Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1763 E. 2023/1423 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1763
KARAR NO: 2023/1423
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/111
ARA KARAR TARİHİ: 14/04/2023
DAVA: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 11/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı bankanın davalılardan … A.Ş. firması ile aralarında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, diğer davalı/borçlu …’un ise iş bu kredi sözleşmesinin imzalamış olduğu kefalet sözleşmeleri gereğince kefalet sözleşmelerindeki sorumlulukları sınırı dahilinde müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olduğunu, kullandırılan kefalet sözleşmelerindeki sorumlulukları sınırı dahilinde davalılara gönderilen Beyoğlu … Noterliğinin 17/02/2020 tarih … yevmiye numaralı 18/02/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile hesapları kat edildiğini, davalıların keşide edilen ihtarnameler ile davaya konu kredi borçlarını ödemede temerrüde düştüğünü, alacak davası ikame edilmeden önce yasal süreler içinde müvekkili banka tarafından dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu, arabuluculuk süresinde anlaşma sağlanamadığını bildirerek, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacakları, dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili bankanın … A.Ş.’ne kullandırılan asaleten kredilerden kaynaklanan alacaklarının şimdilik 11.814 Euro’luk kısmının hesap kat tarihinden itibaren işleyecek Euro yıllık %22,5 oranındaki temerrüt faizi, BSMV’si masraf ve ferileri ile birlikte 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 99. maddesi kapsamında fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalılardan tahsiline, alacaklarının tahsilini teminen borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için teminatsız yahut mahkemece takdir olunacak teminat mukabilinde ihtiyati haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 29.03.2023 tarihli ara karar ile; ”Dosya kapsamına sunulan genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi ile tebliğe ilişkin evraklar, hesap özeti itibariyle İİK’nin 258. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı vermeye kanaat getirecek delil mahiyetinde olduğundan yaklaşık ispat ve ihtiyati haciz talebinin İİK’nin 257. maddesi uyarınca koşulları bulunduğu anlaşılmakla; davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin dava değeri 11.814,00-EURO (241.000,00-TL) üzerinden % 20 teminat karşılığı KABULÜNE, davacının 11.814,00-EURO (241.000,00-TL) alacağının ifasının temini için davalı …’UN yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklarıyla diğer haklarının borca yeter miktarının İ.İ.K.’nunda belirtilen muayyen tahditler dairesinde İHTİYATEN HACZİNE, 2-Alacağın %20’si oranında 48.200,00-TL nakdi veya banka teminat mektubunun davacı tarafından Mahkememiz veznesine teminat olarak DEPO EDİLMESİNE, 3-Davacı alacaklının,haksız çıktığı takdirde, İcra İflâs Kanununun 259’ncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, borçlunun davalının zararını tazmin ile mükellef olduğu hususunun İHTARATINA,” dair karar verilmiştir. Davalılar vekili tarafından yukarıda belirtilen ara kararına yönelik yapılan itirazın mahkemece değerlendirildiği ve davalılardan … yönünden ihtiyati haiz kararına yaptığı itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalılar vekili tarafından davalılardan … yönünden yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının hangi sözleşmeden kaynaklı kefil olarak sorumlu tutulduğunun açık ve net olarak belirtilmediği, davada husumetin masaya yöneltilmesi gerektiği, iflas masasından bildirilen alacak miktarı için başvurudan sonra alınmış bir ret yanıtı bulunmadığının sabit olduğu ve usulü işlemlerin tamamlanmadığı, usulsüz olarak tebliğ edilen ve çelişkili rakamlar içeren hesap kat ihtar sözleşmesine dayanılarak karar verildiği belirtilmektedir. Uyuşmazlık, ihtiyati haciz talebinin kabulüne yönelik verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Somut olaya ilişkin kanun maddelerinin incelenmesi: 2004 Sayılı İİK’nin 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. maddede, 258. maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Bir alacak için İhtiyati haciz isteyen kişinin o alacağın alacaklı sıfatına sahip olması gerekir. Yani ancak alacağın alacaklısı İhtiyati haciz isteyebilir. Bu durum hakimin maddi hukuku araştırması gerektiği sonucunu beraberinde getirmektedir. Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. İbraz edilen ispat vasıtası, iddia edilen hakkın varlığını ispatlamaya elverişli olmalıdır. Diğer yandan, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamaktadır. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. Bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Talep edilen alacağın ise vadesinin gelmiş olması gerekir (İİK m.257/1). Alacağın muaccel olduğu an, ya tarafların anlaşması veya bir ihbar yada kanun hükmü veya hukuki ilişkinin mahiyeti ile belirlenir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrüt olur. Diğer yandan alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Vadesi gelmemiş alacaklarda ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartları İİK 257/2. fıkrada sınırlı şekilde sayılmıştır. İİK’nin 258/1 fıkrasına göre de, alacaklının, alacağı ve icabında haciz talepleri hakkında, mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, kesin bir ispat aranmamakta, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (Yargıtay 19.HD. 23.01.2014 T. 2023/18723 E.-2014/1804 K.) Hesabın kat edildiği ve ihtarnamenin keşide edildiği tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nin 586. maddesinde “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerekir.” yer almaktadır. 6098 sayılı TBK’nin 586. maddesi uyarınca alacaklının asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefil hakkında takip yapabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve bu konuda kendisine gönderilmiş ihtarın sonuçsuz kalması (Hesap kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğine rağmen) veya borçlunun açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerektiği, öncelikle işbu hesap kat ihtarının asıl borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini ve dolayısıyla davacı alacaklının bu hususu yerine getirdiğini yasal ve yazılı tebligat belgeleriyle ispatlamış olması gerekmektedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/8214 E. 2022/3568 K. sayılı ilam) İİK nun 68/b maddesinde ise, sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla kredi kullandıran tarafa bildirmesi halinde sonuç doğuracağı, yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde ise hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı belirtilmiştir. Uyap sisteminde yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesi: Kredi Sözleşmesi: 16.08.2016 tarih ve … numaralı Davacı bankanın davalılardan … A.Ş. ile 3.000.000,00 Amerikan Doları bedelli 05.12.2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlediği, diğer davalı …’un imzaladığı kefalet sözleşmeleri nedeniyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu , kefil olunan azmi tutarın 10.000.000,00 Amerikan Doları belirtildiği anlaşılmaktadır. … numaralı 06.11.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin, davacı banka ile … A.Ş. (müşteri) arasında düzenlenmiştir. … ile davacı banka arasında ”Kefaletname” başlıklı sözleşme düzenlenmiş, ve kefilin adresi olarak ”… Caddesi, … mahallesi, no:… D:… Kızıltoprak Kadıköy/İstanbul ” olarak yer almıştır. İş bu sözleşmede kefaletin türü müteselsil kefil ondan azami tutarın 10.000.000,00 Amerikan Doları olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. İhtarnameler: – Beyoğlu … Noterliği vasıtasıyla gönderilen … yevmiye numaralı 17.02.2020 tarihli ihtarnamede; Banka ile …A.Ş. arasında imzalanan kredi sözleşmelerine istinaden, kredi çıkarak kullanıldığı, diğer muhatap olan …’un müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı kefaletnameler sebebiyle iş bu borcunun ödenmesinden kefalet limitleri ile sınırlı olmak üzere sorumluluğunun bulunduğu ve kredi hesaplarının 17.02.2020 tarihi itibariyle kat edildiği, bu tarih itibariyle ana para +faiz ve BSMV olmak üzere toplam 6.585.336,08 Euro nakdi kredi borcunun bulunduğu belirtilmiştir. – Beyoğlu … Noterliği vasıtasıyla gönderilen … yevmiye numaralı 18.02.2020 tarihli ihtarnamede ise, her ne kadar daha önce 17.02.2020 tarihli ihtarnamede davalıların ödenmesi gerektiği belirtilen miktar hesaplanmış ise de bu hesaplamada maddi hata yapıldığı ve hesap kat ihtarına konu borçları gösterir nihai hesap ekstrelerinin yer aldığı ve buna göre düzeltmelerin yapıldığı belirtilmiştir. Tebliğ Şerhleri: … yevmiye numaralı ihtarnameye ilişkin olarak düzenlenen tebliğ şerhinin incelenmesinde, davalı … yönünden ”… Caddesi … Mahallesi N… D:… Kızıltoprak Kadıköy İstanbul” adresinden çıkarılan tebligatın adresinin kapalı olmasından dolayı hastane (insan kaynaklarından) sorulduğu, isimden imtina eden şahsın muhattabın tanımadığı yönünde beyanda bulunduğu, diğer davalı … A.Ş.’nin ”… Mah. … Cad. N:… Bakırköy/İstanbul” adresine çıkartılan ihtarnamenin aynı adreste çalışan/oturan … imzasına tebliğ edildiği belirtilmiştir. … yevmiye numaralı ihtarnameye ilişkin olarak düzenlenen tebliğ şerhinin incelenmesinde davalı … yönünden ”… Caddesi … Mahallesi N… D:… Kızıltoprak Kadıköy İstanbul” adresinden çıkarılan tebligatın adresinin kapalı olmasından dolayı hastane (insan kaynaklarından) sorulduğu, isimden imtina eden şahsın muhattabın tanımadığı yönünde beyanda bulunduğu, diğer davalı … A.Ş.’nin ”… Mah. … Cad. N:… Bakırköy/İstanbul” adresine çıkartılan ihtarnamenin aynı adreste çalışan/oturan İdari İşler Müdürü … imzasına tebliğ edildiği belirtilmiştir. Davalının düzenlenen kefalet sözleşmesinde adresi olarak ”… Mah. … sokak No:… müstakil /Sarıyer /İstanbul” olarak ve genel kredi sözleşmesinde ise ”… Yolu, … Yanı no …, 34153 Florya/İstanbul” olarak belirtildiği, Uyap sisteminde yer alan nüfus kayıt örneğinde ise bu adreslerden farklı olarak ‘… Mah. Prof. Dr. … Cad. No:… İç Kapı:… Zeytinburnu/İstanbul” olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamı yukarıda yer alan bilgiler ışığında bir bütün olarak birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesi ve ekleri incelendiğinde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu oluşmuştur. Zira, alacaklı banka tarafından hesap kat edilmiş, alacak muaccel hale gelmiş olup, 6098 sayılı TBK’nin 586. maddesi, İİK’nin 68/b maddeleri uyarınca müteselsil kefile başvuru şartları gerçekleşmiştir. Sonuç olarak, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan ihtiyati haczin kaldırılmasını talep eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/10/2023