Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1033
KARAR NO: 2023/978
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/340
ARA KARAR TARİHİ: 11/04/2023
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekilinin talep dilekçesinde özetle; zararı meydana getirdiği belirtilen olayın, davacının sigortalısı …’nin üst katında yer alan …’nin forklift ile yükleme yaptığı sırada meydana geldiğini, zararda davalının kusurlu olduğunu ve davalının hakimiyet alanında meydana geldiğini, 10/04/2021 tarihi saat 04:00 sıralarında davacının sigortalısı …’nin üst katında yer alan … tabela unvanlı kumaş yıkama ve boyama firmasından forklift vasıtasıyla metal sepetlerin taşındığını ve taşıma esnasında yapılan yükleme/depolama faaliyeti sırasında yangın vanasına darbenin gerçekleştiğini, bu hasarın oluşumunda tedbirsiz ve kusurlu davranışın olabileceğini, darbeye neden olanın ise taşıma işlemi faaliyeti olduğunu, önceden de üst kattan su sızıntısı geldiğini ve davalının yöneticileri ile bu konuda da bilgilendirme yapıldığını, davalı şirketin kırılan duvarı sadece tuğla koyarak kapattığını ve sıva yapmadığını, depo üstünden geçtiği belirtilen su borusunun kurdele ile yangın borusuna bağlandığını, bu durumun zarara sebebiyet verebileceğinin davacı sigorta şirketi tarafından ihtarname ile konut sahibine bildirildiğini ancak hasarın giderilmediğini ve bu nedenle davaya konu zararın oluştuğunu, davacı sigorta şirketinin, sigortalısına hasar tazminatı olarak 1.399.455,36 TL ödemek durumunda kaldığını, davacı sigorta şirketinin, sigortalısının haklarına halef olması sebebiyle Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü nezdinde … E. icra takibi ile alacağını tahsil etmeye çalıştığını, … takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, arabuluculukta anlaşamadıklarını, davalının mal kaçırma olasılığına karşılık, davacının alacaklarının güvence altına alınması için ihtiyati haciz talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece 14.04.2023 tarihli ara karar ile ”… 10/04/2021 tarihinde İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, … Mah. … sokak no:… adresinde, davacı sigortacının, sigortalı işletmenin deposunda, üst kat komşusu konumlu işletmede meydana gelen su/sel baskını nedeni ile sigortalının deposunda bulunan konfeksiyon ürünlerinin hasarlandığı ve su/sel baskınının davalı iş yerinde forklift vasıtasıyla metal sepetlerin taşınmazın ve yüklenmesi sırasından yangın vanasının darbe alması ile gerçekleştiğine ilişkin dava dilekçesine ekli 03/05/2021 tarihli makine mühendisi raporu sunulmuş ise de kusur oranı ile zarar ve değerin alınacak bilirkişi heyet raporu ile belirleneceği, davalının icra takip dosyasına sunmuş olduğu itirazları ile alacağın varlığı miktarı ve muaccel olup olmadığının da tespiti gerektiğinden ve yaklaşık ispat koşulunun varlığına da kanaat oluşturacak bir durumun bulunmadığı, 2004 Sayılı İİK 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine” dair karar verilmiştir. Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının hiçbir önlem almayarak hasarın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, uyarılara rağmen üst katın su tesisatında zarara sebep olabileceği bildirilen hasar giderilmediği ve sigorta şirketinin sigortalısının deposundaki ürünlerde davaya konu işbu zarar meydana geldiği, sigorta şirketi sigortalısına hasar tazminatı olarak 1.399.455,36 TL ödemek durumunda kalındığı, 10.04.2021 tarihinde meydana gelen zarara ilişkin alınan13.04.2021 tarihli ön ekspertiz raporu, 09.05.2021 tarih ve ve 20.04.2021 tarihli eksper raporu, 03.05.2021 tarihli adli bilirkişi raporu nazara alındığında davalının zararı kendi ağır kusuru ile meydana getirdiğinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık olduğu, dosyaya sunulan bilirkişi raporları ile yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı belirtilmiştir. Uyuşmazlık, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır.İİK’nin 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nin 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delileri göstermesi yeterli kabul edilmektedir.Somut olayda, davacı … Sigorta A.Ş.’nin … numaralı poliçe nezdinde sigortalısı … Tic A.Ş.’ye davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin verdiği iddia olunan zarar nedeni ile davacı sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısına yaptığı ödemeye ilişkin başlatılan Büyükçekmece … İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi talepli açılan davada, hasar tazminatı olarak ödenen 1.399.455,36 TL tazminatla ilgili olarak davalının mal kaçırma olasılığına karşılık, davacının alacaklarının güvence altına alınması için ihtiyati haciz talep ettiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesine ekli olarak, sel/su hasarına ilişkin … numaralı hasar dosyası, servis formu, mail yazışmaları ve arabuluculuk tutanağı sunulmuştur. Somut olayda, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen sigorta poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen davalıdan tazmini istemine ilişkin davada, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödediği bedelin davalılardan kusuruna karşılık gelen miktar uyarınca tazmininin gerekeceği açıktır. Bu aşamada dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde tarafların kusur durum ve oranının belirlenmediği, bu aşamada yaklaşık ispatın sağlanmadığı anlaşılmakla, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. İş bu nedenle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 492,00 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının hazineye GELİR KAYDINA,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/06/2023