Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1188 E. 2023/1264 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1188
KARAR NO: 2023/1264
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/381
KARAR NO: 2023/296
DAVA TARİHİ: 27/07/2021
KARAR TARİHİ: 24/03/2023
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı asil dava dilekçesinde özetle; gemi adamı olduğunu, iş başı yapıldığı 19/05/2012 tarihinde geminin tamamen ters döndüğünü ve battığını, 6 kişinin hayatının kurtulduğunu, 4 kişinin ise hayatını kaybettiğini, bunun üzerine Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 2019/99 E. – 2019/325 K. Sayılı ilamı ile … Limited Şirketinin ölüm ve cismani zarara sebebiyet vermiş olduğu tespit edilerek hükmün kesinleştiğini, … Limited Şirketi tarafından gemi personelini kapsayacak şekilde … Sigorta sözleşmesi imzalandığını, … şirketinin temsilcisi olan davalı şirket tarafından poliçenin düzenlendiğini, 19/05/2012 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle poliçe kapsamında davalının sorumlu olduğunu, eldeki davanın Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 2019/99 E. – 2019/325 K. Sayılı ilamına dayalı olarak açıldığını belirterek 50.000.000,00 TL sigorta bedeli 41.375,35 TL faiz (olay tarihi 19/05/2012 tarihinden dava tarihi olan 27/07/2021 tarihine kadar yıllık %9 faiz) olmak üzere toplam 91.375,54 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; Kendilerinin aracı kurum olduklarını hiç bir şekilde tazminat ödeme yetkilerinin olmadığını, davacının talebi olan maddi ve manevi haklarının tanzim olunan poliçenin içeriğinde ve genel şartlarda bulunmadığını, bu nedenlerle konu ile hiç bir şekilde muhatap olmadıklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN VE DAİREMİZİN KARARLARI İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarihli 2021/463 E. 2021/745 K. sayılı kararı ile; “…davacı dava tarihinden sonra arabulucuya başvurmuş olsa dahi zorunlu dava şartı olan “arabulucuya başvuru” koşulunun tamamlanabilir dava şartı olmamasına göre zorunlu dava şartı arabuluculuk koşulu yerine getirilmediği” gerekçesiyle, “Davanın 6102 Sayılı kanun 4. Ve 5/A maddeleri, 6325 Sayılı Kanun 18/A-2. Maddesi HMK 114/2. Ve 115/2. Maddeleri gereğince usulden reddine” karar verilmiştir. ” karar verilmiştir. Dairemizin 10/05/2022 tarihli 2022/385 E. 2022/563 K. sayılı kararı ile; “…HMK’nun 114. maddesinde dava şartları tek tek sayılmış olup dava şartı, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve karar verilebilmesi için varlığı veya yokluğu mutlaka gerekli olan şartlardır. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını 6100 sayılı HMK’nun 114.maddesinde yer alan sıralamaya göre belirleyecektir.Dava şartlarından biri HMK’nın 114/1.c bendinde “Mahkemenin görevli olması” şartıdır. Arabuluculuk dava şartı ise HMK’nın 114/1 maddesinde yer alan dava şartları arasında sayılmamıştır ve HMK’nun 114/2 maddesinde “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” düzenlemesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle mahkemenin öncelikle HMK’nın 114/1 maddesinde yer alan dava şartları yönünden inceleme yapması, bu şartlar mevcut olduğu takdirde ise diğer dava şartları arasında yer alan arabuluculuk dava şartının değerlendirilmesi gerekmektedir. … Limited Şirketi ile … AŞ arasında düzenlenen Grup Ferdi Kaza Sigorta Poliçesinde, sigortalı olarak “…Limited Şirketi” yer aldığı, poliçede ” … gemisinin sefere çıktığı andan itibaren teminat başlayarak liman çıkış listesinde kayıtlı bulunan 12 personelin sefer tamamlanana kadar geçecek zaman süresince limandaki sefer hazırlıkları dahil olmak üzere ferdi kaza sigortaları temin edilmiştir.” ibaresinin mevcut olduğu anlaşılmakla, mahkemece öncelikle liman çıkış listesinin ve iş mahkemesi dosyasının getirtilerek, davacının poliçe kapsamında yer alıp almadığının tespiti ile emsal ilamda da belirtildiği şekilde görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden, istinaf sebebi olarak gösterilmese de bu husus re’sen incelenerek, davacı asilin istinaf isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına…” karar verilmiştir. Kaldırma kararının ardından dosya İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/381 E. sırasına kaydedilmiş ve 08/09/2022 tarihli ilk celsede; “Davacı asilin 31/08/2022 tarihli dilekçesindeki talebi nazara alındığında dava değerini ıslah ile 91.375,34 TL den (500.000 usd karşılığı) 910.350,00 TL ye çıkardığı ancak bu hususta harçtan muaf olduğuna yönelik beyanları nazara alınarak, davacı asilin harçtan muaf olduğunu gösterir dosya kapsamında müspet evrak bulunmadığı, buna ilişkin bilgi ve belgenin mahkememize arz edilmediği anlaşılmakla davacı asile Harçlar Kanunu’nun 30. Maddesine istinaden eksik yatırılan bakiye dava değeri (910.350,00 TL) üzerinden gerekli harcın gelecek celseye kadar tamamlanmasına aksi halde bakiye harcın yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve süresi içinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına” karar verilmiştir. Davacının harçtan muaf olduğuna dair dilekçe sunması nedeniyle 10/11/2022 tarihli celsede “Davacının iş bu davada harçtan muaf olup olmadığının araştırılarak celse arası gerekçeli ara karar ile hükme bağlanmasına”,Mahkemenin 11/11/2022 tarihli ara kararında ise; davacının harçtan muaf olmadığı gerekçesiyle “…Harçlar Kanunu’nun 30. Maddesine istinaden eksik yatırılan bakiye dava değeri (910.350,00 TL) üzerinden gerekli harcın gelecek celse tarihi olan 22/12/2022 tarihine kadar tamamlanmasına aksi halde bakiye harcın yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve süresi içinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına…” şekilde ara karar kurulmuştur.Eksik harç ikmal edilmediğinden 22/12/2022 tarihli celsede; dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilerek, 3 aylık süre içerisinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve iş bu ara karara karşı esas hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabileceği ihtar edilmiştir.İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarihli 2022/381 E. 2023/296 K. sayılı kararı ile; Davacı asilin 22/12/2022 tarihli duruşmaya iştirak ettiği, iş bu celsede (1) no’ lu ara karar uyarınca… ara karar kurularak 22/12/2022 tarihli duruşmaya katılan davacı asilin yüzüne karşı ihtaratın yapıldığı ve belirtilen sürenin tanınmasına rağmen harcın yatırılmadığı anlaşılmakla dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, HMK 150/5 hükmü uyarınca işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde yenilenmeyen davaların sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılacağına ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağına dair düzenleme bulunduğu, mahkememizce dosyanın işlemden kaldırıldığı tarih olan 22/12/2022 tarihinden itibaren 3 aydan fazla zaman geçtiği ve dosyanın yenilenmediği anlaşılmakla HMK mad. 150/5 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı asil yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki açıklamalarını tekrara ederek, Harçlar Kanununun “işçi alacaklarını takibi” başlıklı 33. maddesinde “İş mahkemeleri tarafından işçiler lehine hükme bağlanmış hak ve alacakların takibinde işçilerden hiçbir harç alınmadan gerekli işlem yapılır. Bu harçlar işçi haklı çıkığı takdirde takip sonunda hesap edilerek ayrıca bir hükme hacet kalmadan borçludan tahsil olunur” yönünde hükmün 28, 30 ve 32 madde ve diğer hükümlerden üstün tutulacağını, iş mahkemeleri tarafından işçi haklı çıktığı takdirde işçi lehine hükme bağlanan ve işçinin edinimine geçmiş olan ayni ya da nakdi hak ve alacakların takibinde işçilerden hiçbir harç alınmadan gerekli işlemlerin yapılacağını, iş mahkemesi tarafından lehine verilen hüküm nedeniyle harç alınmaksızın eldeki davanın yürütülmesi gerektiğini, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 3/3 maddesinde “iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz”, 6102 s. TTK. nın 1474/1. maddesinde “Sigortalı aleyhine bir istem ileri sürüldüğünde, isteme ilişkin makul giderler sigortacı tarafından karşılanır…”, 1474/2. maddesinde “Sigortacı, sigortalının istemi üzerine, giderler için avans vermek zorundadır.” hükümlerinin yer aldığını, bu nedenlerle harçtan muaf olduğunu ancak mahkemece hak arama hürriyeti, adil yargılanma hakkı, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, grup ferdi kaza sigortası poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacı; …. isimli gemide, gemi adamı olarak çalıştığı sırada geminin 19/05/2012 tarihinde Yunanistan Zakinthos adası açıklarında gece saat 01:00 sularında batması nedeniyle ölüm tehlikesi yaşadığını, poliçe kapsamında davalının sorumlu olduğunu iddia ederek eldeki davayı açmıştır. Yine aynı olay nedeniyle Bakırköy 10. İş Mahkemesinde söz konusu geminin donatanı …San. Ve Tic. Ltd. Şti. hakkında 14/10/2013 tarihinde açtığı dava mevcut olup, Bakırköy 10. İş Mahkemesi’nin 21/06/2018 tarihli 2019/99 E. 2019/325 K. sayılı kararı incelendiğinde, davacının gemide çalıştığı ve kaza nedeniyle yaralandığı tespit edilmiş, 3.330,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 26/04/2022 tarihli 2021/11619 E. 2022/6388 K. sayılı kararı ile davalı şirket unvana “tasfiye halinde” ibaresinin eklenmesi gerektiğinden karar düzeltilerek onanmıştır. Yine dosya kapsamında yer alan “…” başlıklı gemi çalışanlarını gösterir listede davacının isminin de yer aldığı tespit edilmiştir. Dairemizin kaldırma kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere mahkemece öncelikle görevli olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde düzenlenmiş, 3. maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, tüketici işlemi ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 73/1 bendinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 73/4 bendinde tüketici mahkemelerinde görülecek davalarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Altıncı Kısmında yer alan basit yargılama usulüne göre yürütüleceği belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engelleyemeyeceğine işaret edilmiştir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/06/2016 tarih 2016/8164 E. 2016/7025 K. sayılı ilamında; “Davacı vekili, sigorta ettiren … A.Ş. tarafından davalı … şirketine aralarında müvekkilinin de bulunduğu kişiler lehine 50.000,00 TL limitli Grup Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi yaptırdığını, müvekkilinin poliçe dönemi içinde 01/04/2013 tarihinde sol elinden yaralandığını ve tüm tedavi imkanlarına rağmen sol el 2. parmağı (işaret parmağı) dibinden kesildiğini, sol elinde daimi hareket kısıtlığı ve kalıca fonksiyon kaybının meydana geldiğini, sigorta poliçesi kapsamında davacıya 21/05/2014 tarihinde 11.000,00 TL 04/02/2015 tarihinde 4.000,00 TL ödeme yapıldığını, bu nedenlerle davacının bu kazadan dolayı sürekli sakat kalması ve yapılan ödeme sakatlık derecesine göre çok düşük olduğunu, davacının daimi sakatlık oranının tespit edilmesi ve fazlaya dair haklarının saklı kalmak koşuluyla 12.000,00 TL daimi sakatlık tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir… Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, mahkemenin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli Denizli Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına…” karar verilmiştir.Emsal ilamdan, sigorta poliçesinin bizzat sigortalı tarafından yada çalıştığı işyeri tarafından yaptırılması fark etmeksizin, sigortalının tüketici olması nedeniyle davaya tüketici mahkemesinin bakması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkemenin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1.c ve 115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, görev hususu incelenmeksizin davanın ıslah edildiği gerekçesiyle harç ikmali için süre verilmesi, harç yatırılmadığı için dosyanın işlemden kaldırılması ve aynı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle davacı asilin sair istinaf sebepleri şimdilik incelenmeksizin kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca kaldırılması karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun sair istinaf sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/381 E. 2023/296 K. sayılı 24/03/2023 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.3 bendi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3, 362/1.c ve 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/09/2023