Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1630 E. 2023/1252 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1630
KARAR NO: 2023/1252
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/876 Esas
KARAR NO: 2023/143 Karar
KARAR TARİHİ: 10/02/2023
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında 20-24 Eylül 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmesi kararlaştırılan “… Fuarı’na katılım hususunda sözleşme yapıldığını, ancak Fuar’ın açılmasına yaklaşık 10 gün kala, 2 Eylül 2021 tarihinde Fuar’ın Mayıs 2022’ye ertelendiğinin bildirildiğini ancak; davalı yanca 1-4 Eylül 2021 tarihlerinde gıda fuarı ile 8-12 Eylül tarihleri arasında … fuarı ve yine zamanında … gibi sektörel fuarların düzenlenmiş olduğunu, davalı yanın pandemi nedeni ile erteleme gerekçesinin dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca fuarların pandemi nedeniyle ertelenmesinde karar mercii olan …’nin de bu yönde bir kararı veya tavsiyesi olmadığını, fuarın kararlaştırılan tarihte gerçekleştirilmemesi sebebiyle müvekkili firma nezdinde yüksek boyutlarda maddi zarar ve kâr kaybı meydana geldiğini, anılan sebeplerle 20-24 Eylül 2021 tarihleri arasında yapılması kararlaştırılan Fuar’ın davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle gerçekleştirilmemesi nedeniyle müvekkili şirketin sözleşmeden döndüğünü bildirir ve davalı tarafa fuarın gerçekleştirilmesi için ödenen stant bedeli olan 22.853,63 TL bedelin iadesi talepli Bursa …. Noterliği’nin 12.10.2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafça sözleşme bedelinin iadesinin yapılmaması üzerine Bursa … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının haksız itirazının iptalini ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 21-25 Nisan 2020 tarihleri arasında düzenlenecek 26. … Fuarı (…) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, COVİD-19 salgını nedeniyle fuarın ileri bir tarihe ertelendiğini, sözleşmede yer alan hükümler gereğince müvekkili şirketin, fuarı haklı gerekçelerle erteleme hakkına sahip olduğunu, yapılan erteleme ile, katılımcıların haklarının aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleştirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususunun da kararlaştırıldığını, öte yandan bir mücbir sebep olan pandemi süreci nedeni fuarın ertelendiğini, taraflar arasında menfaatler dengesinin dikkate alınması ve ahde vefa ilkesinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, ayrıca davacı tarafından ödemelerin yapıldığına ilişkin iddialarına itiraz ettiklerini, bu kapsamda ilgili banka kayıtlarının celbi gerektiğini, davalı şirket ile yapılan Fuar Katılım Sözleşmesinin 32. Maddesinde; “Her türlü uyuşmazlık durumunda Bakırköy Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir” hükmünün yer aldığını, bu nedenle dosyanın yetkisizlik kararı verilerek Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, anılan tüm bu nedenlerle; dosyanın yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, haksız ve mesnetsiz olan ihtiyati haciz talebinin reddine, haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” davacının dava konusu takibe konu ettiği alacağın, sözleşmeden dönme nedeniyle verilen bedelin iadesine ilişkin olduğu, dönme ile sözleşme ilişkisi baştan itibaren ortadan kalktığı, bu nedenle davacının varlığını iddia ettiği takip ve dava konusu alacağın sözleşmeden doğduğunun kabul edilemeyeceği, HMK’nun 10 maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının, dolayısıyla TBK’nun 89. maddesinin somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığı, TBK’nun 125/2 maddesi koşullarının oluşup oluşmadığının, davacının borçlu temerrüdü nedeniyle dönme hakkını kullanıp kullanamayacağı yapılacak yargılama sonucunda tespit edileceğinden, davacının iddia ettiği alacağın sözleşmeye dayalı bulunmadığı, bu alacağın tahsili amacıyla başlatılan takipte yetkili icra dairesinin genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerektiği, İİK’nun 50 maddesi atfı ile HMK’nun 6 maddesi uyarınca yetkili icra dairesinin davalı/takip borçlusunun ikametgahı olan İstanbul icra daireleri olduğu, takibin ise davacının ikametgahı olan Bursa İcra Dairesi’nde başlatıldığı, itirazın iptali davalarında, usulüne uygun bir takibin mevcudiyeti, dolayısıyla takibin yetkili icra dairesinde başlatılmış olması özel dava şartı olup, davalı/takip borçlusu tarafından yasal süre içerisinde sunulan borca itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiğinden, davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; TBK 89/1 gereğince yetkili icra dairesinin Bursa icra Daireleri olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde başlatılması nedeniyle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasında düzenlenen fuar katılım sözleşmesinden kaynaklı, edimin yerine getirilmediği iddiası ile ödenen bedelin iadesi amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, düzenlenecek fuar için ödenen bedelin iadesine istinaden 22.853,63 TL asıl alacak, 285,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.139,30 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlu şirket vekili, yasal süre içerisinde, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, davacının ise, İİK 67. madde gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. 2004 sayılı İİK.nun 50.maddesinde yetki düzenlenmiştir. Düzenlemede, para ve teminat borcu için takip hususunda usul kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı belirtilmiştir.Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiş ve genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ifade edilmiştir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla takip, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemelerin bulunduğu icra dairesinde başlatılabilir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak ve takip başlatmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Mahkemece, davacının dava konusu takibe konu ettiği alacağın, sözleşmeden dönme nedeniyle verilen bedelin iadesine ilişkin olduğu, dönme ile sözleşme ilişkisi baştan itibaren ortadan kalktığı, bu nedenle davacının varlığını iddia ettiği takip ve dava konusu alacağın sözleşmeden doğduğunun kabul edilemeyeceği, HMK’nun 10 maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının, dolayısıyla TBK’nun 89. maddesinin somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığına karar verilmiş olup davacı sözleşmeden dönme talebi TBK 138. Maddesine dayandığı anlaşılmıştır. TBK 138. TBK’nın 138. maddesi ile getirilen “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı yeni düzenleme, öğreti ve uygulamada sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesinin istisnalarından biri olarak kabul edilen bir düzenlemedir. “sözleşmeye bağlılık” ilkesi esas olup sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai nitelikte bir kurum olmakla yasa koyucu tarafından da bu kurumun uygulanması ancak anılan maddede belirtilen dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlanmıştır. Bunlar (1) sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü durum ortaya çıkması, (2) bu durumun borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkması yine (3)bu durumun sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmesi ve (4) borçlunun, borcunu henüz ifa etmemiş olması veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olması halidir. Bu dört koşulun birlikte gerçekleşmesi halinde ise borçlunun, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır. ( Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 27/06/2019 tarih 2019/2379 E. 2019/7997 K. Sayılı ilamı). Görüldüğü üzere TBK 138. Maddesinde düzenlenen aşırı ifa güçlüğü, bir yokluk hali olmadığı, taraflar arasında geçerli bir sözleşme ilişkisi kurulduğu, sonradan öngörülmeyen durumların gerçekleşmesi ile TBK 138. Maddesindeki şartların gerçekleşmesi sadece sözleşmesinin sonucuna yani tarafların hak ve borçlarına ilişkin olduğu, dolayısıyla sözleşme ilişkisinden kaynaklanan işbu davada HMK’nun 10 maddesi ile TBK 89. Maddesinde düzenlenen özel yetki kuralların tatbiki gerekmektedir. Ancak, sözlemede hüküm bulunması durumunda HMK 17. Maddesinin uygulama imkanı olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekir. Dosyaya ibraz edilen 33 maddelik sözleşme şartlarının bulunduğu sözleşmenin ikinci nüshasında her türlü uyuşmazlık durumunda Bakırköy Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmış ise de fuar katılım ve taraf bilgileri ile ödemeye ilişkin kısımların düzenlendiği sözleşmenin ilk sayfasında davacı tarafın imzasının bulunduğu, ancak yetki anlaşmasının da bulunduğu 33 maddelik sözleşme şartlarının düzenlendiği fuar katılım sözleşmesinin üzerinde sadece davalı şirketin kaşesinin ve imzasının bulunduğu görülmekle yetki anlaşmasında bulunduğu sözleşme şartlarının düzenlendiği ikinci nüshanın taraflarca imzalanmış aslı yada onaylı suretinin ikmali için dairemizce geri çevirme kararı verilmiş ise de davacı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu beyan dilekçesinde, yetki şartlarını havi sözleşmenin müvekkili tarafından imzalanmış bir nüshası bulunmadığından talep edilen sözleşmenin aslı yahut suretini sunma imkanlarının olmadığını beyan etmiş olmakla taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi olmadığı anlaşılmıştır. O halde, sözleşmeye dayalı ödenen bedelin iadesi amacıyla başlatılan itirazın iptali davasında alacağın tahsili için yetkili icra dairesi İİK’nın 50. maddesinin yollamasıyla HMK’nun 6. Maddesi uyarınca davalının, 10 maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yerin TBK’nın 89. Maddesi uyarınca davacının adresinin bulunduğu icra daireleri yetkilidir. Bu itibarla davalının ticari yerleşim yerinin bulunduğu Bursa ili içerisindeki Bursa İcra Müdürlüklerin’de yetkili olduğu, takibin davacının yerleşim yerinin bulunduğu yetkili Bursa İcra Daireleri’nde takibin başlatıldığı gözetildiğinde mahkemenin kararı hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin işin esasına girerek bir karar vermesi gerekirken yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine kararı verilmesi hatalı olduğundan HMK’nın 353/1.a.6 bendi uyarınca sair itirazlar incelenmeksizin davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/876 E. 2023/143 K. Sayılı 10/02/2023 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi..21/09/2023