Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1090 E. 2023/967 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1090
KARAR NO: 2023/967
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/194
KARAR NO: 2023/184
DAVA TARİHİ: 05/06/2018
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 14/09/2017 tarihinde İnsan Kaynaklan Süreçleri Yapılandırma Projesi Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin başlangıç tarihinin 26/09/2017 bitiş tarihinin ise 20/03/2018 tarihi olduğunu, davacının sözleşmeye uygun şekilde hizmet sunumunu yaptığını, 2018/Mart ayına ilişkin 01/03/2018 tarihli … seri numaralı 206.500,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini ve davalıya teslim edildiğini, davalının bahse konu fatura bedelini ödemediğini, davalının Kayseri … Noterliğinin 12/03/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, davalının sözleşmenin feshinin geçerli ve haklı bir nedene dayanmadığını, sözleşmenin bitiş tarihine kadar yükümlülüğünü eksiksiz yerine getireceğini bildirir Büyükçekmece … Noterliğinin 21/03/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini davalıya keşide ettiğini, davalının sözleşmenin bitimine 15 gün kala haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini, davacının davalıya 05/04/2018 tarihli ve … numaralı 206.500,00 TL bedelli faturayı gönderdiğini, davalının bahse konu faturayı iade ettiğini, davacının 01/03/2018 tarihli … numaralı 206.500,00 TL bedelli fatura ile 05/04/2018 tarihli … numaralı 206.500,00 TL bedelli faturalardan kaynaklanan alacak için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya konu hizmet alım akdinden doğan yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğini, proje döneminin sonuna gelinmiş olmasına rağmen davacı tarafça somut bir çalışma ortaya konmadığını, sözleşmede kararlaştırılan birçok hizmetin yerine getirilmediğini, sözleşmenin 4/a maddesinde belirtilen idareye bağlı holding ve bağlı şirketler ziyaret edilerek mevcut insan kaynakları organizasyon yapısı ve insan kaynakları uygulamalarının detaylı incelenmesi, inceleme sürecinde kontrol listeleri, organizasyon şemaları, kurumsal bilgi ve belgelerin incelenerek bazı çalışanlar ile derinlemesine mülakat şeklinde gerçekleştirilmediğini, analiz süreci sonunda kontrol edilen verilerin raporlanmadığını, davacı şirketin organizasyon şemasının iyileştirilmesinde grup şirketlere yönelik çalışma yapmadığını, sadece holding için şema hazırlanıp grup şirketlerine ilişkin çalışmaların davalı şirket tarafından yapılmasına ilişkin yönlendirme yapıldığını, davacının ifasını eksik yerine getirdiğini, sözleşmenin 4. Maddesi gereğince idarenin talebi halinde yönetici ve çalışanlara eğitim verileceğini, koçluk hizmetlerinin ayrıca ücretlendirileceğini ve bu hizmetlerin günlük bedelinin 7.000,00 TL olduğunu, davacıya günlük ödeme konusunda tarafların anlaştığını, davacının sözleşme hükmünü ihlal ederek eğitim başına ücret talep ettiğini ve fatura kestiğini, davacının tavrının MK md. 2’ye aykırı olduğunu, davacının yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle 12/03/2018 tarihinde davacının sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davaya konu icra takibinin iptali ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN VE DAİREMİZİN KARARLARI İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2020 tarihli 2018/510 E. 2020/888 K. sayılı kararı ile; “…Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup unvan değişikliği yapan eski ünvan ile davalı … Holding’in cevap ve beyan dilekçelerinde ikrar ettiği şekilde TMSF’ye devredildiği, olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan KHK’lar gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlardan olduğu…” gerekçesiyle 670 sayılı KHK ‘nın 5.mad gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 15/04/2021 tarihli 2021/284 E. 2021/383 K. sayılı kararı ile; “…Davalı şirket, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun ilişkili olduğu Bakan ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun atadığı yönetim kurulu tarafından yönetilmekte olup, olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler arasında değildir. Açıklanan nedenlerle, taraflar arasında sözleşme hükümleri gereğince davacı şirket tarafından sözleşme konusu hizmetlerin verilip verilmediği, davacının varsa alacak miktarının tespiti ile işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulanma yeri bulunmayan 670 sayılı KHK’nın 5. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi kararı hatalı olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 bendi uyarınca kaldırılmasına…” karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararının ardından İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2021 tarihli 2021/351 E. 2021/842 K. sayılı kararı ile; “… 5. Taksit tutarına ilişkin 206.500 TL’lik faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı taraf ticari defterlerine işlendiği ve sözleşmenin feshedildiği 12/03/2018 tarihinden önce bu işlemlerin yapılmış olduğu, 01/03/2018 tarihli 206.500 TL’lik faturadan dolayı davalının davacıya borçlu olduğu anlaşılmaktadır. Oysa 6. Taksit tutarını ihtiva eden 05/04/2018 tarihli fatura davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen süresi içinde iade edilmiş, fesih tarihinden sonra keşide edilen fatura davalı tarafça kabul edilmemiş ve itiraz edilmiştir. İtiraz söz konusu olduğuna ve 12/03/2018 tarihinde sözleşme feshedildiğine göre davacının faturaya konu ettiği hizmetlerin verilip verilmediğinin ispatı gerekmekte olup bu husus somut delillerle ispatlanamamıştır..” gerekçesiyle, “Davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 206.500,00 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan tahsiline” karar verilmiştir. Karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 23/02/2022 tarihli 2022/113 E. 2022/217 K. sayılı kararı ile; “…Davacı tarafından takibe konu edilen faturalar; 01/03/2018 tarihli 035691 no.lu 206.500,00 TL bedelli ve 05/04/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli iki adet faturadır. Bunlardan 01/03/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca davalı tarafından 28/02/2018 tarihli … numaralı 156.940,00 TL bedelli “… no.lu fatura fiyat farkı” açıklaması ile iade faturası düzenlenmiştir. Davalı şirkete ait dosya kapsamında yer alan defter kayıtları incelendiğinde; davacı tarafından düzenlenen ve dava konusu olmayan 01/02/2018 tarih ve … no.lu 272.580,00 TL bedelli faturanın davalı defterlerine kaydedildiği, bu faturanın miktar itibariyle aylık olarak takside bağlanan dava konusu sözleşme bedeline ilişkin olmadığı anlaşılmıştır. Faturanın dosya kapsamındaki taraf beyanları ve gerekçeli kararda geçen ifadeler dikkate alındığında, taraflar arasında aynı mahkemenin 2021/324 Esas sayılı dosyasında görülen yönetici eğitimleri ve koçluk hizmetleri eğitim bedeline ilişkin olduğu düşünülmekle birlikte, bu dosyaya ait bilgiler eldeki dosya kapsamına alınmadığı için incelenememiştir. Davacı tarafından düzenlenen 05/04/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli faturanın ise davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerine kaydedilmediği, davalı tarafından sözleşmenin hizmetin gereği gibi yerine getirilmediği iddiası ile feshedildiği, davacı tarafından ise sözleşme konusu hizmetlerin gerektiği şekilde verildiği beyan edilmekle; mahkemece sadece taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılması, davacı tarafından verilen hizmete ilişkin 2000 sayfa civarında doküman bulunduğu ifade edilmesine rağmen hizmetin verilip verilmediği yönünde herhangi bir inceleme yaptırılmaması ve hizmetin verildiğinin davacı tarafça somut delillerle ispat edilemediği gerekçesiyle verilen karar hatalıdır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece takip dosyasında ödeme emrinin tebliğ evrakı getirtilerek öncelikle itirazın süresinde olup olmadığının tespit edilmesi, 2021/324 Esas sayılı dosyasının eldeki dosya kapsamına alınması, hizmetin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği yönünde sektör bilirkişinden rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına…” dair karar verilmiştir.Dairemizin kaldırma kararının ardından İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2023 tarihli 2022/194 E. 2023/184 K. sayılı kararı ile; “…İstinaf kararı doğrultusunda İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak ödeme emri tebligat parçası istenilmiş ise de; müzekkere cevabında tebligat parçasına rastlanılmadığı belirtilmiştir. Uyaptan yapılan kontrolde davacı tarafça fatura alacağının tahsili talebi ile başlatılan 2018/15063 Esas sayılı takip dosyasında takibin 04/05/2018 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin 06/05/2018 tarihinde tebliğe çıkarıldığı, davalı tarafça 14/05/2018 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği, itiraz evrakında ödeme emrinin 08/05/2018 tarihinde tebellüğ edildiğinin belirtildiği, dosya kapsamı itibariyle takibe itirazın süresi içerisinde yapıldığının kabulü gerektiği tespit edilmiştir.Yine istinaf kararı doğrultusunda mahkememizin 2021/324 Esas sayılı dosyası dosya içerisine alınmış olup istinaf kararında da belirtildiği üzere 01/02/2018 tarihli davalı defterlerine kayıt edilen faturanın dava konusu sözleşme bedeline ilişkin olmadığı tespit edilmiştir.Taraflar arasında düzenlenen 14/09/2017 tarihli hizmet alım sözleşmesinin bitiş tarihi 30/03/2018 tarihi olup sözleşmeden doğan edimlere konu 01/03/2018 ve 05/04/2018 tarihli faturalar takip ve dava konusudur. Davacı tarafından takibe konu edilen faturalardan 01/03/2018 tarihli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerine kayıt edilmeyen 05/04/2018 tarihli fatura yönünden davalı tarafça sözleşmenin hizmetin gereği gibi yerine getirilmediği iddiasıyla feshedildiği, davacı tarafından ise sözleşme konusu hizmetlerin gerektiği şekilde verildiği beyan edilmekle bu hususta değerlendirme yapılmak üzere dosya sektör bilirkişisine tevdi edilmiştir. Davalı, davacının hizmet akdinden doğan yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirmediğini iddia etmiş ve 12/03/2018 tarihli ihtarı ile “…sözleşmede hizmet sağlanacak kişiler için açıkça (idareye bağlı holding ve bağlı şirketler) ibaresi kullanılmıştır. Ancak organizasyon şemasının iyileştirilmesi hizmetinde grup şirketlerine yönelik çalışma yapılmamış, sadece holding için şema hazırlanıp grup şirketlere ilişkin çalışmanın şirketimiz tarafından yapılmasına ilişkin tarafınızca yönlendirmelerde bulunulmuştur.” denilerek sözleşmeyi feshetmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesinde de tespit edildiği üzere, sözleşmede iyileştirme yol haritası kısmında, yapılandırılan süreçlerin saha (gruba bağlı şirketlerde) uygulanması idare insan kaynakları birimi tarafından gerçekleştirilecektir, ibaresi yer almakta olup sözleşmenin bu bölümünden çıkarılacak yoruma göre yapılandırma süreçlerinin idare insan kaynaklarında uygulanacağı, saha uygulamasının idare insan kaynakları tarafından gerçekleştirileceği sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda davacı tarafça holdinge bağlı şirketler için şirket iş tanımları başlığı altında organizasyon yapısı ve görev tanımları ile ilgili çalışmaların yapıldığı, bilirkişi tarafından incelenen CD içeriğine göre tespit edilmiştir. Davalı 12/03/2018 tarihli fesih ihtarında hizmetin verilmediği değil işin eksik yapıldığını zira sözleşmede hizmet sağlanacak kişiler için açıkça idareye bağlı holding ve bağlı şirketler ibaresi kullanıldığını, ancak grup şirketlere yönelik çalışma yapılmadığını beyan etmiş olup davalının feshe konu ettiği iddiasıyla sınırlı olarak yapılan değerlendirmede dosyaya ibraz edilen CD’de yer alan hazırlanmış dokümanlarda organizasyon yapısı, görev tanımları ve iş gerekleri hususunda gerekli çalışmaların yapıldığı ve bunların da davalı tarafça kendisine teslim edilmediğine ilişkin bir iddia olmadığı gibi ibraz edilen delillere göre gerek mail olarak gerek kargo ile davalıya gönderildiği, bu hali ile davacı takibe konu faturalara ilişkin hizmeti verdiğini ispat etmiş olup davasında haklı bulunduğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen alacak miktarının % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda davacının sözleşme nedeniyle yüklendiği bir çok edimini yerine getirmediğinin tespit edildiğini, davacı şirket tarafından organizasyon şemasının iyileştirilmesi hizmetinde grup şirketlere yönelik çalışma yapılmadığını, sadece holding için şema hazırlanıp grup şirketlere ilişkin çalışmanın müvekkili tarafından yapılmasına ilişkin yönlendirmelerde bulunulduğunu, sözleşmeden doğan ifanın eksik yerine getirildiğini, davacının gerek sözleşmeye gerekse ticari teamüller ve kanunlara aykırılık teşkil eden davranışları ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi ve zamanında yerine getirmemesi sebebiyle müvekkilinin sözleşmeyi sürdürme imkanı kalmadığından sözleşmenin12.madde hükmüne uygun olarak feshedildiğini, bu nedenlerle alacak talebinde haklı olmadığını, ayrıca alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında davacı tarafından 413.000,00 TL (01/03/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli ve 05/04/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli iki adet faturadan kaynaklanan) alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsili istemiyle 04/05/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının 14/05/2018 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğu, davanın İİK 67.maddesi uyarınca yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Sözleşme; Taraflar arasında 14/09/2017 tarihinde İnsan Kaynakları Süreçleri Yapılandırma Projesi Hizmet Alımı Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede davacı “yüklenici”, davalı “idare” olarak anılmıştır. Sözleşmenin ilgili hükümleri aşağıdaki gibidir;Sözleşmenin 4.maddesinde iş tanımı kısmında; “… Bu sözleşme kapsamında idare beyaz yakalı personel için aşağıda maddeler halinde belirtilen insan kaynakları süreçleri yapılandırılacaktır. Yapılandırılan süreçlerin saha (gruba bağlı şirketlerde) uygulaması idare insan kaynakları birimi tarafından gerçekleştirilecektir.” denilerek, devamında ise yapılacak iş kalemleri “a-İnsan Kavnakları Süreçleri Mevcut Durum Analizi, b-Organizasyonel Düzenlemeler/Yapılandırmalar, c-Şirket İç Kuralları, d-Baz Ücret Sistemi, e-Eğitim Faaliyetleri” başlıkları altında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.Sözleşmenin 5.maddesinde sözleşmenin bedeli; “Bu sözleşmede belirtilen danışmanlık hizmetleri bedeli 1.500.000,00 TL (Birmilyonbeşyüzbintürk lirası) + KDV’dir. İdarenin talebi halinde yönetici ve çalışanlara eğitimler verilmesi ile koçluk hizmetleri ayrıca ücretlendirilecektir. Bu hizmetlerin bir günlük bedeli; 7.000,00 TL + KDV’dir. Bu sözleşmenin 4. maddesinde yazılı konular dışında kalan; ek iş ve eğitimler ile kapsam içi konularda daha geniş çalışma ve analiz talepleri ayrıca ücretlendirilecektir. Sözleşme sonunda tarafların anlaşması halinde bu sözleşme bedelinin 1/6 kadar aylık ücretle süreçlerin uygulanması aşamasına danışmanlık hizmeti verilmesine devam edilecektir.” Sözleşmenin 6.maddesinde sözleşmenin süresi; “İşe başlama tarihi 26/09/2017, işi bitirme tarihi 30/03/2018’dir.” Sözleşmenin 7.maddesinde ödeme yeri ve şartları; “Fatura karşılığı yapılacak ödemeler, aşağıda belirtilen zamanlarda yüklenicinin bildirdiği banka hesabına ödenecektir. a-Sözleşme bedelinin %30’u (450.000,00 TL + KDV = 531.000,00 TL) sözleşme imzalanması sonrasında kesilecek faturaya istinaden en geç bir hafta içerisinde ödenecektir. b-Kalan ödeme proje süresine bölünecek; 6 eşit taksit halinde Kasım 2017-Nisan 2018 tarihleri arasında aylık (175.000,00 TL + KDV = 206.500,00 TL) olarak her ayın ilk haftası kesilecek faturaya istinaden en geç 7 gün içinde ödenecektir. c-Eğitim ve koçluk bedelleri; eğitim ve koçluğun gerçekleşmesi sonrasında haftalık periyotlar ile kesilecek faturaya istinaden bir sonraki hafta içinde ödenecektir.” Sözleşmenin 12.maddesinde sözleşmenin mücbir sebepler ile feshi; “Mücbir sebeplerden dolayı idare ve yüklenici bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir. Ancak idarenin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilmesi için işin belirlenen süre zarfında sözleşme ve eklerine uygun tamamlanmamış olması gerekir. İdarenin bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesi durumunda, yükleniciye fesih tarihine kadar ödenen peşinat ve taksit ödemelerini geri isteyemez ve/veya istemez. Böyle bir durumda yüklenicinin idareden kalan sözleşme bedeline dahil ücretleri istemesi ile tazminat hakları saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.İhtarnameler; Davalı … Holding A.Ş. tarafından, davacı … Ltd. Şti.’ye Kayseri … Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı 12/03/2018 tarihli ihtarnamede; “Tarafınızla şirketimiz arasında “’İnsan Kaynakları Süreçleri Yapılandırma Projesi Hizmet Alımı Sözleşmesi” akdedilmiş olup sözleşme gereğince tarafınızca şirketimize verilecek bir takım hizmetler ve eğitim faaliyetleri hizmetleri hususunda anlaşılmıştır. Sözleşmeye dayalı olarak belirlenen iş planı çerçevesinde, proje döneminin sonuna gelinmiş olmasına rağmen somut bir çalışma ortaya koyulmamış ve sözleşmede kararlaştırılan birçok hizmet gereği gibi yerine getirilmemiştir; sözleşmede hizmet sağlanacak kişiler için açıkça ‘idareye bağlı holding ve bağlı şirketler’ ibaresi kullanılmıştır ancak organizasyon şemasının iyileştirilmesi hizmetinde grup şirketlere yönelik çalışma yapılmamış, sadece holding için şema hazırlanıp grup şirketlere ilişkin çalışmanın Şirketimiz tarafından yapılmasına ilişkin tarafınızca yönlendirmelerde bulunulmuştur.Sözleşmenin “Madde 5-Sözleşmenin Bedeli” başlıklı maddesi gereğince verilecek eğitimlerin günlük bedelinin 7.000,-TL olarak belirlenmesine rağmen tarafınızca bir gün içerisinde verilen eğitimler, sözleşmeye aykırı bir şekilde, gün bazında değil eğitim sayısı bazında değerlendirilmiş olup şirketimize mutabakata varılan bedelin çok çok üstünde fahiş tutarlı faturalandırma yapılmıştır. Sözleşmede bu konuda son derece açık bir hüküm olmasına rağmen tarafınızca böylesi bir durumun oluşturulması ticari teamüllere uygun olmayıp; aynı zamanda Türk Medeni Kanunu Madde 2’de belirtilen Dürüstlük Kuralının apaçık bir ihlalidir. Gerek sözleşmeye gerekse ticari teamüllere aykırı bu davranışınız ve tarafınızca sunulan hizmetlerin sözleşmeye uygun olmaması, zamanında ve etkili sağlanmaması dolayısıyla tarafinızla olan sözleşmeyi sürdürmemiz mümkün değildir; belirtilen sebepler dolayısıyla, oluşabilecek her türlü doğrudan ve dolaylı zararlarımıza ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, sözleşmenin tarafımızca haklı nedenle feshedildiği hususunu tarafınıza bildiririz.” şeklinde sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ihtar edilmiştir.Davacı tarafından ise bu ihtarnameye cevaben Büyükçekmece … Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı 21/03/2018 tarihli ihtarnamede; hizmetin gereği gibi yerine getirildiği, bu çerçevede 2000 sayfa civarında dokümanın davalıya teslim edildiği, hizmete ilişkin mailler, cd ve dokümanların davalı tarafa gönderildiği, faturalandırmanın sözleşmeye uygun olarak yapıldığı belirtilmiş, sözleşmeyi haklı nedenle feshetme iddiasını kabul etmedikleri ve sözleşme gereği hak edilen bedellerin ödememesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğinin düşünüldüğü, sözleşmenin bitiş tarihine kadar yükümlülükleri eksiksiz yerine getirecekleri ifade edilerek sözleşmeye istinaden 2018 yılı Şubat ve Mart ayı (aylık 175.000,00 TL + KDV) danışmanlık hizmet bedellerinin ödenmesi ayrıca verilen 79 adet eğitimin bedeli olan 553.000,00 TL + KDV’nin de ödenmesi ihtar edilmiş ve davalıya 23/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yine davacı tarafından Büyükçekmece … Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı 06/04/2018 tarihli ihtarname ile; 05/04/2018 tarih ve Seri … no.lu faturada yazılı toplam 206.500,00 TL tutarındaki borcun ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ödemediği takdirde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilerek davalıya 09/04/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı tarafından Kayseri … Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı 12/04/2018 tarihli ihtarname ile; davacı tarafından Büyükçekmece … Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı 06/04/2018 tarihli ihtarname ekinde gönderilen 05/04/2018 tarih ve Seri … no.lu fatura iade edilmiştir.
Bilirkişi raporları; 1-Kaldırma kararından önce davalıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat neticesinde, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; davacının takip ve dava konusu yaptığı 01/03/2018 tarihli … numaralı 206.500,00 TL bedelli faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaya ilişkin bir ödeme kaydının yer almadığı ancak davalı defterlerinde 28/02/2018 tarihli … numaralı 156.940,00 TL bedelli iade faturasının (fiyat farkı) kayıtlı olduğu ve bu fatura bedelinin davacıya olan borçtan düşüldüğü, bu işlemle davalının davacıya 49.560,00 TL (206.500,00 TL-156.940,00 TL) borçlu gözüktüğü, bahse konu iade faturası davacının ticari defterlerinde kayıtlı ise davalının davacıya takip konusu … numaralı faturadan 49.560,00 TL borçlu olacağı, kayıtlı değil ise davalının borcunun 206.500,00 TL olacağı, davalının iade faturasını ispatlaması gerektiği, davacı tarafça takip ve dava konusu yapılan 05/04/2018 tarihli … numaralı 206.500,00 TL bedelli faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, hizmetin verilip verilmediğinin uzman bir bilirkişi tarafından değerlendirilmesi ve davacının bu faturaya konu hizmeti sunduğunu ispatlaması gerektiği yönünde görüş bildirmiştir. 2-Kaldırma kararından önce davacı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise; davacının ticari defterlerine göre davalıdan 413.000,00 TL alacaklı olduğu, işbu tutarın da sözleşmeye göre taksitlendirilen ve faturaya dönüştürülen ödenmeyen/takip konusu yapılan 5. ve 6. taksitlerin toplamı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 49.560,00 TL borçlu olduğu tespit edildiğinden tarafların cari hesapları arasında toplam 363.440,00 TL (413.000,00 TL – 49.560,00 TL) tutarında bir fark olduğu, bu farkın 206.500,00 TL’lik kısmının, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 05/04/2018 tarihli … no.lu 6.taksite ait faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, 156.940,00 TL’lik kısmının ise davalı tarafından davacı adına tanzim edilmiş 28/02/2018 tarih 407403 no.lu fiyat farkı faturasının davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı ifade edilmiş, seçenekli olarak 4 farklı değerlendirme yapılarak; a) Mahkemece davacı tarafından tanzim edilmiş 05/04/2018 tarihli … nolu 6. taksite ait 206.500,00 TL’lik davalı defterlerinde yer almayan faturanın kabul edilmesi, davalı tarafından tanzim edilmiş davacı tarafın defterlerinde yer almayan 28/02/2018 tarih … nolu 156.940,00 TL’lik fiyat farkı faturasının ise kabul edilmemesi halinde davacının davalıdan 413.000,00 TL alacaklı olacağı, b) Mahkemece davacı tarafından tanzim edilmiş 05/04/2018 tarihli … nolu 6. taksite ait 206.500,00 TL’lik davalı defterlerinde yer almayan faturanın kabul edilmesi, davalı tarafından tanzim edilmiş davacı tarafın defterlerinde yer almayan 28/02/2018 tarih … nolu 156.940,00 TL’lik fiyat farkı faturasının da kabul edilmesi halinde davacının davalıdan 256.060,00 TL (413.000,00 TL – l56.940,00 TL) alacaklı olacağı, c) Mahkemece davacı tarafından tanzim edilmiş 05/04/2018 tarihli … nolu 6. taksite ait 206.500,00 TL’lik davalı defterlerinde yer almayan faturanın kabul edilmemesi, davalı tarafından tanzim edilmiş davacı tarafın defterlerinde yer almayan 28/02/2018 tarih 407403 nolu 156.940,00 TL’lik fiyat farkı faturasının da kabul edilmemesi halinde davacının davalıdan 206.500,00 TL (413.000,00 TL – 206.500.00 TL) alacaklı olacağı, d) Mahkemece davacı tarafından tanzim edilmiş 05/04/2018 tarihli … nolu 6. taksite ait 206.500,00 TL’lik davalı defterlerinde yer almayan faturanın kabul edilmemesi, davalı tarafından tanzim edilmiş davacı tarafın defterlerinde yer almayan 28/02/2018 tarih … nolu 156.940,00 TL’lik fiyat farkı faturasının ise kabul edilmesi halinde davacının davalıdan 49.560,00 TL (413.000,00 TL – 206.500,00 TL – 156.940,00 TL) alacaklı olacağı yönünde görüşü bildirilmiştir. 3-Kaldırma kararından sonra mahkemece insan kaynakları konusunda uzman bilirkişiden alınan raporda özetle; -“İdare” olarak tanımlanan davalı tarafın hizmet üretebilmek, müşteriler ile bağlantı kurabilmek, fikir üretebilmek vb. konularda kendini geliştirebilmek için, “Yüklenici” olarak tanımlanan davacının uzmanlığından faydalanabilmek adına taraflar arasında “İnsan Kaynakları Süreçleri Yapılandırma Projesi Hizmet Alım Sözleşmesi” imzalandığı, Sözleşmenin kapsamında davalı tarafa ait olan ve idare olarak alınan şirketin beyaz yaka olarak tanımlanan personeli için insan kaynakları süreçlerinin yapılandırılacağının belirtildiği, Yapılandırılacak süreçlerin ise Analiz; Şirket İK süreçlerinin tüm yönleriyle detaylı olarak analiz edilmesi, İhtiyaçları Belirleme; İhtiyaç duyulan iyileştirme alanlarının ve problemlerin tespit edilmesi, İyileştirme Yol Haritası; İyileştirme ihtiyaçlarının ve yaşanan problemleri gösteren raporun hazırlanması olarak belirtildiği, Yapılandırılan süreçlerin saha (gruba bağlı şirketlerde) uygulaması idare insan kaynakları birimi tarafından gerçekleştirileceği, Taraflar arasında uyuşmazlık konularından birisinin “hizmet sağlanacak kişilerde bağlı şirketlerin olup olmadığı” hususuna ilişkin olduğu, Sözleşmenin bu bölümünden yapılandırma süreçlerinin idare insan kaynaklarında uygulanacağı, saha uygulamasının idare insan kaynakları tarafından gerçekletirileceği yorumu çıkarıldığı, -İnsan Kaynakları Süreçleri Mevcut Durum Analizi hususu incelendiğide; belli dönemlerde insan kaynakları süreçlerinin gözden geçirilmesi analiz edilmesinin ihtiyaç olduğunun belirtildiği, bu sürenin insan kaynakları profesyonelleri tarafından bir yıl olarak önerildiği, bu sürecin Analiz, İhtiyaçların Belirlenmesi ve İyileştirme Yol Haritası olarak belirlendiği, bunların gerçekleştirilmesi için çeşitli aktivitelerin yapılacağı, bunların “İdareye bağlı holding ve bağlı şirketler ziyaret edilerek mevcut insan kaynakları organizasyon yapısı ve insan kaynakları uygulamaları detaylı incelenecek, inceleme sürecinde kontrol listeleri, organizasyon şemaları, kurumsal bilgi ve belgeler incelenecek, bazı çalışanlar ile derinlemesine mülakat şeklinde gerçekleştirilecektir, Analiz süreci sonunda kontrol elde edilen veriler dokümante edilecek ve raporlanacaktır. Proje çıktıları olarak; Değerlendirme Raporu ve İyileştirme İhtiyaçları çıkartılacak.” şeklinde sözleşmede yer aldığı, dava dosyası ve dosyada yer alan CD ile dokümanlar incelendiğinde Şirket ziyeretleri konusunda bilgi ve belge tespit edilemediği, aynı şekilde kontrol listesinin de tespit edilemediği, İnsan Kaynakları yönetimi analiz çalışması gerçekleştirilirken kullanılan çalışmalar ve mülakat yöntemlerinin neler olduğu ve kaç kişi ile mülakat yapıldığı ve mülakatta kullanılan yöntemlerin neler olduğu hususunda bilgi ve belge tespit edilemediği, genel olarak İnsan Kaynakları analiz yöntemi olarak; Bilgi Toplama, Anket, Gözlem, Görüşme (Mülakat) ve Karma Yöntem uygulanmakta olduğu, davacı tarafından sözleşmede analiz yöntemlerinden mülakat alanı tercih edilmekle bununla ilgili olarak birim bazında veriye rastlanmadığı, -Dava dosyasında yer alan CD incelendiğinde İnsan Kaynakları Analizi Dosyası başlığı altında 3 adet Power Point sunuma rastlandığı, çalışmalarda birincisi 21 sayfadan oluşan İnsan Kaynakları Mevcut Durum Analizi, ikincisi 17 sayfadan oluşan İnsan Kaynakları Gelişim Programı, üçüncüsü 24 sayfadan oluşan Kurumsal Yapılandırma İnsan Kaynakları Analiz Raporu çalışması tespit edildiği, bu çalışmaların davalı firma için sunum şeklinde hazırlandığı, durum analizleri, özet görüşlere yer verildiği ancak sahada yürütülen çalışmalar ile ilgili deteylı verilerin tespit edilemediği, -Dava dosyasında yer alan CD incelendiğinde Organizasyon Yapılandırma Dosyası başlığı altında Holding İş Tanımlamalarında; 1. Bilgi Teknolojileri Koordinatörlüğü 2. Finans Koordinatörlüğü 3. Hukuk Koordinatörlüğü 4. İç Denetim Koordinatörlüğü 5. İdari İşler Koordinatörlüğü 6. İnsan Kaynakları Koordinatörlüğü 7. Mali İşler Koordinatörlüğü 8. Pazarlama Koordinatörlüğü 9. Satınalma Koordinatörlüğü için Organizasyon Yapısı ve Görev Tanımlaması için çalışma gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, çalışmalarda organizasyon ve görev tanımlamaları konusunda görev, aranan nitelikler, yetki ve sorumluluklara kadar gerekli çalışmaların yapıldığının tespit edildiği,-Holdinge Bağlı Şirketler için Şirket İş Tanımları bağlığı altında organizasyon yapısı ve görev tanımları ile ilgili çalışmaların yapıldığının tespit edildiği, -… Yapılandırma Sunumu adı altında 27 sayfadan oluşan bir Power Point Sunum hazırlandığı, bu çalışmanın bir bilgilendirme niteliğinde olup durum analizleri, özet görüşlere yer verildiği, organizasyon yapıları ve organizasyondaki görevlerin belirtildiği, sahada yürütülen çalışmalar ile ilgili detaylı verilerin tespit edilemediği, -Koordinatörlük organizasyon yapılandırma çalışmalar PDF çalışmasının 13 sayfadan oluştuğu ve bu çalışmada organizasyon şemalarının yer aldığının tespit edildiği,-İnsan Kaynakları İç Kurallar Dosyası başlığı altında yer alan dosyada İnsan Kaynakları disiplin yönetmeliği, Satınalma yönetmeliği ve bu yönetmeliklere bağlı formların oluşturulduğunun tespit edildiği,-Ücret Yönetimi Dosyası bağlığı altında … sayfadan oluşan ücret sistemi konusunda çalışma yapıldığı ayrıca 2017 ve 2018 yıllarına ait ücretlere ilişkin excell çalışmasının olduğunun tespit edildiği, -Dava dosyasında yer alan CD’de bulunan son dosyanın anlaşmazlığa neden olan konulardan Eğitim başlığı altında olduğu, dosya incelendiğinde eğitim programlarının hazırlandığı, eğitimlerin hangi eğitmenler tarafından hangi konularda ve sürelerinin kaç saat olacağı hususunda çalışma yapıldığı, eğitim alacak beyaz yakalı personellerin listeleri, eğitim alanlarının genel özellikleri ile ilgili çalışma yapıldığının tespit edildiği, eğitim tutanakları başlığı altındaki dosya incelendiğinde; “Eğitim Adı”, “Eğitim Tarihi”, “Eğitim Yeri”, “Eğitmen Adı Soyadı”, “Katılımcı Sayısı” için çizelgeler oluşturulduğu, bu tutanaklarda kaç personelin eğitim aldığı, hangi tarihlerde eğitim verildiğine dair bilgi tespit edilemediği, tutanakların imzalı ve onaylı olmadığı, -Sonuç olarak; dava dosyasında yer alan CD ve belgelerin incelendiği, taraflar arasında yapılan sözleşme için bir teknik şartnamenin dava dosyasında tespit edilemediği, teknik şartnamenin şart olmadığı ancak bu tür hizmet sözleşmelerinde taraflar arasında uyuşmazlıkların çözümünde teknik şartnamenin yol gösterici olduğu, toplam 15 madde 8 sayfadan oluşan hizmet sözleşmesi kapsamında davacının iddia ettiği şekilde dava dosyasında yer alan CD’de 2.071 sayfa doküman tespit edildiği, sözleşmeye ilişkin bir teknik şartnamenin olmaması nedeniyle verilen hizmetin hangi ölçüde yerine getirlip getirilemediğinin tespit edilemediği, hizmet sözleşmesinde belirtilen Analiz; Şirketin insan kaynakları süreçlerinin tüm yönleriyle detaylı olarak analiz edilmesi, İhtiyaçları Belirleme; İhtiyaç duyulan iyileştirme alanlarının ve problemlerin tespit edilmesi, İyileştirme Yol Haritası; İyileştirme ihtiyaçlarının ve yaşanan problemlerin gösteren raporun hazırlanmasına ilişkin detaylı doküman tespit edilemediği, burada belirtilen hususların sunum olarak hazırlandığı, CD’de yer alan hazırlanmış dokümanlarda organizasyon yapısı, görev tanımları ve iş gerekleri hususunda gerekli çalışmaların ise yapıldığının tespit edildiği, davacının iddia ettiği somut çalışmaların davalıya mailler, cd ve dokümanlar ile teslim edildiğine, gönderildiğine dair bilgi tespit edilemediği yönünde görüş ve kanaati bildirilmiştir.
İstinaf sebeplerinin incelenmesi; 6102 sayılı TTK’nın 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır… Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Dava konusu faturalardan 01/03/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, yasal süre içerisinde iade edilmediği tespit edilmekle, bu fatura yönünden ispat yükü davalı üzerindedir. Diğer fatura olan 05/04/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli faturanın ise davalı tarafından 8 günlük süre içerisinde iade edildiği ve ticari defterlerine kayıtlı olmadığı anlaşılmakla, bu fatura yönünden ispat yükü davacı üzerindedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, sözleşmeye ilişkin bir teknik şartnamenin olmaması nedeniyle verilen hizmetin hangi ölçüde yerine getirlip getirilemediğinin tespit edilemediği, sözleşmede belirtilen “Analiz; Şirketin insan kaynakları süreçlerinin tüm yönleriyle detaylı olarak analiz edilmesi, İhtiyaçları Belirleme; İhtiyaç duyulan iyileştirme alanlarının ve problemlerin tespit edilmesi, İyileştirme Yol Haritası; İyileştirme ihtiyaçlarının ve yaşanan problemlerin gösteren raporun hazırlanmasına” ilişkin detaylı doküman tespit edilemediği, burada belirtilen hususların sunum olarak hazırlandığı, CD’de yer alan hazırlanmış dokümanlarda organizasyon yapısı, görev tanımları ve iş gerekleri hususunda gerekli çalışmaların ise yapıldığının tespit edildiği, davacının iddia ettiği somut çalışmaların davalıya mailler, cd ve dokümanlar ile teslim edildiğine, gönderildiğine dair bir bilgi tespit edilemediği belirtilmiştir. Davacı tarafından bilirkişi incelemesine sunulan dokümanlar dışında bir belge ibraz edilmemiştir. Bu durumda bir kısım hizmetler verilmiş ise de bir kısım hizmetlerin verilmediği sabittir. Tespit edilen bu durum karşısında; davalının defterlerine kaydedilen 01/03/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli fatura nedeniyle davacının alacaklı olduğu ancak 05/04/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli fatura davalı tarafından iade edildiğinden ve hizmetin tam olarak verildiği ispatlanamadığından bu fatura yönünden alacak isteminin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. İİK 67/2 maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” düzenlemesi yer almaktadır. İtirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka takibe konu alacağın likit ve belli olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi gerekmektedir. Böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. (HGK’nın 07/06/2006 tarihli, 2006/19-295 E. 2006/341 K. sayılı ilamı) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29/03/2023 tarihli 2022/6-1019 E. 2023/267 K. sayılı ilamında bu husus; “…Likid alacak bakımından aranan “borçlunun, talep edilen alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmesi veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda olması; bu bağlamda alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç bulunmaması, diğer bir anlatımla borçlunun, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması” ölçütü birçok tartışmayı sona erdirmekle beraber, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesinin, alacağın likid olup olmadığı ile ilgili başlı başına bir kıstas olarak kabul edilmesi de doğru değildir. Çünkü mahkeme uygulamasında “hesap işi”, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hâllerden olduğundan borçlunun, kendi başına hesaplayabilecek durumda olduğu asıl alacak ve temerrüt faizine itiraz etmesi hâlinde, mahkemenin, alacaklının alacağının miktarını, bizzat tespit etmeyip bilirkişi vasıtasıyla belirleyeceğinden, likid olan bir alacağın sırf bilirkişi incelemesi yapıldığı gerekçesi ile likid sayılmaması doğru olmayacaktır (Hukuk Genel Kurulunun 17.10.2012 tarihli ve 2012/9-838 Esas, 2012/715 Karar sayılı kararı).” şeklinde açıklanmıştır. Kabul edilen kısma konu alacak faturaya dayalı, davalı tarafından ticari defterlerine işlenmiş likit bir alacak olduğundan, 206.500,00 TL’nin % 20 oranında hesaplanan 41.300,00 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmakla, davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesinde kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de; davacının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğuna dair bir belge, delil bulunmadığı için reddedilen kısım yönünden kötüniyet tazminatı koşulları oluşmadığından, davalı tarafın kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/194 E. 2023/184 K. sayılı ve 09/03/2023 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve DAİREMİZCE YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE, a-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 206.500,00 TL üzerinden DEVAMINA, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına, b-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, c-Alacak tutarı 206.500,00 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 41.300,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, ç-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE, 3-İlk Derece Mahkemesi giderleri yönünden; a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 14.106,01 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.988,01 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.118,00 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (İlk derece mahkemesinin kaldırma kararı öncesi yazdığı harç tahsil müzekkeresinin denetlenerek dikkate alınmasına), b-Davacı tarafından başlangıçta yapılan 41,10 TL ile yargılama aşamasında yapılan 3.312,70 TL (tebligat/posta gideri ve bilirkişi ücreti) olmak üzere toplam 3.353,80 TL’den, davanın kabul/ret oranına göre hesaplanan 1.676,90 TL ile 5.029,11 TL peşin harç gideri toplamı olan 6.706,01 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 31.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ç-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 31.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine, 4-İstinaf giderleri yönünden; a-Davalı tarafından alınan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 7.053,75 TL’den mahsubu ile bakiye 6.873,85 TL harcın davalıya iadesine, c-Davalı tarafından sarf edilen 671,90 TL istinaf harcı ve 109,00 TL posta masrafı olmak üzere toplamda 780,90 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ç-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, d-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/06/2023