Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1291
KARAR NO: 2023/1235
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/197
KARAR NO: 2023/447
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 13/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 1978 yılından itibaren Gebze-Dilovası mevkiinde kurulu 7000 m² kapalı olan modern, çağdaş işletmecilik gereksinimlerini karşılayabilecek niteliklere sahip fabrikasında üretim faaliyetleri yürüttüğünü, faaliyet konusu ürünler için yapılan test ve deneylerin uluslararası düzeyde olduğunu ve uluslararası standartlara uygun olarak üretim yaptığını, …’nın kendi üretiminin yanı sıra her türlü teknik malzemelerinin satışı ile Türkiye’de büyük bir pazara sahip olduğunu, üretici ve satıcı firma statüsünü kazandığını, toplam sermayesinin 4.280.000,00 TL, 31/05/2020 tarihi itibariyle borçları toplamının 41.824.905,85 TL olduğunu, şirketin konkordato teklifinin kabulü halinde ise şirketin tüm borçlarının %75’lik kısmını teşkil eden 35.011.204,09 TL’sinin ödenebileceğini, borçlarını vadeler halinde ödemeyi teklif ettiğini, borç ödemesinin konkordato projesinin tasdikini takip eden 6 ay ödemesiz dönemden sonra 4 yıl eşit taksitler halinde yapılacağını, şirketin iflas ettiği varsayımında teminatlı alacaklı haricindekilere alacaklarının yaklaşık % 30 oranında ödeme yapılabileceğinin hesaplandığını, esasen bu oranın oluşacak takip masrafları, vekalet ücreti ve faiz gibi ilaveler ile daha da azalabileceğini belirterek, davacı şirket lehine geçici mühlet ve kesin mühlet verilerek, kesin mühlet içerisinde yapılacak yargılama sonucunda konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN VE DAİREMİZİN KARARLARI İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/ 2020 tarihli 2020/311 E. 20/802 K. sayılı kararı ile; “…davacı şirketin 5 yıl boyunca iflas erteleme tedbirlerinden yararlandığı, bu süreçte duruşmaya katılan bir kısım alacaklıların beyanlarına göre alacaklılarla herhangi bir görüşme yada anlaşma yoluna gitmediği, borca batık olduğu, mali tablolarının tutarsız olduğu, karlılık ön görüsünün somut verilerle ortaya konulmadığı, projesinde ön gördüğü hedeflere ulaşmasının mümkün olmadığı, konkordato projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı…” gerekçesiyle, kesin mühlet verilmesi talebinin reddine ve davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. Dairemizin 10/11/2021 tarihli 2021/216 E. 2021/1113 K. sayılı kararı ile; “…Komiser heyetinin 09/10/2020 tarihli ilk raporunda borca batıklık miktarının hatalı hesaplandığı, davacı vekilinin komiser heyeti raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediği, iflas kararı verilmesine rağmen İİK 292/son maddesine aykırı olarak şirket yetkilisinin beyanının alınmadığı gerekçeleriyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kaldırma kararının ardından Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 16/12/2022 tarihli kararı ile; “… Tasdik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davacı şirketin konkordato tasdik talebinin kabulü ile “davacının konkordatoya tabi toplam 26.766.170,18 TL. olan konkordato borçlarını 2023 yılı Eylül ayından başlamak üzere 48 ay vadede belirlelen eşit taksitler halinde ödenmesi” yönünde hüküm tesis edilmiştir. Dairemizin 01/03/2023 tarihli 2023/336 E. 2023/321 K. sayılı kararı ile; “… Tasdik yargılama duruşma gün ve saatinin İİK’nın 304.maddesi yollaması ile İİK’nın 288/2.maddesi gereğince usulüne uygun olarak ilan edilerek tasdik yargılamasının yapılması kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 355.maddesi uyarınca re’sen göz önünde bulundurulması gereken bu husus nedeniyle HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kaldırma kararının ardından Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 16/05/2023 tarihli kararı ile; “…Tensiben konkordato talep eden şirketin daha önce 5 ay geçici mühlet ve 1 yıl kesin mühlet kullandığı anlaşılmakla, 2 ay süre ile kesin mühletin uzatılmasına, İİK’nın 304. Maddesine göre gerekli ihtaratı içeren ilanların yapılmasına, davacı şirket yetkililerine duruşma gününü bildirir davetiye tebliğine karar verilmiştir. Son alınan konkordato komiseri raporuna göre; 2021/864 E. sayılı dosya kapsamında verilen konkordato tasdik kararından son raporun hazırladığı döneme kadar şirketin olağan faaliyetlerine devam ettiği, … E. sayılı dosyada tasdik edilen ödeme planına göre konkordatoya tabi alacaklılara ödemelerin 2023 yılı Eylül ayında başlayacağı öngörüldüğünden konkordatoya tabi alacaklara ilişkin henüz bir ödeme yapılmadığı, Şirketin Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında amme alacaklarını yeniden yapılandırmak için ilgili Kurumlara başvurularını tamamladığı, borçlu şirketin en güncel 28.02.2023 tarihli rayiç değer bilançosuna göre özvarlık tutarının +12.597.744,15 TL olarak hesaplanmış olduğu, şirketin borca batık durumda olmadığı, konkordato tasdik şartları bakımından, 06.10.2022 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısı ile iltihak süresi içerisinde nisaba dahil toplam 140 adet alacaklının 81’inin (% 57,86) ve toplam 26.636.385,68 TL alacak tutarından 14.160.641,79 TL’ye (% 53,16) denk gelen kısmın kabul yönünde beyanda bulunduğu ve bu nedenle alacaklılar toplantısında çoğunluğun sağlanması şartının sağlanmış bulunduğu, şirketin en güncel 28.02.2023 tarihli bilançosundan hareketle hazırlanan iflas halinde muhtemel bilançosuna göre iflas durumunda adi alacaklılara en fazla % 60,60 oranında ödeme yapılabileceği ancak konkordato tasdiki durumunda alacaklıların alacaklarının tamamını tahsil etme imkanlarının bulunduğu ve bu nedenle konkordato kapsamında ödenmesi teklif edilen tutarın iflas durumunda alacaklıların eline geçecek tutardan daha yüksek olduğu; borçların iflasa göre daha fazla yüksek karşılanması şartının varlığını sürdürdüğü; şirketin 28.02.2023 tarihi itibariyle gerçekleşen mali sonuçlarına göre ödemeyi teklif ettiği tutarın şirketin sağlamayı öngördüğü konkordato kaynağı ve mal varlığı ile ödemeyi teklif ettiği borç tutarının orantılı olduğu; ödenmesi öngörülen borcun konkordato kaynakları ile orantılı olması şartının varlığını sürdürdüğü borçlu şirketin teminat göstermesine gerek bulunmadığı, İİK m. 305/I, e bendi uyarınca tasdik aşamasında ödenmesi gereken harç tutarının ödenmiş bulunduğu anlaşılmakla konkordato tasdik talebinin kabulüne karar verilmiştir.Davacı şirketin konkordato kaynağı olarak büyük oranda gayrimenkul satışlarını öngördüğü, projenin vaat edildiği şekilde yerine getirilebilmesi için gayrimenkul satışları ve satışlardan elde edilen gelirlerin konkordatoya tabi borçların ödenmesinde kullanılması, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesinin sağlanması için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirleri kapsamında, gayrimenkul satışları ile elde edilen gelirin gerçekten borçların ödenmesinde kullanılmasının denetimi büyük önem arz ettiğinden İİK m. 306/1I uyarınca, borçlu Şirket gayrimenkullerinin tamamının satışının atanan kayyım onayına tabi tutulmasına…” karar verilerek, “1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … ANONİM ŞİRKETİ’nin konkordato tasdik talebinin KABULÜNE, 2-Davacının konkordatoya tabi toplam 26.766.170,18 TL. olan konkordato borçlarını 2023 yılı Eylül ayından başlamak üzere 48 ay vadede belirlelen eşit taksitler halinde ödenmesine, 3-Tüm alacakların ve taksitlerin bu ödeme planına göre izlenmesine, konkordatonun tasdiki kararının, gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, İİK’nun 308/c maddesi gereğince derhal bağlayıcı hale gelmesine..” dair hüküm tesis edilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı … Tic. Ltd. Şti. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Konkordato projesinin, borçlunun mali gücü ile orantılı olmadığını, başarıya ulaşma ihtimali bulunmadığını, soyut veriler ile hazırlandığını, davacının aldığı tedbir kararları ile alacaklıların tahsilini engellemeye çalıştığını, komiser heyetinden alınan raporların tamamının ihtimaller üzerine yapılan hesaplamalarla düzenlendiğini, projede alacak miktarlarının düşük gösterildiğini, 12/07/2015 tarihinden bu yana en başta iflas erteleme talebinde bulunan borçlu şirketin, müvekkili şirket ile hiçbir görüşmede bulunmadığını, konkordato projesindeki yetersiz kısımların düzeltilmesi, eşitsizliklerin giderilmesi adına başta fer’iler olmak üzere tenzil edilen alacakların belirlenmesi ve taksit tutarları için faize hükmedilmesi gerektiğini, konkordato projesinin kabulü için gerekli çoğunluğun sağlanamadığını, diğer tasdik koşullarının oluşmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacı şirketin işbu konkordato talebinden evvel ikame ettiği iflas erteleme davaları ve dosyanın safahatı dikkate alındığında iyiniyetli olmadığını, yıllardır alacakların sürüncemede bırakıldığını, sunulan projesinin uygulanabilir olmadığını, iflas erteleme davası ikame ettiği süreden bu yana geçen 7 yıllık süreçte müvekkili şirkete hiçbir ödeme teklifi yahut protokol tanzim edilmesi teklifinde bulunulmadığını, müvekkilinin alacaklarını tahsil edememesi nedeniyle mali dar boğaza girerek faaliyetlerine son vermek zorunda kaldığını, konkordato tasdik koşullarının oluşmadığını, projenin uygulanabilir olmadığını ayrıca geçici mühlet tarihi olan 16/07/2020 tarihi itibariyle müvekkili şirketin alacağı 1.589.281,76 TL olmasına rağmen nisaba eksik şekilde 881.821,31 TL olarak dahil edildiğini, konkordato tasdik şartlarının oluşmadığını beyan ederek alacaklıları zarara uğratma ve alacaklarını sekteye uğratma gayesi ile ikame edilen kötüniyetli talebin reddine karar verilmesini ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili Bankaya ipotekli Bodrumdaki taşınmazın değeri alacağın üzerinde tespit edilmiş olsa dahi, ipotek limiti 3.000.000,00 TL olduğundan, ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi sonucu müvekkil Banka tarafından yapılacak maksimum tahsilat tutarının 3.000.000,00 TL olacağını, yine rehinli … Plakalı 2011 Model … Model aracın güncel kasko bedeli 1.135.000,00 TL olup, bu durumda müvekkili bankanın rehinlerden yapabileceği maksimum tahsilat tutarının 4.135.000,00 TL olduğunu, alacak kaydına konu edilen banka alacak tutarının toplam 7.687.095,10 TL olması nedeniyle, rehinler paraya çevrildikten sonra bakiye müvekkil banka alacağının tahsil kabiliyeti bulunmadığı gibi, yerel mahkeme tarafından da nasıl tahsil edileceği hususunda bir değerlendirme yapılmadığını, konkordato sebepleri gerçekçi ve somut olmayıp, ciddi bir konkordato ön projesi sunulmadığını, davacının iyiniyetli olmadığını, alacaklıların alacağına kavuşmasını sürüncemede bırakmayı amaçladığını, konkordato teklifinin kaynaklarıyla orantılı olmadığını, tasdik koşullarının gerçekleşmediğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf yoluna başvuran alacaklıların, istinaf başvurularının süresinde olup olmadığına ve istinaf hakları olup olmadığına ilişkin inceleme;15/03/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 37 maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen “Kanun Yolları” başlıklı 308/a maddesinde “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemesi ile itiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri düzenlenmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 25/02/2021 tarihli, 2021/1393 E. 2021/511 K. sayılı ilamı; “…Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308 a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde sadece duruşma öncesi itiraz edenlerin kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim Prof Dr. Selçuk Öztek, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel Yeni Konkordato hukuku kitabının 308/a maddesini açıkladıkları 569. sayfada ret oyu kullananların tasdik kararını istinaf edebileceklerini kabul etmişlerlerdir. Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Az yukarıda yazılı doktrin görüşünde de iltihak süresi içinde itiraz edenlerin istinaf yoluna başvurabileceği de belirlenmiştir…” şeklindedir.Konkordato tasdik kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 22/05/2023 ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında 24/05/2023 tarihinde ilan edildiği, yukarıda belirtilen alacaklıların yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurdukları tespit edilmiştir.İstinaf yoluna başvuran alacaklılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … Mak. San. Tic. Ltd. Şti.’nin ret oyu kullandıkları, alacaklı … Bankası A.Ş.’nin ise rehinli alacaklı olarak değerlendirildiği için oy kullanmadığı tespit edilmekle, istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Talep, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.Davacı şirketin İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1191 E. sayılı dosyası ile 06/05/2015 tarihinde iflas erteleme talebinde bulunduğu, mahkemenin 07/12/2015 tarihli 2015/492 K. sayılı kararı ile iflasının 07/12/2015 gününden itibaren 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiği, kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2018 tarihli 2016/2675 E. 2018/87 K. sayılı ilamıyla onandığı, Davacı şirketin 25/11/2016 tarihinde iflasın ertelenmesinin 07/12/2016 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle uzatılmasına karar verilmesini talebi, aynı mahkemenin 30/11/2016 tarihli 2016/1258 E. 2016/839 K. sayılı kararıyla “669 ve 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Hükümleri ve ülkemizde olağanüstü halin halen devam ediyor olması gözetildiğinde olağanüstü hal süresi içinde açılan iş bu uzatma davasının yeni dönem için iflas erteleme talebini içerdiği, dolayısıyla yeni bir dava olduğu” gerekçesiyle reddedilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 23/01/2017 tarihli 2017/46 E. 2017/47 K. sayılı kararıyla istinaf talebi esastan reddedilmiş, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 18/02/2019 tarihli 2017/553 E. 2019/491 K. sayılı kararıyla “…Mahkemece yapılması gereken yukarıda yazılı ilkeler ışığında 673 Sayılı KHK.nın 10. maddesinin 2/c fıkrasında yazılı şekilde gerekli araştırma yapılarak, davacı şirketin bu şirketlerden olmaması halinde iyileştirme projesi bilirkişi ve kayyım raporları göz önünde bulundurularak halihazır durumda iflastan kurtulması mümkün ise iflas kararı verilmeyerek şirketin olağanüstü hal süresince ve en nihayet İİK.nın 179/b-4 maddesinde belirlenen süreler de nazara alınarak izlenmesi, bu süre içerisinde durumunun kötüye gitmesi veya sürenin dolmasına rağmen borca batıklık halinin devam etmesi halinde İİK.nın 179/b-5 maddesi uyarınca iflas kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile bilançosu borca batık olan şirketin iflas erteleme talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur. Bozma sonrasında dosya, mahkemenin 2019/45 E. sırasına kaydedilmiş ve 08/07/2020 tarihinde şirketin borca batıklıktan çıktığı gerekçesiyle iflas ertelemenin uzatılması talebinin reddine karar verilmiştir. Bu dosya kapsamında alınan 10/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda şirketin rayiç değerler üzerinden özvarlığının 1.304.406.32 TL (50.293.005.19 TL net aktif mevcudu – 48.988.598.87 TL net pasif mevcudu) ile borca batık olmadığı tespit edilmiştir. (Dosya kapsamında iflas erteleme dosyası olmadığından yukarıda karar örnekleri UYAP karar arama ekranından temin edilmiştir. Dosyada sadece iflasın uzatılması talebinin reddine dair 08/07/2020 tarihli kısa karar ve bilirkişi raporu mevcut olup gerekçeli kararda bulunmamaktadır) İflas erteleme dosyasında 10/02/2020 tarihli bilirkişi raporu ile şirketin özvarlığının (+) 1.304.406.32 TL ile borca batık olmadığı tespit edilmiş, iflas erteleme talebi 08/07/2020 tarihinde şirketin borca batıklıktan çıktığı gerekçesiyle reddedilmiş, eldeki dava 13/07/2020 tarihinde açılmış, ön projede şirketin rayiç değerlere göre (-) 12.463.189,58 TL ile borca batık olduğu ifade edilmiştir. Davacı şirketin ön projesinde; Şirketin faaliyet konusunun her türlü maddeden kondenstoplar, vanalar, valfler, flanşlar, fitigs, armatür ve bunlarla ilgili cihazlar, yedek parça imal, ithal, ihraç ve ana sözleşmede belirtilen diğer işler olup sermayesinin 4.280.000,00 TL olduğu, kur dalgalanması, ekonomik sıkışma ve pandeminin şirketin finansal yapısının düzelmesini engellediği, konkordato teklifinin kabulü halinde şirketin hem mali iyileşmeyi sağlayacağı hem de borçlarını tasfiye edeceği, şirket özvarlığı 31/05/2020 dönemi kaydi değerlerine göre (+) 6.969.321,84 TL iken aynı tarihli rayiç değerlere göre (-) 12.463.189,58 TL ile borca batık olduğu, konkordato kaynaklarının; 10.001,91 TL dönem başı nakit mevcudu, 1.000.000,00 TL sermaye artışı, 4.371.672,29 TL eski dönemden alacaklar, 1.218.358,00 TL eski dönemden çekler+senetler, 10.000.000,00 TL şirkete ait iştigal konusu ile ilgisi olmayan taşınmaz satışı sonucu sağlanacak kaynak, 12.500.000,00 TL mevcut stok satışı ve 10.741.550,00 TL hedeflenen net kar ile oluşacak kaynak olmak üzere toplam 39.842.582,20 TL olup, konkordato teklifinin kabulü halinde ödenecek borç miktarı 35.011.204,09 TL olduğundan, borçların tamamının ödenebileceği, iflas halinde alacaklıların alacağının % 30 civarında kısmının karşılanabileceği, konkordato teklifinin kabulü halinde ise şirket borçlarının %75’inin oluşacak faiz ve masraflar hariç olmak üzere konkordato projesinin tasdikini takip eden 6 ay ödemesiz dönemden sonra 4 yıl eşit taksitler halinde tamamının ödeneceği belirtilmiştir.Konkordato geçici komiser heyeti (Muhasebe-Finans Uzmanı Prof. Dr. Mert Erer ve Hukukçu Dr. Tamer Pekdinçer) 09/10/2020 tarihli raporunda;Kaydi değerlere göre şirketin özsermayesinin 7.546.043,96 olduğu, 2020 yılı başından bu yana herhangi bir maddi duran varlığını elden çıkarmadığı ve sermayesinin tamamının ödendiği, 06/05/2015 tarihinde iflas erteleme talebinde bulunduğu ve iflas ertelemeden 08/07/2020 tarihinde çıktığı, 2016 yılından bu yana bankalarla mutabakat yapmadığı kaydi bilançoda yer alan banka kredileri tutarlarının şirketin bankalara olan mevcut borç tutarını göstermekten uzak olduğu, Net karlılık oranlarının yıllar itibariyle iyileşme gösterdiği, şirketin 2020 yılı Ağustos ayı sonu itibariyle hedeflenen kar tutarına şimdiden ulaşıldığı, Rayiç değer bilançosuna göre şirketin (-) 26.571.010,00 TL borca batık durumda olduğu belirtilmiştir. Şirketin 04/12/2020 tarihli revize projesinde;Ön projede belirtilen 1.000.000,00 TL sermaye artışının gerçekleştirilerek tamamının ortaklarca ödendiği, 01/10/2020 tarihinden 2025 yılı sonuna kadar toplam 18.615.852,06 TL net kar hedeflendiği, şirket özvarlığı 30/09/2020 dönemi kaydi değerlerine göre (+) 8.137.670,44 TL iken aynı tarihli rayiç değerlere göre (-) 6.820.193,51 TL ile borca batık olduğu, konkordato kaynaklarının; 490.208,12 TL dönem başı nakit mevcudu, 1.000.000,00 TL sermaye artışı, 4.770.436,73 TL alacaklar, 1.530.346,03 TL portföydeki çekler+senetler, 10.449.000,00 TL şirkete ait iştigal konusu ile ilgisi olmayan taşınmaz satışı sonucu sağlanacak kaynak, 13.595.045,02 TL mevcut stok satışı ve 18.615.852,06 TL hedeflenen net kar ile oluşacak kaynak olmak üzere toplam 50.450.887,96 TL olup, konkordato teklifinin kabulü halinde ödenecek borç miktarı 48.371.416,93 TL olduğundan, borçların tamamının ödenebileceği, iflas halinde alacaklıların alacağının % 30 civarında kısmının karşılanabileceği, konkordato teklifinin kabulü halinde ise şirket borçlarının %75’inin oluşacak faiz ve masraflar hariç olmak üzere konkordato projesinin tasdikini takip eden 6 ay ödemesiz dönemden sonra 4 yıl eşit taksitler halinde tamamının ödeneceği belirtilmiştir.Konkordato komiser heyeti 11/12/2020 tarihli raporunda; Şirket ortaklarının 1.000.000,00 TL tutarındaki nakit sermaye taahhüdünü yerine getirdikleri, 11 alacaklının 6.095.348,89 TL alacağına karşılık konkordato talebinin kabulü yönünde yazılı görüş bildirdikleri, 30/11/2020 tarihli rayiç değer bilançosuna göre şirketin varlıkları 39.437.651,10 TL, borçları 56.438.496,05 TL olup özvarlığının (-) 17.000.844,95 TL ile borca batık durumda olduğu,İmtiyazlı alacaklar 9.795.492,45 TL, adi alacaklar 22.782.705,02 TL (adi alacak toplamı 30.376.940,02 TL olup şirket % 25 tenzilat ile ödeme teklif ettiğinden ödenecek tutarın toplam adi alacakların % 75’i olarak hesaplanması neticesinde 30.376.940,02 X 0,75 = 22.782.705,02), personel alacakları 630.069,77 TL, amme alacakları 15.163.149,69 TL olmak üzere toplam 48.371.616,93 TL olup, revize projede yer alan iflas durumunda alacaklıların eline geçebilecek tutar ile konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçebilecek tutarın karşılaştırıldığı, şirketin iflas ettiği varsayımında adi alacakların ancak % 30 oranında karşılanabileceği, Şirketin sunduğu revize projede yer alan ödeme teklifi ve sağlanması öngörülen konkordato kaynakları değerlendirildiğinde; -Dönem Başı Nakit Mevcudu: Şirketin 30/11/2020 itibariyle kasasında ve banka hesaplarında toplam 615.784,87 TL bulunduğundan bu kaynaktan revize projede belirtilen tutarın sağlanmasının mümkün olduğu, -Alacaklar ve Portföydeki Çek ve Senetler: Şirket revize projesini hazırlarken 30/09/2020 tarihli bilançosunu esas aldığı, bu bilançoya göre şirketin Alıcılar hesabından 4.770.436,73 TL ve Alacak Senetleri hesabından 1.530.346,03 TL alacağı bulunduğu, revize projede bu alacakların tümünün 2022 yılı sonuna kadar tahsil edileceğinin öngörüldüğü, proforma nakit akım tablosunda faaliyet gelirlerinden sağlanması planlanan nakit girişlerinin proforma gelir tablosunda yer alan net satışlara eşit olduğu, bu durumun şirketin her dönem yaptığı satışların tamamının yine aynı dönemde nakit olarak tahsil edileceğini ve böylece dönem sonunda o dönemde yapılan satışlardan kaynaklanan bir ticari alacak oluşmayacağını gösterdiği, o halde 30/09/2020 itibariyle şirketin bilançosunda yer alan Alıcılar ve Alacak Senetleri hesaplarındaki tutarların tamamının 2022 sonuna kadar tahsil edilmesi ve her dönem gerçekleştirilen net satışların aynı dönem nakde dönerek hiç ticari alacak oluşmaması durumunda 2022 yılı sonu itibariyle şirketin bilançosunda Alıcılar ve Alacak Senetleri hesabının sıfır olacağı, olağan faaliyetlerine devam eden bir şirketin bilançosunda hiç ticari alacak bulunmamasının işlerin olağan akışına aykırı olduğu, son iki dönemde oranlar iyileşmiş olsa da şirketin hem geçmiş dönem satışlarından kaynaklanan 4.770.436,73 TL senetsiz ve 1.530.346,03 TL senetli alacağının tamamını tahsil etmesinin hem de her dönem net satışlarının tamamının nakit girişi yaratmasının ve 2022 yılı sonundan itibaren Alıcılar ve Alacak Senetleri hesaplarında bakiye kalmamasının olanaklı olmadığı, bu nedenle projede alacaklar ve portföydeki çek ve senetlerden sağlanması planlanan kaynağın ifade edilen tutarda sağlanmasının mümkün olmadığı, -Sermaye Artışı: Şirketin sermayesinin Ekim ayı içerisinde mevcut şirket ortakları tarafından nakit olarak 1.000.000,00 TL artırılarak 30/11/2020 itibariyle şirketin sermayesinin 5.280.000,00 TL’ye yükseldiği, 1.000.000,00 TL’nin şirket ortaklarınca şirketin banka hesabına ödendiği ve raporun düzenlendiği tarih itibariyle ödenen tutarın şirket ortaklarınca şirketten çekilmediği, revize projede yer alan bu kaynağın sağlandığı, -Mevcut Stok Satışı: Şirketin 30/09/2020 itibariyle bilançosunda yer alan ilk madde ve malzeme, yarı mamuller, mamuller, ticari mallar ve diğer stoklar hesaplarında yer alan stoklarını satarak bu hesapların rayiç değerlerinin toplamı olan 13.595.045,02 TL tutarında kaynak yaratacağını öngördüğü, proforma nakit akış tablosuna göre söz konusu stokların tamamının 2021 yılı içerisinde nakit olarak satılacağı, revize projedeki açıklamalardan ve proforma mali tablolardan mevcut stok satışından 2021 yılında elde edilmesi beklenen tutarın 2021 yılı proforma gelir tablosunda brüt satışlar ve satışların maliyeti hesaplarına dahil edilip edilmediğinin anlaşılamadığı, -Şirkete Ait İştigal Konusu İle İlgisi Olmayan Taşınmaz Satışı Sonucu Sağlanacak Kaynak: Şirketin dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre rayiç değerleri toplamı 10.449.000,00 TL olan 23 adet gayrimenkulün tamamının ipotekli olup satılması halinde rehinli alacaklıların alacaklarını tahsil etmelerinden sonra adi alacaklılara herhangi bir tutar kalmayacağı, rehinli alacaklılardan izin alınabilmesi durumunda gayrimenkul satışlarında kaynak sağlanmasının mümkün olduğu, -Hedeflenen Net Kar İle Oluşacak Kaynak: revize projede belirtilen net satış tutarlarına ulaşılmasının zor da olsa ihtimal dahilinde olduğu, bununla birlikte şirketin satışlarını iki kat artırabilecek üretim kapasitesine sahip olup olmadığı ve ek sabit kıymet yatırımı gerekip gerekmediği konularında revize projede bir açıklama bulunmadığı, şirketin iflas ertelemeye başvurduğu 2015 tarihinden 2020 yılının Haziran ayına kadar ödemediği SGK İşveren Payları’nı ilgili dönemlerde gider olarak kaydetmek yerine bilançoda varlık olarak göstermesi nedeniyle proforma gelir tablosunda yer alan kar tutarları değerlendirilirken şirketin geçmiş dönem karlarının dikkate alınmadığı, muhasebenin ve finansal raporlamanın temel ilkelerinden-kavramlarından olan dönemsellik ilkesine aykırı olan bu uygulama nedeniyle şirketin sunduğu geçmiş dönem karlarının gerçek durumu yansıtmadığı ve analizde kullanılamayacağı, -Açıklanan nedenlerle, şirketin proforma gelir tablosunda yer alan yüksek kar hedeflerinin gerçekçi, ciddi ve inandırıcı bulunmadığı, şirketin rayiç değerlere göre borca batık olması ve konkordato teklifinin gerçekçi, ciddi ve inandırıcı bulunmaması nedenleriyle, iflasına karar verilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Konkordato komiser heyeti 20/11/2021 tarihli raporunda (ilk kaldırma kararından sonraki rapor); Kaldırma kararında ifade edildiği gibi ilk raporda dönen varlıklar sehven varlık toplamına dahil edilmediğinden özkaynak tutarı (-) 26.571.010,00 TL olarak hesaplanmış ve şirketin borca batık durumda olduğu ifade edilmiş ise de doğru hesaplama yapıldığında (+) 4.470.475,11 TL borca batık olmadığı ancak ikinci raporda yer alan hesaplamaların doğru olduğu ve şirketin (-) 17.000.844,95 TL borca batık olduğu, Alacaklı vekilinin itirazları incelendiğinde; -Alacakların tahsil edilme durumu yönünden; alacakların konkordato kaynakları arasında sayılması için tahsil edilmesi gerektiği, tahsil kabiliyeti olmayan bir alacağın kaynak olarak sayılamayacağı, 11/12/2020 tarihli raporda “Alacaklar ve Portföydeki Çek ve Senetler” kısmındaki değerlendirmelerin geçerli olduğu, -Karlılık hedefi yönünden; revize projede yer alan sektör verilerine göre yüksek olan karlılık oranlarını ne şekilde sağlayacağı ve sürdüreceğine ilişkin somut bir iş planının sunulmamış ve ilk proje ile revize proje kıyaslandığında karlılık oranındaki önemli derecede artışın nereden kayaklandığının ortaya konulamamış olması nedeniyle, karlılık öngörülerinin ciddi ve inandırıcı bulunmadığı, -Stoklardan sağlanacak kaynak; 11/12/2020 tarihli nihai raporda açık bir şekilde stokların kaynak sayılamayacağı değil revize projede ifade edildiği şekliyle mevcut stok satışından kaynak sağlanmasının mümkün olmadığının açıklandığı, mevcut stokların satışının konkordato kaynakları arasında sayılabilmesi için revize projede iki konuda netlik bulunmadığı, a) Mevcut stok satışından elde edilmesi planlanan tutarın 2021 yılı proforma gelir tablosunda brüt satışlar ve satışların maliyeti hesaplarına dahil edilip edilmediği, b) Söz konusu tutar brüt satışlar ve satışların maliyeti hesaplarına dahil edilmediyse mevcut stok satışı dahil 2021 yılı toplam satış tutarına nasıl ulaşılacağı, Bu iki konu ile ilgili olarak itiraz dilekçelerinde herhangi bir açıklama bulunmadığından stok satışından konkordato kaynağı sağlanmasının olanaklı görünmediği yönündeki görüşlerinin korunduğu, -Şirket ortaklarının sermaye artırımı taahhüdü; hedeflenen net kar tutarına ulaşılamaması halinde ulaşılamayan kar tutarı kadar nakit kaynağın ortaklarca nakden şirkete yatırılacağı ifade edilmiş ise de eksik kalan kaynak tutarının ne kadar olacağının güvenilir bir şekilde tahmin edilmesinin olanaklı olmadığı, eksik kalan kaynak tutarına ilişkin ödemelerin hangi tarihlerde ne tutarda yapılacağının, kaynağın ne zaman ve hangi tutarda eksik kalacağının, kaynak eksiği oluştuğunda ortakların eksik kalan kaynak kadar ödeme yapacak finansal gücü olup olmayacağının belli olmadığı ayrıca bu ifadenin ortaklar açısından bağlayıcılığı da bulunmadığı, Bu tespitler karşısında şirketin borca batık olduğu ve konkordatonun başarıya ulaşmayacağı yönündeki görüşlerinin geçerli olduğu ifade edilmiştir. Bilirkişi raporu; Gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişiden alınan 28/02/2022 tarihli raporda; davacı şirkete ait gayrimenkullerin (1 adet Ataşehir, … adet Bodrum, … adet Mamak) 31/12/2021 tarihi itibariyle rayiç değer toplamı 19.200.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Alacaklı … Bankasına rehinli Bodrum’daki taşınmaz için 11.500.000,00 TL değer takdir edilmiştir. Makine mühendisi bilirkişiden alınan 09/03/2022 tarihli raporda; ilk madde ve malzeme 7.959.534,04 TL, yarı mamuller-üretim 7.931.721,56 TL, mamuller 2.905.083,89 TL, ticari mamuller 992.305,45 TL, diğer stoklar 61.621,78 TL, tesis makine ve cihazlar 4.205.404,19 TL, taşıtlar 2.740.000,00 TL, demirbaşlar 266.607,25 TL hesaplanmıştır.Konkordato komiser heyeti 14/03/2022 tarihli raporunda; Şirketin 31/12/2021 tarihli rayiç değer bilançosuna göre varlıkları 51.061.548,74 TL, borçları 53.837.905,81 TL olup (-) 2.776.357,07 TL borca batık olduğu, borca batık tutardaki azalışın şirketin sahip olduğu stoklar ile maddi duran varlıkların rayiç değerlerinin önemli derecede artmasından yine net satışların, faaliyet karının ve dönem net karının bir önceki döneme kıyasla artmasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Tabloya göre net satış 31/12/2020 tarihi itibariyle 26.830.377,60 TL iken 31/12/2021’de 40.100.777,62 TL, faaliyet karı 31/12/2020 tarihi itibariyle 404.197,74 TL iken 31/12/2021’de 909.877,79 TL, dönem net karı 31/12/2020 tarihi itibariyle 245.092,51 TL iken 31/12/2021’de 1.013.991,37 TL’dir. Şirketin 14/03/2022 tarihli revize projesinde; Şirketin toplam sermayesinin 5.280.000,00 TL olduğu, 31/12/2021 tarihi itbariyle kaydi bilançoda öz varlığının 8.739.100,25 TL ile borca batık olmadığı, rayiç değerlere göre ise (-) 974.886,74 TL olarak borca batık olduğu, toplam borç tutarı 52.776.285,06 TL’den 14.081.432,63 TL’sinin konkordatoya tabi, kalan 38.694.852,43 TL’nin ise imtiyazlı (kamuya 21.321.563,66 TL, personele 603.014,26 TL, teminatlı 16.770.274,51 TL) borçlar olduğu, 2022 yılında 8.886.606,89 TL, 2023 yılında 15.493.055,23 TL, 2024 yılında 25.139.582,85 TL, 2025 yılında 37.863.415,99 TL, 2026 yılında 24.329.269,99 TL, 2027 yılında 26.762.196,99 TL ve 2028 yılında 29.438.416,69 TL faaliyet karı hedeflendiği, 2022 yılında 60.083.956,64 TL, 2023 yılında 96.134.330,62 TL, 2024 yılında 144.201.495,92 TL, 2025 yılında 201.882.094,29 TL, 2026 yılında 252.352.617,87 TL, 2027 yılında 277.587.879,65 TL ve 2028 yılında 305.346.667,62 TL net satış hedeflendiği, 2022 yılında 7.351.357,67 TL, 2023 yılında 12.743.525,11 TL, 2024 yılında 20.578.287,67 TL, 2025 yılında 30.663.062,74 TL, 2026 yılında 20,869,953,42 TL, 2027 yılında 22.956.948,77 TL ve 2028 yılında 25.252.643,64 TL net kar hedeflendiği, Konkordato kaynaklarının; dönem başı nakit 91.421,33 TL, işletme faaliyetlerinden elde edilecek net kar 140.616.679,00 TL, gayrimenkul satışı 19.200.000 TL, taşıt satışı 1.000.000 TL olmak üzere toplam 160.908.100,33 TL olduğu, Şirketin toplam 14.081.432,63 TL olan konkordato borçlarını ilk 1 yıl ödemesiz 2024 yılı başından itibaren 60 ay (5 yıl) vadede belirlenen eşit taksitler halinde ödenmesinin planlandığı belirtilmiştir. Konkordato komiser heyeti 25/04/2022 tarihli raporunda; -Şirketin önceki raporda belirtildiği gibi (-) 2.776.357,07 TL borca batık olduğu, -Şirketin iflas durumunda stokların ve maddi duran varlıkların rayiç değerlerinin % 50’sine satılacağı, diğer varlıkların rayiç değerleri tutarında gelir sağlayacağı varsayımıyla hesaplama yapıldığında iflas durumunda varlıkların satışından elde edilmesi beklenen tahmini gelirin 27.845.728,40 TL olduğu, rehinli alacaklar ve amme alacakları tutarının toplamı 28.743.591,36 TL olduğundan şirketin iflası durumunda adi alacaklıların alacaklarını tahsil etme imkanı bulunmadığı, -Konkordato kaynakları incelendiğinde; a) Dönem başı nakit mevcudu; Şirketin 31/12/2021 itibariyle kasasında ve banka hesaplarında toplam 91.421,30 TL bulunmakla, söz konusu tutar zaten nakit olduğundan, bu tutarın borç ödeme kullanabileceği, b) Gayrimenkul satışı; şirket adına kayıtlı 9 adet gayrimenkul bulunduğu ve bilirkişi raporuna göre gayrimenkullerin rayiç değeri toplamı 19.200.000,00 TL olup, gayrimenkullerin şirket faaliyetlerinde kullanılmadığı, tamamının ipotekli olduğu, yine tümü üzerine haciz bulunduğu, rehinli alacaklıların alacak tutarı düşüldüğünde diğer alacaklılara kalan tutarın 11.777.972,30 TL hesaplandığı, hacizler kaldırılmadan mevcut halleriyle gayrimenkullerin rayiç değerleri üzerinden satılmasının olanaklı olmadığı ayrıca proforma nakit akış tablosu incelendiğinde gayrimenkullerin önemli bir kısmının (15.450.000 TL tutarındaki kısmının) 2025 yılında satılacağının öngörülmesinin raporun düzenlendiği dönem itibariyle gayrimenkullerin satışıyla ilgili olarak somut bilgi sağlanmasını olanaksız kıldığı, c) Taşıtların satışı; şirket adına kayıtlı 5 adet taşıt bulunduğu, revize projede şirket faaliyetlerinde kullanılmayan 2 tanesinin toplam 1.000.000,00 TL bedelle 2023 yılında satılacağının öngörüldüğü, bilirkişinin tespit ettiği rayiç değere göre … marka aracın 1.500.000,00 TL, … marka aracın 850.000,00 TL olduğu, … için … bankası’nın 499.631,08 TL, … için … Bankası’nın 3.500.000 TL olan alacağına karşılık rehin verildiği, …’ın rayiç değeri … Bankası’nın alacağından düşük, …’in rayiç değeri ise … bankası’nın alacağından yüksek olup araçlar üzerinde haciz kayıtlarının da bulunduğu ve mevcut durumda satışlarının mümkün olmadığı, ç) İşletme faaliyetlerinden elde edilecek net kardan sağlanacak kaynak; Şirketin Aralık 2020 projesinde 2021 yılı için net satış tahminin 27.293.477,00 TL olduğu, 2021 yılını iflas sürecinde geçiren şirketin net satışlarının ise 40.100.777,62 TL olarak gerçekleştiği, 2021 yılında gerçekleşen net satış tutarının 2020 yılının sonunda yapılan bütçedeki öngörüden % 46,92 oranında yüksek çıktığı, bu veriye göre şirketin revize projede belirtilen net satış tutarlarına ulaşılmasının zor da olsa ihtimal dahilinde olduğu ancak dönem net karı hedeflerine ulaşmasının mümkün görülmediği, TCMB verilerine göre karlılık oranı hesabı yapıldığında 2022 yılında 1.519.287,58 TL TL, 2023 yılında 2.430.860,13 TL, 2024 yılında 3.646.290,20 TL, 2025 yılında 5.104.806,28 TL, 2026 yılında 6.381.007,85 TL, 2027 yılında 7.019.708,63 TL ve 2028 yılında 7.721.019,50 TL olmak üzere toplam 33.822.380,17 TL dönem net karına ulaşabileceği, yani şirketin revize projede sunduğu kar tutarlarına ulaşmasının mümkün olmadığı, 2021 yılında gerçekleşen dönem net karı/net satışlar oranını koruması ve beklenen net satışlara ulaşması durumunda da revize projede öngörülen sürede borçlarını ödemesinin mümkün olmayacağı, Yapılan açıklama ve hesaplamalar uyarınca şirketin konkordato kaynaklarının; dönem başı nakit 91.421,33 TL, işletme faaliyetlerinden elde edilecek net kar 33.822.380,17 TL TL, gayrimenkul satışı 0 TL, taşıt satışı 0 TL olmak üzere toplam 33.913.801,47 TL hesaplandığı, toplam borç 53.306.939,26 TL olduğundan (-) 19.393.137,79 TL kaynak eksikliği nedeniyle projenin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Rapora karşı davacı vekili tarafından itiraz edilmiş, mahkemece “Komiser heyeti tarafından düzenlenen raporda sadece mali verilerin tespit edildiği, konkordato sürecinin ve şartlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli şekilde tartışılmadığı, bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla, komiser heyetinden Ticaret Hukuk Öğretim Üyesi …’in çıkartılmasına, yerine İcra İflas Hukuku Öğretim Üyesi …’ın atanmasına, …Alacaklılar toplantısı da yapılmak suretiyle konkordato şartlarının mevcut olup olmadığı hususunda hüküm kurmaya elverişli şekilde komiser raporu alınmasına” şeklinde ara karar oluşturularak yeniden rapor alınmasına karar verilmiştir. Konkordato komiser heyeti (Muhasebe-Finans Uzmanı Prof. Dr. Mert Erer ve Hukukçu Dr. Mehmet Ertan Yardım) 16/09/2022 tarihli raporunda; -Şirketin 30/06/2022 tarihli rayiç değer bilançosuna göre varlıkları 71.643.534,34 TL, borçları; (-) 64.635.591,67 TL olup (+) 7.007.534,34 TL özvarlığı ile borca batık olmadığı, borca batıklıktan çıkmasının en önemli iki nedeninin şirketin sahip olduğu stokların değerlerindeki artış ve geçen sene zarar eden şirketin bu sene kara geçmesi olduğu, -Son dört ayda İİK m. 298 uyarınca rehinli alacaklara kıymet takdiri bildirimi yapıldığı, alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet ilanı yayımlandığı, alacak bildirim kayıtları alındığı, alacak bildirimleri üzerine İİK m. 300 uyarınca borçludan beyanı talep edildiği, borçlunun bildirilen alacaklar hakkında beyanda bulunduğu, çekişmeli hale gelen iki alacak için gerekli bildirimin tebliğe çıkartıldığı ve resen incelenmeye başlandığı, diğer yandan alacaklılar toplantısı için 06/10/2022 günü belirlenerek ilan aşamasına geçildiği, ilerleyen süreçte çekişmeli alacaklar raporu sunulacağı ve alacaklılar toplantısının ardından nihai raporun ibraz edileceği bildirilmiştir. Şirketin 27/09/2022 tarihli revize projesinde; Şirketin 31/08/2022 tarihi itbariyle rayiç değerlere göre aktif toplamı 79.810.599,51 TL, pasif toplamı (-) 70.257.652,68 TL olup özvarlığının (+) 9.552.946,83 TL ile borca batık olmadığı,, toplam borç tutarı 60.568.468,28 TL’den 26.776.170,18 TL’sinin konkordatoya tabi, kalan kısmın ise 12.470.734,44 TL’sinin rehinli, 21.321.563,66 TL’sinin amme borcu olduğu, 2022 yılı 4 ayda 60.000.000,00 TL, 2023 yılında 90.000.000,00 TL, 2024 yılında 126.000.000,00 TL, 2025 yılında 163.800.000,00 TL, 2026 yılında 204.750.000,00 TL, 2027 yılında 255.937.500,00 TL net satış hedeflendiği, 2022 yılı 4 ayda 2.400.000,00 TL, 2023 yılında 3.600.000,00 TL, 2024 yılında 5.040.000,00 TL, 2025 yılında 6.552.000,00 TL, 2026 yılında 8.190.000,00 TL, 2027 yılında 10.237.500,00 TL olmak üzere toplam 36.019.500,00 TL net kar hedeflendiği, Konkordato kaynaklarının; nakit 874.814,39 TL, kar 36.019.500,00 TL, gayrimenkul satışı 25.000.000 TL, taşıt satışı 1.000.000 TL, alacak tahsilatı 4.771.329,30 TL olmak üzere toplam 68.165.643,69 TL olduğu, Şirketin toplam 26.776.170,18 TL olan konkordato borçlarını 2023 yılı Eylül ayından başlamak üzere 48 ay (4) yıl vadede eşit taksitler halinde ödenmeyi planladığı belirtilmiştir. Proje ekinde gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından düzenlenen rapor sunulmuş ve şirkete ait 9 adet taşınmazın 31/08/2022 tarihi itibariyle rayiç değer toplamı 25.000.000,00 TL olarak tespit edilmiştir. Alacaklı … Bankasına rehinli Bodrum’daki taşınmaz için 8.400.000,00 TL değer takdir edilmiştir. Konkordato komiser heyeti tasdik şartlarına ilişkin 14/10/2022 tarihli nihai raporunda; -Şirketin 31/08/2022 tarihli rayiç değer bilançosuna göre varlıkları 88.121.123,58 TL, borçları (-) 74.811.111,12 TL olup (+) 13.310.012,46 TL özvarlığı ile borca batık olmadığı, borca özvarlığındaki artışın en önemli nedeninin stokların değerlerindeki artış olduğu, -Rehinli alacaklıların alacak tutarlarının, borçlu şirket tarafından ipotek/rehin verilen varlığın bilirkişilerin tespit ettiği rayiç değerlerinin altında kaldığı, sadece … Bankası’nın alacak tutarı 361.980,56 TL olup bankaya rehin verilen aracın rayiç değeri 125.000,00 TL olarak tespit edildiğinden bu tutarın üzerinde kalan 236.980,56 TL’lik kısmın nisaba dahil edildiği, -Borçlu şirketten 1.000,00 TL altı alacağı bulunan 36 adet şirketin toplam alacak tutarı 10.778,79 TL olup komiser heyetinin bu alacakların konkordato dışı bırakılması ve nisaba dahil edilmemesi konusunda karar aldığı, -Konkordatoya tabi 140 alacaklının alacak toplamının 26.636.385,68 TL olduğu, alacaklılar toplantısında 81 alacaklının (% 57,86 oy oranı), 147.160.641,79 TL alacak toplamı (% 53,16 alacak oranı) yönünden kabul oyu kullandığı, 59 alacaklının (% 42,14 oy oranı), 12.475.743,89 TL alacak toplamı (% 46,84 alacak oranı) yönünden ret oyu olarak değerlendirildiği ve İİK 302/III maddesi uyarınca yeterli çoğunluğun sağlandığı, -Şirketin revize projesinde konkordato kapsamında ödemeyi teklif ettiği tutar 26.766.170,18 TL iken heyetçe alacaklılar toplantısı nisabının 26.636.385,68 TL olarak tespit edildiği, bu farkın en önemli iki nedeninin 1.000,00 TL altı alacaklıların ve şirket avukatı ile ortakların alacaklarının nisap dışı bırakılması olduğu,-Borçlu şirketin iflâs ettiği varsayımında varlıklarının değerinin 50.339.432,65 TL olarak tespit edildiği, kamu alacakları 21.321.563,66 TL, rehinli alacaklar 12.470.734,44 TL, personel borçları 171.607,67 TL, adi alacaklar 26.808.257,30 TL olup iflas halinde adi alacaklara 16.375.526,88 TL kaldığı ve bu durumda adi alacaklıların alacaklarının en fazla % 61,08’ini tahsil imkanına kavuşacakları, borçlunun ise revize projede tam ödeme yapmayı teklif ettiği, -Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartı ve bu bağlamda konkordato kaynakları incelendiğinde; *31/08/2022 itibariyle güncel rayiç değer bilançosuna göre toplam malvarlığının değeri 88.121.123,58 TL olup şirketin faaliyetine devam edeceği varsayıldığında ve revize projeye göre sahip olduğu markayı satma planı bulunmadığından marka değerinin hesaplamalarda dikkate alınmadığı, *Nisan 2022’de sunulan komiser heyeti raporunda tüm gayrimenkullerin üzerinde hacizler bulunduğu ve hacizler kaldırılmadan mevcut halleriyle gayrimenkullerin rayiç değerleri üzerinden satılmasının olanaklı olmadığı ayrıca gayrimenkullerin 2025 yılında satışının öngörülmesi nedeniyle bu konuda somut bilgi sağlanmasının mümkün olmadığı belirtilmiş ise de konkordatonun kabul edilmesi durumunda hacizler kalkacağından ve güncel revize projede gayrimenkullerin satışının yakın bir tarih olan Haziran 2023’te başlayacağı öngörüldüğünden gayrimenkullerin satılma imkanının bulunduğu, bilirkişi raporunda 31/12/2021 tarihi itibariyle 19.200.000,00 TL olarak değerlenen gayrimenkullerin artan inşaat malzemesi fiyatları ile yüksek enflasyon oranı dikkate alındığında Haziran 2023’ten itibaren 25.000.000,00 TL’ye satılmalarının muhtemel olduğu, *Şirketin 31/08/2022 itibariyle dönem net karı/net satışlar oranı % 12 civarında olduğundan ve projeksiyon dönemi boyunca hedeflenen karlılık TCMB verilerine göre sektör ortalamaları civarında bulunduğundan şirketin konkordato kaynağı olarak öngördüğü kar tutarlarını sağlayabileceği, *Şirketin 31/08/2022 itibariyle senetli senetsiz piyasa alacak toplamının 9.542.658,60 TL olduğu dikkate alındığında, alacak tahsilatından beklenen 4.771.329,30 TL kaynağın sağlanabileceği, *Şirketin 31/08/2022 itibariyle kasasında ve banka hesaplarında bulunan toplam 874.814,39 TL zaten nakit olduğundan borç ödemede kullanabileceği, *Konkordatonun kabulü ile hacizler kalkmasıyla taşıtlarının satışının mümkün olacağı ve bu kaynağın da sağlanabileceği, -Şirketin borçlarını ödeyecek kadar konkordato kaynağı sağlayabileceği, bu durumda konkordato kaynakları 68.165.643,69 TL olup, kamu alacakları 21.321.563,66 TL, rehinli alacaklar 12.470.734,44 TL, personel borçları 171.607,67 TL olduğundan adi alacaklara 34.201.737,92 TL kaldığı ve adi alacakların toplamı 26.808.257,30 TL olduğundan, 7.393.480,62 TL kaynak fazlası oluşacağı, -… ve … isimli işçilerin toplam 171.607,67 TL alacağı yönünden teminat yatırılması, alacaklarının ödenmesi yada feragat beyanı gerektiği, -Yatırılması gereken tasdik harcının 60.464,60 TL olduğu, -Şirket hakkında tasdik kararı verilebileceği belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından tasdik harcının yatırıldığı, … ve … isimli işçilerin ise teminat haklarından feragat ettiklerine ilişkin dilekçe sundukları anlaşılmaktadır. Konkordato komiser heyeti 09/12/2022 tarihli raporunda; Alacaklı … Bankasının itirazları değerlendirildiğinde; 16/05/2014 tarihli ipotek resmi senedi, sözleşme şartları başlıklı birinci maddesinde aynen “…Alacaklı bankaya doğmuş ve doğacak tüm borçlarından 3.000.000 TL (Üçmilyon) TL’na kadar olan kısmı ile bu meblağa ilaveten ve ayrıca bu borçlarla ilgili olarak taahhütnamelerde belirtilen akdi faizler ile temerrüt faizlerini ve bunların gider vergisinin tahsilini teminen…Bankaya teminat olarak (1. (birinci)) derecede (boş ve serbest dereceden istifade kaydıyla) ve fekki bankadan bildirilinceye kadar ipotek vermeyi kabul ediyoruz.” cümlesinin yer aldığı, teminat (güvence) kapsamının faizleri de kapsayacağının açıkça öngörüldüğü, anapara ipoteğinin de limitli olduğu, 3.000.000 TL limit öngörülerek ardından “ilaveten ve ayrıca” faizlerin de temin edildiği belirtilmekle, resmi ipotek senedinin sözleşme şartları başlıklı birinci maddesinin anapara ipoteğine işaret ettiği, bu nedenle alacağının tamamının rehinli alacak olduğu, İpoteğin üst limit ipoteği olduğu varsayımında ise; Alacaklı bankanın alacak bildirimi sırasında sunduğu ihtarnameye göre hesabın 30/11/2015 tarihinde kat edildiği, alacakların geçici mühlet tarihi olan 16/07/2020 tarihi itibariyle bildirilmesi talep edildiğinden hesaplamanın 30/11/2015-16/07/2020 tarihleri arasındaki dönem için yapılması gerektiği, alacaklı bankanın 21/12/2015 tarihinde başlattığı takipte 2 kalem asıl alacaktan birinin tutarı 1.893.781,00 TL ve diğerinin tutarı 174.611,11 TL olarak belirtildiği, alacak bildiriminde ise asıl alacakların sırasıyla 1.885.022,05 TL ve 174.610,71 TL olarak beyan edildiği, yapılan hesaplama uyarınca konkordato tarihi olan 16/07/2020 tarihine kadar işleyen faiz ile birlikte Bankanın alacağının 4.546.603,43 TL olduğu, üst sınır ipoteği kabul edildiği takdirde gayrimenkulün 3.000.000,00 TL ve aracın 850.000,00 TL (…) taminat sağlaması sebebiyle rehinli alacak toplamının 3.850.000,00 TL olduğu, kalan 696.603,43 TL adi alacak olarak nisaba dahil ediğinde ve ret oyu olarak değerlendirildiğinde yine çoğunluğun sağlanacağı, ancak bu durumda ilave 1.581,30 TL harcın da yatırılması gerektiği belirtilmiştir. Konkordato komiser heyeti 20/04/2023 tarihli raporunda (ikinci kaldırma kararından sonraki rapor); -Şirketin 31/08/2022 tarihli rayiç değer bilançosuna göre varlıkları 85.249.524,60 TL, borçları (-) 72.651.780,45 TL olup (+) 12.597.744,15 TL özvarlığı ile borca batık olmadığı, -Borçlu şirketin iflâs ettiği varsayımında varlıklarının değerinin 50.209.768,83 TL olarak tespit edildiği, kamu alacakları 21.321.563,66 TL, rehinli alacaklar 12.470.734,44 TL, personel borçları 171.607,67 TL, adi alacaklar 26.808.257,30 TL olup iflas halinde adi alacaklara 16.245.863,06 TL kaldığı ve bu durumda adi alacaklıların alacaklarının en fazla % 60,60’ını tahsil imkanına kavuşacakları, borçlunun ise revize projede tam ödeme yapmayı teklif ettiği, -Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartı ve bu bağlamda konkordato kaynakları incelendiğinde; *Artan inşaat malzemesi fiyatları ile yüksek enflasyon oranı dikkate alındığında borçlu şirketin gayrimenkul satışlarından beklediği konkordato kaynağını sağlamasının kuvvetle muhtemel gözüktüğü, *Satışların aynı devam etmesi halinde şirketin 2023 yılı satış tutarının tahminini üzerinde gerkçekleşeceği, yüksek enflasyonist ortamın devam etmesi ve kurlarda bir artış yaşanması durumunda tahmin edilen net satış tutarının ve karlılık oranın beklenenden daha da yüksek gerçekleşmesinin muhtemel olduğu, bu nedenlerle şirketin konkordato kaynağı olarak öngördüğü kar tutarlarını sağlayabileceği, *Şirketin 28/022023 itibariyle senetli senetsiz piyasa alacak toplamının 13.594.862,57 TL olduğu dikkate alındığında, alacak tahsilatından beklenen 4.771.329,30 TL kaynağın sağlanabileceği, *Şirketin projesinde 874.814,39 TL nakit kaynak sağlamayı öngörmüş ise de 28/02/2023 itibariyle kasasında ve banka hesaplarında bulunan toplam 84.560,66 TL olduğu, bu nedenle bu miktarın kaynak olarak dikkate alındığı, *Sadece 1 taşıtın satılabileceği tutarın, tasdik edilen konkordato projesinde 2 taşıtın satışından sağlanması beklenen toplam tutardan yüksek olması nedeniyle taşıt satışından beklenen konkordato kaynağının sağlanmasının muhtemel olduğu, -Şirketin borçlarını ödeyecek kadar konkordato kaynağı sağlayabileceği, bu durumda konkordato kaynakları 67.375.389,96 TL olup, kamu alacakları 21.321.563,66 TL, rehinli alacaklar 12.470.734,44 TL, personel borçları 171.607,67 TL olduğundan adi alacaklara 33.583.091,86 TL kaldığı ve adi alacakların toplamı 26.808.257,30 TL olduğundan, 6.774.834,56 TL kaynak fazlası oluşacağı belirtilmiştir.Alacakların nisapta eksik kabul edildiği yönündeki itirazların değerlendirilmesi; İİK’nun 288.maddesinde, mahkemece geçici mühlet kararının ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmi ilân portalında ilan olunacağı kesin olarak düzenlenmiştir. Alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet başlıklı İİK 299.maddede; “Alacaklılar, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır.” Alacaklar hakkında borçlunun beyana daveti başlıklı İİK 300.maddede; “Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302 nci madde gereğince vereceği raporda belirtir.” Alacaklılar toplantısına davet başlıklı İİK 301.maddede; “Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser, 288 inci madde uyarınca yapacağı yeni bir ilânla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet eder…” İİK’nun 302/6 maddesinde “Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir.” hükümlerine yer verilmiştir. Bu çağrının amacı borçlunun pasif malvarlığı değerlerini açıklığa kavuşturmak ve konkordato görüşmelerinde oy kullanacak alacaklıları belirlemektir. Alacaklılar listesi, konkordatonun hazırlanmasında ve tasdik edilmesinde temel rol oynamaktadır. Bildirilmeyen alacaklar, konkordato sürecine etki edebilecek bir rol oynayamayacaklardır. İlanda bulunan önemli hususlardan birisi de alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyeceklerinin ihtar edilmesidir… Başvuruları alan komiserin, alacaklıların kimlik bilgilerini, adreslerini, başvuru tarihlerini, alacak sebebini ve miktarını, rehinli alacakların rehin dışında kalmış kısmını, varsa imtiyazlarını gösteren bir liste oluşturması gerekmektedir. Yabancı para cinsinden olan alacakların Türk Lirasına çevrilerek listeye geçirilmesi gerekmektedir. Komiser, bildirilen alacakları kayıt etmeden önce borçlunun bu alacaklar hakkındaki görüşlerini de alır ve borçlunun kabul etmediği alacaklar, çekişmeli alacak olarak kayıt edilir. Borçlu, bildirilen alacakları kabul edeceği gibi, kısmen veya tamamen reddedebilir. Alacak taleplerini reddeden borçlunun, ret sebeplerini de belirtmesi gerekmektedir… Bu şekilde oluşan çekişmeli alacakların konkordatoya katılıp katılmayacakları, katılacaklarsa da hangi oranda katılacakları konkordatoyu inceleyecek mahkeme tarafından belirlenecektir (m. 302 f.6) (Kale, Serdar, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 5, 2018 s. 240,242). İİK’nın 302/6. maddesinde; gereği çekişmeli alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği düzenlenmiştir. Burada konkordatoyu inceleyecek olan mahkemenin bu talep üzerine vereceği karar, sadece konkordatonun nisabına dahil olmak bakımından bir sonuç doğuracaktır. Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına ilişkin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Nitekim İİK 302/6 maddesinde çekişmeli alacaklılar bakımından ileride mahkemenin vereceği hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiş olup bu bağlamda İİK 308/b bendinde alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır. Somut dosyada da çekişmeli hale gelen alacaklar yönünden komiser heyetinden rapor alınmış ve mahkemece karar verilmiştir. Ancak alacaklılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … San. Tic. Ltd. Şti.’nin bu yönde bir talebi olmadığından, alacaklarının eksik kabul edildiği itirazı mevcut ise de yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca bu itirazları yerinde görülmemiştir. … Bankasının ipotek yönünden itirazlarının değerlendirilmesi; Alacaklı … Bankası tarafından 7.687.095,10 TL alacak bildiriminde bulunulmuştur. Borçlu 1.322.110,66 TL’yi kabul ettiğini beyan etmiştir. Çekişmeli alacaklara yönelik raporlarında ve itiraz üzerine sonraki değerlendirmelerinde komiser heyeti; borçlu şirketin Muğla ili Bodrum İlçesi … köyünde bulunan gayrimenkulünün alacaklı … Bankası A.Ş.’ye ipotek verildiği, ipoteğin üst sınır ipoteği değil ana para ipoteği olduğu, gayrimenkulün 28/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre rayiç değerinin 11.500.000,00 TL olduğu, bu değer alacaklı bankanın bildirdiği alacak tutarının da üzerinde olduğundan alacaklı bankanın alacağının tamamının rehinli alacak kapsamında değerlendirilerek nisaba dahil edilmemesi gerektiği belirtilmiş, bu nedenle çelişmeli alacak hesabı yapılmamış ve mahkemece aynı yönde karar verilmiştir. Dosyanın yapılan incelemesinde … Bankası, … Bankası … Bank, … Bank, … Bankası ve … Bankası olmak üzere 6 bankanın rehinli alacaklı olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Ancak sadece … Bankası lehine tesis edilen ipoteğe ilişkin kayıtlar mevcut olup diğer bankalar lehine tesis edilen ipoteklere ilişkin akit tabloları gerek dosya kapsamında fiziki olarak gerekse UYAP sisteminde yer almamaktadır. Borçlunun kendi malları üzerinde tesis edilen taşınır ve taşınmaz rehinleri ile sağlanan alacaklar konkordatoya tabi değildir (m.308/c-III). Bu nedenle, bu kategoriye giren alacakların konkordatoya kaydedilmesi zorunlu değildir. Ancak rehinle karşılanmayan alacak kesimi yönünden konkordatoya kayıt yapılması gerekir. Aksi takdirde rehinle karşılanmayan kesin konkordato nisabına (oylamasına) dahil olmayacaktır (m. 305/V) (Altay S./Eskiocak A., Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.248). Her ne kadar rehinle sağlanan alacakların konkordatoya kaydı zorunlu değil ise de, üst sınır ipoteklerinde alacak kaydı yapılmasında yarar vardır. Zira, bu alacaklarda alacağın miktarı kaydi olarak bellidir. Rehnin kapsadığı fiili borç miktarının tespiti bakımından alacaklının yaptıracağı kayıt pratik önem taşır. Borçlu bu kayıtta belirtilen alacak miktarına itiraz etmediği takdirde sorun yoktur; ipotek miktarı bu suretle belirlenmiş olur. Buna karşılık, ipotekle sağlanan borcun fiili ve gerçek miktarı üzerinde alacaklı ile borçlu arasında uyuşmazlık çıktığı takdirde, aktiften indirilmesi gereken ipotekli borcun konkordato bazında geçerli olmak üzere, çekişmeli alacaklar hakkındaki hükümlere kıyasen ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, s.250). Yüksek Yargıtayımızın üst sınır ipoteklerinde son kararlarıyla benimsediği çözüm, ipoteğin kapsadığı üst sınırı yansıtan miktarın üzerindeki alacak kesiminin adi alacak olarak kabul edilmesi doğrultusundadır. Alacaklı, ipoteğin üst sınırından daha fazla alacağı bulunduğu iddiasıyla -özellikle faiz, komisyon, vekalet ücreti vb gibi alacağın eklentileri nedeniyle- üst sınırı aşan alacağını konkordatoya kaydettirdiği ve borçlu da buna itiraz ettiği takdirde, bu konuda oluşan uyuşmazlığın ipoteğin limitle sınırlı olduğu görüşü kabul edildiği takdirde, ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekmektedir (m.302/V) (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, s.320). Konkordato borçlusunun aynı zamanda rehin veren olduğu ve alacağın rehinli malın değerinden veya söz gelimi limit ipoteğinde limit tutarından fazla olduğu bir halde, alacaklı, rehinli malın değeri (karş. İİK m. 298, f.2) nispetinde rehinli (rüçhanlı) alacaklı sayılırken, borcun kalan “şahsi” kısmı için adi dolayısıyla konkordatoya tabi alacaklı olarak nitelendirilecektir. Gerek maddi hukukta gerekse cüzi icrada geçerli olan bu çıkarım, konkordato için de aynen muhafaza edilmiştir. Bu çerçevede değişen tek husus, rehin konusuna ilişkin olarak “satış bedeli” yerine, konkordato içinde engel olunan cebri satış nedeniyle “şeyin -projedeki yerine göre belirlenmiş- değerinin” geçmiş olmasıdır (İİK m.298, f.1) (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2023, s. 410). Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 12/10/2015 tarihli 2015/2344 E. 2015/6488 K. sayılı ilamında; “…Öncelikle, ipotek kavramı üzerinde durulması ve kesin borç (anapara) ipoteği ile üst limit (maksimal) ipoteği arasındaki ayrımın ortaya konulması gerekmektedir. İpotek ile sağlanan amaç alacağa teminat sağlamaktır. İpotek, rehni verenle alacaklı arasında yapılacak resmi senede dayanır. Rehin hakkı, ayni hak olarak bu senede dayanılarak tapu kütüğüne yapılacak tescille doğar. Doğmuş bir alacağı teminat altına almak için kurulan ipotek kesin borç ipoteğidir. İlerde doğacak ve doğması muhtemel alacaklar için kurulan ipotek ise üst limit ipoteğidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 881/1. maddesi hükmüne göre; “Halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.” Aynı Kanun’un 851/1. maddesi gereğince, “Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir. Alacağın miktarının belli olmaması halinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir.” Kesin borç ve üst sınır ipoteği ayrımı, ipotekle alacak arasındaki ilişkinin yoğunluğu esas alınmak suretiyle yapılmıştır. İpotek tesis edilirken alacağın miktarının belirli ve borcun mevcut olması kaydıyla ipotek miktarı dışında faiz ve takip giderlerinin de rehin teminatından yararlanacağının öngörülmüş olması halinde, tarafların anapara ipoteği kurmak istedikleri kabul edilebilir. Rehin sözleşmesinde ipoteğin alacağa bağlı olarak limitli tesis edildiği hallerde üst sınır ipoteği olduğu kabul edilmelidir. İpoteğin kesin borç veya üst sınır ipoteği olması yapılacak takibin türü bakımından önem taşımaktadır.Kesin borç ipoteğinde temel ilişkiden (borç ilişkisinden) doğan bir alacak teminat altına alınmaktadır. Temel borç ilişkisinin geçersiz olması nedeniyle alacak doğmamışsa yapılan tescil görünürde alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmaz. Rehin sözleşmesinde temel borç ilişkisinin gösterilmesi geçerlilik şartı olmamakla beraber hangi alacak için rehin kurulduğunun ispatını kolaylaştırır. Paraya çevirme anında geçerli bir alacağın varlığı rehin hakkının kullanılması için zorunludur. Alacak mevcut değilse, tescil edilmiş ipotek alacaklı için güvence oluşturmaz. Bu halde hakkın kullanılmasında ipoteğin alacağa bağlılığı mutlaktır. Üst sınır ipoteği, ileride doğacak veya doğması muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği için bu belirsizliğin ileride getireceği sorunları önlemek amacıyla taşınmazın bu belirsiz borca azami ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda bir limitle belirlenir. İşte bu nedenledir ki ileride vücut bulacak ana borç ile buna eklenecek faiz, icra takip giderleri ile yanlarca kararlaştırılan diğer fer’ileri, yani TMK’nın 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan toplam borç miktarı, bu tür ipotekte tarafların ipotek tesis edilirken rızaları ile tespit edilen bu limiti aşması mümkün değildir. Bu özellik üst sınır ipoteğini kesin borç ipoteğinden ayıran önemli bir unsur olmaktadır. Zira, kesin borç ipoteğinde ipotek akit tablosunda belirtilen ana alacaktan başka TMK’nın 875. maddesi uyarınca takip giderleri ile faiz ve diğer fer’ileri de teminat kapsamına girmektedir. Üst sınır ipoteğindeki bu ana ilke başlangıçta belirli olmayan bir borca giren ve taşınmazında alacaklı lehine ipotek tesis ettiren borçlu veya borçlu lehine ipotek veren üçüncü kişiler bakımından önem taşıdığı gibi tapu sicilinde kayıtlı ipotek limitine itibar ederek aynı taşınmazda alacakları için ipotek tesis ettirecek üçüncü kişiler yönünden de tapu sicilindeki kayda itibar edilmesi bakımından büyük bir önem taşımaktadır. (YHGK’nın 22.02.2012 tarih ve 12-778 E., 94 K. sayılı ilamı bu yöndedir.) İpotek akit tablosunda limit miktarı saptandıktan sonra, “bu meblağa ilaveten ve ayrıca” ibareleri ile ipoteğin kapsamını genişleten kayıtların eklenmesinin, üst sınır ipoteği olarak tesis edilen ipoteğin türünü anapara ipoteğine dönüştürmesi mümkün değildir. Zira, TMK’nın emredici nitelikteki 851, 881, 875 ve 876. maddeleri hükümlerini bertaraf etmeye yönelik bu kayıtların hukuki sonuç doğurmaları kabul edilemez. (YHGK’nın 24.05.1989 tarih ve 111-294 E., 378 K. sayılı ilamı bu yöndedir.) Bu husus, üst sınır ipoteği yönünden kamu düzenine ilişkin olup, süresiz şikayete tabidir ve icra mahkemesince kendiliğinden nazara alınmalıdır. “İpotek kesin borç ipoteği ise, itiraz, süresi içinde olmadığından süre yönünden reddi, üst sınır ipoteği ise kamu düzeni ile ilgisi olması nedeni ile itiraz ve şikayetin süreye bağlı olmadan incelenmesi gerekir” 12.HD. 04.05.1992, 11390 E, 6000 K. (Kuru, İcra, C.3, s.2427 dn95d). Diğer anlatımla, bu ve 12. HD. 26.11.1999, 13828/15115; 12.HD. 09.11.1999, 13025/13863; 12. HD. 01.11.1999, 13412/13233; 12.HD. 22.10.1999, 11726/12747; 12.HD. 22.05.1997, 5095/5972 sayılı ilamlarında, borçlunun 7 gün içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olması halinde dahi, icra dairesinin, sıra cetvelini düzenlerken, takibin alacağın tamamı üzerinden kesinleşmiş olmasına rağmen, sıra cetvelinde takip alacaklısının alacağını yalnız, ipotek limiti içinde kalan miktar kadar nazara alınması gerektiğine karar verilmiştir. “Azami limitli ipoteklerde MK.nın 790. maddesinin hükümleri geniş anlamda uygulanamaz ve ipotek veren üçüncü şahısların sorumlulukları azami ipotek miktarı ile sınırlı olur. Teminat ipoteği veren üçüncü kişinin takibe itiraz etmemesi halinde dahi, başka alacaklıların menfaatlerinin muhtel olabileceği durumlarda derece kararının tanzimi sırasında azami limit miktarının nazara alınması gerekir”. 12.HD.10.03.1987, 648/3326(Uyar, Rehnin Paraya Çevrilmesi, s.296). Kuru ise icra memurunun bu tür bir yetkisi olmadığı, buna sıra cetveline karşı itiraz biçiminde varsa diğer alacaklıların itiraz edebileceği görüşündedir. (Age. sh. 2431) İİK.m.45 gibi üst sınır ipoteğinin kapsamını icra memuru kendiliğinden nazara alabilmelidir. Bu maddi hukuk bakımından bir araştırmayı da gerektirmemekte, takip talebine eklenen resmi senetten anlaşılabilmektedir. Nitekim kambiyo senetlerine özgü takipte de icra memuru bu senedin kambiyo senedi olup olmadığını araştırmaktadır.(Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Bankacılar Dergisi, 33. Sayı, 2000 yılı, sh 50). Öte yandan, üst sınır ipoteğinde limit fazlası alacak için alacaklı tarafından ayrıca takip yapılarak haciz konulmadığı sürece, üst sınır limitinden fazla pay ayrılamaz. Diğer anlatımla, üst sınırı aşan alacaklar, teminattan faydalanmazlar ve adi alacak olarak kalırlar. (Yargıtay 19. H.D.’nin 29.03.2001 tarih ve 1115 E., 2301 K; 14.02.2002 tarih ve 7426 E., 1131 K. sayılı sayılı ilamları bu yöndedir. Ayrıca Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, 2013, sh. 988) Yargıtay 19. H.D.’nin 10.11.2005 tarih ve 5720 E., 11011 K; 27.01.2006 tarih ve 9141 E., 581 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere, üst sınır ipotek limitine kadar olan alacak ve fer’ileri toplamı için ayrı bir takibe ve hacze gerek bulunmamaktadır…” şeklinde ana para ipoteği ile üst sınır ipoteği açıklanmıştır. Alacaklı … Bankası AŞ lehine tesis edilen ipoteğin anapara (limit) ipoteği olduğu yönünde komiser heyeti tarafından açıklama yapılarak rehinli alacak olarak değerlendirilmiş, mahkemece aynı yönde hüküm tesis edilmiş ise de Bodrum Tapu Müdürlüğü’nün 16/05/2014 tarih ve … yevmiye no.lu ipotek belgesi; “… Bankası A.Ş. ile …Kağıthane/İstanbul’da yerleşik … Ticaret Anonim Şirketi arasındaki anlaşmaya göre Bankalar Kanununun izin verdiği konularda … Bankası A.Ş.’nin gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki tüm şubeleri tarafından adı geçen lehine açılmış ve açılacak her türlü krediler ile verilmiş ve verilecek teminat mektuplarından ve kontrgarantilerden, ithalata ilişkin poliçelere bankaca konulan aval ve kabul şerhlerinden, adı geçenin keşideci, ciranta ve kefil sıfatıyla imzalamış olduğu ve imzalayacağı kambiyo senetlerinden, yine adı geçenin alacaklı bankaya vermiş olduğu ve vereceği kefalete dayalı taahhütlerinden adı geçenin alacaklı bankaya doğmuş ve doğacak tüm borçlarından 3.000.000.00 (Üçmilyon) TL’na kadar olan kısmı ile bu meblağa ilaveten ve ayrıca bu borçlarla ilgili olarak taahhütnamelerde belirtilen akdi faizler ile temerrüt faizlerini ve bunların gider vergilerini, komisyonlar ile kredi sözleşmelerinden doğan her türlü masrafları, icra takip ve yargılama giderlerini %10 avukatlık ücretini ve bunun gider vergisinin tahsilini teminen aşağıdaki dökümü bulunan taşınmaz malımı/zı, (mallarımı/zı) müştemilatı, mütemmim cüz’ü ile halen mevcut ve ileride olabilecek teferruatları da kapsayacak şekilde Bankaya teminat olarak (1.(Birinci)) derecede (boş ve serbest dereceden istifade kaydıyla) ve fekki bankadan bildirilinceye kadar ipotek etmeyi kabul ediyorum/z…” şeklinde düzenlenmiştir. Sözleşmeden de anlaşıldığı üzere alacak miktarı belli değildir ve 3.000.000,00 TL’ye kadar teminat altına alınmıştır, ayrıca ipotek akdinde “…bu meblağa ilaveten ve ayrıca bu borçlarla ilgili olarak…” şeklinde devam eden kısım yer almakta ise de yukarıda açıklandığı gibi ipoteğin kapsamını genişleten kayıtların eklenmesi, üst sınır ipoteği olarak tesis edilen ipoteğin türünü anapara ipoteğine dönüştürmeyecektir. Bu durumda anapara ile buna eklenecek faiz, icra takip giderleri ile diğer ferilerinden oluşan toplam borç miktarı ipotek limitini aşamayacağından ancak 3.000.000,00 TL’lik kısmın rehinli alacak olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında ipotek akit tabloları bulunmadığından, diğer bankalar lehine tesis edilen ipoteğin ana para ipoteği mi yoksa üst sınır ipoteği mi olduğu ise tespit edilememektedir. Şayet tesis edilen ipotek üst sınır ipoteği ise bu durumda ipotek limiti alacak miktarından düşük ise, taşınmazın değeri alacak miktarından yüksek olsa dahi ancak ipotek limitine kadar teminat sağlayacağından, rehinli alacaklı miktarı da ipotek limiti ile sınırlı kabul edilerek bakiye kısmın adi alacak olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde araçlara ilişkin ipotek belgeleri de dosyada bulunmadığından incelenememiş olup bu nedenle gerek araç gerekse taşınmazlara ilişkin ipotek kayıtları getirtilerek ipotek türünün tespit edilmesi ve rehinli alacaklı kabul edilen alacaklılar yönünden uzman bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınarak adi alacak olarak değerlendirilmesi gereken tutar olup olmadığının tespit edilmesi, alacak miktarı çekişmeli ise rapor alınması konkordatoya tabi alacak tutarının denetime elverişli olacak şekilde net olarak tespit edilmesi, ayrıca tasdik kararı verilmesi halinde eksik kalan harç miktarının da yatırılması gerekmektedir. İİK 305.maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı itirazı; Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. Konkordatonun amacı borçluyu borçlarından ve eğer iflas şartlarını taşıyorsa muhtemel bir iflastan kurtarmak, alacaklıların da belirli bir vadede ve/veya indirimle alacaklarını tahsil etmelerini sağlamaktır. Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir. İİK 302/son konkordato komiserinin alacaklılar toplantısını izleyen 7 günlük katılma süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde gerekçeli raporuyla birlikte oluşturduğu konkordato işlemlerini kapsayan dosyaları, mühlet bitmeden önce ticaret mahkemesine sunacağını öngörmektedir. Prosedürün bunu izleyen kesiti, konkordatonun son aşamasını oluşturmakta ve ticaret mahkemesinin konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği bakımından yapacağı yargılama ile bunun sonucunda vereceği karara ilişkin bulunmaktadır. Konkordatonun tasdikine ilişkin yargılama, maddi hukuk yargılaması olmayıp, kendine özgü bir tasdik işlemi niteliğindedir. Tasdik yargılaması sonucunda oluşturulacak karar, daha çok konkordato prosedürünün yasal koşullara uygun yürütülüp yürütülmediğinin ve konkordatonun unsurlarının kanunun öngördüğü anlamda oluşup oluşmadığının saptanmasına ilişkin belirleyici nitelik taşıyan, tasdik faaliyetinin yürütüldüğü bir yargı işlevi özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle tasdik yargılaması, özellikle komiserlik tarafından yapılan işlemlerin yasanın öngördüğü doğrultuda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesini de içerir (Altay,Sümer / Eskiocak,Ali, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.334). İİK’nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539). İİK 305.maddesinde konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartlar sayılmıştır. İİK’nun 305. maddesinin ilk fıkrasının (a) bendinde konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olması, (b) bendinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması şartı düzenlenmiştir. Burada hedeflenen amaç konkordatonun, alacaklıları iflastan daha kötü bir noktaya taşımamasıdır. Mahkemenin bu değerlendirmeyi yaparken, tasdik yargılamasında borçlunun karar aşamasına yakın bir dönemdeki mal varlığı değerlerini hesaba katmalıdır. Teklif edilen oranın borçlunun mal varlığı ile orantılı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu inceleme kapsamında bilirkişi tarafından ilk olarak borçlunun konkordatoya tabi aktifleri ile pasifinin belirlenmesi gerekmektedir. Borçlunun konkordato teklifi değerlendirilirken dikkate alınacak olan aktifleri, konkordatoya tabi borçları karşılaması mümkün olan net aktifleridir. Konkordatoya tabi olmayıp, tamamen ödenmesi gereken rehinli, imtiyazlı ve kamu alacaklarının borçlunun brüt aktifi kabul edilen tüm aktiflerden indirilmesi ve bu işlemin sonunda konkordato bakımından göz önünde tutulması gereken net aktife ulaşılması gerekmektedir (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 529-531). Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2023 tarihli 2023/1890 E. 2023/2343 K. sayılı ilamında; “…İİK’nın 305. maddesinde aranan konkordatonun tasdiki şartları kamu düzenine ilişkin olup, mahkeme bunların varlığını re’sen araştırır. Gerekli koşulların bulunmadığını tespit ederse, talebin reddine karar verir. Kararın gerekçesinde, şartlardan hangisinin ya da hangilerinin mevcut olmadığını dayanaklarıyla açıklaması gerekir. Konkordatonun feshi sebeplerinden birinin tasdik aşamasında tespit edilmesi durumunda da tasdik talebi reddedilir. Bahsi geçen maddede sayılan tasdik şartlarından bir tanesi de, konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartıdır. Somut olayda, tasdik edilen konkordato projesinde davacı şirketlerin proje kapsamında yapacakları ödemelerin tasdik kararından itibaren 6 ay ödemesiz, 2022 yılı Eylül ayında başlamak üzere faizsiz, 4 er aylık dönemler halinde 4 yıl içinde ödenecek şekilde kararlaştırılmıştır. Davacı şirketlerin borca batık olmadıkları ve varlıklarının borçlarını karşılama oranı yüksek olduğuna göre, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartının gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir. Davacıların konkordato tedbirlerinden yararlandıkları tarihler de nazara alındığında tasdiki istenen projede ödemesiz dönem tayininin ve öngörülen uzun vade olması da İİK’nın 305/1-b maddesi uyarınca borçlunun kaynakları ile orantılı değildir. Açıklanan nedenlerle mahkemece, ekonomik vaziyeti itibariyle konkordatoya ihtiyacı bulunmadığı anlaşılan davacı şirket talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle projenin tasdiki doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…”, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 07/02/2023 tarihli 2023/347 E. 2023/462 K. sayılı ilamında; “…Somut olayda; hakkında projenin tasdiki kararı verilen davacı … Limited Şirketi, rayiç değer bilançosu uyarınca (+) 6.038.626,87 TL özvarlığa sahip olup, borca batık durumda değildir. Tasdik edilen proje ile davacı şirketin anapara borçlarını faizsiz konkordato tasdik tarihinden 1 yıl sonra başlamak üzere 60 ay içerisinde ödemesine karar verilmiştir. Şirket faaliyetlerine bilfiil devam etmekte ve kar elde etmektedir. Mahkemece tasdikine karar verilen proje, ibraz edilen komiser heyeti raporları dikkate alındığında, şirket borçları, aktifinin değerine göre düşük seviyede kalmış ve ödemeler uzun vadeye yayılmıştır. Bu durumda teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartının gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir. Ayrıca bir yıl ödenmemiş dönem sürelerin azami ölçüde kısa tutulduğu konkordato da borçlunun tedbir hükümlerinden uzun bir süre daha yararlanması sonucunu doğurur ki bu husus kanun koyucunun amaçlamadığı dengeyi borçlu lehine bozan bir karardır. Davacı şirketin malvarlığının borca batık olmadığı da nazara alındığında böyle bir kabul kabul edilemez…”, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 26/12/2022 tarihli 2022/5200 E. 2022/6082 K. sayılı ilamında; “…Gerek iflas erteleme gerekse konkordato mali durumunun düzeltilmesi mümkün şirket veya gerçek kişi tacire bu imkanı tanıyan hukuki müesseselerdir. Hiç bir zaman ucuz kredi kullanma yolu olarak kullanılmamalıdır. Somut olayda, borçlu şirketin borca batık olduğunu ileri sürerek 16.12.2015 tarihinde iflas erteleme talep ettiği, 14.11.2018 tarihinde borçlunun iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiği, bu dava süresince de tedbir kararından faydalandığı ve nihayetinde iflas erteleme kararı ile mali durumunun düzeltilip borçtan kurtulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda henüz iflas erteleme kararı kesinleşmeden borca batık olmadığını ileri sürerek borçlarını uzun vadeye yaymak sureti ile konkordato talep etmesinin dürüst borçlunun mali durumunun iyileşmesini sağlamayı amaçlayan konkordato müessesesinin bu amacına uygun olmadığı dikkate alınarak konkordato talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” şeklinde karar verilmiştir. Somut dosya değerlendirildiğinde; şirketin 06/05/2015 tarihinde iflas erteleme talebinde bulunduğu, uzatma yargılamasıyla birlikte 08/07/2020 tarihinde borca batıklıktan çıktığı tespit edilerek uzatma talebinin reddedildiği, eldeki davanın 5 gün sonra 13/07/2020 tarihinde açıldığı ve sunmuş olduğu kayıtlarda borca batık olduğunu beyan ettiği, komiser heyetinden alınan raporlara göre 30/11/2020 tarihli rayiç değer bilançosunda özvarlığının (-) 17.000.844,95 TL ile borca batık durumda olduğu belirtilmiş ise de 31/12/2021 tarihli rayiç değer bilançosuna göre (-) 2.776.357,07 TL borca batık olduğunun, 30/06/2022 tarihli rayiç değer bilançosuna göre (+) 7.007.534,34 TL borca batık olmadığının tespit edildiği, pozitif değerin sonraki dönemlerde de arttığı, en son şirketin özvarlığının (+) 12.597.744,15 TL ile borca batık olmadığının tespit edildiği, varlıklarının borçlarını karşılama oranının yüksek olduğu, buna rağmen 2023 yılı Eylül ayından başlamak üzere 48 ay (4) yıl vadede eşit taksitler halinde ödenmeyi planladığı, ayrıca faiz ödemesi yapılmayacağından teklifinin tenzilat konkordatosu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında şirketin bu verileri itibariyle konkordato olmaksızın borçlarını ödeyip ödeyemeyeceği hususu ile konkordatonun tasdik şartlarından biri olan kaynaklarıyla orantılı olup olmadığı noktasında bir araştırma yapılmamıştır. Ayrıca gayrimenkul değerleme uzmanından alınan raporun 28/02/2022 tarihli, makine mühendisi bilirkişiden alınan raporun 09/03/2022 tarihli olduğu nazara alındığında, güncel değerlerinin tespit edilmediği de açıktır. Nitekim gerek gayrimenkul gerekse araç piyasasında son dönemde yaşanan artışların davacının varlıklarını ne şekilde etkilediği net olarak tespit edilmemiştir. Yine dosya kapsamında şirketin sahip olduğu markaya ilişkin bir tespit yapılamamakla birlikte konkordato komiser heyetinin tasdik şartlarına ilişkin 14/10/2022 tarihli nihai raporunda “revize projeye göre sahip olduğu markayı satma planı bulunmadığından marka değerinin hesaplamalarda dikkate alınmadığı” ifadesine yer verilmekle, şirketin sahip olduğu markanın/ların olması halinde bunun değerinin aktife etkisi yönünden hesaplanması gerekmektedir. Diğer bir husus ise komiser heyetinin nihai raporunda borçlu şirketten 1.000,00 TL altında alacağı bulunan 36 adet şirketin (toplam alacak tutarı 10.778,79 TL) konkordato dışı bırakılmasıdır. Bu alacaklıların toplantıya katılıp katılmadığı, toplantıda yada iltihak süresi içerisinde oy kullanıp kullanmadıkları anlaşılamamaktadır. Konkordatonun tasdik şartlarından olan alacaklı sayısı ve alacak miktarı yönünden çoğunluk şartını bu alacaklıların ne şekilde etkiledikleri dosya kapsamı itibariyle belli olmadığı gibi, nisaba dahil edilmemelerinin gerekçesi komiser heyetince açıklanmamıştır. Bu hususun da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; öncelikle mahkemece eksiklikler ikmal edilip, konkordato koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden … Bankası A.Ş., … San. Tic. Ltd. Şti. ve … Mak. San. Tic. Ltd. Şti. vekillerinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-… Bankası A.Ş., … Tic. Ltd. Şti. ve … Mak. San. Tic. Ltd. Şti. vekillerinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/197 E. 2023/447 K. Sayılı 16/05/2023 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran alacaklılar tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yoluna başvuran alacaklılar tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf karar harcının ve talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/09/2023