Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/154 E. 2023/257 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/154
KARAR NO: 2023/257
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/777
KARAR NO: 2022/741
DAVA TARİHİ: 20/05/2015
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
DAVA: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline 20/04/2015 tarihinde tebliğ edilen noter ihtarıyla, davalı kooperatifin 11/04/2015 tarihli Genel Kurul toplantısında alınan 6 nolu kararla kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğinin bildirildiğini, söz konusu ihraç kararının Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14. maddesine dayandırıldığını, ihraç sebebinin müvekkiline ait dükkanın eklerinde yer alan bir kısım müştemilatlar olduğunu, bunların müvekkilince inşa edilmediğini, müvekkilinin yıllar önce bu dükkanları hali hazırdaki haliyle kooperatifin müteahhitinden satın aldığını, ihraç kararının hukuka aykırı olduğunu, Genel Kurul tutanağının 6. maddesine ilişkin gündem maddesinin; “müvekkilinin yapılan ihtara kayıtsız kaldığı, işgalle ilgili hiç bir değişiklik yapmamak ve uzlaşmaya girmemek nedenleriyle, yönetim kuruluna geriye dönük ecrimisil alınması, işgalin bitirilmesi, yıkım yapılması; aksi takdirde üyeliğin sona erdirilmesi yetkisi verilmesi” olmasına rağmen Yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin gündemin genel kurulda ihraca dönüştürüldüğünü, sırf bu sebebin bile ihraç kararının iptalini gerektirdiğini, Müvekkilinin ihraç edilmesinin dayanağı gösterilen ana sözleşmenin 14/4 maddesinde, üyelerden konutlarında tadilat yada tahribat yapanlardan, ihtara rağmen düzeltmeyenlerin ihraç edileceğinin yazılı olduğunu, müvekkilinin konut değil, dükkan sahibi olduğunu, bu sebeple ihraç kararı verilemeyeceğini, kaldı ki ihraç için ihtarın şart koşulduğunu, müvekkiline ilk önce 10/03/2005 tarihinde bir ihtar keşide edildiğini, ihtardan sonra Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/866 esas nolu dosyasında “müdahalenin meni” davası açıldığını, bilahare takip edilmediği için açılmamış sayılmasına karar verildiğini, sonrada 09/10/2012 tarihinde bir ihtar keşide edilip 11/07/2014’de tebliğ olunduğunu, dava konusu yerin müvekkili tarafından satın alındığında, Kooperatifin 2002 tarihli Genel Kurulunda alınmış bir kararla bu dükkanın müteahhite aidiyetinin kayda geçirilmiş olduğunu, aynı zamanda müteahhit … tarafından halihazırdaki kiracısına kiralanmış olduğunu, o kiracının yeri halen kullandığını ve eklentilerin halen aynı olduğunu ancak davalı kooperatifin uzun yıllardan beri devam eden bu kullanıma yıllarca sessiz kaldıktan, kabullendikten sonra ihraç kararı almasının iyiniyetli olmadığını, Müvekkiline çekilen ihtarlarda “projeye aykırı eklerden” bahsedilmişse de; kooperatifin bir projesinin bulunmadığını bu sebeple projeye aykırılıktan söz edilemeyeceğini ve ihraçın bu sebeple de haksız olduğunu, kooperatifin ferdi mülkiyetinin ve yönetim planının bulunmadığını şu andaki mülkiyetlerin çıkacak imar düzenlemeleri ile legal hale gelebileceğini; Davalı kooperatifin gerçek amacının sitede faaliyet gösteren dükkanlardan ekonomik menfaat elde etmek olduğunu beyan ederek; ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin bulunduğu sitenin İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel, … ada 11, 12, 13 ve 14 parsel, 1157 ada 17, 18, 19, 20, 21, 22 ve 23 parsel, … ada 26 ve 27 parsellerde inşa edildiğini, davacının maliki olduğu ve ihraça konu edilen dükkana ilişkin 01/07/2002 tarihli 30 sayılı kararla …’ın üye yapıldığını, bu kişinin üyeliğinin …’e devrinin kooperatifin 30/04/2002 tarihli ve 46 sayılı kararıyla onayladığını, davacının da 27/09/2002 tarihli ve 52 nolu kooperatif kararıyla üyeliğini …’ten devralarak kooperatif üyesi olduğunu, davacıya ait dükkana mimari projeye aykırı şekilde jenaratör odası, pastane ve manav deposu, büfe, manav reyonu, balık reyonu ve konteyner olarak 7 adet eklentinin yapıldığını, bunun İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/12 D.İş dosyasında mahallinde keşif yapılarak tespit ettirildiğini, davacıya derhal bu ekleri yıkması aksi takdirde ihraç edileceğinin ihtar edildiğini ancak sonuç alınamaması üzerine Genel Kurulda usulünce oylama yapılarak ihraç kararı verildiğini, davacının ana sözleşmenin 14. maddesinde konut sahiplerinin ihraç edilebileceğine ilişkin düzenlemenin dükkan sahiplerine uygulanamayacağına ilişkin savunmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kooperatifin henüz tapu maliki olmaması ve kat mülkiyetine geçilmemiş olmasının, mevcut eklentileri maruz gösteremeyeceğini, davacı dükkanı halihazırdaki ekleri ile satın almış olsa dahi, ihtar üzerine bu eklentileri yıkması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2018 tarihli 2015/521 E. 2018/499 K. sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş olup, Dairemizin 20/10/2021 tarihli 2020/447 E. 2021/1025 K. sayılı kararıyla eksik inceleme nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2022 tarihli 2021/777 E. 2022/741 K. sayılı kararı ile; “…Mahkememizce Sanayi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüyle yazışma yapılmış, 11/04/2015 tarihli genel kurul toplantısının il müdürlüğüne bildirilen gündemi ile davalı kooperatif tarafından sunulan gündemin aynı olduğu, her ikisinde de 6 nolu gündem maddesinde davacımızın kooperatiften ihracının görüşüleceğinin yazılı olduğu; toplantının çağrısız toplantı olmadığı, çağrılı bir toplantı olduğu ancak gündemde davacının ihracının görüşüleceğine dair madde bulunduğu için artık toplantının çağrısız toplantı şartlarına uygun olup olmadığının araştırılmasına gerek bulunmadığı, Keza, davacıya tahsis edilen yerin eski haline getirilmesi için Kadıköy … Noterliğinden 09/10/2012 tarihinde ve … yevmiye nosuyla çekilen ihtarında dosyaya kazandırıldığı, bu ihtarda açık açık davacıya sonradan ilave edilen yerlerin yıkılması için ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün süre verildiği aksi taktirde hem yıkımı için dava açılabileceği hem de hakkında ihraç kararı verileceği konusunda açıkça ihtarat yapıldığı; aykırılığın giderilmesi bir yıkım işlemini gerektirdiğinden verilen 7 günlük sürenin makul bir süre olduğu zira yıkım işine derhal başlanması halinde 1 gün içinde dahi rahatça yıkımın gerçekleşeceği; bu ihtarın tebliğ şerhinin de dosyaya kazandırıldığı; keza, genel kurulun ihraç kararının da davalıya tebliğ edildiği, 09/10/2012 tarihli ihtarnamenin ve tebliğ belgesinin de dosyaya kazandırıldığı, ihraç kararının da usulünce bu şekilde davacıya tebliğ edilmiş olduğu belirlenmiştir. Dosyanın bu çerçevede değerlendirilmesinde, mahkememizin ilk kararındaki gerekçesiyle aynı kanaatte olunması, ortada kooperatif yönünden geçerli bir proje olmasa dahi davacıya tahsis edilen yerin kooperatifçe selefine teslim edildiği eski haline getirilmesinin talep edildiği; gerekli ihtaratın yapıldığı; eski haline getirmezse ihraç edileceğinin bildirildiği ancak eski hale getirme işleminin davacı tarafından yerine getirilmediği, Davacı her ne kadar bu taşınmazı kiraya verdiğini ve kiracı aleyhine tahliye davası açtığını ve tahliye davasının sonucunun bekletici mesele teşkil edeceğini bildirmişse de, bu davanın yargılamamızı etkilemeyeceği zira davanın ” ihraç kararının iptaline ” ilişkin olduğu, ihraç tarihi itibariyle haklılığın araştırıldığı daha sonra açılan tahliye davasının sonucuna göre ihraç anındaki haklılığa bakılamayacağı nazara alınarak mahkememize davanın yeniden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Kaldırma kararında çıkarma kararı yönünden “…ortağa tebliğ edilmesindeki amaç; çıkarma kararının tüm gerekçesinin belirlenmesi ve çıkarılan ortağın kendi hukuki durumunu tespit edebilmesi ve davranışını ona göre saptamasıdır.” denilerek, çıkarma kararının öncelikle ortağın “eyleminden” kaynaklanan bir gerekçesi olmasının şart olduğuna işaret edildiğini, Müvekkili yönünden çıkarmaya mesnet teşkil edecek eylem bulunmadığını, iddia olunan tecavüz, eklenti vb. eylemlerin kiracıdan neşet ettiğini, konut ve işyerlerinin Belediye tarafından onaylanan bir plan ve proje kapsamında yapılmadığı halde eklentilerin projeye uygun hale getirilmesi ihtar edilmekle bu hususun nazara alınmadığını, 2015 tarihinde yapılan genel kuruldaki ihraç işlemi için 2012 yılında gönderilen ihtarnameye dayanıldığını, tebligatın ise 2014 yılına kadar yapılmamış olduğunu, davalı Kooperatifin tebliğini dahi takip etmediği bir ihtarın 2015 yılında yapılacak genel kuruldaki ihraç işlemine dayanak teşkil etmesinin ciddiyetle bağdaşmadığını, gündemin ihraçla ilgili 6.maddesi ile toplantı tutanağının 6.maddesinin açıkça birbiriyle çeliştiğini, tutanakta yer alan ifadelere göre toplantı esnasında müvekkilinden ecrimisil talep edilerek bu hususta pazarlık yapıldığını, ihraç kararının müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, “güvenlik görevlisi” namı altında bir şahsa yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, Davalı Kooperatifin 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun düzenlediği şekilde kurulmuş ve işlemiş bir kooperatif olmayıp, şeklen paravan olarak tesis edilmiş bir kooperatif olduğu, mülkler sahiplerine 20 yıl önce teslim olunarak kooperatif gayesi gerçekleşmesine rağmen mülkiyet ve imar eksikliği giderilerek ferdi mülkiyet tesis edilmediğini, müvekkiline ait olan dükkanında bulunduğu 7 adet dükkanla birlikte konutların kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükmü olarak arz maliki ile müteahhit arasındaki anlaşma gereği yapılarak 2002 yılındaki Kooperatif genel kurulunda hangilerinin müteahhit ve hangilerinin arz malikine ait olacağının karar altına alındığını, müvekkili tarafından müteahhit …’ten içinde halihazır kiracısı mevcut iken satın alınan bu dükkanın Kooperatif bünyesinde mütalaa edildiğini, kooperatif bünyesinde yer almakla birlikte dava konusu dükkanın 94 kayıtlı Kooperatif ortağı ile doğrudan bir bağlantısının bulunmadığını ve bu üyelerin hak ve menfaatlerine tecavüz eden bir durum olmadığını, Her ne kadar dava safahatında yer alan -bilirkişi raporlarında sarahaten izah edilen- projesizlik durumu nedeniyle plan projeye aykırılıktan da söz edilemez ise de; davalı Kooperatifin bir an için bu nedene istinaden müvekkilini üyelikten ihraç ettiği takdirde de Kooperatif haricinde edinmiş olduğu tapu harici mülkiyeti elinden alma hususunda bir menfaati olmadığını, Şayet iyi niyetle vaki ruhsatsız eklentilerin -ana yapının da ruhsatsız olduğunu nazara almadan- Kooperatif üyelerinin hak ve menfaatlerine aykırılık teşkil ettiği ve ortadan kaldırılması saiki ile hareket edilseydi; daha önce tevessül edilerek vazgeçilmiş bulunan meni müdahale-kal davası ikamesi yolu ile bunun temin edilmesi mümkün olup halen de bunun yapılabileceğini, Davalı Kooperatif’in aynı durumda olan ve benzer eylemlerde bulunan dükkan sahibi üyeler arasında açıkça ayırım yaparak, müvekkili hakkında yapılan işlemlerin diğer dükkan sahibi paydaşlar hakkında yapılmayarak, eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını, bu hususun gerekçeli kararda yazıldığı gibi tahkikata geçildikten sonraki celse değil, 26/05/2016 tarihli celsede zapta geçtiğini, Mahkemenin 08/02/2018 tarihli bilirkişi görevlendirmesinde de açıkça incelenmesinin istenildiğini ve müvekkili lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, buna rağmen hükümde gözardı edilmesinin usule aykırı olduğunu, davalı tarafın bu hususta verdiği müphem cevapların yeterli sayıldığını, İhraç kararı verilen genel kurul gündemine aykırı olarak ihracın toplantı esnasında ihraç dışında çözümler (ecrimisil, alınması vb.) tartışıldıktan sonra karara bağlandığını, bu nedenle gündem ile toplantı tutanağının uyumsuz olduğunu, Müvekkili tarafından yapılmayıp, kiracısı tarafından yapılan bu eklentilerin müvekkili tarafından teşvik edildiği ve müsamaha ile karşılandığı, tasvip edildiğinin de vaki olmadığını, müvekkili tarafından bu husustaki uyarı ve ihtarların 2004 tarihinden itibaren kiracısına yapılarak dava yoluna gidileceğinin bildirildiğini, bu eklentilerden müvekkilinin hiçbir menfaati bulunmadığını beyanla, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, kooperatifin 11/04/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısının 6 no’lu gündem maddesi ile alınan davacının kooperatif üyeliğinden ihracına yönelik kararın iptali istemine ilişkindir. Somut dosyada uyuşmazlık; 11/04/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında davacının ortaklıktan çıkartılmasına ilişkin gündem maddesi olup olmadığı, ihraç kararının usulüne uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun, “ortaklıktan çıkarılma esasları ve itiraz” başlıklı 16.maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme,çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” düzenlemesi yer almaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/04/2011 tarihli 2009/5301 E. 2011/4794 K. sayılı ilamı; “… asıl dava, davacı hakkında davalı kooperatifin 30/05/2007 tarihli genel kurulda almış olduğu ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı hakkında anasözleşmenin 14/4. maddesine dayalı olarak çıkarılan 30/04/2007 tarihli ihtarname esas alınarak ortaklıktan ihraç kararı verilmiştir. Söz konusu ihtarnamede davacıya taşınmazdaki aykırılıkları gidermesi için 10 günlük süre tanınmıştır. Ancak, taşınmazların doğrudan davacının zilyedliğinde olmayıp, kiracının kullanımında bulunması nedeniyle davacı tarafından kendisine tanınan süre içinde kooperatif tarafından kendisine gönderilen ihtarname de eklenmek suretiyle kiracıya yapıdaki aykırılıkları gidermesi için ihtarda bulunulmuştur. Davacının kendi kullanımında olmayan bir yere doğrudan müdahale ederek belirtilen aykırılıkları gidermesi mümkün olmayıp ancak kiracıya karşı yasal yolları takip etmek suretiyle ihtarnamede yazılı hususları yerine getirmesi gerektiğinden somut olayın bu özellikleri karşısında aykırılıkları gidermesi için davacıya ihtarname ile tanınan süre yeterli değildir…” denilmiştir. Kooperatif ortağı hakkında ihraç kararı alınabilmesi için ihraca mesnet alınan ihtarlarda aykırılıkların ayrıntılı olarak belirtilmesi, ihtarın usulüne uygun tebliğ edilmiş olması ve ihtarda tanınan sürelerin makul olması gerekmektedir. Kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde ortaklıktan çıkarma hükümleri düzenlenmiş, hangi hallerde ortaklıktan çıkarma kararı verilebileceği sınırlı olarak sayılmış, 4. bendinde “Tapuda kendi adlarına tescilinden önce konutlarında yaptıkları tahribat veya tadilatı yazılı ihtara rağmen düzeltmeyenlerin” ortaklıktan çıkartılacağı belirtilmiştir. Kadıköy … Noterliği’nin 09/10/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi; davalı kooperatif tarafından, davacıya keşide edildiği, davacının maliki bulunduğu ve kiracısı olan … tarafından kullanılan dükkanda binanın mimari ve statik projesine aykırı olarak jenaratör odası, pastane ve manav deposu olarak kullanılan 3 adet eklenti yapıldığı, Kooperatifin projeye aykırı olarak yapılan bu eklentilere kesinlikle muvafakat etmediği, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde 2. blok zemin katta bulunan dükkanda mimari ve staik projeye aykırı olarak yapılan 3 adet eklentinin kaldırılarak projeye uygun hale getirilmemesi durumunda projeye aykırılık nedeniyle Belediye ve diğer kurumlar tarafından keşideci Kooperatife gelecek her türlü ceza ve harçtan, projeye aykırı tadilat nedeniyle Belediye tarafından iskan işlemleri ile ilgili olarak bir zarara sebebiyet verdiği takdirde bu nedenle diğer mal sahiplerinin uğrayacağı zarar ve ziyandan davacının sorumlu tutulacağı, projeye aykırı tadilatın ortadan kaldırılması için dava açılacağı ve projeye aykırı tadilatın ortadan kaldırılması ve projeye uygun hale getirilmesi için sarf edilecek tüm masraflardan, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davacının sorumlu olacağı, Kooperatifin muvafakatinin olmamasına rağmen projeye aykırı tadilat ve eklentiler nedeniyle Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14. maddesinin 4.fıkrası gereğince … Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulunca alınacak karar ile ortaklıktan çıkartılacağı ihtar edilmiş, ihtarname 14/07/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.1163 sayılı Kooperatif Kanunu’nun 45/4 maddesinde; “Genel kurul toplantı tarihi, yeri ve gündemi toplantıdan en az 15 gün önce ilgili bakanlığa ve mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirilir.”, Kooperatif Kanunu’nun 46.maddesinde; “Toplantı çağrısına ve ilana gündem yazılır. Anasözleşmenin değiştirilmesi bahis konusu ise, yapılacak ilanda değiştirilecek maddelerin numaralarının yazılması ile yetinilir. Dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantısından en az 20 gün önce yazılı olarak bildirilecek hususların gündeme konulması zorunludur. Gümdemde olmayan hususlar gürüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10’unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması ve kanun, anasözleşme ve iyiniyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır.” hükümleri yer almaktadır. Kooperatif ana sözleşmesinin 28. maddesinde; “…Çağrının toplantı gününden en az 30 (Otuz) gün önce ve en çok 2 (İki) ay içinde yapılması, toplantının gün ve saati ile yerinin ve gündem maddelerinin bildirilmesi zorunludur…”, 30. maddesinde; “Genel kurul tarihi ile yeri ve gündemi, toplantıdan en az 15 (Onbeş) gün önce kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki Valiliğe (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) yazılı olarak bildirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Gündem başlıklı 31. maddesinde ise; Olağan genel kurul gündemine yer alacak hususlar 8 madde halinde sayılarak, bu maddelere ek olarak görüşülmesi gerekli görülen diğer konuların açıkça yazılması gerektiği, görüşülecek konu tespit edilmeyerek, “Gerekli görülecek diğer hususlar” şeklinde genel bir gündem maddesi belirlenemeyeceği, Kanun ve anasözleşme gereği genel kurulun yetkisinde olan ve olağanüstü genel kurul toplantı gündemini oluşturan her türlü konunun olağan genel kurul toplantı gündemine yazılabileceği, dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantı tarihinden en az 20 (Yirmi) gün önce müştereken ve noter tebligatı ile bildirilecek hususların gündeme konulmasının zorunlu olduğu, bu şekilde bildirilecek hususların gündemde yer almaması durumunda noter tebligatında imzası bulunanlardan birinin divan heyetine müracaatı üzerine divan heyetinin tebliğdeki ortak sayısı ve tebliğ süresinin uygun olması halinde konuyu gündeme alacağı ifade edilmiş, devamında ise “Gündemde olmayan hususlar görüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10 unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, Genel Kurulun yeni bir toplantıya çağrılması ve Kanun, anasözleşme ve iyi niyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Davacının ihracına genel kurul toplantısında karar verildiğinden, toplantıya ilişkin ilan edilen gündem maddeleri arasında, ihracın yer alması zorunludur. Davacı tarafından gündemde ihraç hususunun yer almadığı iddia edilmiş ise de, Dairemizin kaldırma kararının ardından Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden getirtilen kayıtların incelenmesinde; gündemin 6.maddesi “… isimli üyenin ana sözleşmeye uymaması nedeniyle kooperatif üyeliğinden çıkarılması konusunun müzakere edilerek karara bağlanması” olarak belirtilmiştir. Kooperatif 11/04/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısı; Toplantıya ilişkin çağrı mektuplarının kayıtlı 93 ortağa tebliğ edildiği, ortaklık defterine kayıtlı 93 ortaktan 17 ortağın asaleten ve 12 ortağın vekaleten katılımı ile 29 ortağın hazır olduğu tutanakta belirtilmiştir. 6 no’lu karar; “Yönetim kurulu başkanı … söz aldı; …konut yapı kooperatifi ana sözleşmesinin ortaklıktan çıkartma başlıklı 14.maddesinin 4.bendinde yer alan “Tapuda kendi adlarına tescilinden önce konutlarında yaptıkları tahribat veya tadilatı yazılı ihtara rağmen düzeltmeyenler” ortaklıktan çıkartılır hükmü gereğince üye …’un kendisine 9 Ekim 2012 tarihinde … yevmiye numarası ile Kadıköy … Noterliği marifetiyle gönderilen ihtara kayıtsız kalması ve işgal ile ilgili hiçbir değişiklik yapmamak ile herhangi bir uzlaşmaya girmediğinden, yönetim kuruluna bu işgal için geriye yönelik ecrimisil alınması, işgalin bitirilmesi ve yıkım yapılması için gerekli tüm prosedürleri yerine getirebilmek için yetkilendirilmesi söz konusu işgal ve ecrimisil ortadan kaldırılmaz ise üye …’un üyeliğinin bitirilme yetkisinin yönetim kuruluna yetki verilmesine talep edilmesi istenmiştir. … söz alarak; toplantının asıl amacı kooperatif üyelerinin menfaati doğrultusunda … Bey’in üyeliği haricindeki işgal etmiş olduğu yerlerin ilk önce bedelinin kiralanması, kooperatif adına kayıt altına alınmasıdır aksi takdirde üyeliğinin fesih istemidir. … söz alarak; Avukatım genel kurul kararı ile toplantıya alınmamıştır, söz konusu işgallerin hangi projeye göre yapıldığının tespiti gerekir, 6.maddeye şerh düşerek itiraz ediyorum demiştir. Yapılan müzakereler sonucunda 6.madde gereği … isimli üye ile uzlaşma sağlanamadığından dolayı 1 (bir) red oyuna karşılık 28 (yirmi sekiz) kabul oyu ile … isimli üyenin ihracına karar verilmiştir.” şeklinde tutanağa geçmiştir. Genel kurul veya yönetim kurulu tarafından verilen çıkarma kararının, gerekçeli olarak tutanağa (genel kurul veya yönetim kurulu karar defterine) ve ortaklar defterine yazılması gerekir. Gerekçede mutlaka ana sözleşmedeki çıkarılma nedenlerinden hangisine istinaden çıkarma kararı verildiği belirtilmelidir. Çıkarılma kararının kooperatif temsilcilerince onaylanmış bir sureti, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere on gün içinde notere verilir. On günlük süre çıkarma kararının alındığı günü takip eden günden itibaren başlar. Ortağın çıkartılmasına ilişkin karar, ortağa tebliğ edilmemişse ortağın yargılama sırasında, çıkarılma kararını öğrenmesi, bu usulü eksikliği gidermez. Bu durumda tebligat işlemi yapılıncaya kadar ortağın kooperatifteki ortaklığının devam ettiğinin kabulü gerekir. Çıkarma kararlarının onaylı örneğinin çıkarılan ortağa tebliğ edilmesindeki amaç, çıkarma kararının tüm gerekçesinin belirlenmesi ve çıkarılan ortağın kendi hukuki durumunu tespit edebilmesi ve davranışını ona göre saptamasıdır. Ancak çıkarma kararının örneği yerine tüm gerekçelerinin belirlendiği bir yazının tebliğinin de kabulü mümkündür (Kooperatifler Hukuku, Mahmut Coşkun, sayfa 259, 260). Ortak, genel kurulca çıkarılmış ise, bu karara muhalif kalmadan dahi çıkarma kararının iptali davası açabilir (Yargıtay 11. HD 04/05/1992 tarih, 7912/5863). Keza ortak genel kurula katılmış olmasına rağmen alınan karar şahsi hakka ilişkin olduğundan genel kurul kararının ortağa tebliğ edilmesi zorunludur. Aksi halde dava açma süresi başlamaz (Kooperatifler Hukuku, Mahmut Coşkun, sayfa 275). Dosyada genel kurul toplantısında alınan karar sonrasında, ihraç kararı Yönetim Kurulu Karar Defterine 13/04/2015 tarih ve 2015/8 no ile kaydedilmiş, davacıya Üsküdar … Noterliği’nin 17/04/2015 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile 20/04/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. İhtarnamede 11/04/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar gereği kooperatif ana sözleşmesinin 14/4 maddesi uyarınca kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği ihtar edilmiş, genel kurul toplantı tutanağı ihtarnameye eklenmiştir. Kaldırma kararından önce alınan bilirkişi raporunda özetle; Mahkemece yapı kooperatifleri uzmanı ve inşaat mühendisi bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/12 sayılı tespit dosyasında inşaat mühendisi … tarafından düzenlenen raporda çizeni, nereye ait olduğu belli olmayan, onaysız sadece çizgilerden ibaret basit bir taslağın esas alındığı ancak Belediyeden gelen yazı cevabına göre davacıya ait dükkanın olduğu taşınmazın imar işlem dosyasının bulunmadığı, tapu kayıtlarına göre kooperatifin sahip olduğu taşınmazların tamamının arsa ve tarla vasfında olduğu, Ortaklıktan çıkarma ile ilgili ana sözleşmenin 14. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendine göre; tapuda kendi adlarına tescilinden önce konutlarında yaptıkları tahribat ve tadilatı yazılı isteğe rağmen düzeltmeyenlerin yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılabildiği, Kooperatifin dağılması ile ilgili Kooperatifler Kanunu 81. maddenin 2. fıkrasında da “Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebi ile geri alınamaz; ancak bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.” düzenlemesinin yer aldığı, Kooperatif ortağı davacının 31/05/2004’de Üsküdar Belediyesi’ne ibraz ettiği emlak vergisi beyannamesinin incelenmesinde inşaatın 01/01/2001 tarihinde bitiği, dükkanın 01/03/2003 tarihi itibariyle davacıya intikal ettiği, Üsküdar Tapu Sicil Müdürlüğü’nün mahkemeye ibraz ettiği tapu kayıtlarında kooperatife ait taşınmazların tarla ve arsa vasfını taşıdıkları, bina, mesken, iş yeri gibi yapılaşmalara dönüşmediği, Üsküdar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü nezdinde söz konusu dükkan ile ilgili imar işlem dosyasının bulunmadığının beyan edildiği, Kooperatiflerin inşaata başlamadan önce belediyeden inşaat ruhsatı (izni) alması gerektiği, sonrasında mimari gruplara çizdirdikleri mimari projeler ile statik bürolara çizdirdikleri ve hesap ettirdikleri statik projelerin onaylatılmak üzere Belediyeye ibraz edildiği, Belediyelerce onaylanan mimari ve statik projelerin birer nüshasının belediyelerin arşivlerinde muhafaza edildiği, bu arada yapı denetim şirketlerince de inşaatın tüm projelere uygunluğunun denetlendiği, Belediyelerce onaylanan ve yapı denetim firmalarından geçen statik ve mimari projelerin tapu ve kadastro müdürlüğüne ibrazı ile tapu müdürlüklerinde kat irtifak işlemlerinin yapıldığı, kat irtifakı işleminin ardından tapu müdürlüklerinde ortaklara binaların bağımsız bölümlerinin kat irtifakı intikallerinin yapılarak kat irtifak tapularının verildiği, böylelikle Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesinde belirtilen ferdi mülkiyete geçirilip konutların ortaklar adına tescil edilmesi ile kooperatifin amacına ulaşarak nihayetinde dağıldığı açıklanarak, eldeki dosyada tapu kayıtları, belediyenin beyanı ve bilirkişi …’ın raporuna dayanak yaptığı hukuken geçersiz mimari proje taslağı bir arada incelendiğinde; kooperatifin belediyenin bilgisi dahilinde olmayan mimari belirsiz proje taslakları ışığında inşaatı kaçak olarak yaptığı, 2001 yılında inşaatın bitirildiği, 16 yıldan bu yana tamamlanan binaların bağımsız bölümlerine yerleşen ortakların ferdi olarak belediyeye emlak vergisi beyanında bulundukları, bu bilgilerin ışığı altında hukuken geçersiz projeye dayalı olarak yapılan inşaata ilişkin ana sözleşmenin 14/4 maddesi uyarınca davacı ortağa yasal müeyyide uygulanmasının doğru olamayacağı yönünde görüş sunulmuştur. Ek raporda özetle; Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için alınan ek raporda özetle; Davalı vekilinin yapıların bir projesinin bulunduğu iddiasının, imzalı ve onaylı bir proje sunulmadığı takdirde teknik olarak kabul edilemeyeceği, hiçbir geçerliliği olmayan, dosyaya ibraz edilmiş bulunan plan-proje adı altındaki gayri resmi-tasdiksiz, kayıtsız, müellifi belirsiz çizimlerdeki sınırlar, kontürler, gabariler baz alınarak projeye aykırı yada projeye uygun denilmesinin teknik olarak mümkün olmadığı ayrıca davalının iddia ettiği imar affı geldiğinde bu yapıların legal bir statü kazanacağı hususunun hukuki değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu, davalı kooperatif yetkilisinin katılımı ile yerinde yapılan incelemede davacı tarafın kullandığı market binasının kooperatife ait apartman bloğunun hemen önünde ve bitişiğinde yapıldığı, market binasının kooperatifle aynı zamanda yapıldığı bilgisinin her iki taraftan da alındığı, uyuşmazlık konusu yapıların ise yoldan bakıldığında hemen marketin solunda bulunan …, cafenin arkasında bulunan jeneratör odası, marketin yine yoldan bakıldığında sağında bulunan manav reyonu, balık reyonu ve sağ tarafında bulunan ısıtma soğutma sisteminin ana cihazların bulunduğu bir eklenti olduğu, sağ taraftaki bu cihazları hemen yanındaki bloktaki ticari işletme ile beraber kullandıkları, aynı zamanda yol cephesine bakan, zemin katında ticari işletmelerin olduğu diğer bloklar gezildiğinde oto servisin olduğu binaya sonradan eklenti olarak yapılan “…” tabelalı bir oto yıkama servisinin olduğu, oto yıkamanın daha ilerisinde yine yol cephesinden bakıldığında sitenin en sağında bulunan ve kafeterya olarak işletilen prefabrik yapının da sonradan yapılmış olduğu, bu yapıların proje olsa da olmasa da sonradan yapılan yapılar olup görüntü kirliliği yarattığı ancak kooperatif içerisinde aynı şekilde sonradan eklenti yapan dükkanların var olduğu belirtilmiştir. Üsküdar Tapu Sicil Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazıda kooperatife ait taşınmazların tarla ve arsa vasfını taşıdıkları, Üsküdar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazıda ise davacıya ait dükkan ile ilgili imar işlem dosyasının bulunmadığı bildirildiğinden, kooperatif tarafından yapılan konut ve iş yerlerinin Belediye tarafından onaylanan bir plan ve proje kapsamında yapılmadığı açıktır. Nitekim bu husus bilirkişi raporu ile de tespit edilmiştir. İhtarnamede ise binanın mimari ve statik projesine aykırı şekilde jenaratör odası, pastane ve manav deposu olarak kullanılan 3 adet eklenti yapıldığı, mimari ve staik projeye aykırı olarak yapılan 3 adet eklentinin kaldırılarak projeye uygun hale getirilmemesi durumunda projeye aykırı tadilat ve eklentiler nedeni ile Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14. maddesinin 4.fıkrası gereğince … Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulunca alınacak karar ile ortaklıktan çıkartılacağı ihtar edilmiştir. Ancak gerek kooperatifin ihraca esas ihtarında ifade edildiği gibi bir projesinin olmaması gerekse verilen 7 günlük sürenin bahse konu aykırılıkların olduğu mahallin kiracı tarafından kullanılıyor olması nedeniyle makul olmaması gerekçesiyle, mahkemece davacı hakkında verilen ihraç kararının iptali gerekirken davanın reddi yönündeki karar hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2022 tarihli 2021/777 E. 2022/741 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE,a-Davanın KABULÜ ile davalı kooperatifin 11/04/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısının 6 no’lu gündem maddesi gereği davacının kooperatif üyeliğinden ihracına yönelik kararın İPTALİNE, 3-İlk derece mahkemesi giderleri yönünden;a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 27,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 152,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, b-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 59,50 TL masraf ile yargılama aşamasında 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 180,65 TL posta gideri, 98,10 TL önceki karara yönelik istinaf başvurma harcı olmak üzere toplam 1.938,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,c-Davacı vekille temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, ç-HMK’nın 333. maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,4-İstinaf Giderleri Yönünden;a-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, b-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli olan 179,90 TL karar harcından davacı tarafça yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,c-Davacı tarafından sarfedilen 301,40 TL istinaf harcı (başvurma ve karar) ile istinaf yargılama aşamasında posta masrafından oluşan 100,00 TL masraf olmak üzere toplam 401,40 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,ç-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,d-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/02/2023