Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1353 E. 2023/1383 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1353
KARAR NO: 2023/1383
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/122
KARAR NO: 2019/525
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
DAVA: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Dava dışı sigortalı … Tic. A.Ş.’nin Kartal/İstanbul adresindeki inşaat alanının müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davalının güvenliğini yaptığı sigortalı şantiyede 07.03.2016 tarihinde … A.Ş.’ne ait ve içerisinde çeşitli malzemelerin bulunduğu konteynırda ve prefabrik şantiyede, hırsızlık hadisesi gerçekleştiğini, şantiye girişinden 100 m ileride solda bulunan konteynırdan 1 adet kaynak makinesi, 1 adet taşlama makinesi, 1 adet delici hilti, 1 adet matkap, 1 adet çekiç, 1 adet kaynak makinesi, 1 adet kaynak maskesi, yaklaşık 50 metre uzunluğunda kablo, prefabrik şantiye binasının kapısı da zorla açılarak şantiye tesislerine monte edilecek 10 adet klimanın çalındığının görüldüğü, yapılan incelemede, konteynırın kapısının ve kilit kısmının levye türü sert bir cisimle zorlandığı ve kapının açıldığı, hırsızlık hadisesinin meydana geldiğinin anlaşıldığını, yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda meydana gelen olay neticesinde hasar tespiti yapıldığını, 3.030.94 -EURO hasar tespit edildiğini ve hasar bedelinin müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödendiğini, sigortalı ile müvekkili şirket arasında mün’akit ve delil anlaşması mahiyetinde olan Sigorta Poliçesi Umumi Şartları ve Türk Ticaret Kanunun 1481. Maddesinin amir hükmüne göre müvekkili şirketin hasar bedelini ödedikten sonra sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı … A.Ş, saha güvenliğini sözleşmede belirtildiği gibi sağlamak ve muhafaza etmekle yükümlü olup, sözleşmeye göre hatasından kaynaklanan bir zararın da kendileri tarafından giderileceğinin kesin olduğunu, bu nedenle yapılacak araştırma ve sunulu deliller doğrultusunda, dava konusu hasardan davalının kusur ve sorumluluğunun mevcut olduğunun tespit edileceğini beyan ile, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.030,94-EURO ‘nin tazminatın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; … Oto tarafından anılan tarihte ya da öncesinde müvekkili Şirkete konuyla ilgili hiçbir bilgilendirme yapılmadığını, hiçbir talepte bulunulmadığını, projede görevli güvenlik görevlilerimizin de aynı şekilde bir bilgisi olmadığının tespit edildiğini, nihayet hasara konu hırsızlığın müvekkili şirketin hizmet verdiği görev alanının dışında olduğunu, müvekkili Şirket ile dava dışı sigortalı arasındaki “geçici güvenlik hizmet sözleşmesi”nin yalnızca “… Mah … Cad No: … Sancaktepe / İstanbul” adresindeki inşaat alanını kapsadığını, bahse konu hasarın ise müvekkili şirketin görev alanı dışında bulunan inşaat alanı dışındaki kamp alanında (işçilerin barındığı, malzemelerin bulunduğu…) meydana geldiğinin görüldüğünü, bahsi geçen kamp alanında hasar tarihi itibariyle müvekkili Şirket tarafından herhangi bir güvenlik hizmeti verilmediğini, belirtilen alanda müvekkili şirketin herhangi bir güvenlik faaliyeti olmadığını, ifadesi alınan “…” adlı şahsın, hırsızlığın meydana geldiği kampta bekçilik yaptığını beyan ettiğini, adı geçen kişinin müvekkili şirket çalışanı olmayıp, hiçbir şekilde müvekkili şirket ile bir ilişkisi de bulunmadığını, SGK kayıtları ile bu hususun rahatlıkla tespit edilebileceğini, tamamen dayanaksız ve haksız biçimde eksper raporunda, adı geçen şahsın güvenlik görevlisi olarak nitelendirildiğini, sonuç olarak müvekkili şirketin güvenlik hizmeti verdiği alanın dışında meydana gelen hasar sebebiyle hiçbir sorumluluğunun olmadığını, halefiyet ilkesi gereğince rücu şartları gerçekleşmediğini, davacının ileri sürdüğü maddi zarara ilişkin olarak zararını kanıtlayıcı fatura ve benzeri hiçbir yazılı delil ibraz etmediğini, dava dilekçesinde 3.030,94 EURO maddi tazminat talebinde bulunan davacının, işbu talebine ilişkin olarak açıklayıcı hiçbir yazılı delil ibraz edemediğini, davacının ödeme tarihinden itibaren faiz talebinin yersiz olduğunu, işbu davada uygulanacak faizin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden ibaret olduğunu beyan ile, öncelikle yetki itirazları doğrultusunda davanın reddini, aksi halde zamanaşımı ve diğer itirazlar doğrultusunda davacı tarafından açılan işbu haksız davanın ve taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” … Tic. A.Ş.ti’ne ait “… Mah. … Cad. No:… Sancaktepe” adresinde 07/03/2016 tarihinde hırsızlık olayı meydana gelmiştir. Sigortalıya ait 5530,94 Euro bedelli malların çalındığı tespit edilmiştir. Bilirkişi … tarafından yapılan değerlendirme sonucunda malların değerinin 5530,94 Euro olduğu anlaşılmıştır. Sigortalı … Oto A.Ş.ti tarafından gönderilen 12/11/2015 tarihli “Geçici Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi”nde, güvenlik sağlanacak olan yer … Mah. … Cad. No:.. Sancaktepe olarak belirlenmiştir. 11/09/2015 tarihli sözleşme ile 12/11/2015 tarihli sözleşmede belirtilen adreslerin aynı yerler olduğu bilirkişi tarafından beyan edilmiştir. Ayrıca davalı şirket tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne gönderilen 19/04/2016 tarihli “proje sonlandırma bildiriminde güvenlik hizmetinin 14/04/2016 tarihinde sonlandırılmış olduğu belirtilmiştir. Bu durumda hırsızlık olayının meydana geldiği tarih itibariyle sigortalıya ait iş yerinin güvenlik hizmetinin davalı tarafından verildiği tespit edilmiştir. Hasar davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı … Oto Servis ve Tic. AŞ. Adına 09/07/2015 – 07/09/2017 vadeli İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesinin geçerli olduğu dönem içerisinde meydana gelmiştir. Poliçede … nolu kloz ve özel şart ile inaaşt/montaj malzemeleri, ekipmanları ve iş makinaları için hırsızlık teminatı verilmiştir. Yine özel şartlarda, malzemelerin depolandığı alanın etrafının çitle çevrilmesi ve 24 saat boyunca güvenlik/bekçi denetimi altında tutulması; yerine monte edilmemiş inşşat ve montaj malzemelerine ilişkin hırsızlık hasarlarının ödenebilmesi için ise bu malzemelerin kapalı yerde kilit altında, açık alanda ise etrafı dışarıdan girişi engelleyecek biçimde çevrilmiş ve bekçi korumaları yerlerde depolanmış olması öngörülmüştür. Hırsızlık fiiline konu ikinci konteyner ile ilgili olarak, poliçe özel şartlarında getirilen bu malzemelerin kapalı yerde ise de kilit altında tutma ödevinin sigortalı tarafından ifa edilmediği, yine bu konteynerdeki hırsızlığın genel şartlarda aranan kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek şekli ile ifa edilmediği, bu halde bilirkişi raporunda 1.nolu tabloda ilk yedi maddede kalan ekipmanın çalınmasının poliçe kapsamı dışında kaldığı ve davacı … nin bu ekipmanlar için sigortalısına yaptığı ödemesi hatır ödemesi olduğu, fakat 4 adet klimanın bulunduğu konteynerin zorlama ile açıldığı hasarın 5030,86 Euro kısmının teminat kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Davacı …’nin sigortalısına ödeme yaptığı, bu halde tenzili muafiyet değeri olan 2.500.€ düşüldüğünde, davacı …’nin sigortalısına klimalar için yaptığı ödemenin (5.030,86.€-2.500.€=) 2.530,86 € luk kısmının poliçe özel şartları ile hırsızlık sigortası genel şartları kapsamında kaldığı ve davacı … bu kısım için TTK1481 maddesine göre kanuni halef olduğu ve aktif husumet ehliyeti kazandığı, davalı güvenlik şirketinin, sigortalı ile aralarında sözleşmede belirtilen edimini gereği gibi yerine getirmediği ve hasarın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, 2.530,86.€ luk bedelden sorumlu olduğu, temerrütün 25/10/2016 tarihinde gerçekleştiği, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı” gerekçesiyle Davanın kısmen kabulü ile, 2.530,86 Euronun 25/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4a maddesi uyarınca kamu bankalarınca Euro cinsinden 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak (taleple bağlılık kuralı gereğince yasal faiz oranını geçmemek üzere) davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili tarafından dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, sigortalanan iş yerinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472 maddesi uyarınca rücuen tazmini istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı olan … Tic. AŞ. adına düzenlenen 09/07/2015 – 07/09/2017 vadeli İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi düzenlendiği, riziko adresinin, sigortalı … şirketinin Samandıra’ da bulunan inşaat alanı olduğu, 07/03/2016 tarihinde sigortalı inşaat alanında meydana gelen hırsızlık nedeniyle sigortalıya yapılan 3.030,94 Euro ödemenin, hırsızlığın meydana geldiği yerde güvenlik hizmeti vermekle yükümlü davalı güvenlik şirketinin kusurlu olduğu iddiasıyla rücuen tazmini amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.nın 1472.maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Düzenlemede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği belirtilmiştir. Somut olayda, sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı şirkete hasar bedeli ödenmiş olmakla birlikte tek başına hasar bedelinin ödenmiş olması davalının sorumluluğunu gerektirmeyeceğinden davalının sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerekecektir. Taraflar arasında, sigorta poliçesi ve içeriği konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, meydana gelen hasardan davalının sorumlu olup olmadığıdır. Somut olayda; 08/03/2006 tarihinde hırsızlık olayın gerçekleştiği şantiye sahasının ön güvenlik tedbirlerinin alınması konusunda dava dışı sigortalı … şirketi ile davalı şirket arasında 11/09/2015 tarihli Geçici Güvenlik Hizmeti Sözleşmesi düzenlenmiş olup dava dışı sigortalıya ait … Mah. … Cad. Adresinde bulunan Şubesi içerisinde özel güvenlik izni çıkıncaya kadar geçecek sürede müşteriye ait malların, çalışanların, katılımcıların ve ziyaretçilerin huzur ve güven içinde bulunması, kötü niyetlilerin huzura, mala, cana olabilecek tecavüzlerinin, yasaların ve görevin ifası için tahsis edilen personel sayısı ve ekipmanların dahilinde caydırılarak ön güvenlik tedbirlerin tedbirlerin alınması kararlaştırılmış akabinde 12/11/2015 tarihli yenilenen sözleşme ile 11/09/2015 tarihli sözleşmesinden farklı olarak, … Mah. … Cad. Adresinde bulunan ibaresinden sonra ” inşaatı halen devam eden yeni tesisin” ibaresinin eklendiği görülmüştür. Davalı vekili gerek cevap gerek istinaf dilekçesinde, hırsızlığın müvekkili şirketin hizmet verdiği görev alanının dışında bulunan inşaat alanı dışındaki kamp alanında, işçilerin barındığı, malzemelerin bulunduğu alanda meydana geldiğini iddia etmiş ise de gerek 11/09/2015 tarihli gerekse de yenilen 12/11/2015 tarihli sözleşmede, hizmetin ifa edileceği yerin, şantiye alanının tamamını kapsadığı, davaya konu çalınan klimaların bulunduğu prefabrik şantiye binasında bulunduğu tüm şantiye alanının tamamını kapsadığı anlaşılmıştır. Kaldi ki davalı şirketin İstanbul Valiliği’ne hitaben 19/04/2016 tarihli ” … Mah. … Cad. Sancaktepe İstanbul adresinde bulunan Samandıra şantiyesine verilen güvenlik hizmetinin 14/04/2016 tarihinde sonlandırıldığına” ilişkin yazısından güvenlik hizmetin tüm şantiye alanı içerisinde ifa edildiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Ancak, düzenlenen hizmet sözleşmesinde; davalı elamanların görevi, polis vb. Kolluk ve güvenlik kuvvetlerinin yetki alanlarının dışında kalan ön güvenlik tedbirlerini almak ve resmi görevlilerinin müdahalesi gerektiren konularda derhal en yakın resmi güvenlik kuruluşuna başvurmakla sınırlı olarak her vardiyada 2 özel güvenlik görevlisi görev yapacak şekilde genel toplamda 6 özel güvenlik görevlisi ile hizmet verileceği kararlaştırılmış olmakla hırsızlığın nasıl gerçekleştiği, davalı güvenlik şirketinin ve çalışanların kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Dosyaya ibraz edilen şantiye alanında bekçilik yaptığını ifade eden …’in kolluktaki vermiş olduğu ” şantiye alanında bekçilik yaptığını olay günü 05.30 sıralarına kadar şantiye alanı içerisinde devriye attığını, daha sonra şantiye alanına gelen işçilerin kahvaltılarını yapmaları için çay ocağına giderek çay ocağının fişini elektriğe takmak için bir süre şantiye alanından ayrıldığını, ardından kulübeye geçerek nöbetine devam ettiğini, daha öncesinde şantiye yetkililerine şantiyenin giriş ve çıkışlarında bulunan kapıların kapanmadığını ve güvenlikli olmadığını belirtmesine rağmen herhangi bir tedbir alınmadığını, aynı gün saat 06.00 sıralarında kulübede oturduğu sırada, şantiyenin çıkış kapısından sürücüsünü ve plakasını göremediği siyah renkli transporter model bir aracın çok hızlı bir şekilde şantiyeden çıktığını gördüğünü, ilk etapta bu aracın şantiyeye işçi getirdiğini düşünerek dışarı çıktığını ancak kimseyi göremeyince kulübeye geri döndüğünü, daha sonra 07.00 de mesaisinin bittiğini ve istirahate çekildiği sırada, saat 08.00 sularında kendisini aradıklarını ve şantiyede bulunan konteynırlar da hırsızlık olduğu söylendiği ” şeklindeki beyanda bulunduğu gönülmüştür. O halde, dosyadaki mevcut bilirkişi heyeti marifetiyle, gerektiğinde şantiyede bekçilik yaptığını ifada eden …’in refakata alınarak hırsızlığın gerçekleştiği mahalde keşif yapılarak hırsızlık olayın nasıl gerçekleştiği araştırılarak bekçi ..’in dav.alı çalışanı olup olmadığı, vardiya sırasında 2 güvenlik görevlisinin görev yapıp yapmadığı, sözleşmede kararlaştırılan ön güvenlik tedbirlerin ne şekilde alındığı, davalının hizmetin ifasında kusuru bulunup bulunmadığı, davalının da alması gereken tedbir ve önlemler olup olmadığı, hırsızlık olayında hangi tarafın ne şekilde önlem aldığı gözönüne alınarak tarafların kusur oranlarını belirleyen bir ek rapor alınması ve oluşan kusur durumuna göre doğan zarar tutarı belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ve hukuki yanılgı ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2017/122 Esas, 2019/525 Karar sayılı ve 09/05/2019 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine,4-Davalı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,5-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 6-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi..04/10/2023