Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/107 E. 2023/366 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/107
KARAR NO: 2023/366
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/346
KARAR NO: 2022/877
KARAR TARİHİ: 26/09/2022
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketine sigortalı işyerinin bulunduğu binada çıkan yangın sonucunda sigortalı şirkete ait büro malzemelerinin yandığını, yangının çıkış sebebinin davalı şirkete ait yanıcı ve tutuşturucu malzemenin işyeri önünde tedbirsiz olarak istiflenmesi olduğunu, sigortalıya yapılan 87.932,06-TL ödemenin zararın oluşumunda davalı tarafın kusurlu olması nedeniyle ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davacı iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… davacı sigorta şirketine sigortalı işyerinin bulunduğu binada çıkan yangın sonucunda sigortalı işyerinde meydana gelen ve talep edilebilecek tazminat miktarının 87.932,06-TL olduğu, davanın konusunun haksız fiile dayalı rücuen tazminat davası olduğu, zarara uğrayan davacı tarafın zararın tamamını müteselsil sorumluluk kapsamında zararı meydana getiren ve kusurlu olan taraflardan birinden isteyebileceği, bu bağlamda %25 oranında kusur izafe edilen dava dışı … Site Yönetiminin kusuru oranında tazminattan herhangi bir indirim yapılamayacağı, belirlenen tazminatın tamamının rücuen davalıdan tahsiline, davalı tarafın kusuru bulunan … Site Yönetimine kendi iç ilişkileri kapsamında müracaat edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının kusuru bulunmadığı, rapora yönelik sunulan itirazın gözetilmediği, yangına çöpte başlayan ve çöpe atılan bir sigara izmaritinin neden olduğu, sigara izmaritini atan kişinin 3. kişi konumunda olup ağır kusuru olduğundan davalının sorumluluğunun ortadan kalktığı ve davalı yüklenilen sorumluluk yönünden illiyet bağının kesildiği, yangının başladığı yerin davalıya ait bir yer olmayıp müştereken kullanılan ortak bir alan olduğu, hasar bedelinin kadri maruf olup olmadığının denetlenmediği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, dava dışı sigortalının iş yerinde 19.08.2016 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde ödenen maddi tazminatın davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. TTK’nin “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Poliçe; davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … Dış.Tic. Ltd. Şti. (hasara uğrayan yerde kiracı olarak faaliyet göstermektedir) arasında 12.04.2016-2017 dönemlerini kapsar şekilde … nolu poliçe düzenlendiği ve iş bu poliçe ile Seyitnizam mah. … Sitesi … A blok Apartmanı 10. yol sitesi bina no 1/5 kat no: .. Daire no: … İş Merkezi Zeytinburnu/İstanbul riziko adresinde, faaliyet konusu büro, ofis yazıhane ve ajanslar olan iş yerindeki demirbaşın sigortalandığı anlaşılmaktadır. Yangın raporu; 22.06.2016 tarihli raporda … İş Merkezi No: .. deki davalıya ait iş yerinin önünde açık alanda istiflenmiş olarak bulunan söve ve ısı yalıtım malzemelerinin bulunduğu alanın yangının merkezi olduğu, gerek yangın söndürme, soğutma ve aktarma işlemlerinin yapıldığı alandaki incelemelerde söndürme işlemi sonrasında temin edilen kamera kayıtlarında yangına sebebiyet verecek bir bulgu ve görüntüye rastlanılmadığı ancak yangının hızı ve seyri dikkate alındığında davalıya ait iş yerinin önünde açık halde istiflenmiş olarak bulunan asma tavan, söve ve ısı yalıtım malzemelerinin herhangi bir açık ateş kaynağıyla (binanın üst katlarından veya yaya olarak gelip geçenler tarafından atılan veya düşürülen yanar vaziyetteki sigara izmariti) tutuşturması sonucu yangının başladığı rüzgarında etkisi ile hızlıca gelişerek ortamda bulunan petrol türevi hızlı yanıcı malzemeleri tutuşturarak iş yeri dahilinde, iş merkezinin dış cephesine devamında da ofis katlarına ve teras katına sirayet ederek yayıldığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Ekspertiz raporu; 27.09.2016 tarihli raporda özetle; sigortalı iş yerinin bulunduğu iş merkezinin 3 no lu bölümünde faaliyet gösteren davalı şirketin iş yerinin önünde istiflenmiş strafor söve (bina dış cephelerinde kapı, pencere ve köşelere monte edilen malzemeler) malzemelerin, binanın üst katından veya yoldan geçenler tarafından sönmemiş şekilde atılan sigara izmariti nedeniyle tutuştuğu, kolayca tutuşabilir malzemelerin hızla yanması ve rüzgarın da etkisi ile kolayca yayılması sonucu yangının binayı sardığı ve büyük ölçüde maddi zarar meydan geldiği yönünde tespitte bulunulmuştur. Davacı sigorta şirketi tarafından …bank aracılığıyla 07.10.2016 işlem tarihli 87.932,06 TL tazminat ödemesi yaptığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu; sigorta bilirkişi, makine mühendisi (yangın uzmanı) ve orman endüstri mühendisi bilirkişince düzenlenen bilirkişi heyet raporunda özetle; yangına sebep olan malzemelerin davalıya ait dükkanın/iş yerinin önünde istiflenmiş yanıcı malzemenin esen rüzgarla, çöplerle veya iş yerinin bulunduğu çok katlı binanın üst katlarından gelen bir kıvılcım veya sigara izmaritinin etkisi ile kolayca tutuştuğu böylece maddi hasarlı yangına sebebiyet verdiği, iş bu nedenle; -Dükkanın/iş yerinin önünde istiflenmiş yanıcı malzemeden çıkan yangın sebebinin gerek güvenlik tedbirlerini almaksızın, depo alanı olmayan site içerisinde kamuya açık alanda cedde yere usulsüz olarak istiflemek suretiyle can ve mal güvenliğini ortadan kaldıran davalının %75 derecede asli kusurlu olduğu, -Site içerisinde gerekli can ve mal güvenlik tedbirlerinin alınmamış olduğu, bunun bir iş uygulamasına dönüştürmediği, site içerisinde cadde yerde istiflemenin yapılmasının engelleyici uygulamaları hayata geçirmediği belirtilen dava dışı … Site Yönetiminin %25 oranda tali kusurlu olduğu, – Davacı sigorta şirketinin sigortalandığı iş yeri dava dışı … Şti.’nin herhangi bir kusuru bulunmadığından davacı ve sigortalısına kusur atfedilemeyeceği ve bu haliyle kusur durumu nazara alınmak suretiyle 87.932,06 TL’nin %75 kusur oranı karşılığı olan 65.949,05 TL’nin davalı tarafça davacıya rücuen ödenmesi gerekeceği görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Yargılamayı yapan mahkemece 2017/151 E. 2017/950 K. sayılı ilamı ile davanın kabulüne dair karar verilmiş olup davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine dairemizce inceleme yapılmış ve 24.02.2021 tarih 2020/178 E. 2021/198 K. ilamda ”… Davaya konu somut olayda 19.08.2016 tarihinde meydan gelen yangının başlatan temel unsurun çelişkiye mahal bırakılmaksızın tespit edilmesi gerekmektedir. Gerek yangın raporu, ekspertiz raporu ve mahkemece alınan bilirkişi heyet raporlarından yangını başlatıcı unsurun tespit edilemediği yönünde tespitte bulunulduğu görülmektedir. Davalı tarafça cevap dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde dava konusu yangın sebebiyle rapor tanzim edildiği belirtilen Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/25 D.İş sayılı dosyasının veya bu dosya da düzenlendiği anlaşılan bilirkişi raporununda dosya içerisine alınmadığı, incelenmediği anlaşılmaktadır. Öncelikle yangını meydana getiren kaynağın ve davalı firmanın illiyet bağının bulunup bulunmadığının şüpheye mahal bırakılmaksızın tespiti gerekmektedir. İş bu nedenle Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/25 D.İş sayılı dosyası celp edilerek anılan dosyada yer alan rapor ve belgeler incelenmek suretiyle yeni bilirkişi heyetinden (kimya mühendisi, iş yeri güvenliği uzmanı, yangın uzmanı, orman ürünleri uzmanı ve sigorta alanında uzman) davalı firma ile yangın arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması suretiyle kusur oranının belirlenmesi yoluna gidilmesi gerekmekle, bu hususun göz ardı edilerek düzenlenen rapor nazara alınmak suretiyle hüküm ihdas edilmesi nedeniyle mahkeme kararının HMK 353. madde 1/a.6 uyarınca kaldırılması” dair karar verilmiştir. Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/25 D.İş sayılı dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır. Yapılan incelemede, elektrik elektronik mühendisi, mimar, makine mühendisi ve endüstriyel yangın -patlayıcı maddeler uzmanı bilirkişisinden oluşan heyet tarafından düzenlenen raporda özetle; yangının çıkış yerinin … İş Merkezinin 3 nolu … şirketine ait dükkan/depo önünde (açık alanda) istiflenmiş çok sayıda ısı yalıtım kaplama ürünlerinin bulunduğu ve … ışıklı reklam tabelasının yanı başında bulunan strafor ürünlerinin tutuşmasıyla başladığının anlaşıldığı, yangının çıkış sebebinin ise 10. caddeden geçen yaya veya araç içinden veyahut teras kattan aşağıya söndü zannıyla atılan yanar vaziyetteki sigara izmaritinin bahse konu açık alanda istiflenen söve, kat silme, strafor ısı yalıtımı ürünlerinin arasına düşerek zamana bağlı olarak yeterli ısı ve oksijenle reaksiyona ulaşarak alevli yangını başlattığı, ortamda yeterli ve etkili söndürme sistemi bulunmadığından rüzgarın etkisiyle 3 nolu dükkanın duvar yüzeyindeki ısı yalıtımı kaplaması (strafor) sirayet etmesiyle birlikte tüm binayı sardığı ve yangının büyüdüğü bir gün yangına ilişkin hasarın giderilmesi için gereken bedelin 926.473 TL+KDV olduğu görüş ve tespitinde bulunulmuştur. 25.03.2022 tarihli sigorta bilirkişi,yangın uzmanı, kimyager, A sınıfı iş güvenliği uzmanı, orman-endüstri mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporunda özetle; yangını başlatan unsuru önemli olduğunu ancak başlangıç unsuru kadar başlangıç kaynağının da bir o kadar önemli olduğu, başlangıç kaynağı da özellikle kolay tutuşabilen malzemelerin koruma altına alınması gerektiği, yangının depo önünde başlangıç gösterdiği, kolay yanıcı malzemelerin her türlü yangın tehlikesinin açık olduğu, bina cephesinde alınması gereken yangın güvenlik önlemlerinin alınmadığı için yangının yayılımının devam ettiği, dükkanın/işyerinin önünde istiflenmiş yanıcı malzemeden çıkan yangın sebebinin gerek güvenlik tedbirlerini almaksızın, depo alanı olmayan site içerisinde kamuya açık alanda cadde yere usulsüz olarak istiflemek suretiyle can ve mal güvenliğini ortadan kaldıran … Yapının %50, site içerisinde yangın güvenlik tedbirlerinin alınmamış olduğu, site içerisinde cadde üzerinde istiflemenin yapılmasını engelleyici uygulamaları hayata geçirilmediği belirtilen dava dışı … Site Yönetiminin % 25, dava dışı … İş Merkezi, sahibi veya yönetiminin dış cephe yangın güvenlik önlemlerinin yetersiz olmasından dolayı %25 oranında kusurlu olduğu ve davacı sigorta şirketinin 07.10.2016 tarihinde ödediği 87.932,06 TL tazminatın %50 kusur oranına göre 43.966,03 TL’sini davalıdan tahsilini edebileceği belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair karar verilmiş olup davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf sebeplerinin incelenmesi:1-Kusur oranı yönünden inceleme Yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere; taraflara yüklenilen kusur durum ve oranı yönünden dosyaya ibraz olunan bilirkişi raporları (20.09.2017 ile 25.03.2022 tarihli rapor) arasında ciddi farklılıklar yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2012/5548 E. 2013/274 K. sayılı ilamını bu konuda emsal nitelik teşkil etmektedir. Anılan Yargıtay ilamında ”… 6100 sayılı HMK’nın 266/1. (1086 sayılı HUMK’nin 275.) maddesi “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” hükmünü içermektedir. Aynı Kanun’un 282. (1086 Sayılı HUMK’nın 286.) maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği hükmü, HMK’nın 281. (HUMK’nın 283.) madde hükmü uyarınca bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Somut olayda, mahkemece, raporlar arasında çelişki mevcut olmasına rağmen, yeni bir bilirkişi kurulundan önceki raporları değerlendirerek, çelişkiyi gideren bir rapor alınması gerekirken, hasıl olan çelişki giderilmemiş ve hükme esas alınan raporun önceki raporlardan üstün tutulma nedenleri gerekçede yeterince açıklanmamış, son raporun dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle yetinilmiştir. Bunun yanı sıra, mahkeme gerekçesinde, zararın, TMSF tarafından müflis bankanın iflas masasından tahsil edildiği belirtilmiş ve bu husus da davanın reddine dayanak yapılmış ise de; davacı vekilinin aksi yöndeki itirazları karşılanmadığı gibi bu konudaki gerekçe, somut kanıt ve kayıtlarla desteklenmeden, dayanakları yeterince gösterilmeden hüküm kurulması da isabetli olmamıştır.” belirtilmektedir. Davalı vekili tarafından sunulan istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesinde bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmediği, kusur izafesine ve oranına itiraz edildiği ve mahkemece verilen kararın hatalı olduğu belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikte yer alan içtihadı nazara alındığında bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmeden ve üstünlük verilen rapora niçin üstünlük verildiği açıklanmadan, illiyet bağı konusunda itirazlar giderilmeden hüküm tesisi yoluna gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yönde sunmuş olduğu istinaf yasa yolu başvuru talebinin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. -Ödenen hasar bedelinin kadri maruf olup/olmadığı yönünden ise hükme esas alınan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş ise de; hasar bedelinin davaya konu denetime elverişli olacak şekilde tespit edilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edildiği anlaşılmaktadır. Sonuç itibariyle, açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK’nin 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2021/346 Esas, 2022/877 Karar sayılı ve 26/09/2022 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine,4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/03/2023