetince düzenlenen 02.12.2021 tarihli 3. ek raporunda; somut olayda konkordatonun kabulü için İİK 302 maddesinde öngörülen nisabı sağlandığı, ancak Aralık 2018 tarihi itibariyle şirkete varlıkların toplam rayiç 49.535.000,00 TL olup bu varlıklar üzerine toplam 4.580.000 TL tutarda rehin bulunduğu, bu haliyle adi alacakların alacakların ödenmesinde kullanılabilecek kaynak toplamının 44.955.000,00 TL olduğu, projeye göre iflas tarihi itibariyle mevcut olan alacakların %25’inin konkordato tasdik kararın kesinleşmesinden sonra tek seferde ödenmesini teklif edildiği, ancak kaynaklara bakıldığında iflas tarihi itibariyle mevcut olan alacakların ödenmesinin rahatlıkla yettiği gibi iflas tarihinden sonraki dönem için de faiz ödenebileceği anlaşıldığı, bu haliyle sunulan teklifin kaynaklarla orantılı olmadığı, konkordatonun tasdiki şartlarından birinin de iflasa nazaran elverişli olması gerektiği, Aralık 2018’de alınan kıymet takdir raporuna göre şirketin varlıklarının rayiç değerinin 49.535.000,00 TL olduğu, aradan geçen 3 yıla rağmen varlık değerinin hiç artmadığı kabul edilse dahi iflas tasfiyesinin devamı halinde müflis şirketin varlıklarının paraya çevrilmesinde iflas masasını en az 24.767.300,00 TL intikal edeceği ve rehinli alacakları ödenecek miktar tenzil edildiğinde adi alacakların alacaklarının ödenmesine 20.187.500 TL kalacağı ancak konkordato teklifi ile 6.933.400,97 TL ödemesi nazara alındığında müflis şirket yönünden İİK’nin 305, f.1,bent (a) hükmünde öngörülen tasdik şartının gerçekleşmediği belirtilmiştir. 02.12.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Borçlunun konkordato teklifinin kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından kabul edildiği yani somut konkordatonun kabulü için İİK m.302 hükmünde öngörülen nisabın sağlandığı, müflis şirketin mevcut kaynaklarının, adi alacaklıların iflas tarihi itibariyle mevcut olan alacaklarının ödenmesine yettiği gibi bu kaynaklarla iflas tarihinden sonraki zaman dilimi için faiz dahi ödenebileceği, hal böyle iken somut olayda alacaklılara, alacak tutarlarının %25’inin konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesinden sonra tek seferde ödenmesinin teklif edildiği, sunulan teklifin kaynaklarla orantılı olmadığını gösterdiği, diğer bir anlatımla, somut olayda İİK m.305, f.1, bent (b) hükmünde öngörülen tasdik şartının gerçekleşmediği, iflas tasfiyesine devam edilmesi halinde en az 20.187.500,00 TL tutarında alacak tahsili yapabilecek olan adi alacaklılara mevcut konkordato teklifiyle 6.933.400,97 TL ödenmesinin öngörüldüğü, yani somut olayda konkordatonun iflasa nazaran elverişli olmadığı, dolayısıyla müflis şirket yönünden İİK m.305, f.1, bent (a) hükmünde öngörülen tasdik şartının da gerçekleşmediği, mahkeme tarafından İİK m,305, f.2 kapsamında konkordato projesinin yetersiz olduğu sonucuna varılırsa, gerekli gketin mevcut kaynaklarının, adi alacaklıların iflas tarihi itibariyle mevcut olan alacaklarının ödenmesine yettiği gibi bu kaynaklarla iflas tarihinden sonraki zaman dilimi için faiz dahi ödenebileceği, hal böyle iken somut olayda alacaklılara, alacak tutarlarının %25’inin konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesinden sonra tek seferde ödenmesinin teklif edildiği, sunulan teklifin kaynaklarla orantılı olmadığını gösterdiği, diğer bir anlatımla, somut olayda İİK m.305, f.1, bent (b) hükmünde öngörülen tasdik şartının gerçekleşmediği, iflas tasfiyesine devam edilmesi halinde en az 20.187.500,00 TL tutarında alacak tahsili yapabilecek olan adi alacaklılara mevcut konkordato teklifiyle 6.933.400,97 TL ödenmesinin öngörüldüğü, yani somut olayda konkordatonun iflasa nazaran elverişli olmadığı, dolayısıyla müflis şirket yönünden İİK m.305, f.1, bent (a) hükmünde öngörülen tasdik şartının da gerçekleşmediği, mahkeme tarafından İİK m,305, f.2 kapsamında konkordato projesinin yetersiz olduğu sonucuna varılırsa, gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebileceği, fakat İİK m.305, f.2 kapsamında takdir hakkının kullanılması halinde, müflis şirkete ait varlıkların güncel rayiç değerlerinin bilirkişi vasıtasıyla tespitinin uygun olacağı yer almaktadır. Gayrimenkul değerleme uzmanları … tarafından düzenlenen 22.09.2022 tarihli raporda özetle; Kocael-Gebze-Eskihisar, (3 adet), Gaziantep-Şahinbey (3 adet), Manisa Saruhanlı 1 adet, Kocaeli-Dilovası 2 adet taşınmazın ”emsal yaklaşımı yöntemiyle beraber maliyet yaklaşımı yöntemi ”kullanılarak değerleri tespit edilmiş olup toplam değer miktarı 305.594.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Tasdik koşullarının özellikle orantılılık koşulunun bulunup bulunmadığı hususunda yeminli mali müşavir …, finans uzmanı Doç. Dr. … ve İcra İflas Hukukunda uzman Prof. Dr. … … oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09.01.2023 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle, “Müflisin mallarını rayiç değeri 305.594.000,00 TL olarak tespit edilen mallarının rayiç değerinin yarısına ya da dörtte birine satılması halinde bile iflas halinde alacağının tamamına (27.733.603,90 TL) kavuşabilecek olan alacaklılara mevcut konkordato teklifiyle alacaklarının %25’inin (6.933.400,97 TL) ödenmesinin öngörüldüğü dikkate alındığında, somut olayda konkordatonun iflasa nazaran elverişli olmadığı, dolayısıyla İİK m.305, f.1, bent (a) hükmünde öngörülen tasdik şartının gerçekleşmediği, Müflisin sahip olduğu kaynaklar ile adi alacaklılara iflas tarihinden sonraki zaman dilimi için faiz ödemesi de yapmasının değerlendirilmesi gerekirken, mevcut sunulan projede iflas tarihi itibariyle mevcut alacak tutarlarının %25’inin ödenmesinin teklif edildiği dikkate alındığında, alacaklılara sunulmuş olan teklifin müflisin kaynaklarıyla orantılı olmadığı, somut olayda konkordatonun tasdiki için gerekli -İİK m.305, f.1, bent (b)’da öngörülen- orantılılık şartının da gerçekleşmemiş olduğu, Müflis şirketin, İİK m.302 hükmünde konkordato projesinin kabulü için öngörülen “kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını” şeklindeki çoğunluğu sağlayamadığı, ancak, “… veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” şeklindeki çoğunluğu sağladığı, dolayısıyla somut olayda, müflisin dosyaya sunduğu konkordato projesinin İİK 302 hükmü gereğince kabul edilmiş durumda olduğu, bu sebeple İİK.m.305/e kapsamında bu şartın gerçekleştiği, İflas İdare Memurları tarafından imzalanan tutanakta, İflas İdare Memurlarının “Dosyamızda sadece dördüncü sıra alacaklılar kalmıştır.” şeklindeki açıklamalarına rağmen, üretim müdürü olarak çalışan bir işçinin (…) Sayın Mahkemeye sunduğu dilekçede 103.561,53 TL işçi alacağının bulunduğunu beyan ettiğinin görüldüğü, Konkordato nisabına esas teşkil eden alacak tutarının 27.733.603,90 TL olduğu ve buna göre, konkordatonun tasdik edilebilmesi için yatırılması gereken harç tutarının (27.733.603,90 TL’nin binde 2,27’si) 62.955,28 TL olarak hesaplandığı, bu sebeple İİK m.305/e kapsamında bu şartın gerçekleşip-gerçekleşmediği henüz ödeme yapılmadığı için değerlendirilemediği, Konkordato sürecinde kesin mühletin azami süresi dolması halinde, yargılamaya devam edilebileceği, bu bağlamda mahkemenin kesin mühlet sonuçlarına ilişkin bir karar alması gerektiği” görüş ve tespitte bulunulmuştur. Mahkemece, özel yetki içeren vekaletnamelerin ibrazı için süre verilmiş ve kabul oyu veren 13 alacaklıdan 10 tanesi yönünden özel yetki içeren vekaletname sunduğu nazara alınarak dava şartı yönünden eksikliğinin giderilmiş olduğu kanaatine varılarak yargılamaya devam edilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı belirtilerek tasdik talebinin reddine dair karar verilmiş, alacaklı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Sunulan istinaf sebeplerinin incelenmesi:İstinaf yoluna başvuran davacı alacaklının, istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığına ilişkin inceleme; 15/03/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 37 maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen “Kanun Yolları” başlıklı 308/a maddesinde konkordato talep eden alacaklının tasdik kararının tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. Somut davada, davacı alacaklı vekiline gerekçeli kararının e- tebligat yoluyla tebliğe çıkarıldığı ve 11/06/2023 tarihinde tebligatın otomatik olarak okundu sayıldığı, 21/06/2023 tarihinde istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesi sunulduğu nazara alındığında, davanın süresi içerisinde açıldığına karar vermek gerekmiştir. Esasa dair inceleme:Adli konkordatonun türü olan iflas içi konkordato, hakkında iflas kararı verilmiş olan borçlunun, müflis sıfatında kurtularak borçlarını yeniden yapılandırmasını sağlayan ve yeniden ticari hayat dönüşüne imkan tanıyan konkordato türüdür. İflas içi konkordato, İcra ve İflas Kanunu m. 309 da düzenlenmiş olmakla birlikte iflas dışı konkordatoya ilişkin m.302-307 ,308/a-308/g maddeleri, iflas içi konkordatoya da uygulanacaktır. İflas içi konkordatoda, konkordato mühleti ve konkordato komiserine ilişkin hükümler uygulanmaz. Zira iflas içi konkordato da ne konkordato mühleti verilir ne konkordato komiseri atanır. (bknz. Doç. Dr.M.Serhat Sarısözen ”Konkordato ” adlı kitabı shf 88.) İİK’nin “konkordatonunu tasdiki” başlıklı 305. maddesinde;”302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).c)Konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması d)206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” şeklinde düzenleme ile tasdik şartları sayılmıştır. İİK’nin 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır. (Öztek S./Budak A.C./ Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539.)İİK 305. maddesi gereğince tasdik şartlarında biri, ödeme teklifi ile borçlunun kaynaklarının orantılı olmasıdır.”Borçlarını ödemeye teklif ettiği meblağ, kaynaklarıyla orantılı olmalıdır. Mesela borçların %60’ına ödemeyi teklif eden borçlu, mal varlığı itibarıyla borçlarının %80’i ödeyebilecek durumda ise; %60’lık ödeme teklifi, borçlu mal varlığına uygun olmadığı için mahkeme, akdedilen konkordatoyu tasdik edemez” (bkz Prof.Dr. Timuçin Muşul, İflas ve Konkordato Hukuku, 2. Baskı s: 510) Sunulan konkordato teklifinde, Masa borçlarının, 1. sıra ve 3. sıra alacaklarının anapara+ faizi ile tamamının ödeneceği, 4. sıraya kaydedilen rakamın ise %25 inin mahkeme tarafından konkordato tasdiki kararı verilmesi ve tasdik kararının ardından, idare tarafından hesaplanan rakamın tebliğini müteakip bir ay içinde bloke edileceği, iflasın kaldırılmasına ilişkin kararın kesinleşmesi birlikte alacakları ödeneceği belirtilmiştir Davaya konu somut olayda; konkordatonun tasdiki koşullarının oluşup oluşmaması yönünde yapılan incelemede, konkordatoya tabi alacaklı sayısının 30 olduğu ve alacakların toplamının 27.733.603,90 TL olması nazara alındığında, tasdike karar verilmesi durumunda alacaklılara toplam (27.733.603,90 TL/4) 6.933.400,97 TL ödeme yapılacağı, ancak müflisin mal varlığı değerinin gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından yapılan hesaplama sonucunda 305.594.000,00 TL olarak hesaplandığı ve bu haliyle adi alacaklıların iflas tarihi itibariyle 27.733.603,90 TL ödemesini karşıladığı, ödeme sonrasında müflisin kaynaklarının tutarı ile iflas tarihinden sonraki dönem içinde faiz ödeyebilecek durumda olduğu, sunulan proje de iflas tarihi itibariyle mevcut alacak tutarının faizsiz %25 oranında ödenmesinin teklif edildiği ve bu haliyle sunulan teklifin müflisin kaynaklarıyla orantılı olmadığı yönünde tespit yapılmıştır.Emsal mahiyette yer alan Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 19.10.2023 tarih ve 2023/2988 E. 2023/3398 K. sayılı ilamda ”… Konkordatonun tasdiki için aranan şartlarından bir tanesi de, konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartıdır. Dosyada mübrez komiser raporlarından anlaşıldığı üzere bozma öncesi tespit edilen rayiç değer bilançosuna göre (+) 49.741.148,18 TL özvarlığa sahiptir. Yukarıda bahsedilen projelerin hiçbiri bu denli özvarlığa sahip bir şirket yönünden malvarlığıyla orantılı olma şartlarını sağlamamaktadır. Zira, projeler borçlunun aktif değerlerine göre düşük seviyede kalmış, özellikle rayiç özvarlık değeri yüksek olan borçlu bakımından projede faiz öngörülmemiş ve ödemeler uzun vadeye yayılmıştır. Açıklanan nedenlerle, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartının gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir” belirtilmiştir. Yukarıda yer alan bilgiler ışığında değerlendirme yapıldığında, proje kapsamında teklif edilen paranın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı anlaşıldığından İİK m. 305. kapsamında konkordatonun tasdiki şartının gerçekleştiğinden bahsedilemez. İş bu nedenle, mahkemece konkordatonun tasdiki talebinin reddine dair verilen kararın dosya kapsamına uygun olduğuna karar vermek gerekmiştir. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı-alacaklı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı-alacaklı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı-alacaklı tarafından yatırılan başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davacı-alacaklı tarafından yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin istinaf eden davacı-alacaklıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı-alacaklı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacı-alacaklıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nin 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/12/2023