Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/135 E. 2023/773 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/135
KARAR NO: 2023/773
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/659 Esas
KARAR NO: 2022/540
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
DAVA: Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalılardan, …, …, …, …, …’in müvekkil kooperatifin asil yönetim kurulu üyeleri olduklarını, 25.06.2011 taribinde yapılan genel kurulda azlediklerini ve çeşitli usulsüzlüklerin araştırılması için davalılar hakkında hesap tetkik komisyonu kurulduğunu, diğer davalılar; …, …,…, …’ın 2005-2011 yılları arasında denetim kurulu asil üyeleri olduklarını, hesap tetkik komisyonu hazırladığı raporunda davalıların koaperatifi uğrattığı zarar miktarının bazı iş kalemlerinde 2.371.170,00 YTL hesaplandığını, hesap tetkik komisyonu hazırladığı 20.06.2012 tarihli raporu 30.06.2012 tarihinde kooperatif genel kuruluna sunduğunu, 30.06.2012 tarihinde yapılan genel kurulda hesap tetkik komisyonu raporunun değerlendirildiğini, davalıların ibra edilmediğini ve davalılar hakkında tazminat davası açılmasına karar verildiğini, genel kurulun bu toplantısında hazır bulunan davalılar, alınan bu genel kurul kararına karşı muhalefet şerhi koymadıklarını, bu genel kurul kararının iptali için dava açmadıklarını, davalılar hakkında alınan bu kararın kesinleştiğini, davalıların verdikleri zararların, 30.06.2012 tarihli hesap tetkik kurulu raporu ile öğrenildiğini, kooperatif kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde; 30.12.2002 tarihinde başlayan fiiller hakkında genel kurula ya hiçbir bilgi verilmediği, yada genel kurula sadece soyut bilgiler verilip davalıların kendi ibralarını sağladığının anlaşıldığını, yerleşik yargıtay içtihatlarına göre, kooperatif genel kuruluna ayrıntılı bilgi verilmeden sadece soyut bilgiler ile yönetimi kurulu ve denetim kurulu üyelerinin ibra edilmiş olmalarının hüküm ifade etmeyeceğini, bu sebeple davalıların soyut ve açıklayıcı olmayan bilgiler vererek kooperatif genel kurullarında aldıkları ibraların geçersiz olduğunu, oluşan zarardan dolayı, yöneticilerin kusursuz olduklarını kendilerinin ispat etmeleri gerektiğini, zira para transferlerinde ve tutanaklarda imzası olan … Holding’de muhasebe müdürü, …’un … Holding’de idari işler müdürü olduğu, kooperatifin zararına olarak yapılan ödemelerin basit bir ihmal neticesinde olamayacağını, diğer yönetim kurulu üyelerinin de yapılanları onaylayarak kooperatifin zarara uğramasında etkili olduklarını, kooperatif denetçilerinin gerekli özen ve denetim görevlerini yerine getirmeyerek kooperatifin zararına olarak yapılan işlerin ve fahiş ödemeleri tespit edip genel kurula ve yasal mercilere bildirmediklerini, bu şekilde davranarak kooperatifin zarara uğramasında etken olduklarını beyanla, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, ve usulsüzlükler ve re’sen tespit edileçek usulsüz harcamalar ve gerçek olmayan ödemeler ile oluşan kooperatif zararının, tüm davalılardan müşterek ve müteselsil olarak şimdilik 300.000,00 TL’sinin 31.12.2002 tarihinden itibaren başlayan reoskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin iddia edilen olaylarda bir kusuru bulunmadığını, davacı tarafın tüm iddialarını kabul etmediklerini, davacı tarafça, müvekkil tarafından denetim görevini yerine getirmemekle kusurlu olduğu İddiasıyla dava açılmış olup dava konusu zararın tanzimi istendiğini, davacı kaoperatif tarafından rücuen tazminata ilişkin zamanaşımı itirazları bulunduğunu, bulunmakta olup, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, tazminata yönelik alacakları zamanaşımına uğramış olduğunu, davacı tarafça dava dilekçesinde anlatılan olaylarda Müvekkilnin kusuru bulunmadığı gibi, denetçi olarak görev yapmadığı dönemlere ilişkin iddia edilen zararlara ilişkin husumet yöneltilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, davacı Kooperatife karşı açılan davalarda ve icra takiplerinde müvekkiline ihbar yapılmadığını, bu dava konusunda ve davacı kooperatifin dava aşamasında yapmış olduğu anlaşmaya ilişkin müvekkilinin de muvafakati bulunmadığını, davacı tarafın dava dışı kişi ve kurumlara yapmış olduğu ödemeleri kabul etmediklerini beyanla, öncelikle davanın usulden zamanaşımı ve husumet itirazları yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar …, …, …, …, … vekili cevap dilekçesinde; Kooperatif yöneticileri ve denetçilere karşı dava açmak belli bir süreye tabi olup, davacının, zararı ve sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl içinde davayı açması gerektiğini, iş bu davada öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve iddia edilen olayın üzerinden 5 yıl geçtiği ortadan olan taleplerin bir kısmı zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, arsa bedeli dahil, 224 daire ve müştemilatının kaba inşaatı dahil (dairelerin inşasında kullanılan birinci sınıf beton, nervürlü demir, ytong malzeme, siemens elektrik malzemeleri, ısıcamlı özel üretim pvc doğramaları,özel üretim radyatör-kombi-kal.tesisatı, çelik kapısı, lafarge hazır sıvası v.b)havuz dahil, yeraltı-yerüstü düzenleri dahil ( ptt hattı, doğalgaz hattı, temiz su-pis su hatları v.b) elektrik –doğalgaz-ptt- temizsu giderleri, site içi yollar-parklar-kaldırımlar dahil site içi aydınlatma dahil, çevre koruma duvarı dahil, kat irtifak tapuları dahil ve diğer tüm masraflar-giderler dahil dairelerin üyelere teslim tarihi olan ve 2007 yılı itibariyle üyelerden tahsil edilen; üretim maliyetleri ve üyelerin ödediği tutarlar hesaplanıp tahkik edildiğinde usulsüzlük olmadığı beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin 2 yıl süre ile denetçi olarak görev yaptıktan sonra 02.06.2007 tarihinde yapıları Olağan Genel Kurul Toplantısında denetim kurulu faaliyet raporunun okunması sonrasında Genel Kunul tarafından ibra edildiğini ve görevinin sona erdiğini, müvekkilinin denetçilik görevi 02.06.2007 tarihinde sona ermiş olduğundan bu tarihten sonraki dönemler için müvekkiline yöneltilen iddialara husumet itirazları bulunduğunu, alacağın varlığını asla kabul etmemekle birlikte, dava dilekçesi ile talep edilenlerden müvekkilin dönemine ilişkin olan kısım zamanaşımına uğradığından, davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini beyanla, davanın öncelikle huzumet ve zamanaşımından reddine karar verilmesini, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar …, … vekili cevap dilekçesinde; Kooperatif yöneticileri ve denetçilere karşı dava açmak belli bir süreye tabi olup, davacının, zararı ve sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl içinde davayı açması gerektiğini, iş bu davada öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve iddia edilen olayın üzerinden 5 yıl geçtiği ortadan olan taleplerin bir kısmı zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, Arsa bedeli dahil, 224 daire ve müştemilatının kaba inşaatı dahil (dairelerin inşasında kullanılan birinci sınıf beton, nervürlü demir, ytong malzeme, siemens elektrik malzemeleri, ısıcamlı özel üretim pvc doğramaları,özel üretim radyatör-kombi-kal.tesisatı,çelik kapısı,lafarge hazır sıvası v.b)havuz dahil,yeraltı-yerüstü düzenleri dahil( ptt hattı,doğalgaz hattı,temiz su-pis su hatları v.b) ,elektrik –doğalgaz-ptt- temizsu giderleri,site içi yollar-parklar-kaldırımlar dahil ,site içi aydınlatma dahil,çevre koruma duvarı dahil,kat irtifak tapuları dahil ve diğer tüm masraflar-giderler dahil dairelerin üyelere teslim tarihi olan ve 2007 yılı itibariyle üyelerden tahsil edilen üretim maliyetleri ve üyelerin ödediği tutarlar hesaplanıp tahkik edildiğinde usulsüzlük olmadığı beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Kooperatif yöneticileri ve denetçilere karşı dava açmak belli bir süreye tabi olup, davacının, zararı ve sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl içinde davayı açması gerektiğini, iş bu davada öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve iddia edilen olayın üzerinden 5 yıl geçtiği ortadan olan taleplerin bir kısmı zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, Arsa bedeli dahil, 224 daire ve müştemilatının kaba inşaatı dahil (dairelerin inşasında kullanılan birinci sınıf beton, nervürlü demir, ytong malzeme, siemens elektrik malzemeleri, ısıcamlı özel üretim pvc doğramaları,özel üretim radyatör-kombi-kal.tesisatı,çelik kapısı,lafarge hazır sıvası v.b)havuz dahil,yeraltı-yerüstü düzenleri dahil( ptt hattı,doğalgaz hattı,temiz su-pis su hatları v.b) ,elektrik –doğalgaz-ptt- temizsu giderleri,site içi yollar-parklar-kaldırımlar dahil ,site içi aydınlatma dahil,çevre koruma duvarı dahil,kat irtifak tapuları dahil ve diğer tüm masraflar-giderler dahil dairelerin üyelere teslim tarihi olan ve 2007 yılı itibariyle üyelerden tahsil edilen; üretim maliyetleri ve üyelerin ödediği tutarlar hesaplanıp tahkik edildiğinde usulsüzlük olmadığı beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …Davalılar …, …, …, …, …, …’in davacı kooperatifin 25.06.2011 tarihinde yapılan genel kuruluna kadar yönetim kurulu üyesi olarak, diğer davalılar …, …, … ve …’ın ise aynı tarihe kadar denetim kurulu asil üyesi olarak görev yaptıkları, 30.06.2012 tarihinde yapılan 2011 yılı olağan genel kurulda hesap tetkik komisyonu raporu kapsamına göre davalıların ibra edilmeyerek haklarında dava açılmasının kararlaştırıldığı, davalıların yönetici ve denetçi olduğu dönemde kooperatif ile dava dışı yükleniciler arasında 7 adet sözleşme imzalandığı, sözleşmelerde teklif birim fiyatlarının belirtilmediği, sözleşmenin 17. Maddesinde akaryakıt, çimento ve demir zamlarının fiyat farkının ödeneceği, bunun haricinde resim, vergi, ssk pirimi, taşıma ve işçi ücretlerinin artması durumunda bunlara yüklenicinin katlanacağı kararlaştırıldığı halde, 06.12.2021 tarihli bilirkişi kurulu 2.ek raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, imalat ve fiyat farkı toplamında (inşaat işleri tutarı ve İnşaat malzeme fiyat farkı tutarı ve İnşaat işçilik fiyat farkı tutarı olmak üzere üç kalemde toplam) 656.475,56 TL, mali müşavirlik hizmeti alınmadığı halde Müşavirlik Hizmet ve Yemek Bedeli adı altında 237.545,48 TL ve SGK kayıtlarına göre kooperatif bünyesinde çalışan işçi olmadığı halde işçilik bedeli olarak 228.054,27.-TL olmak üzere yüklenicilere toplam 1.122.074,31 TL zarara uğrattıkları, davacı yanın diğer iddialarının kanıtlanamadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62/3. Maddesine göre yönetim kurulu üyelerinin kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumlu oldukları, 1163 sayılı yasanın 98. maddesi yollamasıyla TTK. md.553 hükmüne göre, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde verdikleri zarardan sorumlu oldukları, TTK md.554 hükmüne göre de denetçilerin; kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket ettikleri takdirde, hem şirkete hem de pay sahipleri ile şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumlu oldukları, Kooperatifler Kanunun 66. Maddesine göre denetçilerin genel kurul namına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını tetkik etmesi gerekmekte olup, denetçilerin işletme hesabıyla bilançonun defterlere uygunluk halinde bulunup bulunmadığı ve işletmenin neticeleriyle mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemekle yükümlü oldukları halde bu sorumluluklarını ihmal ederek kooperatifin zarara uğramasına yol açtıkları anlaşıldığından davacı yanın talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne, 300.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili katılma yolu ile yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; kooperatife ait Çatalca İlçesi … mevkii … ada, … pafta, 1 parsel arazinin devri konusunda hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıların davacıyı zarara uğratmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de bazı inşaat işlerinin yapılması karşılığında … İnşaat Elektrik Sanayi Ltd ŞTi ‘ne devredilen arsanın, sözleşmede kararlaştırılan işlerin yapılmaması nedeniyle kooperatifin zarara uğradığını, bu nedenle yerel mahkemenin bu alacak kaleminde zarar oluşmadığına karar verilmesinin ve Gazi Osman Paşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/56 D.İş sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesine göre, 2007-2011 yılları arasında havuz işletmeciliği adı adı altında 33.498.00 TL lik sarf malzemesi kullanıldığı halde fahiş miktarda fatura kesilerek … San ve Tic. A.Ş.’ne 385.712.00 TL lik fazla ödeme yapıldığı, ayrıca Ağır Ceza Mahkemesi kararında havuz bakım işinde fahiş fiyatla ödeme yapıldığı hususu tespit edildiği halde, havuz bakım işini yapan … firması ile yapılan sözleşmeye göre ödeme yapılmıştır diyerek bu alacak kaleminde zarar oluşmadığına karar verilerek bu alacak kalemindeki talebin reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek zarar oluşturan alacak kalemleri arasına yukarıdaki iş kalemler’in de ilave edilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davanın, 16/09/2014 tarihinde o dönemde kooperatifin denetçileri olan … ve … tarafından açıldığını, önceki kanun döneminde (6762 sayılı Kanun) Kanun’un 341/2 maddesiyle davaları açma yetkisi denetçilere verildiğini, ancak 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda eski kanun dönemindeki 341/2 maddesine karşılık bir hükme yer verilmediğini, bu nedenle yerel mahkeme tarafından re’sen incelenerek bu durumun tespit edilmesi ve kooperatife ihtarlı davetiye çıkararak açılan davaya muvafakatinin olup olmadığının sorulması gerektiğini, Yerel mahkeme zamanaşımı defini yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına uygun şekilde incelemediğini ve gerekçeli kararında yargıtayın içtihatlarına uygun şekilde açıklamadığını, ekte sunduğu yargıtay ilamında, Yerel Mahkemenin, davadaki her bir davalı (kooperatif yönetim kurulu üyeleri ve denetçiler) ile görev süreleri ve suç olduğu düşülen her bir eylem (zimmet, görevi kötüye kullanma vb.) için ayrı ayrı zamanaşımı süreleri hesaplanması ve davalıların ibra edilmelerinin sorumluluk davasına etkisi olup olmadığı ayrıntılı olarak incelemeli ve bunları gerekçeli kararında ayrıntılı olarak açıkça yazması gerektiği ifade edildiğini, davaya ilişkin kooperatife ait tüm defter ve belgelerin incelenmesi gerekirken yerel mahkeme bunu yapmadığını, örneğin; doğduğu iddia edilen kooperatif zararlarının hangi dönemlere ait olduğunu, bu dönemlerde hangi davalıların kooperatif yöneticisi ya da denetçisi olduğunu araştırma yapmadığını, diğer bir örnek gerekçeli kararda ” Mustafa Burgut isimli kişi ile bir iş yapılmadığı halde 2008 ve 2009 yıllarında ödeme yapıldığı” iddiası olmasına rağmen bu kişinin kim olduğu kooperatif defterlerinden araştırılmadığını, diğer bir örnek müşavirlik hizmeti adı altında kooperatif müdürü olarak çalıştırılan İsmail Kahraman hakkında bir araştırma yapılmadığını, diğer bir örnek davalılardan … ve … tarafından davacı kooperatife toplamda 70.500,00 TL (yetmiş bin beş yüz lira) kooperatif zararlarına ilişkin banka havalesi yoluyla gönderilmesine ve bu konuda davalıların avukatı tarafından 30/06/2022 tarihli dilekçe ile ekinde banka makbuz örnekleri ile beyanda bulunulmuş olmasına rağmen bu ödeme konusunda inceleme yapılmadığını, eski kooperatif yönetimi yapılan bütün işlerde birden fazla şirketten teklif alarak işi en uygun olan fiyata göre ilgili şirkete yaptırdığını, bu evrakların büyük kısmı işbu davayı açan kötü niyetli yönetim kurulu tarafından saklandığını ve mahkemeye sunulmadığını,Yerel mahkeme müvekkilim …’ü diğer davalılarda olduğu gibi görev almadığı (denetçi olmadığı) dönemlerden sorumlu tutarak eksik inceleme ile hatalı karar verdiğini,Aynı dönemde görev yapan kişilerinin bir kısmına (davalılar) karşı sorumluluk davası açılmışken, bir kısmına (…, …, …, …) karşı hiçbir hukuki yola başvurulmadığını, TBK 166 maddesi uyarınca, müşterek ve müteselsil olarak sorumlu tutulması gereken borçluların bir kısmının ifada bulunmaksızın borçtan kurtulması durumunda, diğer borçluların da bu borçtan kurtulma halinden yararlanacağı düzenlendiğini, Yerel Mahkemede yapılan yargılamada, sorumluluk davası yöneltilmeyen yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerine karşı neden davanın açılmadığı, davacı ile dava açılmayan yönetici ve denetçiler arasında bir ibra sözleşmesinin olup olmadığı ya da iç ilişkide davalıları da borçtan kurtaracak şekilde ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmayı sağlayacak başka bir hukuki ilişkinin olup olmadığı araştırılmadan bu hususta herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan hüküm kurulduğunu,İşbu dava içinde hazırlanmış/düzenlenmiş bilirkişi raporlarının tamamı eksik inceleme ve araştırma ile düzenlenmiş olup hükme esas alınabilecek nitelikte olmayan ve denetime elverişsiz raporlar olduğunu, Yerel Mahkemede yapılan yargılamada hükmün gerekçesinde İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/381 E. sayılı dosyasından verilen karardan bahsedildiğini, bilindiği üzere TBK`nın 74`üncü maddesi ile “Hakim zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı olmadığnı, aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamayacağını, ancak hukuk hakimi yalnızca ve yalnızca ceza hakimi tarafından tespit edilen vakıalarla bağlı olduğunu, açıklanan nedenle Yerel Mahkemede yapılan yargılamada ceza dosyasının hükme gerekçe gösterilmesi hukuka aykırı olduğunu, hükme gerekçe gösterilecek olsa bile, İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/381 E. sayılı dosyasından verilen hüküm sanıklar tarafından istinaf edilmiş olduğundan, Yerel Mahkeme tarafından ceza dosyasının bekletici mesele yapılmaması usule ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Bir kısım davalılar …, …, …, …, …, …, … vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacının, zararı ve sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl içinde davayı açması gerektiğini, olayımızda öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve iddia edilen olayın üzerinden 5 yıl geçtiği ortada olan taleplerin bir kısmı zamanaşımına uğradığını,Davalıların çalışma sorumluluk ve çalışma dönemleri tespit edilmeden, görevli olmadıkları dönem içinde tazminat ödemelerine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu,Ceza dava dosyasında alınan bilirkişi raporları ve verilen hüküm ile toplam tazminat miktarı 72.500 TL olarak belirlenmiş olup bunun dışında bir zarar ve tazminat miktarı tespit edilmediğini, yerel mahkeme bu tenakuzu ortadan kaldırmadan hüküm kurduğunu, ayrıca 31. Ağır Ceza mahkemesi 2022/79E. Sayılı ceza mahkemesince belirlenen miktar davalı … Demrican ve Levent Savrun tarafından 72,500 TL. yatırılması ile dava konusuz kaldığını, yahut ödenen bu miktarın mahsup edilmemesi hukuk aykırı olduğunu, Yerel mahkeme yerinde keşif ve inceleme yapmadan, defter ve evrakları yerinde ve eksiksiz olarak inceletmeden, eksik inceleme ve araştırma ile düzenlenmiş olan hükme esas alınabilecek nitelikte olmayan ve denetime elverişsiz bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini, kısaca arsa bedeli dahil, 224 daire ve müştemilatının kaba inşaatı dahil (dairelerin inşasında kullanılan birinci sınıf beton, nervürlü demir, ytong malzeme, siemens elektrik malzemeleri, ısıcamlı özel üretim pvc doğramaları, özel üretim radyatör-kombi-kal.tesisatı, çelik kapısı, lafarge hazır sıvası v.b) havuz dahil, yeraltı-yerüstü düzenleri dahil ( ptt hattı, doğalgaz hattı, temiz su-pis su hatları v.b), elektrik –doğalgaz-ptt- temizsu giderleri, site içi yollar-parklar-kaldırımlar dahil site içi aydınlatma dahil, çevre koruma duvarı dahil, kat irtifak tapuları dahil ve diğer tüm masraflar-giderler dahil üretim maliyetleri ve üyelerin ödediği yukarıda belirtilen tutarlar hesaplanıp tahkik edildiğinde usulsüzlük olmadığını ileri sürmüştür.Davalı … vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçelerinde; müvekkilimin belirtilen iddialarda kusuru bulunmadığı gibi denetçi olarak görev yapmadığı dönemler için kendisine husumet yöneltilmesi de hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Müvekkil hakkında herhangi bir cezai soruşturma ve kovuşturma açılmamış olmasına rağmen, beş yıllık zamanaşımı süresi yerine uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, Bilirkişi tarafından eksik inceleme yapıldığını ve buna göre karar verildiğini ileri sürmüştür. Davalı … vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkilimin görev yapmadığı dönemler için kendisine husumet yöneltilmesi de hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkil denetçi yönünden dava zamanaşımına uğramış olmasına ve hakkında ceza soruşturma ve davası bulunmamasına rağmen yerel mahkemece uzamış ceza zaman aşımının müvekkile de uygulanması usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif eski yönetici ve denetçileri sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda; davacılar, önceki dönem yönetici ve denetçilerin sorumluluğuna dayalı açmış olduğu tazminat davasınında, kooperatifin zarara uğratıldığı iddia olunan maddi olaylar ve alacak kalemleri olarak;
– Kooperatifin malı olan Çatalca, … mevkii, … Ada, | parsel, pafta … de kayıtlı bulunan arsanın, müteahhit … Sanayi Ltd. Şti’ne usulsüz olarak devri ve bu arsanın müteahhit tarafından mal edilmesinin sağlanarak kooperatifin zarara uğratılması- Kooperatifin inşaat işlerinde, müteahhit firma … Vida şirketine yaptırılan işlerin birim fiyatları çevre rayiçlerine göre yüksek tutularak fahiş ödeme yapılmak suretiyle kooperatifin zarara uğratılması -Her yıl yenilenen sözleşmelerde fiyat farkı uygulanacağına dair bir hüküm bulunmadığı halde sözleşme yılı içinde birçok iş kaleminde fiyat farkı uygulaması ile … A.Ş’ ne fahiş ödeme yapılarak kooperatifin zarara uğratılması – Alınan bir hizmet olmamasına rağmen mali müşavirlik ve yemek bedeli altında ödeme yapılması -Kooperatif bünyesinde çalışan işçi olmamasına işçilik bedeli altında ödeme yapılması gösterilerek kooperatifin uğradığı zararlar yönünden şimdilik 300.000,00 TL’nin ödenmesi talep edilmiş olup mahkemece, davacı kooperatifin bir kısım talepleri yönünden kooperatifin zarara uğratıldığı, bir kısım taleplerin ise kanıtlanamadığı ancak kısmi alacak davası olarak açılan davada, kabul gören bir kısım talepler yönünden kooperatif zararı, 300.000,00 TL’yi aşması nedeniyle davanı kabulüne karar verildiği görülmüştür. Her ne kadar dava dilekçesinde; davacı kooperatifin, eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların, dava konusu edilen maddi vakıalardan dolayı kooperatifi zarara uğratmaları nedeniyle şimdilik toplam 300.000,00 TL tazminat talep edilmiş ise de dava konusu edilen her bir maddi vakıa ayrı bir alacak konusunu oluşturduğundan öncelikle her bir maddi vakıa altında talep edilen alacak kalemleri ayrıştırılarak kısmi talep edilen 300.000 TL ‘nin hangi alacak kalemlerini ( kooperatifin zarara uğratıldığı iddia olunan dava konusu vakıalar ve bu vakıalardan dolayı talep edilen tazminat tutarları ayrı ayrı gösterilmek suretiyle ) kapsadığı hususu davacı vekiline açıklattırılarak, talep sonucu ile bağlı kalınarak ve her bir talep hakkında karar verilmesi gerekirken bir kısım talepler reddedilmesine rağmen kabul gören bir kısım talepler yönünden kooperatif zararı, kısmi talep edilen 300.000,00 TL’yi aşması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 297/2 bendinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce taleplerden her biri hakkında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmekte olup bu husus kamu düzenine ilişkindir. Açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun şimdilik incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin aykırılıklar gözetilerek sair hususlar incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının açıklanan gerekçeler doğrultusunda HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, HMK’nın 297 maddesine uygun ve dosya kapsamı ile uyumlu şekilde yargısal denetime elverişli, şekilde ve yukarıda belirtilen hususlara riayet edilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusu şimdilik incelenmeksizin, davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2014/659 Esas, 2022/540 Karar sayılı ve 30/06/2022 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine,4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 5-Davalılar tarafından yapılan istinaf başvuru ve karar harcının istemi halinde iadesine,6-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/05/2023