Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1595 E. 2023/1379 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1595
KARAR NO: 2023/1379
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS: 2022/928
KARAR: 2022/1161
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Her üçü de aile şirketi olan davacı şirketlerin birbirleriyle ilişkileri bakımından grup şirket vasfında olduğunu, yine bu şirketlerin ortakları olmanın yanısıra kişisel kefaletleri dolayısıyla borçlardan sorumlu olan davacı aile bireylerinin de ekonomik olarak içine düştükleri ödeme güçlüğü olgusu karşısında şirketlerle bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, neredeyse davacıların tümünün kredi borçlarından ortaklaşa sorumlu olmalarının hem davacı tüzel kişiler hem de davacı gerçek kişiler bakımından ortak olan ana unsur olduğunu, davacı şirketlerin döviz krizi, bu krizden sonra kredi faizlerinin yükselmesi, daralan piyasa koşulları, ürün maliyetlerinin artması nedeniyle nakit akışının zayıfladığını ve finansal yapısının bozulduğunu belirterek, tüm davacılar yönünden 2004 sayılı İİK’nun 285 ve devam eden maddeleri gereğince verilecek geçici ve kesin mühlet neticesinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN VE DAİREMİZİN KARARLARI 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/09/2020 tarihli 2019/136 E. 2020/548 K. sayılı kararı ile; “Konkordato talep eden şirketler … Ticaret Anonim Şirketi’nin, … Pazarlama Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin, … Ticaret Limited Şirketi’nin konkordato projesinin İİK’nun 305. maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla tasdikine, Konkordato talep eden şahıslar …, …, …’in konkordato taleplerinin ayrı ayrı reddine” karar verilmiştir. Karara karşı bir kısım alacaklılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. 2-Dairemizin 08/12/2021 tarihli 2021/1761 E. 2021/1276 K. sayılı kararı ile; “…mahkemece tasdik duruşması öncesi usulüne uygun olarak ilanların yapılmamış olması, mahkemece hükme esas alınan komiser heyeti raporunun eksik olması, denetime açık ve elverişli olamaması, Dairemizin geri çevirme kararı ardından düzenlenen raporda hataların bulunması, istinaf yoluna başvuran alacaklı … Ticaret A.Ş.’nin alacağı ilama dayalı olmasına rağmen nisaba dahil edilmemesi, … Bankası A.Ş.’nin nisapta dikkate alınmaması, … Bankası A.Ş.’nin alacağı adi alacak olmasına rağmen rehinli alacak olarak işlem yapılması hatalı olup… ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına” karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararının ardından dosya, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/2 E. sırasına kaydedilmiştir.Mahkemece 27/01/2022 tarihinde yapılan duruşmada, Dairemizin kaldırma kararı uyarınca gerekli incelemelerin yapılması için rapor alınmasına ayrıca davacı şirkete denetim ve onay kayyımı olarak …’nun atanmasına, şirketin her türlü karar ve tasarruf işleminin kayyımın onayına bağlanmasına karar verilerek, duruşma 10/03/2022 günü saat 14:00 ertelenmiştir. Mahkemece celse arası 28/01/2022 tarihinde oluşturulan “Tefrik Kararı” ile; …, …, …, … AŞ, …Ltd. Şti yönünden dosyanın tefrikine karar verilmiş, tefrik kararı verilen davacılar yönünden dosya mahkemenin 2022/94 E. sırasına kaydedilmiştir. Davacı … şirketi yönünden ise Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/2 E. dosyası ile yargılamaya devam olunmuştur. 3-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/03/2022 tarihli 2022/2 E. 2022/372 K. sayılı kararı ile; “… Pazarlama San. Ve Tic. A.Ş.yönünden; … Bankası A.Ş., …, … Bankası’na ait borçların rehinli alacak olarak kabul edilmesi ve … A.Ş’ye ilişkin 12.462.427,75 TL bedelli Konkordato Nisabına dahil edilmesi gereken borcun tamamının ödenerek kapandığı göz önüne alınarak söz konusu borcun ve … A.Ş.’nin Projede tasdik edilen 12.462.427,75 TL bedelli kabul oyunun nisaba dahil edildiği konkordatoya tabi olduğu tespit edilen 47.102.702,01 TL borç miktarı ve 238 (241-3 Rehinli Kabul Edilen Banka) Alacaklı sayısı üzerinden hesaplandığında; projenin Alacaklı sayısı yönünden %59 ve Borç Miktarı yönünden %63 oranında kabul oyuna sahip olduğu ve 238 alacak sayısı ile 47.102.702,01 TL alacak tutarı bakımından İ.İ.K. md. 302/III (a) bendi çerçevesinde, borçlu … A.Ş.’nin konkordato teklifinin yeter çoğunluk şartlarını yukarıda anılan gerekçelerle sağlamış olduğu… sonuç olarak konkordatonun tasdiki için İİK m. 305’te öngörülen tüm koşulların gerçekleştiği, nazara alınarak, mahkememizce şirketler yönünden konkordato projesinin tasdikine…” karar verilmiştir.4-Dairemizin 14/09/2022 tarihli 2022/1013 E. 2022/917 K. sayılı kararı ile; “…Kayyım … tarafından düzenlenen 30/08/2022 tarihli 2.kayyım raporunda; İlk raporda ifade edilen ödemeler dışında Şirket tarafından başkaca ödeme yapılmadığı, 01/08/2022 tarihli toplantıda … tarafından açıkça beyan edildiği üzere Şirket’in faaliyetlerine tamamen son verdiği ve borçlarını ödeme kabiliyetinin olmadığının açık bir şekilde tespit edildiği, neticeten Şirket’in ödeme planına göre sadece bir kere ödeme yaptığı, bu ödemenin dahi tüm alacaklılara yapılamadığı, şubelerin tamamen kapatıldığına yönelik yazılı beyan da nazara alındığında Şirket’in borçlarını ödeme kabiliyetinin bulunmadığı ifade edilmiştir. 01/08/2022 tarihli kayyım toplantı tutanağında …’in; “2022/2 Esas sayılı dosyasında tasdik kararı verildiği tarih itibariyle 11 şubemiz bulunmakta olup şubeler şunlardır: Bağcılar, Başakşehir, Beşyol, Bizimkent, Büyükçekmece, Dörtyol, Kocasinan, Kozaşehir, Kuleli, Sefaköy, Sultangazi. Ancak, işlerin beklenen düzeyde gitmemesi ve işçilerin işi bırakmaları sebebiyle ticari faaliyet durmuş ve bütün şubeler kapatılmak zorunda kalmıştır. Bütün şubeler kapalı olup sadece Bağcılar, Kozaşehir ve Sultangazi şubeleri malikleri alacaklarından feragat etmişlerdir ve bu sebepten kendilerine anahtar teslimi yapılmıştır. Şirket ticari faaliyeti tamamen durmuş olup borçlarını ödeyebilecek durumda değildir. Halihazırda Şirket’te çalışan muhasebeci vs. kimse bulunmamaktadır, bu sebepten mali veri göndermek de mümkün değildir.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin emsal ilamlarında da ifade edildiği gibi konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimali olup olmadığına ilişkin Dairemizce yapılacak inceleme ilk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle sınırlı olmayıp, karar tarihinden sonraki sürecinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Kayyım raporları ve şirket yetkisinin beyanları incelendiğinde; davacı şirketin faaliyetlerine devam etmediği, tüm şubelerin kapatıldığı, faaliyetin tamamen durduğu, alacaklılara ödeme yapılmadığı sabittir. Bu durumda davacı şirketin konkordato projesinin uygulanabilirliği ve başarı ihtimali bulunmamaktadır ve tasdik kararı verilmesi için gerekli şartlar oluşmadığından konkordato isteminin reddine karar verilmelidir. Şirketin konkordato talebi reddedildikten sonra incelenmesi gereken husus ise doğrudan iflas şartlarının oluşup oluşmadığına yöneliktir. Zira İİK 308.maddesinde konkordato tasdik edilmezse borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan iflas şartlarının oluşması halinde, borçlu hakkında iflas kararı verilmesi gerektiği ifade edilmiştir… Bilirkişiler Dr. …, … ve … tarafından düzenlenen ve mahkemece hükme esas alınan 21/03/2022 tarihli raporda şirketin 31/12/2021 itibarı ile tespit edilen özkaynaklarının (+) 8.787.577,47 TL olduğu tespit edilmiş ise borca batıklık hesabında nazara alınan ve bilirkişi … tarafından tanzim edilen raporda şirketin 28/02/2022 tarihi itibariyle 11 şubesinin bulunduğu, diğer şubelerin kapatıldığı, 11 şubede fiilen sayım yapıldığı ve stokların rayiç değerlerinin 259.357,30 TL olduğu belirtilmiş aynı raporda 31/12/2021 tarihi nazara alındığında ise şirket kayıtlarına göre stokların değerinin 37.680.193,91 TL olduğu ifade edilmiştir. Bilirkişi heyetince borca batıklık hesabında 31/12/2021 tarihi şirket verileri dikkate alınmış ise de fiili durum itibariyle şirketin 11 şubesi dışında diğer şubeleri kapatılmış olup stoklar hakkında ise herhangi bir bilgi yoktur. 28/02/2022 tarihli veriler nazara alındığı takdirde şirketin borca batık olduğu açıktır. Bu durumda rayiç değer ve borca batıklık hesabının hatalı olduğu anlaşılmakla, yeniden rapor alınarak, İİK 177 ve 179.maddeleri uyarınca doğrudan iflas sebeplerinin tartışılması gerekmektedir. …iflas kararı verildiği takdirde mahkemece ayrıca tasfiye usulünün de belirlenmesi gerekmektedir… Şirketin güncel verileri nazara alınarak tasfiye usulü de tespit edilmelidir… ayrıca şirket yetkilisinin beyanı alınmalıdır…” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir. 5-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/12/2022 tarihli 2022/928 E. 2022/1161 K. sayılı kararı ile; “…Konkordato talep eden şirketin 31.12.2021 tarihi itibarı ile tespit edilen öz kaynaklarının (-) 42.011.868,48-TLborca batık olduğu ve Şirketin 31.12.2021 itibarı ile borca batık olduğu da istinaf ilamında ve bilirkişi ek raporunda yukarıda da görüldüğü üzere Maddi Duran Varlıklara ilişkin Kök Rapor tespitleri çerçevesinde makina mühendisi tarafından tanzim olunan 02/03/2022 tarihli raporda; 28.02.2022 keşif tarihinde şirketin sahip olduğu şube sayısının 11 olduğu, bu nedenle 11 şubesinde bulunan demirbaşların tespit edildiği, şirketin taşıtları 3.410.000,00 TL ve demirbaşları 8.294 285,73 TL olduğu, üretim fabrikası kapatılmış olduğu için tesis makine ve cihazların bulunmadığı ifade edilmiştir. Hali hazırda Şirketin şubelerinin kapandığı/devir edildiği ve Şubelerde yer alan demirbaşların varlığına ilişkin tespit yapılamadığı göz önüne alınarak, Şirketin Maddi Duran Varlıklarına ilişkin yalnız taşıtların 28.02.2022 itibarı ile 3.410.000,00 TL olan Rayiç değerleri, Raviç değer Bilançosuna aktarıldığı tespitlerine yer verilmiş olmakla bu bağlamda konkordatonun başarıya ulaşamayacağı komiser heyeti raporlarından, bilirkişi raporlarından; istinaf ilamından ve kayyım raporundan da sabittir. Bu nedenlerle iflasın açılması gerektiği kanısına İİK 292 maddesi uyarınca res’en varılarak Konkordato talep edenlerin konkordato talebinin reddine, konkordato talep edenin borca batık olması nedeniyle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında … Mah. … Sk. … Blok No:… Esenyurt adresi ile kayıtlı … Ticaret Anonim Şirketi’nin İİK’nun 177/4 Maddesi uyarınca iflasına, iflasın 15/12/2022 günü, saat:12:32 itibariyle açılmasına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı … Pazarlama Sanayi Limited Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararı hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğundan, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili süre tutum dilekçesinde karara karşı istinaf yoluna başvurduklarını beyan etmiştir. Sonradan sunduğu istinaf dilekçesinde ise özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ile tanzim edildiğini, İlk Derece Mahkemesinde … şirketi ile aile grup şirketlerinden olan şirketlerin arasındaki organik bağ tespit edilmeden ve iki şirket arasındaki mali ilişkiye dair özenli ve gerekli araştırması yapılmadan hüküm kurulduğunu, iflas eden şirket hissedarlarının ve şirket imalat müdürünün başta … şirketi olmak üzere, hissedarı ve yönetiminde söz sahibi bulunduğu diğer şirketlere iflas eden şirketin mali kaynaklarını devrettiğini, adeta danışıklı dövüş şeklinde şirketin mal varlığı, stokları ve imalat tesislerinin devredilerek şirketin içinin boşaldığını, imalat müdürü üzerine kurulan … Tic. A.Ş. üzerinden faaliyete devam ettiğini, iflas kararının engellenmesine yönelik hiç ve gereği gibi hareket etmeyen şirket hissedarları … ve …’in danışıklı dövüş halinde kasti eylemleri ile şirketi iflasa sürüklediğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … Ticaret Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda şirketin duran mal varlığı üzerinden bir hesaplama yapıldığını, konkordato davalarında şirketin konkordato projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağının esas ölçüsünün duran mal varlıkları değil, cirosu ve karlılık durumu olduğunu, aksi halde duran mal varlıkları borçlarını ödemeye yetmeyen her şirket bakımından iflas kararı verilmesi gerekeceğini, eldeki dosyada şirketin üretim faaliyetinin durduğu, şube sayısının azaldığı belirtilmiş ise de; “borçlu şirketin üretimi bir başka ticari işletmeye yaptırarak pazarlama ağını ve markasını kullanmak suretiyle, faaliyetini sürdürüp sürdürmediği, bir başka anlatımla fason üretim ile faaliyetini devam ettirip ettirmediği, güncel satışlarının ve karlılık durumunun konkordato sürecinin başına oranla mevcut durumu, kefalet sebebiyle paraya çevrilen ipotekler kapsamında grup şirketlerinde doğan alacakların mevcut bilançoya etkisi” hususlarında inceleme yapılmaksızın karar verildiğini beyan ederek hukuka ve yasaya aykırı iflas kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf yoluna başvuran alacaklıların, istinaf başvurularının süresinde olup olmadığına ilişkin inceleme;Kanun yolları başlıklı 308/a maddesi: “(Ek: 28/2/2018-7101/37 md.) Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir…” hükmünü içermektedir. İİK 293/3 fıkrasında mahkemenin veya bölge adliye mahkemesinin konkordato talebinin reddiyle birlikte borçlunun iflasına da karar verilmesi halinde 164. madde hükmünün uygulanacağı, İİK 164/2 fıkrasında ise bu kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde istinaf yasa yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Alacaklı … Pazarlama San. Limited Şirketi vekiline gerekçeli kararın 22/01/2023 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf yönünden son gün 01/02/2023 olmasına rağmen, alacaklı vekili tarafından 02/02/2023 tarihinde istinaf yoluna başvurulduğu tespit edilmekle, yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurulmadığı için istinaf talebinin HMK’nın 352/1.c bendi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Alacaklı … Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili 17/12/2022 tarihinde sunmuş olduğu süre tutum dilekçesinde karara karşı istinaf yoluna başvurduklarını beyan ederek, gerekçeli kararın tebliğ edilmesinin ardından ayrıntılı istinaf dilekçesi sunacaklarını ifade ettiği, gerekçeli kararın 22/01/2023 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf istemi süre tutum dilekçesi nedeniyle süresinde ise de ayrıntılı istinaf dilekçesinin 10 günlük yasal süre geçtikten sonra 10/03/2023 tarihinde ibraz edildiği tespit edilmekle, istinaf isteminin HMK’nın 355.maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı konusuyla sınırlı olarak incelenmesi gerekmektedir. Alacaklı … Tic. A.Ş. vekiline gerekçeli kararın 22/01/2023 tarihinde tebliğ edildiği, yasal süre içerisinde 01/02/2023 tarihinde istinaf yoluna başvurulduğu tespit edilmekle, istinaf sebeplerinin incelenmesi gerekmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Talep, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.Dairemizin kaldırma kararının ardından mahkemece bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak, konkordato talebinin reddine ve şirket borca batık olduğundan iflasına karar verilmiştir.Süreç içerisinde gerek komiser heyetinden gerek bilirkişi heyetinden gerekse atanan kayyımlardan alınan raporlara, Dairemizin 14/09/2022 tarihli kaldırma kararında ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. Konkordatonun amacı borçluyu borçlarından ve eğer iflas şartlarını taşıyorsa muhtemel bir iflastan kurtarmak, alacaklıların da belirli bir vadede ve/veya indirimle alacaklarını tahsil etmelerini sağlamaktır.İİK 302/son konkordato komiserinin alacaklılar toplantısını izleyen 7 günlük katılma süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde gerekçeli raporuyla birlikte oluşturduğu konkordato işlemlerini kapsayan dosyaları, mühlet bitmeden önce ticaret mahkemesine sunacağını öngörmektedir. Prosedürün bunu izleyen kesiti, konkordatonun son aşamasını oluşturmakta ve ticaret mahkemesinin konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği bakımından yapacağı yargılama ile bunun sonucunda vereceği karara ilişkin bulunmaktadır. Konkordatonun tasdikine ilişkin yargılama, maddi hukuk yargılaması olmayıp, kendine özgü bir tasdik işlemi niteliğindedir. Tasdik yargılaması sonucunda oluşturulacak karar, daha çok konkordato prosedürünün yasal koşullara uygun yürütülüp yürütülmediğinin ve konkordatonun unsurlarının kanunun öngördüğü anlamda oluşup oluşmadığının saptanmasına ilişkin belirleyici nitelik taşıyan, tasdik faaliyetinin yürütüldüğü bir yargı işlevi özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle tasdik yargılaması, özellikle komiserlik tarafından yapılan işlemlerin yasanın öngördüğü doğrultuda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesini de içerir (Altay,Sümer / Eskiocak,Ali, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.334). İİK’nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539). İİK 305.maddesinde konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartlar sayılmıştır. İİK’nun 305. maddesinin ilk fıkrasının (a) bendinde konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olması, (b) bendinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması şartı düzenlenmiştir. Burada hedeflenen amaç konkordatonun, alacaklıları iflastan daha kötü bir noktaya taşımamasıdır. Mahkemenin bu değerlendirmeyi yaparken, tasdik yargılamasında borçlunun karar aşamasına yakın bir dönemdeki mal varlığı değerlerini hesaba katmalıdır. Teklif edilen oranın borçlunun mal varlığı ile orantılı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu inceleme kapsamında bilirkişi tarafından ilk olarak borçlunun konkordatoya tabi aktifleri ile pasifinin belirlenmesi gerekmektedir. Borçlunun konkordato teklifi değerlendirilirken dikkate alınacak olan aktifleri, konkordatoya tabi borçları karşılaması mümkün olan net aktifleridir. Konkordatoya tabi olmayıp, tamamen ödenmesi gereken rehinli, imtiyazlı ve kamu alacaklarının borçlunun brüt aktifi kabul edilen tüm aktiflerden indirilmesi ve bu işlemin sonunda konkordato bakımından göz önünde tutulması gereken net aktife ulaşılması gerekmektedir (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 529-531). Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/04/2022 tarihli 2022/1481 E. 2022/2121 K. sayılı ilamında; “…Konkordato talepleri yargılama sırasında değişen ekonomik parametrelere göre değerlendirilebileceğinden bu haliyle dava teorisinden ayrılır. Komiser raporları ve atanmış kayyım raporları çerçevesinde konkordato tasdiki sonrası gelişmeler de dahil olmak üzere borçlunun davranışları verilecek karar üzerinde etkili olacaktır. Projede kaynak olarak gösterilen bir işletmenin elden çıkarılması, yapılarak borçların ödeneceği işin terkedilmesi, somut olayda olduğu gibi internet alışverişlerinin hiç rağbet görmemesi tasdik edilen konkordato projesinin daha faaliyete geçmeden sonuç doğurmayacağının anlaşılması manasına gelirki böyle bir konkordatonun tasdikinin mümkün olmadığına karar vermek gerekir. Somut olayda yargılama sonrası dosyaya ibraz edilen 12/01/2022 tarihli kayyum raporuna göre konkordatosu tasdik edilen …A.Ş.’nin en büyük 2 mağazasının kapatıldığı, internet satış biletlerine erişim bulunmadığı rapor edilmiştir. Asıl şirketin faaliyetine devam etmemesi nedeniyle tedarikçi şirket olan …A.Ş.’nin de herhangi bir faaliyette bulunması mümkün görünmemektedir. Ayrıca konkordato talebinde bulunmalarına rağmen gerek …A.Ş.’nin gerekse …’ın ayrı bir projeleri bulunmamaktadır. Bu durumda başarıya ulaşma şansı bulunmayan konkordato talebinin her üç davacı açısından reddine karar verilmekle birlikte iflasa tabi olan davacılar açısından şartları bulunması halinde iflasa karar verilmelidir…”, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 27/06/2022 tarihli 2021/6408 E. 2022/3612 K. sayılı ilamında; “…Konkordato talepleri yargılama sırasında değişen ekonomik parametrelere göre değerlendirilebileceğinden bu haliyle dava teorisinden ayrılır. Komiser raporları ve atanmış kayyım raporları çerçevesinde konkordato tasdiki sonrası gelişmeler de dahil olmak üzere borçlunun davranışları verilecek karar üzerinde etkili olacaktır. Bu durumda mahkemece, konkordato projesinin uygulanabilirliği ve başarıya ulaşma ihtimali noktasında borçlu şirketin tasdik kararı sonrası davranışları ile alacaklılarını zarara uğratma kastıyla hareket edip etmediği kayyım raporları nazara alınarak değerlendirilip sonuca göre bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir…” denilerek, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı ve projenin uygulanabilirliğinin, borçlunun tasdik kararından sonraki davranışları da nazara alınarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin emsal kararlarında da ifade edildiği gibi konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimali olup olmadığına ilişkin yapılacak inceleme karar tarihinden sonraki süreci de kapsamaktadır. Somut dosyada kayyım raporları ve şirket yetkisinin beyanları incelendiğinde; davacı şirketin faaliyetlerine devam etmediği, tüm şubelerin kapatıldığı, faaliyetin tamamen durduğu, alacaklılara ödeme yapılmadığı, konkordato projesinin uygulanabilirliği ve başarı ihtimali bulunmadığı anlaşılmakla tasdik kararı verilmesi için gerekli şartlar oluşmadığından, Dairemizin kaldırma kararı uyarınca, konkordatonun tasdiki isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dairemizin kaldırma kararından sonra, mahkemece bilirkişiler Dr. …, … ve …’den alınan 30/11/2022 tarihli raporda özetle; -Borçlu Şirketin rayiç bilanço tablolarının oluşturulabilmesi için şirket vekiline ulaşılarak yerinde inceleme talebinde bulunularak ayrıca Borçlu Şirketin güncel mali verilerinin talep edildiği ancak Şirket vekili tarafından Şirketin gayri faal olduğu bildirilerek mali verilerin ibraz edilmediği, bu nedenle kök rapordaki Şirket mali verileri dikkate alınarak, işbu mali verilerin güncel gelişmeler karşısında tekrar değerlendirildiği, -Ek rapor tespitleri çerçevesinde Borçlu Şirket ve şubelerinde, şirketin gayri faal durumu ve şubelerinin kapanmış olduğu sebepleri ile herhangi bir inceleme yapılamadığı,-Prof. Dr. … tarafından tanzim olunan 02/03/2022 tarihli raporda; 28/02/2022 keşif tarihinde şirketin sahip olduğu şube sayısının 11 olduğu, bu nedenle 11 şubesinde bulunan demirbaşların tespit edildiği, şirketin taşıtlarının 3.410.000,00 TL ve demirbaşlarının 8.294.285,73 TL olduğu, üretim fabrikası kapatılmış olduğu için tesis makine ve cihazların bulunmadığı ifade edildiğinden, hali hazırda Şirketin şubelerinin kapandığı/devir edildiği ve Şubelerde yer alan demirbaşların varlığına ilişkin tespit yapılamadığı göz önüne alınarak, şirketin maddi duran varlıklarına ilişkin yalnız taşıtların 28/02/2022 itibariyle 3.410.000,00 TL olan rayiç değerlerinin, rayiç değer bilançosuna aktarıldığı, -Marka Patent Değerleme Uzmanı … tarafından şirkete tescilli markalarının değeri 31/12/2021 itibarı ile 892.100,00 TL olarak tespit edildiğinden “Haklar” hesap kalemi altında rayiç değerli bilançoya yansıtıldığı, -Gıda Uzmanı Bilirkişi … tarafından Borçlu Şirket aktifinde yer alan stoklarının toplam değeri 31/12/2021 itibarı ile 37.680.193,91 TL olarak “Stoklar” hesap kalemleri altında rayiç değerli bilançoya yansıtılmış ise de aynı raporda 28/02/2022 tarihi itibariyle 11 şubesindeki tezgahları ve depolarının fiilen sayılması neticesinde piyasa fiyat araştırmaları ve oluşabilecek değer kayıplarının hesaplanması da dikkate alındığında, şirketin stoklarının yaklaşık rayiç değerlerinin 295.357,30 TL civarında olduğu belirtilmekle rayiç bilanço kayıtlarına “stoklar” kaleminin 295.357,30 TL olarak aktarıldığı, -Bu durumda 31/12/2021 rayiç değer bilançosuna göre aktif varlıklar toplamı 24.660.076,06 TL, kısa vadeli yabancı kaynaklar 101.185.665,80 TL, uzun vadeli yabancı kaynaklar 14.682.778,22 TL olup şirketin (-) 91.208.367,96 TL borca batık olduğu, -26/12/2020 tarihli ve 31346 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 376 ncı Maddesinin (borca batıklık durumu) Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ”in geçici 1.maddesi uyarınca, Şirketin 31/12/2021 yılı ticari kayıtlarında yer alan henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararlarının tamamı ile 2020-2021 yılında tahakkuk eden kiralamalardan kaynaklanan giderler, amortismanlar ve personel giderlerinin toplamının yarısının “Özkaynaklar” hesabına eklendiği, bu kapsamda 2021 Yılı İşçilik Personel Ve Kiralama Giderlerinin %50’si olan 16.248.387,30 TL ve 2020 Yılı İşçilik Personel Ve Kiralama Giderlerinin %50’si olan 16.979.926,67 TL’nin eklendiği, -Yapılan eklemeler neticesinde tespit edilen özkaynağın (-) 42.011.868.48 TL olup şirketin borca batık olduğu belirtilmiştir. Şirketin konkordatonun tasdiki isteminin reddine karar verilmesi yerinde olduğundan, bu aşamadan sonra incelenmesi gereken husus doğrudan iflas şartlarının oluşup oluşmadığıdır. Zira İİK 308.maddesinde konkordato tasdik edilmezse borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan iflas şartlarının oluşması halinde, borçlu hakkında iflas kararı verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.Doğrudan iflas halleri İİK’nın 177, 178 ve 179.maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 177.maddesinde; “Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir. 1-Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308 inci maddedeki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse; Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır. Bu Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fikrası burada da uygulanır.”, İİK 178.maddesinde; “İflasa tabi bir borçlu, aciz halinde bulunduğunu bildirerek yetkili mahkemeden iflasını isteyebilir. Borçlu, bu halde bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanını iflas talebine eklemek zorundadır. Bu belge mahkemeye ibraz edilmedikçe iflasa karar verilemez…”, İİK 179.maddesinde ise; “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir…” hükümleri yer almaktadır. Alınan bilirkişi raporu ile şirketin (-) 42.011.868.48 TL borca batık olduğu tespit edilmekle, iflas kararı verilmesi de yerindedir. Açıklanan nedenlerle; konkordatonun tasdiki koşulları gerçekleşmediğinden, davacı şirketin konkordato talebinin reddine ve şirket borca batık durumda olduğundan İİK’nın 308 maddesi uyarınca iflasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından alacaklılar … Anonim Şirketi ve … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 bendi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, Alacaklı … Gıda Pazarlama Sanayi Limited Şirketi tarafından yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurulmadığı için istinaf talebinin HMK’nın 352/1.c bendi uyarınca usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Alacaklılar … Anonim Şirketi ve … Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alacaklı … Pazarlama Sanayi Limited Şirketi’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1.c bendi uyarınca USULDEN REDDİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran alacaklılar tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 4-Alacaklı … Gıda Pazarlama Sanayi Limited Şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 5-Harçlar Kanunu gereğince ayrı ayrı alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, alacaklılar … Anonim Şirketi ve … Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından ayrı ayrı yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 89,95 TL’nin ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf yargılama giderlerinin, istinaf yoluna başvuran alacaklılar üzerinde bırakılmasına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 361/1. fıkrası, 2004 sayılı İİK’nın 308/a ve İİK’nın 164. maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04/10/2023