Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1620 E. 2023/1380 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1620
KARAR NO: 2023/1380
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/120
DAVA TARİHİ: 16/02/2023
ARA KARAR TARİHİ: 24/07/2023
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ilaç alım satımından kaynaklı ticari ilişki olup, davalının 2.203.312,70 TL olan müvekkili alacaklarını ödemediğini, davalı hakkında konkordato kararı verilmesi halinde alacaklarına kavuşabileceklerini ancak alacaklılar tarafından cebri icra tehdidi yöneltilmesi halinde borçlunun borçlarının tamamını ödeme imkanının bulunmadığını ve bu durumda müvekkilinin alacağını sırasıyla rehinli alacaklar, eşya ve taşınmazın aynından doğan kamu alacakları, işçi alacakları için ödeme yapıldıktan sonra alabileceğini, ve bu alacaklara işleyecek faizlerle birlikte alacağını alamama ihtimali bulunduğunu, mali durumunun bozulması nedeniyle alacaklılarına ödeme yapmakta zorlanan davalı şirketin ödemelerini tatil etme durumuna geldiğini, davalı şirket hakkında konkordato kararı verilmesi halinde tüm borçlarını ödeyebileceğini belirterek, davalı borçlu hakkında konkordato işlemlerine başlanarak, konkordato kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 27/02/2023 tarihli tensip ara kararıyla; “…Anonim Şirketi’nin geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan hak ediş bedellerinin SGK tarafından kendi alacaklarına takas-mahsup edilmesinin tedbiren önlenmesine ve SGK ile arasında yapılan sözleşmelerin SGK tarafından feshinin ve SGK’nın … Anonim Şirketi’nin faaliyetinin durdurulmasına yönelik işlemlerinin tedbiren önlenmesine (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 2022/358-443 E.K. sayılı, 2022/43-38 E.K. sayılı, 2022/1657-1317 E.K. sayılı ilamları bu yöndedir)” karar verilmiştir. Davalı vekili 03/03/2023 tarihli dilekçesinde özetle; mahkemece 27/02/2023 tarihinde SGK’ya yönelik tedbir kararları verilmişse de işbu kararların uygulanabilirliğine yönelik karar mevcut olmadığından SGK’nın ekranları açarak hizmet sağlamadığını, SGK tarafından süresi devam eden sözleşme devam ettirilerek … sistemleri açılarak hizmet alımı yapılamadığını ve tedbirin mahiyeti gereği uygulanabilirliğinin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin bir sağlık işletmesi olduğunu, cirosunun önemli bir kısmının SGK’lı hastalardan sağlandığını, şirketin SGK ile akdetmiş olduğu sözleşmelerin iptali yada sözleşme iptal edilmeksizin şirketin faaliyetinin önlenmesine yönelik işlemlerin yapılması halinde konkordatonun başarı ihtimalini etkileyeceğini, yine bu sözleşmeler kapsamında şirketin elde edeceği gelir üzerinden SGK tarafından şirketin ceza veya borçlarına ilişkin hakedişlerinden kesinti yapılmasının İİK 294 hükmüne aykırılık teşkil edeceğini ve alacaklılar arasında eşitsizlik yaratacağını, bu durumda konkordatonun amacı ile aykırı düşmeyecek olan, borçlu şirketin geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan hakediş bedellerinin SGK tarafından kendi alacaklarına takas mahsup edilmemesi ve müvekkili ile SGK arasında yapılan sözleşmelerin SGK tarafından feshinin ve SGK’nın şirketin faaliyetinin durdurulmasına yönelik işlemlerinin tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek SGK’nın yeni hazırladığı özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesini … Ticaret Anonim Şirketi ile imzalamaktan kaçınmasının ve … sistemini kapatmasının tedbiren önlenmesine, … Anonim Şirketi SGK Ekranlarının (… Sisteminin) derhal açılmasına yönelik ek tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 03/03/2023 tarihli ara kararıyla; “1-Davalı vekilinin talebinin kabulü ile SGK’nun yeni hazırladığı özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesini … Ticaret Anonim Şirketi ile imzalamaktan kaçınmasının ve … Sistemi’ni kapatmasının tedbiren önlenmesine, … ticaret Anonim Şirketi’nin SGK ekranlarının (… Sistemi’nin) açılmasına” karar verilmiştir. Tedbir kararlarına karşı alacaklı SGK vekili tarafından itiraz edilmiştir. Bu kez 24/07/2023 tarihli duruşmada “B)1-Komiser heyetinin 19/04/2023 tarihli yazılı görüşü, davanın niteliği, yasal düzenlemeler ve İstanbul BAM 45. ve 17. Hukuk Dairesi’nin benzer uyuşmazlıklara ilişkin kararlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde alacaklı SGK vekilinin talebinin kabulü ile mahkememizin 27/02/2023 tarihli tensip 2-i’de yer alan tedbir kararının ve 03/03/2023 tarihli tedbir kararının oy çokluğu ile kaldırılmasına” oy çokluğu ile karar verilmiş, Gerekçeli ara kararda; “Somut olayda 27/02/2023 tarihli tensip tutanağı ile; 27/02/2023 tarihinden başlamak üzere hakkında konkordato talep edilen şirkete 3 aylık geçici mühlet verilmesine karar verilmiştir. İİK 288/1 maddesi uyarınca geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından İİK 294, 295, 296, 297 maddelerinin uygulanmasına ve İİK 287 maddesi uyarınca geçici mühlet içerisinde davalı şirketin mal varlığını muhafazası için gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilerek ön projede yer alan konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının, yani konkordato talebinde bulunan borçlunun mâli durumunun düzelmesinin mümkün olup olmadığının ve konkordato teklifinin tasdiki şartlarının yerine gelip gelmeyeceğinin yakından incelenmesi amacı ile geçici konkordato komiser heyeti görevlendirilmiştir. Ayriyeten davalı borçlu şirket vekilinin 22/02/2023 tarihli talep dilekçesi kapsamında tensip 2/i bendinde “…Ticaret Anonim Şirketi’nin geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan hak ediş bedellerinin SGK tarafından kendi alacaklarına takas-mahsup edilmesinin tedbiren önlenmesine ve SGK ile arasında yapılan sözleşmelerin SGK tarafından feshinin ve SGK’nın …Ticaret Anonim Şirketi’nin faaliyetinin durdurulmasına yönelik işlemlerinin tedbiren önlenmesine (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 2022/358-443 E.K. sayılı, 2022/43-38 E.K. sayılı, 2022/1657-1317 E.K. sayılı ilamları bu yöndedir)…” şeklinde tedbir kararı verilmiştir. Emsal gösterilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin ilamları Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1136 esas sayılı davasına ilişkin olup, anılan ilamlarda konkordato talep eden şirket ile SGK arasında yapılan sözleşmelerin SGK tarafından feshine ve SGK’nun şirketin faaliyetinin durdurulmasına yönelik işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, şirketin hak ediş bedellerinin SGK tarafından kendi alacaklarına takas-mahsup edilmesinin önlenmesine karar verilmiştir. Yine borçlu şirket vekilinin 03/03/2023 tarihli dilekçesi kapsamında “…Davalı vekilinin talebinin kabulü ile SGK’nun yeni hazırladığı özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesini …Ticaret Anonim Şirketi ile imzalamaktan kaçınmasının ve … Sistemi’ni kapatmasının tedbiren önlenmesine, …Ticaret Anonim Şirketi’nin SGK ekranlarının (… Sistemi’nin) açılmasına,” şeklinde tedbir kararı verilmiştir. Borçlu şirket vekilinin 03/03/2023 tarihli dilekçesi kapsamında ve alacaklı ilişkili kişi SGK vekilinin 08/03/2023 tarihli dilekçesi kapsamında komiser heyetinden yazılı görüş alınmıştır. Komiser heyeti tarafından dosyaya sunulan 19/04/2023 tarihli yazılı görüşün sonuç kısmında özetle “…Sonuç olarak, Şirket ve SGK anısındaki ihtilafin, SGK’nın, Şirket’in usulsüz işlem yaptığı iddiasına dayah olarak ceza yaptırımı uygulaması ve yeni sözleşme İmzalamaması ve/veya … Sistemini kapatması olduğu, SGK’nın hizmet alım sözleşmesini imzalamaması ve/veya … sistemini kapatmasının Şirket’in konkordato talep etmesinden veya konkondao sürecinde olmasından kaynaklanmadığı, taraflar arasındaki ihtitafin ilgili mahkemelerde dava konusu olduğu, bu davalarda tedbir karanı verilehileceği, ancak ihtilaf konkordato hükümlerini ilgilendirmediğinden ve konkordato mühleti ile ilgili olmadığından, konkordato mahkemesince herhangi bir ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği; keza SGK’nın Şirket’ten alacağının kamu alacağı olduğu, konkordatoya tabi olmayan bu alacakların, mühletten önce doğup doğmadığına bakılmaksızın, SGK tarafından, hak edişler sebebiyle SGK’aın Şirkete olan borcu ile takasa konu edilmesinin mümkün olduğu, bir başka ifadeyle SGK’nın kamu alacaklarının takas yasağına tabi olmadığı düşünülmektedir…” şeklinde görüş bildirmiştir. İİK md. 296’da konkordato sebep gösterilerek sözleşmenin feshinin önlenmesi yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan düzenlemede taraflar arasında mevcut bir sözleşmenin konkordato gerekçe gösterilerek feshedilmesinin önlenmesi amaçlanmıştır. Her ne kadar yukarıda yazılı olduğu üzere tensip 2-i bendinde davalı borçlu şirketin SGK ile arasında yapılan sözleşmelerin SGK tarafından feshinin tedbiren durdurulmasına yönelik karar verilmiş ise de alacaklı ilişkili kişi SGK vekilinin dosyaya sunmuş olduğu beyan dilekçelerinden davalı borçlu şirket ile SGK arasında 2023 yılı için sözleşme imzalanmadığı anlaşılmıştır. Bu durumun aksi davalı şirket tarafından ispatlanamamıştır. Bu halde sözleşmenin feshinin önlenmesine yönelik tedbir kararı verilemeyecektir. Ayrıca taraflar arasında sözleşme imzalanmaması-… sisteminin kapatılması konkordatodan kaynaklanmamaktadır. Bu durumda SGK’nun borçlu şirket ile sözleşme imzalamaktan kaçınmasının ve … sisteminin kapatılmasının tedbiren önlenmesine karar verilemeyecektir. İİK’nun “Konkordatonun Hükümleri” başlıklı md. 308/c maddesinin 3. fıkrasında 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki kamu alacakları hakkında bu maddenin 2. fıkrası hükmünün uygulanmayacağı düzenlenmiştir. SGK Başkanlığı’nın prim ve para cezası alacakları kamu alacağı niteliğinde olduğundan konkordato adı geçen kuruluş için bağlayıcı değildir. Yasal mevzuata uygun denetime elverişli olan konkordato komiser heyetinin 19/04/2023 tarihli yazılı görüşünde ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere konkordatoya tabi olmayan alacakların mühletten önce doğup doğmadığına bakılmaksızın SGK tarafından hak edişler sebebi ile SGK’nun şirkete olan borcu ile takasa konu edilmesi mümkündür. SGK’nun alacakları takas yasağına tabi değildir. Daha güncel tarihli olan Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 02/02/2023 tarihli 2023/65-125 esas sayılı benzer uyuşmazlığa ilişkin emsal ilamı da aynı yöndedir. Tüm bu sebeplerden dolayı 27/02/2023 tarihli tensip 2-i’de yer alan tedbir kararının ve 03/03/2023 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına” karar verilmiştir. Muhalif üye; “Konkordato kurumuna müracaat eden borçlunun işletmesinin faaliyetinin devamı esastır. Her ne kadar, kamu alacaklarının konkordato projesi kapsamında kalmadığı tartışmasız olsa da kesin mühlet süresi içinde bu alacakların tahsiline ilişkin yargısal içtihat henüz istikrar kazanmamış olup her iki görüşe de karşılık gelen istinaf kararları bulunmaktadır. Bu nedenle, borçlunun işletme faaliyetinin devamı ve konkordato projesinin başarıya ulaşarak alacaklıların haklarının korunması bakımından ihtiyati tedbir kararının kesin mühlet sonuna kadar devam etmesi gerektiği” görüşüyle karara katılmadığını açıklamıştır. Davalı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili sağlık kuruluşu bakımından SGK’lı hasta kabulünün oldukça hayati bir önem taşıdığını ve hastane bakımından SGK ile olan hizmet alım sözleşmesinin feshedilmesi ile buna bağlı olarak SGK sistemlerinin kapatılması ve hasta kabulünün yapılamamasının faaliyetin devamı bakımından ciddi bir tehlike oluşturacağını, SGK’nın yürüttüğü faaliyetin niteliği itibariyle ve sağlanan devlet güvencesi bakımından tek olup SGK ile yapılmış olan sözleşmelerin ve SGK’lı hasta kabul ve tedavilerinin, sağlık kuruluşunun faaliyetlerinin devamı, konkordatonun amacı ve borçlunun malvarlığının korunması bakımından elzem olduğunu ayrıca SGK tarafından şirkete, sözleşmelere istinaden kesilen cezai şartlar nitelikleri itibariyle 6183 sayılı Kanun’a göre amme alacakları olup SGK’nın bu cezai şartın tahsilini ancak konkordato süresinin sona ermesinden sonra yapabileceği için SGK’nin şirketlere yaptığı ödemelerden cezai şart kesmesi ve/veya eksik ödeme yapmasının İİK’ya aykırılık teşkil edeceğini beyan ederek, kararın kaldırılmasını tüm tedbirlere yeniden hükmedilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE Dava, İİK 285 vd. maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. Konkordatonun amacı borçluyu borçlarından ve eğer iflas şartlarını taşıyorsa muhtemel bir iflastan kurtarmak, alacaklıların da belirli bir vadede ve/veya indirimle alacaklarını tahsil etmelerini sağlamaktır. Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkelerin gözetilmesi gerekir. Mahkeme, konkordato talebi üzerine İİK’nın 286. maddesinde belirtilen belgelerin mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vererek borçlunun malvarlığının korunması ve işletmesinin bütünlüğünün korunması, konkordatonun amacına ulaşması için gerekli olan tüm tedbirleri alır. Bu bağlamda İİK’nın 294.maddesinde mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı ve evvelce başlamış takiplerin duracağı, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmayacağı belirtilmiştir. İİK’nın 308/c/3 bendi uyarınca konkordato kamu alacakları yönünden bağlayıcı değil ise de İİK’nın 294/1 bendinde mühlet içinde kamu alacakları için de takip yapılamayacağı açık olarak düzenlenmiştir. İİK’nın 296. maddesinde, kesin mühletin sözleşmeler bakımından sonuçları başlığı altında ilk fıkrada, sözleşmenin karşı tarafın konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmenin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hale getireceğine ilişkin hükümlerin borçlunun konkordato yoluna başvurmasında uygulanmayacağı ifade edilmiştir. Maddenin ilk fıkrası ile borçlunun ticari faaliyeti bakımından hayati önemi bulunan sözleşmelerin, sadece borçlunun konkordatoya başvurmuş olması nedeniyle sona erdirilmesinin önüne geçilmektedir… Borçlu lehine getirilen ve konkordatoyu teşvik edici bu hükmün uygulanması için sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmayacaktır… İİK m.296,f.1 kapsamında gündeme gelebilecek en önemli mesele ise konkordato talep tarihinden önce doğan elektrik, su, doğalgaz borçları sebebiyle bu hizmetlerin kesilmesinin ihtiyati tedbire konu olup olamayacağıdır. Kanaatimizce bu yönde bir talebin kabulü İİK m.276,f.1 kapsamında mümkün olmamalıdır. İİK m.276,f.1 ile amaçlanan borçlunun tarafı olduğu sözleşmelerin, borçlunun yalnızca konkordatoya başvurması sebebiyle sona erdirilemeyecek olmasıdır. Yani borçlu sözleşmenin kendisine yüklediği edimleri yerine getirmesine rağmen akdin diğer tarafı borçlunun edimlerini ileride yerine getiremeyeceği endişesine kapılarak sözleşmeyi feshetmek istediğinde İİK m.276,f.1 bu iradeye engel olabilecektir. Oysa mühlet öncesinde doğan borçlara rağmen tedbir yoluyla abonelik sözleşmesinden kaynaklanan hizmetlerin devamının istenmesinde ise borçlunun sözleşmesel edimlerini yerine getirmemesine rağmen tedbir yoluyla sözleşmenin devamının sağlanması söz konusudur. Konkordato projesinin başarıya ulaşması için bu şekilde bir tedbir kararının zorunlu olması da ulaşılan sonucu değiştirmenin gerekçesi olamaz. Daha açık ifade etmek gerekirse, sözleşmesel edimini yerine getirmeyen borçlunun konkordatoyu bahane ederek sözleşmenin devamını sağlayabilmesi mümkün değildir. Aksine bir kabul, akdin diğer tarafının haklarının nispetsiz olarak elinden alınması anlamına gelecektir ki bu durum cebri icra hukukunun orantısız bir şekilde maddi hukuka müdahalesi sonucunu doğurur (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2023, s. 444, 445). Davalı ve SGK arasındaki ihtilafın konkordato öncesine dayandığı, sırf konkordato talep edilmesi nedeniyle sözleşmenin feshedilmediği, aralarındaki ihtilaflar, borçlu şirkete uygulanan cezalar nedeniyle derdest davaların mevcut olduğu, konkodaro sürecinde oluşan bir fesih söz konusu olmadığından İİK’nın 296.maddesinin devreye girmeyeceği ve bu durumda salt konkordato projesinin başarıya ulaşmasının temini maksadıyla sözleşmenin devamına karar verilemeyeceği ayrıca SGK’nın alacakları kamu alacağı olup konkordatoya tabi olmadan tam olarak ödenmesi gerektiği için takas yasağına da tabi olmadığı anlaşılmakla, mahkemece verilen kararın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı borçlu tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının ve istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı borçlu üzerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalı borçluya ilk derece mahkemesince iadesine,5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.f bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/10/2023