Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1448 E. 2023/1162 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1448
KARAR NO: 2023/1162
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2023/152
KARAR TARİHİ: 08/05/2023
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati Tedbir isteyen vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacının (“…”) Türkiye’de kurulu ve yerleşik bir havacılık grubu olduğunu, yurtdışında ve yurt içinde grup içi ve dışı havayolu işletmeleri ile yaptığı sözleşmelerle bunların uçaklarını kullanarak tarifeli ve tarifesiz yolcu ve yük taşımacılığı yaptığını, davalı (“…”)’nin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden ruhsatlı ticari havayolu işletmesi olduğunu, … ile … arasında, 20.2.2023 tarihinde …’nın işletmesinde olan … Tipi ve … seri numaralı … tescil işaretli hava aracının (“Uçak”) yük ve yolcu taşıma amacıyla münhasıran sayılmış ve belirlenmiş 22 ülkedeki (“Münhasırlık Bölgesi”) rotalara yapılacak seferlerde ve yine münhasıran işletilmesi için 20.2.2023 tarihli Uçak Kiralama ve Operasyon Master Anlaşması (“Anlaşma”) imzalandığını, …’ye Uçak’ı işletme yetkisi verilen Anlaşma’nın “Münhasırlık Koşulu” başlıklı 2. maddesinde ve Münhasırlık Verilen Rotalar başlıklı 22 Münhasırlık Bölgesi; Kuveyt, Suudi Arabistan, Çin, Hong Kong, Moğolistan, Kazakistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Güney Sudan, Sudan, Etiyopya, Somali, Kenya, Nijer, Fas, Cezayir, Senegal, Gambia, Gine Bissau, Filipinler, Siri Lanka olduğunu, bu Anlaşmanın 1. maddesinde belirtildiği üzere, Anlaşma konusu Uçak’lar … tipi … seri numaralı … tescil işaretli 263 koltuklu uçak (“Uçak”) ve … tipi … seri numaralı … tescil işaretli 245 koltuklu (“İkame uçak) uçaklar olup bu uçakların operasyon ve kiralama yetkisi Münhasırlık Bölgesi’nde bölge, şehir ve rotalarda münhasıran müvekkil …’ye ait olacağı kararlaştırıldığını, …, Anlaşma’nın Mali Koşullar üzerinde yazılı şekilde mutabık kalındığı üzere 1.000.000 USD bedelini sözleşme imzalandığında ödediğini, … Bankası’nın 15.2.2023 düzenleme tarihli … numaralı 100.000 USD bedelli ve 1.3.2023 düzenleme tarihli … numaralı 100.000 USD bedelli çeklerin davacı tarafından davalıya verilmiş olmakla uçak tahsis edilene kadar …’nin anlaşma gereği yükümlü olduğu edimler ifa edildiğini, anlaşma’nın imzalanmasından önce 02.02.2023 tarihinde … e-mail aracılığıyla, davalı ile anlaşma’nın imzalanmasını takiben Şubat 2023 ve Mart 2023 döneminde gerçekleştireceği uçuşlara ilişin bir uçuş planı paylaşmış olduğunu, bu uçuş planına davalı tarafından herhangi bir itiraz edilmemiş ve uçuş planına uygun olarak uçakların teslim ve tahsis edileceği hususunda anlaşıldığını, …’nin yükümlülüklerini yerine getirdiği, davalının Uçak’ı …’ye tahsis ve teslim etmesi ile uçuşları gerçekleştirmesi gerekmekte olduğu halde davalının anlaşma gereği güvence bedelinin ödenmesini takiben tahsis etmekle yükümlü olunan … tescil işaretli uçak, …’in tüm talep ve ihtarlarına rağmen … tarafından aşağıda kronolojik olarak sıralanan talep ve ihtarlara karşın …’ye tahsis edilmediğini, …’nın öncelikle bakım yapılacağı gerekçesiyle uçağı teslim ve tahsis etmeyi geciktirdiğini, bunun üzerine …’ya … tarafından 01.03.2023 tarihinde Beşiktaş … Noterliği … yevmiye no.’lu ihtar ile anlaşmaya istinaden ikame uçağın 1.03.2023 tarihi itibariyle …’ye tahsis edilmesi ve ikame uçak tahsis edilmediği için 01 Mart 2023 tarihinde vadeli … Bankası 1002 Şubesi … Çek no.’lu 100.000 USD bedelli çeki bankaya ibraz etmeyerek 1.3.2023 tarihinde derhal …’ye iade etmesini ihtar edildiğini, bu ihtar … tarafından cevapsız bırakıldığını, … bunun üzerine davalıya 03.03.2023 tarihinde Beşiktaş … Noterliği … yevmiye no.’lu ihtar ile Anlaşma gereğince tahsis ve tesliminde temerrüde düşüldüğü için uçağın ve anlaşmadaki ikame uçağın derhal …’ye tahsis ve teslim edilmesi ihtar edildiğini, bu ihtara karşılık olarak …, 08.03.2023 tarihli Beyoğlu … Noterliği … yevmiye numaralı ihtar ile … ve … tescil işaretli uçakların kiralanmasına ilişkin 20.2.23 tarihinde anlaşmanın imzalandığını, …’nın asıl uçak olduğu ve …’nin ise ikame uçak olduğunu, ikame uçağın kullanılmak istenmesi halinde anlaşmanın 4.1. maddesi gereği davalının onaylaması gerektiği ve ön ödemenin gerçekleşmesi koşullarına bağlı olduğu, iletilen uçuş programının 420 saat olduğu ve bunun ancak 314 saatinin uçulabileceğini teyit ettiklerini, uçuş programlarının davalının onayına bağlı olduğunu, anlaşmanın ödeme tablosunda yer alan ödemelerin yapılmaması nedeniyle sözleşmenin yürürlüğe girmediğini, … Bankası 1002 Şubesi … Çek no.’lu 100.000 USD bedelli çekin iade edilmeyeceğini ve karşılıksız çıktığı, Libya uçuşları için sigorta poliçesi, wetlease, izinler nedeniyle 300.000 USD masraf yapıldığı ve bunun …’ya ödenmesi gerektiğini, … tescil işaretli uçağın tekrar boyanması nedeniyle yapılan masraflardan …’ninin sorumlu olduğu, gizlilik sözleşmesine uygun hareket edilmesi ve anlaşma’dan haklı nedenle dönüldüğünü ihtar ettiğini, …’nın bu ihtarına cevaben … tarafından 16.03.2023 tarihli Beyoğlu …Noterliği … yevmiye numaralı ihtar ile …’nın anlaşmaya ve gerçeğe aykırı beyan ve talepler ile sürdüğü ve davalının anlaşmadan doğan yükümlülüklerini ifa etmeyerek ve temerrüde düştüğünü, …’nın anlaşma yükümlülüklerinin yerine getirmemesine sebep göstererek hedef saptırdığı ve karışıklık yarattığı, uçuş planları ve programını belirlenmesinin anlaşma gereğince münhasıran …’nin yetkisinde olduğu, anlaşma gereğince yapılacak ödemelerin 5.1.10 maddesi gereğince operasyonun başlamasıyla birlikte eş zamanlı ödeneceği, … tarafından 300.000 USD masraf yapıldığı iddiasının gerçeğe aykırı olduğu bütün masrafların halihazırda … tarafından karşılandığı, …’nın asli yükümlülüğü olan uçakların tahsis edilmediği halde, …’nin tüm ödeme yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğundan davalının anlaşmayı feshedebileceği şekilde …in temerrüt hali olmadığı ihtar edildiğini, …’nın her ne kadar 8.3.23 tarihli ve … yevmiyeli ihtarında anlaşma’nın yürürlüğe girmediğini iddia etmiş olsa da bu süreçlerle eş zamanlı olarak, anlaşma’nın 3.2 maddesi gereği anlaşma ile bağlantılı olan ve …’nin operatörü olduğu … ile davalı 1.2.23-1.2.24 tarihleri arasında 1 yıllık süreli … tahsisi edilen ve … ikame uçak olmak üzere “…” imzalandığını, akabinde, 28.3.23 tarihinde ise davalı ve … arasında “Charter Contract” imzalandığı ve bu sözleşmede 30.3.23 tarihinde … (…)- … (…) ve … (…)- … (…) uçuşlarının yapılması konusunda mutabık kaldıklarını, davalının Beyoğlu … Noterliği 8.03.23 tarihli ve … yevmiyeli ihtarında belirttiği sözleşmeden dönme gerçekleşmemiş aksine Anlaşmaya uygun olarak yeni sözleşmeler akdedilmiş ve uçuşlar gerçekleştirildiğini, anlaşmanın geçerli ve yürürlükte olduğu davalının anlaşma’nın yerine getirilmesine yönelik Wetlease uçuşunun gerçekleşmesi ile sabit olduğunu, …’nin anlaşma gereği mali yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalıdan uçağın mailler ile mutabık kalınan uçuş planına uygun şekilde tahsisini talep ettiğini, davalının uçağı …’ye ne olduğu bilinmeyen bir nedenden dolayı tahsis ve teslim etmediğini, bu anlaşmazlık nedeni ile taraflar arasındaki anlaşma kapsamındaki ihtilafların sona erdirilmesi ve anlaşmanın uygulanabilmesi için çeşitli görüşmeler yapıldığını, anlaşma’nın 8.3 ve 8.4 maddesi uyarınca taraflar arasında Tahkim Sözleşmesi mevcut olduğu için ve tahkime İSTAC Tahkim Kuralları uygulanacağı hususunda anlaşıldığı için 25.04.23 tarihinde anlaşmanın geçerli olarak kurulduğunun ve hali hazırda yürürlükte olduğunun tespiti ile bu tespite binaen Uçak’ın Kuveyt, Suudi Arabistan, Çin, Hong Kong, Moğolistan, Kazakistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Güney Sudan, Sudan, Etiyopya, Somali, Kenya, Nijer, Fas, Cezayir, Senegal, Gambia, Gine Bissau, Filipinler ve Siri Lanka’dan ibaret 22 ülkelik münhasırlık bölgesinde işletilmek üzere …’ye tahsisi için taraflar arasındaki tahkim anlaşması uyarınca tahkim yargılamasının başlatılmasını talep edildiğini, İSTAC Tahkim kuralları (Delil: Kurallar) uyarınca her ne kadar tahkim hızlı bir uyuşmazlık çözüm süreci olarak bilinse de dava dilekçesinin Sekreterya’ya verilmesini takiben davalı, dava dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde cevap dilekçesini vereceğini, sonrasında hakem görev belgesi oluşturulacak sonrasında tahkim yargılamasına geçileceğini, dilekçeler süreci tamamlanmadan ve tahkim yargılaması başlamadan bir ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden, açıklamalar uyarınca tahkim yargılamasının başlaması uzun zaman alacağından ve davacı şirket sözleşmenin ihlal edilmesi nedeni ile kendisine münhasır olarak tahsis edilmiş uçağı kullanamadığından ve planlamış olduğu uçuşları yapamadığı ve kendisine münhasırlık verilmiş 22 ülkede yaptığı anlaşmalar ile taahhüt ettiği yük ve yolcuyu taşıyamadığından sürekli olarak ve geri dönülmez şekilde zarara uğruyor olduğundan HMK 389 gereğince tahkim yargılamasının sonuna kadar ihtiyati tedbir talep etme zorunlu olduğunu ve halen İstanbul Havalimanı’nda bulunan ve davacıya tahsis ve teslim edilmesi gereken … seri numaralı … tescil işaretli uçağın ISTAC’a 24.4.2023 tarihinde davacının başvurusu ile başlayan tahkim yargılamasının sonuna kadar davacı dışındaki üçüncü kişilere, davacının münhasırlığı bulunan 22 ülkede (Kuveyt, Suudi Arabistan, Çin, Hong Kong, Moğolistan, Kazakistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Güney Sudan, Sudan, Etiyopya, Somali, Kenya, Nijer, Fas, Cezayir, Senegal, Gambia, Gine Bissau, Filipinler, Siri Lanka); kira, çarter sözleşmesi veya hangi nam altında olursa olsun işletilmesi amacı ile tahsis edilmemesi ve bu 22 ülkeye ülkemizden uçuş izni verilmemesi için uçağa tedbir konulmasına ve mahkemenizce bu şekilde veya re’sen takdir edilecek şekilde verilen tedbir kararının T.C. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne bildirilmesine karar verilmesini, tedbir kararının uçağın başka ülkeye kaçırılıp bir daha geri döndürülmeme riski bulunduğundan tedbirin karşı tarafın dinlenilmeden ayrıca, davacı tarafından anlaşma’nın taraflarca karşılıklı imza altına alındığı gibi uçağın tahsisi için güvence bedeli olarak 1.000.000 ABD Doları nakden ödenmiş olduğu ve ödenmiş 1.000.000 ABD Doları tutarındaki güvence bedeli halen davalı tarafta bulunduğundan ilave veya başka teminat olmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 08/05/2023 tarihli ara kararda özetle; “… “taraflar arasındaki sözleşmenin şartlarının hangi tarafça ihlal edildiği, sözleşmenin feshinin haklı nedenle gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti yapılacak yargılama sonucunda belirlenecek olup, bu aşamada davacının sunmuş olduğu deliller yaklaşık ispat kuralını sağlamadığından” ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan istinaf yasa yolu başvuru dilekçesinde özetle; davalı …’nın, tek ve asli yükümlülüğü olan … Tipi ve … seri numaralı … tescil işaretli hava aracının (“Uçak”) yük ve yolcu taşıma amacıyla münhasıran sayılmış ve belirlenmiş 22 ülkedeki (“Münhasırlık Bölgesi”) rotalara (Kuveyt, Suudi Arabistan, Çin, Hong Kong, Moğolistan, Kazakistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Güney Sudan, Sudan, Etiyopya, Somali, Kenya, Nijer, Fas, Cezayir, Senegal, Gambia, Gine Bissau, Filipinler, Siri Lanka) yapılacak seferlerde davacı şirkete tahsis edilmediği ve uçuş planlarına uygun şekilde uçağı uçurmadığı için anlaşmayı ihlal etmiş olduğu, davalıdan Uçak’ın mailler ile mutabık kalınan uçuş planına uygun şekilde tahsisini talep ettiği, ancak davalı Uçak’ı …’ye ne olduğu bilinmeyen bir nedenden dolayı tahsis ve teslim etmediği, bu anlaşmazlık nedeni ile taraflar arasındaki anlaşma kapsamındaki ihtilafların sona erdirilmesi ve anlaşmanın uygulanabilmesi için çeşitli görüşmeler yapıldığı, davalının bu şekilde kötü niyetli olduğundan davacının anlaşmanın ifa edileceğine güvenmesine ve birçok harcama yapmasına sebebiyet verdiği, bununla beraber, davalının bu eylemleri ile davacı şirketin kar kaybı, stok kaybı ve müşteri kaybı gibi nedenlerle zarara uğramasına neden olduğu, bununla beraber, Anlaşmanın 1. maddesi gereğince davacıya tahsis edilmesi anlaşılan ikame uçağın, anlaşmaya aykırı şekilde “…” Havayollarına tahsis edildiği öğrenildiği, Tahkim yargılamasının sonunda davacı lehine karar verilmesi halinde dahi bahse konu uçak münhasırlık bölgesinde veya başka bölgelerde üçüncü kişilere tahsis edildiğinde veya kiraya verildiğinde bu üçüncü şahıs hava işleticilerinden bu uçağın alınması için tahkim kararının bu ülkelerde de icra edilebilirliğinin sağlanması için ayrı ayrı davalar açılmasını gerektirecek ve bu nedenle süreç davacı yönünden daha uzayacak ve davacının anlaşma gereği kendisine tahsis edilmesi gereken uçağına kavuşması en az bir – iki yıl daha gecikeceği ,davalının anlaşmayı ihlal eden taraf olduğu ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirtmiştir.Uyuşmazlığa konu kanun maddelerinin incelenmesi: 6100 sayılı HMK’nin 414/3. maddesinde, hakem veya hakem kurulunun ya da taraflarca görevlendirilecek bir başka kişinin zamanında veya etkin olarak hareket edemeyecek olduğu hâllerde, taraflardan birinin ihtiyati tedbir veya delil tespiti için mahkemeye başvurabileceği düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK’nin 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”, HMK 390/1 maddesinde “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.”, HMK 390/3 maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”, HMK 391/1 maddesinde “Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir.Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini, keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir (m. 390/3). Yani, ispatı gereken hususların tam olarak değil; kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir… yaklaşık ispat ispatsızlık veya sadece talepte bulunanın beyanlarıyla yetinileceği anlamına gelmemektedir. Talep eden, ispat ölçüsü düşürülmüş olsa dahi, bir ispat faaliyetinde bulunmak, bu çerçevede delillere dayanmak ve tam olmasa da iddia ettiği hususların gerçekliğini kuvvetle muhtemel olduğunu gösterecek şekilde ispat etmek durumundadır. Şu halde, ispat ölçüsünün düşürülmesi, tedbirin koşullarının, özellikle tedbire esas olan hakkın hüküm altına alınabilmesi için maddi hukuk kurallarında öngörülen koşul vakıaların bir kısmının incelenmeyeceği ya da üstün körü inceleneceği anlamına gelmemektedir. Zira ispat ölçüsü, incelemenin kapsamına değil, hakimdeki usuli kanaatin derecesine ilişkindir… Şüphesiz, talep eden bir ispat faaliyetinde bulunmuşsa bunu tam ispat seviyesinde aramamak gerekir; fakat tamamen ispatsız veya delile dayanmayan bir faaliyet de afaki tehlike olgusuna dayanılarak yeterli kabul edilemez (Pekcanıtez Usul, Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Muhammet Özekes, Doç. Dr. Hülya Taş Korkmaz, Doç. Dr. Mine Akkan, Cilt.III, s.2476, 2477). Somut olayda, davacı tarafından 24.4.2023 tarihinde İSTAC nezdinde tahkim yargılamasına başlanıldığı, HMK’nun 390(1) maddesi gerekse 410(1). maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin tahkim yeri olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nden talep edilebilmesinin gerekmesi nedeni ile İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/86 D.İş dosyasından “yetkisizlik” kararı verildiği, bu nedenle ihtiyati tedbirin yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nden talep edildiği belirtilerek HMK 389 uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemli açılan davada, taraflar arasındaki sözleşmenin yükümlülüklerinin gereği gibi ifa edilip/edilmediği, sözleşmenin feshinin haklı nedenle gerçekleşip/gerçekleşmediği hususunun davacının sunmuş olduğu deliller ile yaklaşık ispat kuralını sağlamadığı ve bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 492,00 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,9‬5 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/07/2023