Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1183 E. 2023/1118 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1183
KARAR NO: 2023/1118
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA: Yargılamanın İadesi
DAVA TARİHİ : 22/05/2023
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Yargılamanın iadesini talep eden (asıl dosyada davalı) Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi vekili dilekçesinde özetle; İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/369 E. sayılı dosyası istinaf incelemesinde iken Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu tarafından 22/07/2022 tarihli 2021/7 E. 2022/2 K. sayılı kararı ile “zamanaşımı kurumunun amacı gözetildiğinde hukuki güvenlik ilkesi gereğince on yıllık mutlak zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak her halde zarar verici fiilin gerçekleştiği tarihin esas alınması gerekir…. TMSF tarafından el konulan bankalarda … hesabı sahibi mudilerin … alacaklarının tahsiline yönelik açtıkları davalarda zamanaşımının başlangıcının tespitinde haksız fiilin gerçekleşme tarihi olan … hesabına aktarma tarihinin esas alınması gerektiğine karar verilmesi gerekmiştir” denilerek, mudilerin … alacaklarının tahsiline yönelik açtıkları davalarda zamanaşımının başlangıcının tespitinde … hesabına aktarma tarihinin esas alınması gerektiğine karar verildiğini, dava konusu hesap bakımından … hesabına paranın transfer tarihi 26/08/2002 olup zamanaşımı süresinin 26/08/2012 tarihinde dolduğu, davanın ise 23/10/2012 tarihinde zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame edildiğini ancak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu kararının istinaf incelemesi sırasında dikkate alınmadığını, 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu’nun 5. ve 6. fıkralarında; “İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar. İçtihadı birleştirme kararlarının niteliğini açıkça belirten özeti, kararın verilmesini izleyen en kısa zamanda Adalet Bakanlığına bildirilir. Adalet Bakanlığı bütün adliye mahkemelerine ve Cumhuriyet savcılıklarına bu kararları gecikmeksizin duyurur” hükmünün yer aldığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/15-728 E 2006/1 K sayılı ilamında içtihadı birleştirme kararlarının tüm mahkemeleri bağlayacağına ve aykırı karar verilmesinin ise bozma sebebi olduğuna işaret edildiğini belirterek, yargılamanın iadesi taleplerinin kabulü ile dosyanın yeniden ele alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Aleyhine yargılamanın iadesi talep edilen (asıl dosyada davacı) … vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK’nın 374 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi koşullarının oluşmadığını, Yargıtay’ın görüş değiştirmesinin yargılamanın iadesi sebebi olmadığını, Yargıtay tarafından daha önce açılan davaların öncelikle mevsimsiz olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, yani önce … bankasına dava açılacak aciz vesikası alınıp ondan sonra dava açılmasının dava şartı olarak değerlendirildiğini, o nedenle zamanaşımı süresinin bu aciz vesikası tarihinden sonra başlatılmakla olduğunu, müvekkilinin ise Yargıtay’ın kararına göre Kıbrıs’ta mukim … Ltd. Şti. aleyhine dava açarak kararı icraya konulmasından sonra tahsil edemediğinden eldeki davayı açtığını, ayrıca karşı tarafın zamanaşımı itirazları süresinde olmadığından zamanaşımı itirazına muvafakatlerinin bulunmadığını beyan ederek yargılamanın iadesi isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Yargılamanın iadesi, yargılama hataları ve noksanlarından dolayı, maddi anlamda kesin hükmün bertaraf edilmesini ve daha önce kesin hükme bağlanmış olan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan hukuki yoldur. Yargılamanın iadesi talep edilen dosyanın yapılan incelemesinde; … tarafından; … Bankası A.Ş. Bursa Merkez Şubesinde bulunan 50.988,39 EURO parasını, banka müdürünün ve personelinin verdiği güvence, ısrar ve yanıltma sonucunda ne olduğunu bilemediği vadeli hesaba yatırdığını ancak kendi talimatı olmadığı halde paranın sonradan İmarbank … Ltd.’ye ve usulsüz bir şekilde hakim hissedarlara aktarılarak zarara uğradığını beyanla 50.988,39 EURO alacağın faiziyle birlikte Müflis … Bankası T.A.Ş. ve TMSF’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2018 tarihli 2014/369 E. 2018/998 K. sayılı kararı ile; “1-Davalı Kemal yönünden davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine,2-Davalı TMSF yönünden idare mahkemesi görevli olup yargı yolu şartı nedeni ile davanın HMK 114 ve 115 gereği DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE, 3-Davalı Müflis … Bankası TAŞ iflas dairesi yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davanın KISMEN KABULÜ ile iflas tarihi olan 08/06/2005 tarihine kadar 9.439,22-TL asıl alacak ve işleyen 44.113,95-TL avans faizi olmak üzere toplam 53.553,17-TL alacağın kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine”, TMSF yönünden maktu vekalet ücretine, kabul ve reddedilen kısımlar yönünden davacı ve davalı Müflis … Bankası TAŞ lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş ayrıca kabul edilen dava değeri üzerinden nispi harç alınmasına karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ile davalı Müflis … Bankası TAŞ İflas İdaresi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 22/03/2023 tarihli 2020/1339 E. 2023/468 K. sayılı kararı ile; Müflis … Bankası TAŞ İflas İdaresi vekilinin husumet, zamanaşımı ve esasa yönelik istinaf talepleri reddedilmiş, davacı vekilinin istinaf talebi ise kabul edilerek bilirkişinin yaptığı hesaplama doğrultusunda karar verilmesi gerekirken mahkemece paranın yatırıldığı tarih itibariyle TL’ye çevrilerek, ödenen 50.000,00 DM yine TL’ye çevrilerek, avans faizi uygulanmak suretiyle yapılan hesaplama uyarınca hüküm kurulmasının doğru olmadığı, kayıt kabul davalarında maktu harç alınması ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken somut olayda mahkemece kısmen kabul edilen ve kısmen reddedilen miktarlar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi, harcın ise kabul edilen değer üzerinden hesaplanması hatalı olduğu gibi davalı müflis banka 5411 sayılı Yasa’nın 140/1. maddesi uyarınca harçtan muaf olmasına rağmen nispi harcın bankadan tahsiline yönelik hüküm tesis edilmesinin de yasal düzenlemeye aykırı olduğu, TMSF yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle,”1-Davalı Müflis … Bankası TAŞ İflas İdaresi vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE2-Davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.2 bendi uyarınca KABULÜNE,3-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2018 tarihli 2014/369 E. 2018/998 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA VE YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE,a-Davalı TMSF yönünden davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, b-Davalı … Bankası T.A.Ş. yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 72.209,54 TL’nin davalı … Bankası T.A.Ş. İflas Masasına kayıt kabulüne, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE” dair karar verilmiştir. İnceleme ve sonuç; Yargılamanın iadesi, nihai bir kararın (nihai kararlar içinde de kesinleşmiş bir kararın) gözden geçirilmesini, denetlenmesini sağlaması bakımından geniş anlamda bir kanun yolu olmakla ve Kanun’da sistematik olarak kanun yolları arasında düzenlenmekle birlikte, aslında kesinleşen kararı yeniden ele almaya yarayan ve dava şeklinde görülen bir hukukî çaredir…Yargılamanın iadesi yolu, kesinleşmiş hükümlere karşı başvurulan istisnai bir yoldur. Bu sebeple yargılamanın tekrarlanmasının mümkün olmadığı, o konuda yeniden mahkemeye başvurulamayacak, şeklen ve madden kesinleşmiş hükümlere karşı yargılamanın iadesi istenebilir. Eğer mahkeme kararı henüz şeklen kesinleşmemişse veya şeklen kesinleşmiş olsa dahi maddi anlamda kesin hüküm oluşturmuyorsa yeniden ele alınıp incelenmesi mümkünse yargılamanın iadesi yoluna gidilemez. Çünkü ya henüz kesinleşmiş bir karar yoktur, bu sebeple başvuru imkanları tüketilmemiştir veya kesinleşse dahi kararın başka şekilde yeniden ele alınıp incelenmesi mümkündür. (Pekcanıtez Usul, Prof. Dr.Hakan Pekcanıtez, Prof.Dr. Muhammet Özekes, Doç.Dr.Hülya Taş Korkmaz, Doç.Dr.Mine Akkan, Cilt.III, s.2324,2325) Yargılamanın iadesi talebi, kendisine karşı bu yola başvurulan kararın verildiği mahkemeden talep edilecektir (m. 378/1). Yargılamanın iadesi talebi bir dava niteliğindedir. Bu sebeple yargılamanın iadesinin gerektirdiği özellikler dikkate alınarak bir davanın açılmasında verilmesi gereken dilekçe verilecektir. Yargılamanın iadesi bir dava açarak ileri sürülebileceğinden dava şartları ve davaya ilişkin genel hükümler geçerli olacak, yapılması gereken diğer işlemler yapılacaktır. Yargılamanın iadesi talebinin dava dilekçesi şeklinde düzenlenmesi gerekir. Bu dilekçede bulunması gereken unsurlara yer verilecektir. Ancak, içeriğinde talebin bir yargılamanın iadesi talebi olduğu belirtilmeli ve buna uygun açıklamalar yapılmalıdır. Dava açılmasına ilişkin kurallar uygulanarak, bu konudaki gerekli tüm işlemler yerine getirilmeli, gerekli harç ve giderler ödenmelidir. Mahkemece talep edilirse ayrıca bu konudaki teminat da yatırılmalıdır (m. 378/2). Yargılamanın iadesinde talepte bulunan, diğer tarafı karşı taraf olarak göstermeli, üçüncü kişilerin bu yola başvurması halinde ise ilk davanın tarafları karşı taraf olarak belirtilmelidir (Pekcanıtez Usul Cilt.III, s.2343,2344). 6100 sayılı HMK’nın 374. maddesine göre yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir. Yine HMK’nın 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri sayılmış olup bunlar; “a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması. ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.” halleridir. HMK’nın 379.maddesinde “(1) Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler. (2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.” hükmü yer almaktadır. Yargılamanın iadesini talep eden Müflis … Bankası T.A.Ş. tarafından, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun kararı gereği somut olayda zamanaşımı süresinin 26/08/2002 tarihinden itibaren başlayacağı, on yıllık zamanaşımı süresinin 26/08/2012 tarihinde dolduğu, davanın ise 23/10/2012 tarihinde zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame edildiği ileri sürülerek bu husus yargılamanın iadesi sebebi yapılmış ise de, ileri sürülen hususun 6100 sayılı HMK’nın 375. maddesinde sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden olmadığı belirlenmekle, HMK’nın 379/1.c ve 379/2 maddeleri uyarınca yargılamanın iadesi talebinin usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Yargılamanın iadesi talebinin 6100 sayılı HMK’nın 379/1.c ve 379/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,2-Yargılamanın iadesini talep eden davacı Müflis … Bankası T.A.Ş. 5411 sayılı Yasa’nın 140/1. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,3-Aleyhine yargılamanın iadesi talep edilen davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 8.9000 TL vekalet ücretinin davacıdan (Müflis … Bankası T.A.Ş.) tahsili ile davalı …’e ödenmesine, 4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-Kullanılmayan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dair, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/07/2023