Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/165 E. 2023/428 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/165
KARAR NO: 2023/428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESASI NO: 2018/421
KARAR NO: 2020/885
TARİHİ: 23/12/2020
DAVANIN KONUSU: İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
KARAR TARİHİ: 01/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi özetle; davacı ile davalı arasında, davalının İstanbul, Kadıköy, Merdivenköy … pafta, … ada, … nolu parselde inşa edilmekte olan “…” adlı projesinde, 10. kat 224 nolu bağımsız bölümün satın alınmasına ilişkin “Ön talep ve Ön Ödeme” başlıklı satış sözleşmesi, daha sonra da, Beyoğlu … Noterliği’nin 01.07.2016/… yevmiye nolu “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmeye göre inşaat süresinin 24.06.2016 ruhsat tarihinden itibaren 24 ay olduğunu, müvekkil tarafından davalıya sözleşme uyarınca 350.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak davalının, ruhsat alınmasından bu yana 21 ay geçmesine rağmen projede sadece hafriyat çalışması yaptığını, davalının, sözleşme uyarınca işe zamanında başlamaması, anahtar teslim yükümlülüğünü sözleşmedeki sürede yerine getiremeyeceğinin kesinleşmesi üzerine davalıya Kadıköy … Noterliği’nden 04.01.2018/… yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek ödenen 350.000,00 TL’nin işlemiş faizi ile birlikte iadesinin talep edildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına mahkumiyetine, borcun ödenmemesi halinde davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; davacı şirketin, İstanbul, Kadıköy, Merdivenköy … pafta, … ada, … nolu parselde inşa edeceği inşaat projesiyle ilgili olarak davacı ile Şubat 2017 tarihinde Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği yapılacak “…” projesi kapsamında davacıya 10.kat … nolu dairenin inşaatı tamamlandıktan ve bedeli ödendikten sonra davacı tarafa devir ve temlik edileceğini, davacının inşaata başlamadığı iddiasının yerinde olmadığını, zira projenin imar izni alındığını, sigortalarının yapıldığını ve inşaatına başlandığını, projenin bitmek üzere olduğunu, projenin gecikme sebebinin ise ülkede gizli bir ekonomik krizin olması, doların yükselmesi ve Türk lirasının alım gücünün düşmesi olduğunu, yani ortada mücbir bir sebebin olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, en kısa zamanda davacıya sözleşme konu dairenin teslim edileceğini, kaldı ki davacının, sözleşmenin 4. maddesindeki ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, zira davacının ücretin tamamını ödemediğini, bunun dışında ödediği senetlerin de bedelsiz kaldığını, dairenin teslimatı için gereken şart, alıcının paranın tamamını ve varsa masraflarını ödemesi olduğunu, davacının kusurlu bulunduğunu, sözleşmenin halen geçerli olduğunu, fesih durumunun söz konusu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Davacı ile davalı arasında 01.07.2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi başlıklı sözleşme akdedilmiştir. Bu sözleşme ile davalı sözleşmede ve ekindeki teknik şartnamede belirtilmiş olup özelliklere sahip taşınmazı inşa etmeyi ve mülkiyetini tapuda davacıya devretmeyi borçlanmış, davacı da sözleşmede belirtilmiş olan bedeli ödemeyi üstlenmiştir. Sözleşme niteliği itibari ile bir eser sözleşmesi niteliğindedir.Sözleşmenin 5/01 nolu madde hükmünde; sözleşme konusu taşınmazın ruhsat tarihinden itibaren 24 ay sonrası olan 24.06.2018 tarihinde teslim edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bilirkişi kurulu tarafından keşfen yapılan inceleme sonucunda ibraz olunan raporda 28.03.2019 tarihi itibari ile inşaatın durumunda herhangi bir değişiklik olmadığı, inşaat sahasının uzun süreden beri kapalı olduğu, herhangi bir çalışma ve faaliyet izi ve emaresi bulunmadığı belirtilmiştir. 24.06.2018 tarihinde teslim edilmesi ön görülen dairenin tesliminin söz konusu olmadığı gibi, davacının 04.01.2018 tarihinde sözleşmeyi geçmişe etkili olarak fesh etmesi davalının sözleşme şartlarını yerine getirmemiş olmasından dolayı yerinde olduğu belirtilmiştir. Davacının bu sözleşmeye dayalı olarak yaptığı asıl ödemeler ile birlikte depo kararına esas teşkil edecek alacak miktarının 571.647,92 TL bulunduğu belirtilmiş bu meblağ esas alınmak suretiyle davalıya depo kararı oluşturulup yatırması için 1 haftalık kesin süre verilmiştir.İtirazın kaldırılması ile birlikte davalı şirket hakkında iflas davası açıldığı itiraz etmek isteyen alacaklıların itirazda bulunabilecekleri konusunda İİK 166 madde hükmü gereğince ilan yapılmıştır. Mahkememizce oluşturulan depo kararının 24.10.2020 tarihinde davalı borçlu şirkete tebliği üzerine verilen 7 günlük süre içinde 26.10.2020 tarihli tahsilat makbuzu mukabili 571.647,92 TL’nın İstanbul Anadolu Mahkemeler Veznesine depo edildiği belirlenmiştir. Bu itibarla; davanın konusu depo kararına esas teşkil eden alacak miktarının davacı tarafça verilen kesin süre içinde depo edilmiş olması nedeniyle ortadan kalkmış olduğundan esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince her ne kadar eser sözleşmesi olarak hukuki nitelendirme yapılmış ise de, taraflar arasında yapılan sözleşmenin satış sözleşmesi olduğu ve dolayısıyla Borçlar Kanununun 473. maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, davacı tarafça gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin teslim süresi gelmeden haksız olarak feshedildiği, mahkemece verilen depo kararının haksız ve hukuka aykırı olduğu, bu karar bakımından depo şartlarına uyulmadığı ve kararın davalı şirkete tebliğ edilmediği, temerrüt tarihi tespit edilmeden hesaplanan alacak miktarının ve işlemiş faizinin kabulünün mümkün olmadığı, davalı şirketi ait olmadığı belirtilen banka hesaplarına yapılan ödemelerin davalı şirkete yapılmış gibi kabul edilerek hesaplamanın yapılmasının hukuka aykırı olduğu, sözleşmede kararlaştırılan pişmanlık akçesi düşülmeden hesaplamanın yapıldığı iş bu nedenle depo kararına itibar edilemeyeceği, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK’nin 154 vd maddelerinde düzenlenmiş olan, iflas yoluyla takip sonucu, borçlunun icra takibine itirazı nedeniyle açılan itirazın kaldırılması ve iflas davasıdır. Davacı tarafça İstanbul Anadolu … Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve davalı şirketin iflasına karar verilmesi talep edilmiştir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine 25.04.2016 tarihli 250.000 TL tutarındaki sözleşme uyarınca 250.000 TL asıl alacak +39.883, 56 TL geçmiş gün faizi, 17.12.2016 tarihli 50.000,00 TL tutarındaki sözleşme uyarınca 50.000,00 TL asıl alacak + 5.067,12 TL geçmiş gün faizi ve 17.06.2017 tarihli 50.000,00 TL tutarında sözleşme, ihtarname, banka dekontu uyarınca 50.000,00 TL asıl alacak + 2.823,29 TL geçmiş gibi faizli olmak üzere toplam 397.773,97 TL alacağın tahsili talepli ilamsız takipte ödeme emri düzenlenmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın konusuz kaldığı belirtilerek esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve iş bu karara yönelik davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda 30.06.2021 tarih ve 2021/275 E. 2021/713 K. sayılı ilam ile ”… Somut olayda, davacı tarafından sözleşmeden dönme bildirimi Kadıköy … Noterliği’nin 04/01/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yapılmış ve davalı şirkete 08/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu tarihten itibaren 90 gün eklendiğinde son gün 08/04/2018 tarihidir ve alacak 09/04/2018 tarihinde muaccel hale gelmiştir. Ancak davacı tarafından, bu tarihten önce 02/02/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatılmış, 19/03/2018 tarihinde İİK 43. maddesi uyarınca takip yolu, iflas yolu ile takip olarak değiştirilmiş, dava ise 09/04/2018 tarihinde açılmıştır. Dava tarihi itibariyle alacak muaccel hale gelmiş ise de, açılan dava iflas yoluyla takibe dayalıdır ve takip tarihi itibariyle alacak henüz muaccel değildir. Borçlu takibe itiraz ettiğinden, İİK 158/2 maddesinde yer alan ‘Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder.’ düzenlemesi uyarınca genel hükümlere göre değerlendirme yapılması gerektiğinden ve takip tarihi itibariyle alacak muaccel olmadığından, davanın bu nedenle reddi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince itirazın kaldırılması ve depo kararı verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 maddesi uyarınca davanın reddine” dair karar verilmiştir. Dairemizce verilen karara yönelik davacı vekilince temyiz yasa yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 6. Hukuk dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda 01.12.2022 gün ve 2021/5766 E. 2022/5594 K. sayılı ilamı ile ”… İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nce davacının takibine dayanak yaptığı taraflar arasındaki sözleşmenin, “ön ödemeli konut satışı sözleşmesi” olduğuna ilişkin hukuki nitelendirmesi doğru ise de 30.04.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/51698 sayılı soruşturma dosyasında alınan 11.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda inşaatın %10 seviyesinde terk edilmiş olduğu, saha içinde inşaatla ilgili malzeme ekipman ve işe devam edildiğine dair bir ize rastlanmadığı, inşaatlara devam edildiği takdirde sözleşmede belirlenen sürede tamamlanmasının mümkün görülmediği, bilirkişi kurulu tarafından 28.03.2019 tarihinde keşfen yapılan inceleme sonucunda inşaatın durumunda herhangi bir değişiklik olmadığı, inşaat sahasının uzun süreden beri kapalı olduğu, herhangi bir çalışma ve faaliyet izi ve emaresinin bulunmadığı belirtilmiştir. Bu durumda 6502 sayılı TKHK’ın 45/3 maddesinde, sözleşmeden dönme halinde ödemenin iadesi için getirilen sürenin ancak faaliyetleri devam eden şirketler hakkında uygulanacağı, davalı şirketin faaliyetlerini tamamen durdurmuş olduğundan 6502 sayılı TKHK’ın 45/3 maddesinin davalı şirket için uygulama alanı bulamayacağı, 6098 sayılı TBK’nın 124. maddesindeki süre verilmesini gerektirmeyen durumun var olduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması gerekirken İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesince 6502 sayılı TKHK’ın 45/3 maddesi gereğince takip tarihi itibariyle alacak henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulmasına.” dair karar verilmiştir. Dairemizce yargıtay bozma ilamı taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve 01.03.2023 tarihi duruşma günü olarak belirlenmiştir. Duruşmada taraf vekillerinin bozma ilamına yönelik beyanları alınmış ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.Yukarıda belirtilmiş olduğu üzere; dairemizce, davalı şirketin faaliyetlerinin tamamen durmuş olduğu, iş bu nedenle 6502 sayılı TKHK’in 45/3 maddesinin davalı şirket için uygulama alanı bulamayacağı, 6098 sayılı TBK’nin 124. maddesindeki süre verilmesini gerektirmeyen durumun var olduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması gerektiğine kanaat getirilmiştir.. Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, ilk derece mahkemesince ana para faiz ve diğer giderlerden oluşan toplam 571.647,92 TL olarak hesaplanan 19.10.2020 tarihli depo kararının davalı tarafça 26.10.2020 gün ve 246833 sayılı tahsilat makbuzu ile ikmal edildiği dosyada yer alan 344 numaralı reddiyat fişinde belirtilmiştir. Bu haliyle borçlunun 7 günlük depo süresi içerisinde depo emrine konu miktarı mahkeme veznesine depo ettiği anlaşıldığından, iflas davasının reddine karar verilmesi gerekmektedir. ”Borçlu, yedi günlük depo süresi içinde faiz ve giderleri ile birlikte borcunu bizzat alacaklıya ödediğini kesin delillerle mahkemede ispat eder ya da borç mahkeme veznesine depo edilirse ticaret mahkemesi iflas davasının reddine karar verir. Borçlu depo kararındaki süreden sonra fakat nihai karardan önce, takip konusu borcu davacıya tamamen ödemişse, ‘konusu kalmayan davanın reddine’ karar vermesi gerekir.” (bkz. Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, Seçkin Yayınları, 2. Baskı, s:442) konusu kalmayan davanın reddine’ karar vermesi gerekir.” (bkz. Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, Seçkin Yayınları, 2. Baskı, s:442) Her ne kadar dairemizin 01/03/2023 tarihli duruşma tutanağının hüküm fıkrası 1 nolu maddesinde “Davalı tarafın istinaf talebin HMK 355. maddesi gereğince kabulü ile HMK 353/2 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/421 Esas 2020/885 Karar sayılı 23/12/2020 tarihli kararı ile aynı esas üzerinden verilen 19/01/2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına,” yazılmış ise de, bu maddenin şablon olarak sehven eklendiği anlaşıldığından hüküm fıkrasından çıkartılmış olup, ayrıca karara karşı yasal temyiz süresi 2 hafta olarak belirtilmiş ise de, dava; iflas yoluyla takip sonucu, borçlunun icra takibine itirazı nedeniyle açılan itirazın kaldırılması ve iflas davası olduğundan yasal temyiz süresi 10 gün olarak düzeltilmiştir. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın iflas davasının reddine, karar kesinleştiğinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına gönderilen tahsil edilen ve nemalandırılan 571.647,92 TL’nin ödenmesi esnasında tahsil harcı düşülmek suretiyle davacı tarafa ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-A)Davacı tarafın iflas davasının REDDİNE, B)Karar kesinleştiğinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına gönderilen tahsil edilen ve nemalandırılan 571.647,92 TL’nin ödenmesi esnasında tahsil harcı düşülmek suretiyle karar kesinleştiğinde davacı tarafa ödenmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL peşin harçtan davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye İrad Kaydına, 3-Davacı tarafından toplam sarf edilen 5.861,70 TL peşin harç ve yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, İstinaf giderleri yönünden;1-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,2-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından sarf edilen 539,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında taraf vekillerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 01.03.2023