Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1059 E. 2023/1107 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1059
KARAR NO: 2023/1107
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/327
KARAR NO: 2022/721
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
DAVA: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 03/10/2019 tarihinde 42 sayılı yönetim kurulu kararı ile müvekkillerinin ortaklık haklarının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde sonlandırdığını, davalı her ne kadar ortaklıktan çıkarılma sebebini kooperatif ana sözleşmesinin 10. maddesine dayandırmış ise de; bu maddenin eski metninde … Sitesinde konut sahibi olmak koşulunun olmadığını, 29/12/1993 tarih ve … sayı 512 sayfa no.lu Ticaret Sicil Gazetesi incelendiğinde görüleceği üzere bu kararın müvekkilinin yokluğunda yeterli çoğunluk sağlanmadan alındığını, müvekkili açısından yok hükmünde olduğunu belirterek ortaklıktan çıkarılma kararının hukuka aykırı olduğunu beyanla, iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının … Sitesindeki taşınmazlarını satarak Kooperatife ortak olma koşulunu yitirdiğinin tespit edildiğini, durumun yönetim kurulu tarafından genel kurul gündemine taşındığını ve 18/05/2019 tarihinde icra edilen olağan genel kurul toplantısında yapılan müzakere ve oylama neticesinde alınan 13 no.lu karar ile bu koşulu yitiren ortakların ortaklıktan çıkartılması hususunda gereğinin yapılması için yönetim kuruluna talimat verildiğini, bunun üzerine yönetim kurulu kararı ile davacının ortaklıktan çıkartıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN VE DAİREMİZİN KARARLARI Mahkemenin 10/06/2021 tarihli 2020/47 E. 2021/441 K. sayılı kararı ile; “…davalı … İşletme Kooperatifi yönetim kurulunun iptali istenen 03/10/2019 tarih ve 42 nolu kararının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. Md ve davalı Kooperatifin esas sözleşmesinin 10 ve 14 maddesine uygun olduğu tespit edilmiştir. Yasa, esas sözleşme ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu ispat edilemeyen yönetim kurulu kararının iptali isteminin reddine” karar verilmiştir. Dairemizin 06/04/2022 tarihli 2022/103 E. 2022/417 K. sayılı kararı ile; “…Davalı … İşletme Kooperatifi’nin ana sözleşmesinin 10.maddesi “Kooperatife ortak olabilmek için; 1-Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip gerçek kişi veya 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 9. maddesinde sayılan tüzel kişilerden olmak. 2-Ordu mensubu (subay, askeri memur ve emeklileri dul ve yetimleri ile ordu’da görevli sivil memur ve müstahdemleri) olmak.” şeklinde iken, “3-… sitesinde konut maliki olmak.” maddesi eklenmiştir… … İşletme Kooperatifi ana sözleşmesinin 10.maddesinde yapılan değişiklik (“3-… sitesinde konut maliki olmak.” şartının eklenmesi) 20/06/1993 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 11.maddede görüşülerek karara bağlanmış ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir. …Davalı kooperatifi yönetim kurulunun 03/10/2019 tarih ve 42 nolu kararıyla; kooperatif ana sözleşmesinin 10.maddesinde yer alan “… sitesinde konut maliki olmak” koşulunu yitiren ortakların tapu kayıtlarının tetkiki ile tespit edildiği belirtilerek, liste halinde belirtilen davacı dahil 26 ortağın, ana sözleşmenin 14.maddesi uyarınca ortaklıktan çıkartılmalarına karar verilmiştir. Bu karar davacıya Kadıköy … Noterliğinin 30/10/2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesiyle 06/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, dava 1163 Sayılı Kanunun 16/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içinde dava açılmıştır. Anasözleşme değişikliğinin yok hükmünde olduğu iddiası; Davacı vekili tarafından ana sözleşmenin 10.maddesinin değişikliğine ilişkin alınan kararın yeterli çoğunluk sağlanmadan alındığı için yok hükmünde olduğu iddia edilmiştir. …”Genel kurul kararlarının oluşması için yasanın öngördüğü koşulların hiçbirisi yoksa veya karar içeriği ve esasa ilişkin ögeleri yönünden kamu düzeni, yasanın koruyucu kurallarına veya ahlak ve adaba aykırı yada konusu imkansız ise mutlak butlanla batıldır ve yok hükmündedir. Bu tür kararlar baştan beri hükümsüzdür. Sonradan geçerli duruma getirilemez. Her ilgili süreye bağlı olmadan geçersizliğin tespiti isteyebilir… Batıl genel kurul kararları baştan itibaren hüküm doğurmazlar ve daha sonra sağlığa kavuşturulamazlar; mahkemece re’sen dikkate alınırlar; bir davada itiraz olarak ileri sürülebilecekleri gibi süreye bağlı olmaksızın bir tespit davasının konusunu da oluşturabilirler… (Kooperatifler Hukuku, Mahmut Coşkun, sayfa 741, 742, 743, 744).” Yukarıda yer verilen açıklamalar ve yasal düzenlemeler dikkate alındığında; anasözleşmede değişiklik yapılmasına ilişkin kararın yasada ve ana sözleşmede belirtilen çoğunluk ile alınması gerektiği emredici bir hükümdür. Emredici hükme aykırı olarak alınan kararlar ise baştan itibaren hükümsüz oldukları için herhangi bir süreye tabi olmaksızın ileri sürülebilirler. Yine bu nitelikte kararların yok hükmünde olduğunun tespiti yönünde dava açılabileceği gibi ayrı bir dava açılmaksızın mevcut bir davada itiraz olarak ileri sürülmesi de mümkündür. Nitekim eldeki dava ihraç kararının iptali istemine ilişkin olmasına rağmen davacı tarafça ayrıca anasözleşmede değişiklik yapılmasına ilişkin kararın yok hükmünde olduğu ileri sürülmüştür. Ancak mahkemece bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. İhraç kararının usulü yönünden inceleme; Anasözleşme değişikliğine ilişkin kararın yok hükmünde olmadığının tespiti halinde ise ihraç kararının usulüne uygun olup olmadığı değerlendirilmelidir. …Somut dosya kapsamında emsal ilamlarda da ifade edildiği gibi ortaklık şartlarını yitiren davacı ortağa, ortaklık koşullarını sağlaması yönünde makul süre verilerek aksi halde ortaklıktan ihraç edileceği uyarısını içeren ihtarname gönderilmesi, uyarının gereği yerine getirilmediği takdirde ihracına karar verilmesi gerektiği hususu mahkemece nazara alınmalıdır. Sonuç olarak; yukarıda açıklanan esaslar dairesinde inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesine uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına…” karar verilmiştir. Kaldırma kararının ardından mahkemenin 29/09/2022 tarihli 2022/327 E. 2022/721 K. sayılı kararı ile; “…İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilamı uyarınca mahkememizce taraf vekillerine 06/05/2022 tarihli ihtarda bulunulmuş, ihtara karşı; Davalı … İşletme Kooperatif Vekili tarafından 23/05/2022 tarihli beyan dilekçesinde; ihraç işleminden evvel davacılar … ve …’e ihraç edileceklerine dair bir ihtarname gönderilmediğini, bildirmiştir. …Somut dosya kapsamında davacı ortağa, ortaklık koşullarını sağlaması yönünde makul süre verilip aksi halde ortaklıktan ihraç edileceği uyarısını içeren ihtarname gönderilmediği davalı kooperatif vekilinin 23/05/2022 tarihli beyanı ile tespit edilmiş olmakla davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Ana Sözleşmenin herhangi bir maddesinde ihraç edilecek olan ortağa, ortaklık koşullarını sağlaması yönünde makul süre verilip aksi halde ortaklıktan ihraç edileceği uyarısını içeren ihtarname gönderilmesi gerektiğine dair bir düzenlemenin olmadığını, somut olayda davacıların ortaklık koşullarını yeniden sağlama yönünde bir iradelerinin de bulunmadığını beyan ederek kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Davalı … İşletme Kooperatifi’nin ana sözleşmesinin 10.maddesi “Kooperatife ortak olabilmek için; 1-Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip gerçek kişi veya 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 9. maddesinde sayılan tüzel kişilerden olmak. 2-Ordu mensubu (subay, askeri memur ve emeklileri dul ve yetimleri ile ordu’da görevli sivil memur ve müstahdemleri) olmak.” şeklinde iken, “3-… sitesinde konut maliki olmak.” maddesi eklenmiştir. Ana sözleşmenin 14.maddesinde ise; “Durumları aşağıda gösterilen hallere uyanlar yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılır. 1- l0.maddede yazılı ortaklık şartlarını kaybedenler,… Çıkartma kararı gerekçeli olarak yönetim kurulu karar defteri ile ortaklar defterine kaydedilir. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere tevdi edilir. Ortak, çıkarma kararının tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir veya genel kurula itiraz edebilir. Bu itiraz ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine iptal davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı iptal davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarma kararları kesinleşir,” şeklinde düzenlenmiştir. … İşletme Kooperatifi ana sözleşmesinin 10.maddesinde yapılan değişiklik (“3-… sitesinde konut maliki olmak.” şartının eklenmesi) 20/06/1993 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 11.maddede görüşülerek karara bağlanmış ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun, “ortaklıktan çıkarılma esasları ve itiraz” başlıklı 16.maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme,çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde,genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir.Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” düzenlemesi yer almaktadır. Yine kooperatif ana sözleşmesinin 14.maddesine de yukarıda yer verilmiştir. Davalı kooperatifi yönetim kurulunun 03/10/2019 tarih ve 42 nolu kararıyla; kooperatif ana sözleşmesinin 10.maddesinde yer alan “… sitesinde konut maliki olmak” koşulunu yitiren ortakların tapu kayıtlarının tetkiki ile tespit edildiği belirtilerek, liste halinde belirtilen davacı dahil 26 ortağın, ana sözleşmenin 14.maddesi uyarınca ortaklıktan çıkartılmalarına karar verilmiştir. Bu karar davacıya Kadıköy … Noterliğinin 30/10/2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesiyle 06/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, dava 1163 Sayılı Kanunun 16/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içinde dava açılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/04/2010 tarih ve 16-149 E, 212 K sayılı ilamında; “Uyuşmazlık; taşıma kooperatiflerinde, üyelik şartlarını taşımayan üyelerin ihracına karar verilebilmesi için, ihtarla üyelik şartını yerine getirmek üzere makul bir süre verilmesine gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Kooperatif ana sözleşmesinin ortaklık şartlarını belirten 10 ncu maddesinde, kooperatife ortak olabilme şartları arasında araç sahibi olma şartı da gösterilmiştir.Davalı kooperatif yönetim kurulu, davacının taşımacılık yapacak aracı bulunmadığı gerekçesiyle ihraç kararı vermiştir. Oysa, dosya içerisinde bulunan Denizli Emniyet Müdürlüğü’nün 02/01/2008 tarihli yazısında, davacı adına ihraç tarihi itibariyle … plaka nolu minibüs kaydı olduğu bildirilmiştir. Diğer yandan, kooperatif ana sözleşmesinin ortaklık şartlarını belirten 10 ncu maddesinde, kooperatife ortak olabilme şartları arasında araç sahibi olma şartı da gösterilmiş ise de, aracın yitirilmesi, hemen üyenin ortaklık sıfatını yitirmesi sonucunu doğuracak bir neden olarak kabul edilemez. Ortağın yeniden araç sahibi olma veya ortaklığı devir etme ihtimali mümkün bulunduğundan, bu konuda ortağa makul bir süre içerisinde araç sahibi olması yönünden en az bir defa ihtar yapılması ve bu şartı yerine getirmediği takdirde ihraç edilmesi gerekir. Bu uygulamanın hayatın olağan akışına, iyi niyet kurallarına ve kooperatifin amacına uygun olacağı açıktır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin davacının ihracına karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde karar verilmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 01/04/2021 tarihli 2021/796 E. 2021/1359 K. sayılı ilamında; “…Dava, kooperatif ortaklığından çıkarma kararının iptali istemine ilişkindir. Somut olayda davalı kooperatif anasözleşmesinin 10. maddesinde site dahilinde konut maliki, oturma hakkı sahibi, genel hizmet tesislerinden birinin maliki veya kiracısı olmak koşulunu gerçekleştirmesi için makul süre ve aksi halde üyelikten ihraç edileceği uyarısını içeren ihtarname gönderilmesi, uyarının gereği yerine getirilmediği takdirde ihracına karar verilmesi gerekir. Davacıya anılan ihtarnamenin gönderilmediği anlaşılmıştır. Anasözleşmede ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda anılan ortaklık koşulunu kaybedenler için ihraç öncesinde ihtar gönderilmesi öngörülmemiş ise de, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesinde parasal yükümlülükleri için ihraç öncesinde aranan uygun süre verilmesi koşulunun da, kıyasen uygulanması gerekir. Bu uygulamanın YHGK’nın 27/04/2010 tarih ve 16-149 E, 212 K sayılı ilamında da açıklandığı üzere, hayatın olağan akışına, iyiniyet kurallarına ve kooperatifin amacına uygun olduğunun kabulü gerekir. Davalının kooperatiften elde ettiği bağımsız bölümü satmasının üyeliğini devrettiği anlamına gelmeyeceği, davalının bu konuda açık bir beyanının da bulunamamasına ve yukarıda belirtilen ihtarların davalıya gönderildiğinin iddia edilmemesine göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi doğru olmamış…” denilerek davanın reddi yönünde verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece, Dairemizin kaldırma kararında ayrıntılı olarak açıklanan anasözleşme değişikliğinin yok hükmünde olduğu iddiası yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış ise de; “… sitesinde konut maliki olmak” koşulunu yitiren davacılara üyelik koşullarını sağlanmaları için makul süre verilerek aksi takdirde haklarında ihraç kararı verileceğine dair ihtarname gönderilmediği tespit edilmekle, emsal kararlarda açıklandığı gibi bu usul uygulanmaksızın doğrudan ihraç kararı verilmesi iyiniyet kurallarına aykırı olduğundan davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan açıklamalar uyarınca ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup re’sen yapılan incelemede kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/07/2023