Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1285 E. 2023/1063 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1285
KARAR NO: 2023/1063
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 23/02/2023
ESAS NO: 2023/131 esas (derdest)
DAVA: MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ: 21/02/2023
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket … Anonim Şirketi (Şirketin eski unvanı … A.Ş.) aleyhine İstanbul …. İcra Dairesi … E. sayılı dosya ile başlatılan takibin tamamen dayanaksız bir takip olup kötüniyet ihtiva ettiğini, takipten itiraz süresinden sonra haberdar olduğundan işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, söz konusu takipte takibe dayanak olarak cari hesap alacağının gösterildiğini, davalı … Ajansı ile müvekkili şirket arasında kurulan ticari ilişkinin 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminden sonra davalı şirkete kayyum atanması ve yayınların durdurulması sebebiyle feshedilmiş olup takibe konu cari hesaba ilişkin davalı şirketin hiçbir alacağının bulunmadığını, müvekkili şirket ile … Ajansı arasında 2014 yılında haber alımı için sözleşme kurulmuş olup bu sözleşmeye teminat olarak 8.250 TL teminat senedi verildiğini, bir süre devam eden hizmetlerin akabinde 2016 tarihli darbe girişiminin akabinde … Ajansı’na kayyum atanmış, kapatılmış ve müvekkili ile olan hizmet ilişkisi tabii olarak sona ermiş olduğunu, bu tarihe kadar olan hizmet hususunda ise müvekkili şirketin tüm ödemelerini gerçekleştirdiğini, davalı şirketin müvekkili şirketten herhangi bir alacağının da kalmadığını, müvekkili şirketin bir cari hesap borcu kalmadığı gibi yukarıda bahsedilen teminat senedi olarak verilen senedin ise müvekkili şirkete iade edilmediğini, müvekkili şirket ve aynı nitelikteki diğer şirketlerin haber ajansları ile olan çalışma biçimi yıllık şekilde ilerlemekte, yılın başlangıcında teminat senedi verilmekte, yıl içerisinde hizmet alımlarına karşılık cari hesap ilişkişi kurulmakta, cari hesap ödendiğinde ise yılın başında verilen teminat senedi haber ajansları tarafından şirkete iade edilmekte olup, müvekkili şirketin, davalı haricinde üç haber ajansı ile daha aynı çalışma biçimi ile çalışmakta olup davalıdan teminat senedinin alınamamış olmasının sebebinin davalı şirkete kayyım atanmasının sebep olduğunu, atanan kayyım bu ticari teamülü bilmediğinden ve ödemelerin yapılıp yapılmadığını tespit etmeden müvekkilinin borçlu olarak nitelendirilerek müvekkili aleyhine mesnetsiz icra takibi başlatıldığını belirterek, kötüniyetle açılan takibin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında cari hesap alacağına ilişkin başlatılan icra takibinden dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, borçlu olmadığının tespitine müteakip takibin iptaline, icra takip işlemlerinin durdurulmasına, davalının %20’dan az olmamak şartıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “Talep, icra takibinden sonra açılan eldeki menfi tespit davasında, takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Yasal düzenlemelere bakıldığında: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72/3. maddesi “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez…” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında İİK md.72/3. madde hükmü uyarınca ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulamayacağı (YHGK 2014/12-128 E, 2016/774 K.) kanun hükmünün açık lafzı ile sabittir. Somut olayda; işbu menfi tespit davası icra takibinden sonra açıldığı için anılan yasa hükmü uyarınca davacının icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ”Müvekkil şirketin cari hesap borcu kalmadığına ilişkin cari hesap dökümü mahkemeye sunulmuş, ödeme dekontları dilekçeye eklenmiş ve bununla birlikte müvekkil aleyhine başlatılmış olan mesnetsiz bu takibin durdurulması talep edilmiştir. Ancak sunmuş olduğumuz tüm bu delillere rağmen sayın mahkeme ihtiyati tedbir talebi hakkında ret kararı vermiştir. Bu ara kararın kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Dava dilekçemizde her ne kadar bu talebimiz anlaşılmasa da tarafımızca talep edilen şey, uygulamada da sıkça karşılaştığımız alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında icra veznesindeki paranın depo edilip davalı karşı tarafa verilmemesi yönündedir.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davası icra takibinden sonra açılmış ve davacı vekili dava dilekçesinde icra takip işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir 6100 sayılı HMK 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”, HMK 390/1 maddesinde “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.”, HMK 390/3 maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.”, HMK 391/1 maddesinde “Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir. Yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilmelidir. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. İİK’nin 72/3. maddesi; “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmünü düzenlemiştir Somut olayda; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında verilen hizmet bedelin tahsili amacıyla davacı hakkında başlatılan takibin kesinleşmesi üzerine davacı tarafından eldeki menfi tespit davanın açıldığı anlaşılmakla, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası yönünden HMK 389/1 ve İİK’nun 72/3 maddesinde yer alan koşulların gerçekleştiği, bu sebeple, takipten sonra açılan menfi tespit davasında tedbiren icra takibinin durdurulması mümkün değil ise de; davacı vekilinin bu talebinin “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince İİK’nın 72/3. Maddesindeki “icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi” yönündeki tedbiri de kapsadığının kabulü gerektiği, bu itibarla olayda İİK 72/3. Maddesine göre tedbir kararı verilmesini engelleyen bir durum söz konusu olmadığından, bu yönden tedbir kararı verilmemesi usul ve hukuka aykırı olmuştur. İİK’nın 72/3. borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere borçlunun göstereceği teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği kararlaştırılmıştır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin karara itiraz eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, uyuşmazlık konusu olan hususlar ve dosyadaki mevcut belgelere göre teminat mukabilinde dava konusu takip alacağı yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca KABULÜ ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/131 E. (derdest) Sayılı 23/02/2023 ara karar tarihli ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN KARAR VERİLMESİNE,2-a-Davacı vekilinin tedbir talebinin KABULÜ ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip çıkış değeri ve dava değeri olan 18.985,13 TL’nin % 20 oranında hesap edilen 3.797,02 TL nakit teminat yatırılması ya da aynı miktarda kayıtsız şartsız, süresiz ve kat’i banka teminat mektubu ibrazı koşuluyla, İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca icra veznesine yatırılacak olan paranın alacaklıya ÖDENMEMESİNE,b-Kararın tebliği ve teminat alınmasına ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,c-Teminat yatırıldığında ilk derece mahkemesince karar gereğinin yerine getirilmesi için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne (… Esas sayılı dosyası için) yazı yazılmasına,3-Davacı yatırılan 492,00 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,4-Davacı yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına,5-Davacı sarf edilen 1.201,62 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacı İlk Derece Mahkemesi’nce iadesine,7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.2 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi12/07/2023